Kapat
Üye Girişi
Motovento
Motomax

Aküler

    REKLAM ALANI
  1. #1
    ZaferYangin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    02 Ocak 2004
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Motosiklet, doga, Scuba, Kamp, Trekking vs.
    Bir çoğumuzun zaman zaman akülerimizle sorunları oluyor. Hele ki önümüz kış, akü problemleri daha da sıklaşacak. İstedim ki, bu problemlere hazırlıklı olalım. Araştırdım, karıştırdım ve aküler ile ilgili birçok doküman buldum. Bunlarla benim bilgileri harmanlayınca aşağıdaki yazı ortaya çıktı.

    Akü, 1800’de Alessandra VOLTA adında bir İtalyan’ın, gümüş ve bakır disklerinden tuzlu suda ilk kez doğrudan akım elde etmesiyle varlığını başlatmıştır. Daha sonrasında 1859 yılında Gaston PLANTE, saf kurşun yapraklarından ilk aküyü üretir. Ancak kullanım şarj/deşarj verimsizliği nedeniyle çok sınırlıdır. 1881 yılına geldiğimizde FAURE, akü plakalarını kurşun birleştiricileriyle sıvayarak "hamurlu plakayı" keşfeder ancak hamur plakasındaki yapışma özelliği zayıftır.

    1881-1890 tarihleri arasında birçok bilim adamı kurşun plaka yerine, pastayı daha iyi tutup destekleyecek ızgara üzerine çalışır. Bunların arasında SELLON ilk antimuanlı kurşunu kullanan, CORRENS'de 1888'de özel çiftli ızgarayı oluşturan kişilerdir.

    1900’lü yıllar, akü sanayisinin başlangıç yıllarıdır. O tarihe kadar ilk aküler STASYONER uygulamalarda kullanıldı.

    Peki akü nedir? Diye soracak olursanız, Akü, enerjiyi kimyasal konumda depolayan elektro kimyasal bir cihazdır. Bir elektrik devresiyle bağlantı kurulduğunda, kimyasal enerji, elektrik enerjisine dönüşür. Bütün aküler yapısal olarak birbirine benzer ve bir grup elektro kimyasal hücreden oluşur. Her hücre bir pozitif, bir negatif elektrot ve bir ayıraçtan (seperatörden) oluşur, cümlelerini söyleyebilirim size.

    Akü Deşarj edilirken iki elektrotun içinde bulunan farklı materyaller arasında elektro kimyasal bir değişim meydana gelir.Elektronlar pozitif ve negatif elektrotlar arasında hareket ederken bir dış devreyi de faaliyete geçirir (Farlar, marş motoru vs.)

    Enerjiyi depolamak için farklı materyaller kullanılabilir ve aküler genellikle o akünün yapısında aktif olarak kullanılan materyalle tanımlanırlar. (Nikel/kadmiyum, nikel/demir veya lityum/demir.)

    Diğer akülerse, elektrotlarda bulunan diğer tip materyallerle ve kullanılan elektrolit tipine göre adlandırılırlar. En yaygın olanları kurşun asit aküleridir.
    Kullanılan aktif materyal, hücrelerin voltajını belirler ve hücrelerin sayısı da akünün toplam voltajını belirler.

    Bir kurşun asit akünün 2 V. civarında nominal voltajı vardır. Bir çok araba aküsü bu tip 6 hücreden oluşmaktadır. Bu yüzden 12 V. luk bir voltaja sahiptirler.

    Akünün içinde nasıl oluyor da elektrik akımı oluşuyor? Hatırlarsanız Lise yıllarında bu bilgileri Fizik dersinde okumuştuk. Hatta ben laboratuar’da basit bir akü de yapmıştım. İşte oradan kalan bilgilerimize göre, akü deşarj edildiğinde her iki elektrottaki aktif maddelerde elektro-kimyasal bir değişim olur. Çok basit anlamda, negatif elektrottaki madde oksijenle tepkimeye girerek elektronlarını serbest bırakır, yani daha negatif bir konuma gelir. (Anot reaksiyonu). Aynı zamanda pozitif elektrottaki madde azalır ve elektrot daha da pozitifleşir (Katot reaksiyonu) Elektronlar pozitif ve negatif kutupları birleştiren bir dış devre aracılığıyla elektrotlar arasında dolaşır. Bu sayede elektrik akımı oluşmuş olur.

    Akülerin farklı tipleri de mevcuttur günümüzde. Geleneksel açık aküler (Conventional ); elektrolit ile doldurulabilir. Bakım gerektirmeyen aküler (Maintanance-free); doldurulamaz Yeniden bileşim aküleri (Recombinations); doldurma gerektirmez, çünkü aküde bulunan hidrojen ve oksijen gazları birleşerek suya dönüşürler.

    Günümüz sürücüleri, bir aküden neler bekliyor?

    · Motor çalıştırılırken her defasında yüksek akım vermelidir.

    · Bir kaç çalıştırma girişiminden sonradaki çabucak çalıştırma yapabilmektedir.

    · Bir çok marş motoru ve marş motor devri ile uyum sağlamalıdır.

    · Çok sıcak ve çok soğuk iklim koşullarında çalışmalıdır.

    · Çok büyük ve ağır olmamalıdır.

    · Motosiklet sürücüleri için uygun ebatlarda seçenekler olmalı,

    · Küçük yerlere rahatça monte edilebilmelidir.

    · Titremeye, darbeye ve sarsıntıya karşı dayanıklı olmalıdır.

    · Büyük çarpmalardan sonra dahi kırılmamalı ve akıntıya sebebiyet vermemelidir.

    · Kullanımı ve şarjı kolay ve güvenli olmalıdır.

    · Modern arabaların elektronik sistemlerinin verimli olarak kullanımı için gerekli olan enerji açıklığını doyuracak bir özelliğe sahip olmalıdır.

    · Yavaşça kendini şarj etmelidir, yüksek rezerv kapasiteli ve uzun ömürlü olmalıdır.

    · Tekrar şarj edilmesi kolay ve çabuk olmalıdır.

    · Farklı şekillerde monte edilmesi mümkün olmalıdır.

    · Bakım gerekmemelidir.

    Akülerin, soğuk ile hiç arası iyi değildir. Soğuk havalarda akülere neler olduğu konusunda bir çok yanlış kanı mevcuttur. İnsanlar genellikle aküler düşük ısılarda, soğuk havalarda kapasitelerini kaybetmezler diye düşünürler. Ama bu genellikle yanlıştır, kaybederler. Hem de enerji sağlama yetenekleri azalır.
    Derece düştükçe aküdeki kimyasal reaksiyon yavaşlar. -10C°' den sonra her derece ısı düşüşünde kimyasal reaksiyon süresi ikiye katlanır. Bu yağın soğuk havadaki özelliğiyle kıyaslanabilir. Derece düştükçe yağ akışkanlığını kaybetmeye başlar.

    Kimyasal terminolojide kurşun plakaların içinde durduğu asit , kurşun plakalara doğru kurşun sülfat olmak için içindeki sülfürü harekete geçirir ve bu hareket tekrarlanır, işte belirtilen bu hareket soğuk havalarda oldukça yavaşlar. Soğuk havada rezistans yükseldiğinden, aküden alınan akımın voltajı düşer.
    Bu yüzdendir ki, kışa girmeden, akü bakımımızı mutlaka yaptırmamızda fayda var. Uzun süreli motorlarımızı bağlayacaksak, akülerimizi söküp, oda sıcaklığında muhafaza etmemizde de fayda var.

    Akülerin çok sıcakla da arası iyi değildir. Akünün gücü ısı ile temas halinde olduğu zaman da azalır (aküler fonksiyonlarını en iyi + 10C° ile +30C° arasında gösterirler)

    Akünün gücünde aşırı ısıdan dolayı meydana gelen azalma, aküyü soğuk havada kullanmadan anlaşılmaz. Bunun sebebi akünün yüksek ısıda kullanıldığında ortaya çıkan aşınmadır. Sorun, kimyasal reaksiyonun yüksek derecelerde daha hızlanmasıdır. Akü daha çabuk enerji üretir, bu da elektrotlardaki aşınmanın artması demektir. Buna ilaveten gaz oranı yükselir. Su buharlaşır ve aşınmayı daha da hızlandıran asit daha çok yoğunlaşır.
    Isı sorunu, sadece aracın sıcak iklimde kullanılmasında ortaya çıkmaz. Eğer akü bir ısı kaynağının yanına veya sıcak bir bölüme konulursa akünün ömrü belirgin bir şekilde kısalır. Bu sebepten ötürü, akü sıcak bir ortamda kullanılacağı zaman ısıdan korumak için levhalar kullanılır.

    Her zaman sorun yaşamışızdır akülerimizin şarjı ile ilgili. Bir kurşun asit aküsü dışardan bir güç kaynağıyla şarj edildiğinde deşarj süresi oluştuğu gibi, elektrotlar zıt yöne giderler. Bunun oluşması için dış güç kaynağının aküden daha çok enerji üretmesi gerekmektedir. Her kurşun asit ünitesi takriben 2V üretir. Bu da şarjın amacına göre 12 V' luk bir araç aküsü için her üniteye 2.2-2.4 V ya da toplam 13.2-14.4 V verilmesi anlamına gelir.

    Bir marş aküsü genellikle aracın kendi jeneratörü tarafında şarj edilir. Fakat hepimizin de bildiği gibi akü herhangi bir nedenle boşalmış olabilir. Yani bir akünün doldurma cihazına ihtiyaç duyduğu an gelmiştir.

    Aküyü şarj etmek için, güvenilir bir şarj cihazı gereklidir ve bu cihaz mutlaka voltaj regülatörü olmalıdır.

    Akünün normal araç jeneratörü ile dolma süresi için zamanında bir ilgili ve bilgili kişi bana, (otomobil için söylüyorum) “son vites ile 90 km/h sabit hızla gittiğinde 60 km de akün tam olarak dolmaktadır” demişti. Şimdi baktığımızda mantıklı bir söylem ki kişinin bilgisine de sonsuz güvenirim. Mantığını bulmaya çalışırsak:

    Aracımız ki bu motosiklet veya otomobil farketmez, son viteste 90 km/h ile giderken, devir saatine baktığımızda ortalama max. torkunu aldığı noktalarda seyreder. Yani bu devir noktası, şarj dinamosunun da max verim verdiği noktadır. Yani yukarıda belirttiğimiz 13.2 – 14.4 V aralığı. Bu halde 60 km boyunca 90 Km/h ile giden bir araç da, bu mesafeyi 40 dk. lık bir sürede alacaktır. Ben bunu denedim. Şöyle ki, aracımızın max. Torkunu verdiği bu devirlerde, şarj dinamosundan çıkan akımı ölçtüm ve gördüm ki, 14.4 V a kadar çıkan bir akım var. Boş bir akü ile yola çıktığımda (akü sadece kısa devre yüzünden boşaltılmışdı. Arızalı bir akü için bu geçerli olmaz.) TEM otoyolunda ortalama 60 km yol alıp daha sonrasında akünün durumunu ölçtüğümde bana 12 V gibi bir değer verdi. Bu da bu savın doğruluğunu kanıtladı.

    Burada dikkat edeceğimiz bir nokta var ki, şarj dinamosunun, sağlam bir aküyü doldurma süresi bu kadardır. Bozuk bir akü ile bu süre uzar ve dolmama ihtimali de yüksek olur.

    Bunun dışında, akünüzün dışarıda bir başka şarj cihazı ile doldurulma durumu da var. Ancak burda dikkat edilmesi gereken nokta, bu cihazların uygunluğudur. Piyasada basit ve çok ucuza satılan cihazlar, hem akünüzün ömrünü, hem de sizin can güvenliğinizi hiçe sayabilir.

    Aşırı yükleme, akünün belirtilen noktanın üzerinde şarj edilmesi ile ortaya çıkan yaygın bir hatadır.

    Geleneksel akülerde aşırı yükleme hidrojen ve oksijenin birikmesine ve uçup gitmesine sebep olur. Bu gazlar patlayıcı oksi-hidrojen karışımı halini alırlar. Bu yüzden bu işlem daima iyi havalandırılmış yerlerde yapılmalıdır. Aküde gaz oluşurken, dereceyi düşüren ve yoğunluğu arttıran elektrolitten su buharlaşır. Açıkta kalan elektrotlar hasar vermeye meyillidir. Aşırı yüklemede meydana gelen su kaybını tamamlamak için akülere arıtılmış su konulur.

    Peki akümüze nasıl bakım yapacağız? Bunu için, kullandığınız akü çeşidine göre,

    · Su seviyesini sürekli kontrol ederek, hiç bir zaman plaka seviyesinin altına düşmesine izin vermeyin.

    · Yaz aylarında su daha sık azalacağından kontrolleri sıklaştırın.

    · Akünüzü kısa devreden koruyun, üzerlerinde metal bir şey unutarak, kutup başlarının birbiri ile temasından kaçının..

    · Akünüzün en büyük düşmanlarından biri, ani sıcaklık, ani soğuk ve ateştir. Bunlar, akünüzün patlamasına bile sebep olabilir.

    · Akünüzü, aracınızın üzerinde çok düzgün sabitlemelisiniz. Bu sayede sarsıntılardan etkilenmeyecektir.

    · Akü gözlerindeki tapaların havalandırma delikleri açık olmalı.

    · Akünüzün kutup başlarını oksitten korumak için, gres veya vazelin ile kaplayın. Eğer okside olmuş iseler, tel bir fırça ile güzelce temizleyip, sonrasında gres veya vazelin kullanın.

    · Yağ ve yakıtın bulaşmamasına dikkat edin.

    · Akünüzü bağlarken dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta, önce pozitif (+), sonra negatif (-) ucu takmaktır. Sökerken ise bu işlemin tersi yapmaya özen gösterin.

    · Su ilave edilirken akü üzerinde bulunan seviyelere dikkat edin.

    · Dolu (asidi veya suyu olan) aküyü şarjsız bırakmamaya özen gösterin.

    · Şarj olurken çıkardığı gazlar insan sağlığı için tehlikelidir. Mümkünse bu bölgede durmayın.

    Ambalajında kullanıma hazır halde bir akü satın aldığınızda akünün uzunca bir zamandan beri yattığını düşünüp akünüzün amperinin en fazla % 10’uyla şarj etmeniz faydalı olacaktır. Aynı şekilde yeni motor aldığınızda da, motorunuzun teslim edilmeden önce akünüzü mutlak suretle 1 gece şarj edilmesini sağlayın. Bu sayede akünüzün ömrü daha uzun olacaktır. Şarj edilmese de motorunuz çalışacaktır ancak kısa vadede akünüzün arıza verme riskini artıracaksınız. Eğer asidi konmamış bir akü satın almışsanız, akü yeni yani sıfırsa ilk defaya mahsus sadece özgül ağırlığı 1.285 olan saf sülfürik asit konur. Plakaların üzerini 10-15 mm geçinceye kadar asit doldurulduktan sonra akü en az iki saat dinlendirilir, bu süre akünüzün ömrünü arttıracaktır. Bu işlemden sonra bir kaç günde bir akü gözleri açılarak su (elektrolit) seviyesi kontrol edilmeli seviye düşmüşse sadece saf su ilave edilmelidir. artık bundan sonra asit konmaz.

    Yukarıda yazdıklarım, bakımsız (kuru) ve Jell Aküler için de geçerlidir. Her ne kadar bakımsız dense de, bu akülerin de bakıma ihtiyacı vardır. Su koymazsınız ama kutup başlarını temizlersiniz, yerini sabitlersiniz, gres veya vazelin ile kutup başlarını yağlarsınız. Yani yukarıda yazılanların birçoğunu yapmalısınız. Bu sayede akünüzün ömrü daha uzun olacaktır ve kışın sizi yolda bırakmayacaktır.

    Zafer Yangın
    yamyamaha bunu beğendi.
    Zafer Yangın


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2
    ledo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    07 Nisan 2005
    Şehir
    İstanbul/Suadiye
    Motosikleti
    Piaggio Beverly , Hyosung GV 650
    Kış aylarına girip, motosikletlerin garajlara kapatıldığı (benimkiler mesaiye devam ) bugünlerde, bu kıymetli yazının tekrar gündeme gelmesinde fayda var.

    Teşekkürler Zafer Yangın !
    Önemli olan, sadece yazarken veya konuşurken değil, hergün hayatı yaşarken adam olabilmektir.

  3. #3
    trenox - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    23 Haziran 2005
    Şehir
    burkinefoso
    Motosikleti
    var işte...
    faydalı bilgiler.
    paylaşım için saol
    Sözkonusu vatan ise gerisi teferruattır.

  4. #4

    Üyelik
    13 Ağustos 2007

    Aküler

    teşekkürler zafer bey,
    araştırmalarınızı dikkatle okudum.
    etkilendim...
    Bu interneti bu nedenle çok sevmeye başladım çünkü insan oğlunun ufku açılmaya başladı. yani kimse artık yaş tahtaya basmamaya başladı. Akümülatör olayı gerçekten önemli bir olaydır. aracımızın can damarıdır. o olmazsa olmazı, Akü konusunda bizimde ihmalkarlılık yapamamız gerekmektedir. bu nedenle sürekli bakım yapmalı üzerimize düşen sorumluk ne ise yapalım akü 2 yıl garantili, ama fabrikasyon hataya karşı 2 yıl garantilidir. araçtan veya bakımsızlıktan akü arıza verirse bu garantili anlamına gelmez. akü'de en kaliteli ve en hesaplı akü "Tunç Akü" dür. u marka çok tanınmamasına rağmen, türkiyenin her yerinde satış ve servis ağıi mevcut, birde benim tespitim, akülerin içerisinde bulunan kurşun ne kadar fazla olrsa akü o kadar sağlam olur. bu nedenle bazı markaları üşenmeden tartım. ve 60 ah akü'nün normalde 15,5 kg olması gerekmektedir. Tunç Akü15,7 kg geldi. Mutludan, İnci'dende ağır gedi. satıcıda söylemişti. kullananlarda söyledi. bu akü süpermiş. ama tanımıyoruz işte Akü Yiğit Akü fabrikasında üretiliyormuş. Yiğit Akü'de aynı ağırlıkta çıktı. yani aynı aküdür.anlıyacağınız. arıza oranıda %1 imiş.
    bence aracınız için Tunç akü'yü bir kere deneyin...
    ben lpg olayında da çok araştırdım. Pirins de karar kıldım. ve taktırdım çok memnunum.....çok araştırın
    paranız artık çok değerli bildiğinşz gibi, herşeye kanıpta paranızı çöpe atmayalım.
    www.tuncaku.tr.gg
    www.yigitbattery.com


  5. #5
    yamyamaha - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    23 Temmuz 2006
    Şehir
    manisa - izmir
    Motosikleti
    kymco Xciting500 geti gy 200 ( skygo ) & cbf 150
    Alıntı ZaferYangin adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Bir çoğumuzun zaman zaman akülerimizle sorunları oluyor. Hele ki önümüz kış, akü problemleri daha da sıklaşacak. İstedim ki, bu problemlere hazırlıklı olalım. Araştırdım, karıştırdım ve aküler ile ilgili birçok doküman buldum. Bunlarla benim bilgileri harmanlayınca aşağıdaki yazı ortaya çıktı.

    Akü, 1800’de Alessandra VOLTA adında bir İtalyan’ın, gümüş ve bakır disklerinden tuzlu suda ilk kez doğrudan akım elde etmesiyle varlığını başlatmıştır. Daha sonrasında 1859 yılında Gaston PLANTE, saf kurşun yapraklarından ilk aküyü üretir. Ancak kullanım şarj/deşarj verimsizliği nedeniyle çok sınırlıdır. 1881 yılına geldiğimizde FAURE, akü plakalarını kurşun birleştiricileriyle sıvayarak "hamurlu plakayı" keşfeder ancak hamur plakasındaki yapışma özelliği zayıftır.

    1881-1890 tarihleri arasında birçok bilim adamı kurşun plaka yerine, pastayı daha iyi tutup destekleyecek ızgara üzerine çalışır. Bunların arasında SELLON ilk antimuanlı kurşunu kullanan, CORRENS'de 1888'de özel çiftli ızgarayı oluşturan kişilerdir.

    1900’lü yıllar, akü sanayisinin başlangıç yıllarıdır. O tarihe kadar ilk aküler STASYONER uygulamalarda kullanıldı.

    Peki akü nedir? Diye soracak olursanız, Akü, enerjiyi kimyasal konumda depolayan elektro kimyasal bir cihazdır. Bir elektrik devresiyle bağlantı kurulduğunda, kimyasal enerji, elektrik enerjisine dönüşür. Bütün aküler yapısal olarak birbirine benzer ve bir grup elektro kimyasal hücreden oluşur. Her hücre bir pozitif, bir negatif elektrot ve bir ayıraçtan (seperatörden) oluşur, cümlelerini söyleyebilirim size.

    Akü Deşarj edilirken iki elektrotun içinde bulunan farklı materyaller arasında elektro kimyasal bir değişim meydana gelir.Elektronlar pozitif ve negatif elektrotlar arasında hareket ederken bir dış devreyi de faaliyete geçirir (Farlar, marş motoru vs.)

    Enerjiyi depolamak için farklı materyaller kullanılabilir ve aküler genellikle o akünün yapısında aktif olarak kullanılan materyalle tanımlanırlar. (Nikel/kadmiyum, nikel/demir veya lityum/demir.)

    Diğer akülerse, elektrotlarda bulunan diğer tip materyallerle ve kullanılan elektrolit tipine göre adlandırılırlar. En yaygın olanları kurşun asit aküleridir.
    Kullanılan aktif materyal, hücrelerin voltajını belirler ve hücrelerin sayısı da akünün toplam voltajını belirler.

    Bir kurşun asit akünün 2 V. civarında nominal voltajı vardır. Bir çok araba aküsü bu tip 6 hücreden oluşmaktadır. Bu yüzden 12 V. luk bir voltaja sahiptirler.

    Akünün içinde nasıl oluyor da elektrik akımı oluşuyor? Hatırlarsanız Lise yıllarında bu bilgileri Fizik dersinde okumuştuk. Hatta ben laboratuar’da basit bir akü de yapmıştım. İşte oradan kalan bilgilerimize göre, akü deşarj edildiğinde her iki elektrottaki aktif maddelerde elektro-kimyasal bir değişim olur. Çok basit anlamda, negatif elektrottaki madde oksijenle tepkimeye girerek elektronlarını serbest bırakır, yani daha negatif bir konuma gelir. (Anot reaksiyonu). Aynı zamanda pozitif elektrottaki madde azalır ve elektrot daha da pozitifleşir (Katot reaksiyonu) Elektronlar pozitif ve negatif kutupları birleştiren bir dış devre aracılığıyla elektrotlar arasında dolaşır. Bu sayede elektrik akımı oluşmuş olur.

    Akülerin farklı tipleri de mevcuttur günümüzde. Geleneksel açık aküler (Conventional ); elektrolit ile doldurulabilir. Bakım gerektirmeyen aküler (Maintanance-free); doldurulamaz Yeniden bileşim aküleri (Recombinations); doldurma gerektirmez, çünkü aküde bulunan hidrojen ve oksijen gazları birleşerek suya dönüşürler.

    Günümüz sürücüleri, bir aküden neler bekliyor?

    · Motor çalıştırılırken her defasında yüksek akım vermelidir.

    · Bir kaç çalıştırma girişiminden sonradaki çabucak çalıştırma yapabilmektedir.

    · Bir çok marş motoru ve marş motor devri ile uyum sağlamalıdır.

    · Çok sıcak ve çok soğuk iklim koşullarında çalışmalıdır.

    · Çok büyük ve ağır olmamalıdır.

    · Motosiklet sürücüleri için uygun ebatlarda seçenekler olmalı,

    · Küçük yerlere rahatça monte edilebilmelidir.

    · Titremeye, darbeye ve sarsıntıya karşı dayanıklı olmalıdır.

    · Büyük çarpmalardan sonra dahi kırılmamalı ve akıntıya sebebiyet vermemelidir.

    · Kullanımı ve şarjı kolay ve güvenli olmalıdır.

    · Modern arabaların elektronik sistemlerinin verimli olarak kullanımı için gerekli olan enerji açıklığını doyuracak bir özelliğe sahip olmalıdır.

    · Yavaşça kendini şarj etmelidir, yüksek rezerv kapasiteli ve uzun ömürlü olmalıdır.

    · Tekrar şarj edilmesi kolay ve çabuk olmalıdır.

    · Farklı şekillerde monte edilmesi mümkün olmalıdır.

    · Bakım gerekmemelidir.

    Akülerin, soğuk ile hiç arası iyi değildir. Soğuk havalarda akülere neler olduğu konusunda bir çok yanlış kanı mevcuttur. İnsanlar genellikle aküler düşük ısılarda, soğuk havalarda kapasitelerini kaybetmezler diye düşünürler. Ama bu genellikle yanlıştır, kaybederler. Hem de enerji sağlama yetenekleri azalır.
    Derece düştükçe aküdeki kimyasal reaksiyon yavaşlar. -10C°' den sonra her derece ısı düşüşünde kimyasal reaksiyon süresi ikiye katlanır. Bu yağın soğuk havadaki özelliğiyle kıyaslanabilir. Derece düştükçe yağ akışkanlığını kaybetmeye başlar.

    Kimyasal terminolojide kurşun plakaların içinde durduğu asit , kurşun plakalara doğru kurşun sülfat olmak için içindeki sülfürü harekete geçirir ve bu hareket tekrarlanır, işte belirtilen bu hareket soğuk havalarda oldukça yavaşlar. Soğuk havada rezistans yükseldiğinden, aküden alınan akımın voltajı düşer.
    Bu yüzdendir ki, kışa girmeden, akü bakımımızı mutlaka yaptırmamızda fayda var. Uzun süreli motorlarımızı bağlayacaksak, akülerimizi söküp, oda sıcaklığında muhafaza etmemizde de fayda var.

    Akülerin çok sıcakla da arası iyi değildir. Akünün gücü ısı ile temas halinde olduğu zaman da azalır (aküler fonksiyonlarını en iyi + 10C° ile +30C° arasında gösterirler)

    Akünün gücünde aşırı ısıdan dolayı meydana gelen azalma, aküyü soğuk havada kullanmadan anlaşılmaz. Bunun sebebi akünün yüksek ısıda kullanıldığında ortaya çıkan aşınmadır. Sorun, kimyasal reaksiyonun yüksek derecelerde daha hızlanmasıdır. Akü daha çabuk enerji üretir, bu da elektrotlardaki aşınmanın artması demektir. Buna ilaveten gaz oranı yükselir. Su buharlaşır ve aşınmayı daha da hızlandıran asit daha çok yoğunlaşır.
    Isı sorunu, sadece aracın sıcak iklimde kullanılmasında ortaya çıkmaz. Eğer akü bir ısı kaynağının yanına veya sıcak bir bölüme konulursa akünün ömrü belirgin bir şekilde kısalır. Bu sebepten ötürü, akü sıcak bir ortamda kullanılacağı zaman ısıdan korumak için levhalar kullanılır.

    Her zaman sorun yaşamışızdır akülerimizin şarjı ile ilgili. Bir kurşun asit aküsü dışardan bir güç kaynağıyla şarj edildiğinde deşarj süresi oluştuğu gibi, elektrotlar zıt yöne giderler. Bunun oluşması için dış güç kaynağının aküden daha çok enerji üretmesi gerekmektedir. Her kurşun asit ünitesi takriben 2V üretir. Bu da şarjın amacına göre 12 V' luk bir araç aküsü için her üniteye 2.2-2.4 V ya da toplam 13.2-14.4 V verilmesi anlamına gelir.

    Bir marş aküsü genellikle aracın kendi jeneratörü tarafında şarj edilir. Fakat hepimizin de bildiği gibi akü herhangi bir nedenle boşalmış olabilir. Yani bir akünün doldurma cihazına ihtiyaç duyduğu an gelmiştir.

    Aküyü şarj etmek için, güvenilir bir şarj cihazı gereklidir ve bu cihaz mutlaka voltaj regülatörü olmalıdır.

    Akünün normal araç jeneratörü ile dolma süresi için zamanında bir ilgili ve bilgili kişi bana, (otomobil için söylüyorum) “son vites ile 90 km/h sabit hızla gittiğinde 60 km de akün tam olarak dolmaktadır” demişti. Şimdi baktığımızda mantıklı bir söylem ki kişinin bilgisine de sonsuz güvenirim. Mantığını bulmaya çalışırsak:

    Aracımız ki bu motosiklet veya otomobil farketmez, son viteste 90 km/h ile giderken, devir saatine baktığımızda ortalama max. torkunu aldığı noktalarda seyreder. Yani bu devir noktası, şarj dinamosunun da max verim verdiği noktadır. Yani yukarıda belirttiğimiz 13.2 – 14.4 V aralığı. Bu halde 60 km boyunca 90 Km/h ile giden bir araç da, bu mesafeyi 40 dk. lık bir sürede alacaktır. Ben bunu denedim. Şöyle ki, aracımızın max. Torkunu verdiği bu devirlerde, şarj dinamosundan çıkan akımı ölçtüm ve gördüm ki, 14.4 V a kadar çıkan bir akım var. Boş bir akü ile yola çıktığımda (akü sadece kısa devre yüzünden boşaltılmışdı. Arızalı bir akü için bu geçerli olmaz.) TEM otoyolunda ortalama 60 km yol alıp daha sonrasında akünün durumunu ölçtüğümde bana 12 V gibi bir değer verdi. Bu da bu savın doğruluğunu kanıtladı.

    Burada dikkat edeceğimiz bir nokta var ki, şarj dinamosunun, sağlam bir aküyü doldurma süresi bu kadardır. Bozuk bir akü ile bu süre uzar ve dolmama ihtimali de yüksek olur.

    Bunun dışında, akünüzün dışarıda bir başka şarj cihazı ile doldurulma durumu da var. Ancak burda dikkat edilmesi gereken nokta, bu cihazların uygunluğudur. Piyasada basit ve çok ucuza satılan cihazlar, hem akünüzün ömrünü, hem de sizin can güvenliğinizi hiçe sayabilir.

    Aşırı yükleme, akünün belirtilen noktanın üzerinde şarj edilmesi ile ortaya çıkan yaygın bir hatadır.

    Geleneksel akülerde aşırı yükleme hidrojen ve oksijenin birikmesine ve uçup gitmesine sebep olur. Bu gazlar patlayıcı oksi-hidrojen karışımı halini alırlar. Bu yüzden bu işlem daima iyi havalandırılmış yerlerde yapılmalıdır. Aküde gaz oluşurken, dereceyi düşüren ve yoğunluğu arttıran elektrolitten su buharlaşır. Açıkta kalan elektrotlar hasar vermeye meyillidir. Aşırı yüklemede meydana gelen su kaybını tamamlamak için akülere arıtılmış su konulur.

    Peki akümüze nasıl bakım yapacağız? Bunu için, kullandığınız akü çeşidine göre,

    · Su seviyesini sürekli kontrol ederek, hiç bir zaman plaka seviyesinin altına düşmesine izin vermeyin.

    · Yaz aylarında su daha sık azalacağından kontrolleri sıklaştırın.

    · Akünüzü kısa devreden koruyun, üzerlerinde metal bir şey unutarak, kutup başlarının birbiri ile temasından kaçının..

    · Akünüzün en büyük düşmanlarından biri, ani sıcaklık, ani soğuk ve ateştir. Bunlar, akünüzün patlamasına bile sebep olabilir.

    · Akünüzü, aracınızın üzerinde çok düzgün sabitlemelisiniz. Bu sayede sarsıntılardan etkilenmeyecektir.

    · Akü gözlerindeki tapaların havalandırma delikleri açık olmalı.

    · Akünüzün kutup başlarını oksitten korumak için, gres veya vazelin ile kaplayın. Eğer okside olmuş iseler, tel bir fırça ile güzelce temizleyip, sonrasında gres veya vazelin kullanın.

    · Yağ ve yakıtın bulaşmamasına dikkat edin.

    · Akünüzü bağlarken dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta, önce pozitif (+), sonra negatif (-) ucu takmaktır. Sökerken ise bu işlemin tersi yapmaya özen gösterin.

    · Su ilave edilirken akü üzerinde bulunan seviyelere dikkat edin.

    · Dolu (asidi veya suyu olan) aküyü şarjsız bırakmamaya özen gösterin.

    · Şarj olurken çıkardığı gazlar insan sağlığı için tehlikelidir. Mümkünse bu bölgede durmayın.

    Ambalajında kullanıma hazır halde bir akü satın aldığınızda akünün uzunca bir zamandan beri yattığını düşünüp akünüzün amperinin en fazla % 10’uyla şarj etmeniz faydalı olacaktır. Aynı şekilde yeni motor aldığınızda da, motorunuzun teslim edilmeden önce akünüzü mutlak suretle 1 gece şarj edilmesini sağlayın. Bu sayede akünüzün ömrü daha uzun olacaktır. Şarj edilmese de motorunuz çalışacaktır ancak kısa vadede akünüzün arıza verme riskini artıracaksınız. Eğer asidi konmamış bir akü satın almışsanız, akü yeni yani sıfırsa ilk defaya mahsus sadece özgül ağırlığı 1.285 olan saf sülfürik asit konur. Plakaların üzerini 10-15 mm geçinceye kadar asit doldurulduktan sonra akü en az iki saat dinlendirilir, bu süre akünüzün ömrünü arttıracaktır. Bu işlemden sonra bir kaç günde bir akü gözleri açılarak su (elektrolit) seviyesi kontrol edilmeli seviye düşmüşse sadece saf su ilave edilmelidir. artık bundan sonra asit konmaz.

    Yukarıda yazdıklarım, bakımsız (kuru) ve Jell Aküler için de geçerlidir. Her ne kadar bakımsız dense de, bu akülerin de bakıma ihtiyacı vardır. Su koymazsınız ama kutup başlarını temizlersiniz, yerini sabitlersiniz, gres veya vazelin ile kutup başlarını yağlarsınız. Yani yukarıda yazılanların birçoğunu yapmalısınız. Bu sayede akünüzün ömrü daha uzun olacaktır ve kışın sizi yolda bırakmayacaktır.

    Zafer Yangın

    güzel bir konu. kış aylarına girerken bilgi tazeleme bakımından zafer arkadaşdan alıntı yaptım. paylaşımı için teşekürler.

  6. #6

    Üyelik
    01 Eylül 2008
    Şehir
    Antalya
    Motosikleti
    Kawa ZX636
    Güzel bilgiler konuyu hortlatana da konu sahibinede teşekkürler


Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)

Bu Konudaki Etiketler