nihayet ! bende düştüm.
sirkeciden feribotla harem e geliyorum. bir yaya yolcu yanıma yanaştı ve;
- abi güzel dimi bunlar.
- evet güzel.
- hondamı bu kaçlık bu motor.
- honda cbf 150 cc
- çok benzin yakar bunar.
-yok arkadaşım bunlar ekonomiktir.
- nasıl duruyosun bunun üstünde valla ben duramam.
- eğitim lazım.
- sen hiç düştünmü
- allah korusun ya... hiç düşmedim.
- ama birgün düşersin
- allah korusun ya.
- sen yinede dikkat et. bu alet düşçek gibi duruyo
- tövbe. tövbe.
kafamı çevirdim. adamda yanımdan uzaklaştı. hareme yanaşıyoruz. o sırada bir dalga ile önden yoğun bir şekilde su sıçradı. güzelde ıslandım. söylene söylene motoru kurulamaya çalıştım ama iskeleyede yanaştık. motoru çalıştırıp kalkış yapmamla arka tekerleği yanıma alıp yere düşmem bir oldu. aklıma gelen ilk şey adamı yakalamak. o sinirle yerden ayağa fırladım. fırlamamlada ayaklarımın kayıp tekrar yere çakılmam bir oldu. ben küfür kafir... ayağa kalkıyorum ayakta durmak ne mümkün. yer buz pateni pisti gibi. adamı göremedim bi daha.. ama ıslanan zeminin mazot kaplandığını farkettim. anladımki deniz kirliliğinin kurbanı olmuşum. aman feribotta sıçrayan suya dikkat . mazot veya yağ artıklarıyla zengin bir karışım halinde olabiliyor.