Sevgili arkadaşlar...
Tartışılan konu ile ilgili olarak çok yakın bi zamanda (cumartesi akşamı) başımızdan geçen bir olayı paylaşmak istedim. Belki yardımcı olur arkadaşların görüşlerini oluşturmasında...
Ben motora 250 lik Hyosung cruiserle başladım. epeyce kullandıktan sonra satıp FZ6 ya bindim bir süre. Şu an onuda battık ve motorsusuz. Ancak ayrı kalmalar hiç bir haftadan daha uzun sürmedi. Hyosung'dan Fazer a geçtiğimde, ilk gaz verip motoru kaldırmaya çalıştığım an aklıma geldi. Hyosung da kaldırmak için gazı epeyce açmam gerektiği için, Fazer da da aynı tekniği uygulamaya çalıştım. Sonuç ne oldu biliyormusunuz. Ben yerde, makine benden 5-6 m ilerde yerde. Tutamadım anlayacağınız.
Fazeri satılalı 5-6 gün oluyor. Cumartesi akşamı Ankara'dan Ophicornus (Derya) arkadaşla Ulusan Motor un önünde buluştuk. Onlar da dükkanı kapatmak üzere oldukları için, bi pastaneye oturalım dedik. Sağolsun Derya bize motorunu işaret edip hadi siz motoru alıp gelin dedi nişanlımla bana. Bilin bakalım ne oldu. EN500 ü kalrımadım ve olduğu yerde devirdim, başlangıç tarzım olan bi motor olmasına rağmen.
Uzun lafın kısası, her model ve tarz değişimi kendi sürüş tarzınını dayatıyor sanırım. Yani Seyhan daki 10.000 km Fazer'a, 600F e, 600RR a geçildiğinde havadır. Çünkü herşeyden önce tarz farklı, sürüş karakteri farklı vs. vs.
Bana öyle geliyorki sağlam olanı başlangıçta tarzımızı belirleyip, eğitimimizi alıp, aynı tarzda yavaş yavaş büyükmek makinelerimizi. Ki zevkimiz hiç azalmadan yaşayalım tutkumuzu. Anlatamadıklarım olabilir, sürc-i lisan ettikse affola...
Sevgiyle