Ben daha ufacıkken
İlkokula başlama vakti geldi çattı.
Okulda emekli olmadan önce
son grubunu almaya karar veren bir öğretmenin sınıfına düştüm.
Neyse kargacık burgacık çizgiler felan derken sınıfın büyük çoğunluğu
okumayı yazmayı söktü.
Ben hala yerimde sayıyordum.
Annem ve babam bizim çocuğun öğrenmesi biraz kıt diye endişelendiler,
öğretmenimle görüştüler.
Sağolsun öğretmenim merak etmemeleri gerektiği elinden geleni yapacağını söyledi.
Aradan zaman geçince sınıfın en gözde öğrencilerinden olmayı becerdim
elimi tutan öğretmenim sayesinde.
Bir fen bilgisi öğretmenim oldu ortaokulda.
Adam sert mi sert. Karşısında herkes titriyor.
Ama onun anlattıklarını dinleyince hayatımın en zevkli saatlerini geçirir oldum.
Bilime olan merakımı açlığa dönüştüren kişi o oldu.
Sonra liseye başladım.
Ergenliğin tepesindeyim ama hala içime kapanığım.
Müziğe fena ilgim var ama ailemde enstrüman eline almış kimse yok.
Türk müziğine olan ilgimi müzik hocam fark etti.
Sonra neden gerçekten ilgilenmiyorsun dedi.
Ben de ailemin enstrüman çalma konusundaki kesin yargılarını anlattım.
Hocamla aileme ufak bir üç kağıt yaptık.
Onun sayesinde bağlamama kavuştum.
Ailem müzikle uğraşmamın derslere zararı olmadığını
ve belki de en önemlisi artık kendini ifade eden bir genç olduğumu görmeleri sayesinde
bir daha hiç müzik konusunda olumsuz yaklaşım almadım.
Kardeşimin önünü de açmış olduk böylece o öğretmenimle.
Şimdi evimizde kardeşimle klasik ve elektrogitar, ney ve bağlamayla
Türk müziğine kendi çapımızda yorum getirmeye çalışıyoruz.
Lisede aşk internet kafede Age of Empires, Battel Field, Star Craft derken
bir dönem derslerim fena geriledi.
Fizik (lisede namusumdu) 3 düşecekti.
Ama fizik hocam (ikinci annem) beni kenara çekti
sana 5 vereceğim ama önümüzdeki sene üç ayı iyi değerlendirip
yeni konulara başladığımızda adam gibi hazırlanıp gelmemiş olursan
seni mahvederim dedi (o meleği kıramaz insan)
Ben de üç ayda kaç fizik kitabı bitirdim
yeni konuları kendim nasıl öğrendim bilmiyorum
ama o sene başladığında artık hocam tahtada yazdığı soruya
nokta koymadan ben cevap verir olmuştum.
Aslında daha bahsedebileceğim çok hoca var ama fazla uzatmak istemiyorum.
Ayrıca üniversitedeki hocalarımdan da bahsetmek isterdim ama ana konuyu kaçıracağım.
Hayatımda pek çok kırılma noktası yaşadım.
Burada en büyüklerini anlatmak istedim.
Eğer o zamanlarda yolumu çizerken beni doğru yönlendiren hocalarım olmasa
kim bilir nasıl bir konumda olurdum...
Ama daha iyi olamayacağım kesin...
Hepsinden Allah razı olsun.
Biliyorum ki ben yaşadıkça onların bendeki emekleri sayesinde
her işlediğim hayır onların da hanesine yazılacak
Ve ben onlara layık olmak için elimden geleni yapacağım.
Şu an iki aydır çalışıyorum Van Başkale'de
İmkansızlıklar içinde milletime hizmet etmeye çalışıyorum
Ama burada bana en çok heves veren;
Köylerde aşıya çıktığımızda gördüğüm öğretmen arkadaşlardır.
Onlar eğer bu imkansızlıklar içinde hala ellerinden geleni yapıyorsa
o vakit benim de ağlayıp sızlamaya hakkım yoktur diyorum.
İçimi en çok acıtan noktalardan birisi
Öğretmenlik maalesef bizim gençliğimizdeki gibi saygı görmüyor.
İşin kötüsü aynı eleştiriyi büyüklerim de bizim için söylerdi.
İlk okula başlarken eti senin kemiği benim diye yazdırmıştı babam
Ama şimdi öğretmenlere not sebebiyle saldıran mı dersin
yoksa neden yan baktın deyip bıçak çeken mi...
İkincisi
Öğretmenlerin geçim sıkıntısı çekmesi
ve bu sıkıntı içinde dersanelerin ucuz işçisi konumuna getirilmesi...
Bu endişeler içindeki öğretmenlerin tüm çabaları tembel ve beleşçi insanımıza ders olmalı...
Ve öğretmenlerin hak ettikleri saygı tekrar kendilerine iade edilmeli.
Lafı çok uzattım biliyorum
uzattım çünkü
MT Öğretmen tayfasını başka türlü kutlama şansım yokken
en azından kuru iki sözle geçiştirmek istemedim.
son olarak
Her ne kadar pişman olduğum nokta hariç diğer tüm fikirlerimin arkasında olsam da
geçen gazze ile ilgili açılmış tartışmada
kendisini hiç tanımadan
kötü öğretmen hatıralarımla bir tuttuğum
Öğretmen arkadaştan (RunemagicK) özür dilerim.
Tüm samimi içten duygularımla
MT öğretmenlerinin gününü kutlarım...
(Not: benden önce davranıp birisi açar konuyu diye 1 saat 15 dk bekleyemedim )