Hatay/Reyhanlı'dan tüm motosikletsever dostlarıma selamlarımı sunarım.
Aslen, eski şekliyle Adana/Osmaniye, şimdiki söylenişle Osmaniye/merkez doğumluyum. 43 yaşındayım. Evliyim, birisi benim, diğeri de annesinin boyunda iki kızım var. Büyük kızım aynı zamanda çalıştığım okulda öğrencim. Yanlış anlamayın, ona asla torpil geçmiyorum. Yazılı sınav yapacağım zaman soruları o yatıp uyuduktan sonra hazırlıyorum, bilgisayar çıktısını aldıktan sonra yatak odamda sabaha kadar güvenli bir şekilde saklıyorum. (Aman duymasın )Onlara çok düşkünüm, kılına zarar gelmesini istemem.
Karakter olarak doğruluktan, harbilikten, delikanlılıktan yanayım. Yamuk yapmayı da yamuk yapanı da sevmem. İnsanlarla dobra dobra konuşurum, ama asla kırıcı olmam. Tevazu en belirgin özelliğimdir. Sözcüğün ifade ettiği manada DOSTum. Atmam, satmam, yamuk yapmam. Arkadaşımı arkadan vurmam, arkasından konuşmam. İlle peşimden gel, sana lider olayım demem, benden iyiyse liderim kabul ederim. Bildiğim bir konuysa, sorulmuşsa yanıtlarım, bir karşılıklı konuşmada ilk söz hakkını daima karşımdakine veririm. Şahsına hürmeten lafını asla bölmem. Susarım, suskunluğum içimden birşeyler kurmak için değil, bir boyun eğme ise hiç değil, sadece hürmettendir. İnsanları kırmamaya özen gösteririm. Ama beni kırmaya kalkışırsa benden af dileyip masumiyetini anlatıncaya kadar affetmem. Dostlara ve dostluklara her zaman açığım. Yanıldığım bir konuda yanıldım, doğrusunu senden öğrenmek istiyorum diyebilirim. İlle de ben bilirim, benim düşündüğüm, benim yaptığım, benim dediğim doğrudur iddiasında değilim. Daha mantıklı bir düşünce ile karşılaşırsam, sen haklısın demesini bilirim. Diplomatik bir kişiliğe sahibim, uzlaşmak akıllılıktır diye düşünürüm. Yağ çekemem, çekilen yağı da yemem.
Teknik konulara ilgim var. Motorları ve arabaları seviyorum. Tabii buna bağlı olarak da gezmeyi. Çok erken yaşlardan beri iki tekerli taşıtları kullanırım. 1982'de abimin binbir zorlukla aldığı mobylette ini kaçırıp da az dolaşmadım Öğretmenliğe başlayıp da ekonomik özerkliğe kavuştuktan sonra doğal olarak her Türk gencinin yaptığı gibi biz de dünya evine girdik. Bir yığın ev eşyası alıp onların borcunu ödedik iki yıl boyunca. Derken akabinde ve detayında, yani 1990 yılında ilk kendime ait motorumu aldım. Jawa Twinsport 350. Motorum, emanet verdiğim bir öğrencim tarafından feci bir kazaya kurban gidince, onu yaptırıp elden çıkardım, MZ 251 aldım. Her ne kadar, bir çok insan onu canavar, kasap, katil gibi lakaplarla çağırsa da bence çok güzel, konforlu bir motordu. Günün birinde onu da sattım. Bundan sonra aynı sınıftan bir çok motor alıp kullandım. Şu an 2007 model Yamaha YBR 125 kullanıyorum. Bir ay önce bu motorumu satıp, üzerine de biraz ekleme yaparak bir büyük motor almayı düşünüyordum. Fakat sonradan, bunun iyi bir fikir olmadığı, büyük olanı şehirler arasında, küçüğü ise şehir içinde kullanmanın daha güzel olacağı sonucuna vardım. Zira 180-200 kg ağırlığındaki bir motor şehir içinde pek de pratik olmayacaktı. Şayet ekonomik şartlarım olgunlaşırsa yaza doğru 600/650 segmentindeki motorlara geçip kafa dengi arkadaş ya da arkadaşlarla bölgesel gezilere çıkmayı düşünüyorum. Karadeniz Bölgesi, İç Anadolu Bölgesi, Ege Bölgesi gibi.
Çok çene yaptım merak edip de okuyan siz dostlarımdan özür diliyorum. Benden bu kadar. Yolunuz, farınız ve bahtınız açık olsun. Hepinize mutlu bugünler, umut dolu yarınlar dilerim.