SYM GTS250 ile Herkese Selamlar!

**cemdogu** · 27 Eylül 2020, 22:01

Herkese merhaba.

İsmim Cem. Ankara'da ikamet ediyorum. DBY Detailing isimli bir detay kompleksinde sosyal medya ve halkla ilişkiler sorumlusuyum. 26 yaşındayım.

Motosiklete merakım çevremde motor kullanan abilerim sayesinde başladı. Zaten otomobillere merakım vardı. Kendi aracıma fazlasıyla vakit harcadım ve öğrenciliğim süresince, belki de bir araba parası harcamışımdır. Tecrübeli motosiklet kullanıcılarıyla bir araya geldikçe, biraz daha fazla incelemeye başladım motorları ve bir yerden başlamanın faydalı olacağını düşündüm.

İlk etapta Kuba Blueberry satın aldım. 1400 kilometrede, neredeyse sıfırdı. 80cc'ye yükseltildiği için, kullandığım diğer 50cc'ler gibi yavaş kalan bir motosiklet değildi. Yaklaşık 2 ay kadar sürdüm, her gün. Çok hoşuma gitti ve motosikleti, daha doğrusu Scooter'ı sürmeye devam etmeye karar verdim. Scooter doğru tercihti zira şehir içi kullanacaktım, vitesle debriyaj ile uğraşmak istemiyordum. Çevireyim, gideyim. Bu kadar.

Derken, çalıştığım iş yerine Honda Foresight geldi. Komple boyanması gerekiyordu fakat heybetli bir scooter. Müthiş hoşuma gitti. Araştırmaya başladım fakat pek fazla opsiyon yoktu, özellikle şehir dışına gidip motosiklet alacak ne vaktim, ne nakdim vardı.

Derken SYM'nin modelleri gözüme çarptı. Öncelik tabii ki GTS250i, yani enjeksiyonlu versiyondu. Fakat fiyatlar yine benim bütçemi aşıyordu. Ben de eski kasalara baktım ve tam olarak aradığım gibi, yürüyen aksamında sorun olmayan, motoru iyi durumda bir GTS 250 buldum.

İlk görüşüm buydu.

Dikiz aynaları kırıktı, sol grenajı kırılmış, bazı parçaları eksik, vizöründe Egemen isimli bir arkadaşın adı kazılı, kilometresi 49.000'de. Bütün mat siyah boyalı aksamları solmaya yüz tutmuş...

İlk gördüğümde almamayı ciddi ciddi düşündüm. Zira grenajı bu kadar yorulmuş bir motosikletin motorunda problemler olacağına emindim. Fakat birkaç usta ile istişare sonunda, motosikleti beğenmeye başladım. Foresight kadar heybetli, fakat kontrol edilemeyecek kadar ağır değildi. Ebadına alışmak zaman gerektirecekti fakat ev-iş arası kısa mesafe olduğu için, bir nevi pratik yapabileceğim bir yolum vardı. Yedek parça fiyatlarını araştırıp, uygun seçenekler de görünce, olay noterde kapandı.

Aldıktan sonra hiç pişman olmadım. Sadece çok işi var. Bütün grenajlarını yine gri renkte, fakat farklı bir tonda boyayacağız. Boya onarımları bitince polisaj uygulamalarından geçireceğiz, parlatacağız. Akabinde boya tamamen kürleştikten sonra seramik kaplama ile taçlandırıp, belki diğer yaza hazırlayacağız. Bu arada tabii ki motosikletin yağ, buji, soğutma sıvısı ve kayış bakımlarını yapacağız. Fren diskleriyle balatalarını kontrol edip, bir takım güzel lastik alacağız. İşlem listesi oldukça kalabalık, buldukça parçalarını stoklayıp, boya onarımları yapılırken tek seferde işi halletmeyi planlıyorum. Dipnot, el işi çanta demirini söktüm. Çanta kullanmayı planlamıyorum. En azından şehir içinde.

Zaruri olan egzoz ısı kalkanını, dikiz aynalarını aldım. Ön vizör camındaki folyoyu söktüm, fakat aşırı derecede sararmış olduğu için temizlenemedi. Zımpara polisaj işe yaramadı. Bu sebeple içini mat siyaha boyadım, dışını ise mat siyah folyo ile kapladık. En azından vizörü bulana kadar işlem tamam. Bundan sonrası keyfi harcamalara yönelik. Bugün farları temizledim. Daha önceki sahibi farları açıp, retrofit bi-xenon mercekler yerleştirmiş. Fakat kötü bir işçilik olmuş, zira far camının içerisinde bez izleri ve kılcal çizikler var. Sinyaller çatlak olduğu için tamire gidecek, o sırada ben de farları açıp içlerine zımpara polisaj yapacağım. Yine de dıştan yapılan temizlik, beni bir süre daha idare edecek.

Farların nasıl temizlendiğini merak edenlere; 600, 800, 1000, 1200 zımpara sonrasında 2000 grit ile sulu zımpara yaparak yüzeydeki sararmayı giderdim. Parlatmak ve zımpara çiziklerini gidermek için UFS Hybrid Polisaj Pedi ve Rupes LHR15 Mark2 ile, KochChemie H9 Ağır Aşındırıcı Pasta kullandım. Bu etapta, farın yüzeyindeki zımpara çizikleri tamamen geçti fakat işin doğası gereği, plastik yüzeyde harelenme kaldı. Bu sebeple H9 sonrasında KochChemie F6 ve KochChemie Antihologram Sarı Ped kullanarak ikinci aşama polisajı gerçekleştirdim. İlk fotoğraftan çok daha iyi olduğuna eminim.

Birşeyler yaptıkça paylaşımlarıma devam edeceğim. Uzun olduysa affola, memnun oldum

**tommygun** · 27 Eylül 2020, 22:05

Elinize sağlık, güzel resimler bekliyoruz. Gri iyidir,hoştur ama hazır bu motivasyonla motoru Ducati kırmızısına boyatsanız çok süper görünür.

**Garip** · 27 Eylül 2020, 23:21

Sizin olsun çamurdan olsun. Yolda bırakmasın kafi.

Hayırlı olsun. Aldığınız fiyat nedir merak ettim

**Faruk Terzi** · 28 Eylül 2020, 10:08

Hayırlı olsun, kazasız belasız inşallah

**cemdogu** · 07 Ekim 2020, 07:23

tommygun adlı üyeden alıntı

Elinize sağlık, güzel resimler bekliyoruz. Gri iyidir,hoştur ama hazır bu motivasyonla motoru Ducati kırmızısına boyatsanız çok süper görünür.

İşyerine Opel Insignia Sport Tourer geldi. Çok hoş bir yeşilini gördüm, aklım ona gitti. Ama SYM GTS350'nin Mercedes Benz renk katalogunda kırmızı bir rengi var. Sedefli metalik bir renk. Onu da düşünmüyor değilim aslında.

Garip adlı üyeden alıntı

Sizin olsun çamurdan olsun. Yolda bırakmasın kafi.

Hayırlı olsun. Aldığınız fiyat nedir merak ettim

Merhaba. Motosikleti 9.000 TL'ye aldım. Kabaca bana maliyeti 12-13 civarına gelecek diye tahmin ediyorum. Kış geldiği için bu harcamaları parça parça yapabileceğim.

Faruk Terzi adlı üyeden alıntı

Hayırlı olsun, kazasız belasız inşallah

Teşekkür ederim güzel dilekleriniz için

**cemdogu** · 29 Kasım 2020, 12:22

Tekrar merhaba.

http://www.motosiklet.net/forum/scooter-maxi-scooter/204921-sym-gts250-yagsiz-kalma-sonucu-rahmetli-2.html

Yukarıdaki linkte, motosikletimle alakalı yaşadığım sorunları paylaşmış, nihayetinde komple motorun revize edilmesiyle SYM'yi hayata döndürmüştüm.

Bu pazar, tam olarak 2. haftası. Yağ çubuğunu her gün kontrol etmek marifetiyle sürmeye devam ediyorum. Motor ile alakalı tek sorunum, orjinal subap keçelerinin olmayışı nedeniyle, ilk çalıştırma esnasında yağ yakması. Motor ısınıp, contalar yumuşadığında herhangi bir problem kalmıyor. Fakat ilk çalıştırmada garajı yağ yanığı kokutacak ve hafif beyaz duman atacak şekilde çalışmaya devam ediyor.

Bu durumu biraz daha kolaylaştırmak adına, yakıt sarfiyatını da göze alarak karbüratörün üzerinden rölanti ayarını biraz daha yükselttik. Normal şartlarda 1600 devirde çalışması gereken motosikletim şu anda 1800-2000 aralığında çalışıyor. Motosiklet ısındığındaysa bu devir 1700 dolaylarına düşüyor. En azından, yurtdışından sipariş ettiğim subap keçeleri gelene kadar ilk marşı kolaylaştırıyoruz, ayrıca 100 devir yüksek bir ayarlamayla, subap üzerinde biriken yağı daha erken sürede yakıp atmasını sağlıyoruz. Doğru bir yöntem mi? Değil. Fakat contalar gelene kadar hayatı kolaylaştıracak bir tedbir.

Motosikletin revizyonundan sonra, malesef bir kere garajda kaldım. Motosiklet normal bir şekilde marş alıyor, fakat bir türlü ateşleme yapmıyordu. Bujisini kontrol ettiğimde, elektrodun ucunda ateşlemeyi görüyordum. Kablosunda da herhangi bir temassızlık yoktu, pasoya gayet güzel bir şekilde oturuyordu fakat nedense buji gözüme uzun görünüyordu. Kodunu incelediğimde CR9E uzun paso buji kullandıklarını gördüm. Halbuki benim motosikletimde CR8E kısa paso bujinin takılı olması gerekiyordu.

İnternetten siparişimi oluşturdum. Emanet olarak kullanmaktan sıkıldığım için, iyi bir cırcır lokma kolu, uzatma kolu ve 16'lık derin lokma ucu sipariş ettim. Hepsi geldiğinde bujimi söküp, yeni gelen bujiyi taktım ve marşa dokunmamla birlikte motosikletim tek seferde çalıştı. Buji kablosunun daha iyi oturduğunu gördüm.

Fakat malesef bujinin arızalanmasının sebebi, yüksek ihtimalle subap keçelerindeki yağ kaçağı. Yağ bujinin ucuna gelip, yakıt ile karışıyor. Bu sebeple kalitesiz bir patlama oluşuyor. Bujinin üzerinde oluşan kurum sebebiyle çalışmakta zorlanıyor ve nihayetinde buji arızalanıyor. Gözlemim bu şekilde.

Şimdi dört gözle subap keçelerini bekliyorum. Aliexpress üzerinden sipariş ettiğim için 1-2 ay kadar sürer. Bu süre zarfında motosikleti kullanacağım ve diğer sorunlarını gözlemleyip, boyasıyla alakalı hazırlıkları yapmaya başlayacağım. Ufak bir liste de hazırladım.

Ayak basma paneli değişmeli.
Motosikletin sol tarafındaki marşpiyeli değişmeli
Gösterge panelinin sağında ve solunda kapaklar var. Sol taraftaki suyu kontrol ettiğimiz kısım. Sağ tarafta ise torpido amaçlı küçük bir göz. Bunlar faal değil. Panel komple değişmeli.
Ana torpido kapağım, yani diz kapağıma denk gelen kapakta sarkıklık ve yamukluk var. Bunun da değişmesi gerekiyor.
Sağ-sol sinyallerimin değişmesi gerekiyor. Sis farlı olan bu plastik aksamda çatlak olduğu için ampul patlıyor.
Arka stop grubunda sağ*sol sinyal camlarının değişmesi gerek. Yine kenar kısımlarından çatlakları mevcut.
Eski sahibi ayaklık sensörünü iptal etmiş. Bu sensörü alıp önemli olan bu güvenlik sistemini aktif hale getireceğim.
Motosikletin selesi gayet konforlu fakat derisi deformasyona uğramış. Revize edeceğim. Motosikletin rengine karar verirsem radikal bir renk değişimi de olabilir.
Lastiklerim iyi durumda fakat ben kendi gönül rahatlığım açısından ikisini de daha dişli, mümkünse kışlık lastiklerle değiştireceğim. Anlaş'ın lastiklerini inceliyorum.
Ayak basma üzerinde küçük bir kapak var. Hem bardaklık, hem de motorun şase numarasına eriştiğimiz bir panel burası. Buranın kapağında sorun var. Bulursam değiştireceğim. Bulamazsam daha şık görünmesi için minik modifikasyonlar yapabilirim.
Ve nihayetinde bu parçaların tedariği, tamir işlemleriyle birlikte motosikleti başka bir renge boyayacağız. Uzun bir yol olacak, zira motorun yapılması epey bel büktü. Boyanması için yapılacak harcamalara hazırlanmıştım, fakat bu bütçe motorun motoruna harcandı. Dolayısıyla biraz daha yavaştan alacağız. Sanıyorum 2021 yaz başına, temiz bir motosiklete binebileceğim

**BloodyBaron** · 29 Kasım 2020, 13:28

Hayırlısı olsun. Bir motora emek vererek sorunlarını gidererek, o motoru benimseyerek kullanmak çok güzel bir şey.

**cemdogu** · 12 Mayıs 2021, 13:35

Nereden nereye geldik, şöyle bir göz atalım.

Biliyorsunuz motosikleti ustamdan aldım ve yaklaşık 1000 kilometredir kullanıyorum. Herhangi bir sorunum yok. Geçen hafta orjinal egzoz ve hava subap contalarını buldum ve ustam sağolsun değiştirdi. Şu an için hala sabahları hafif bir duman atmam söz konusu. Sürekli olarak yağını kontrol ederek devam edeceğim.

Daha önce değiştirmem gereken parçaları listelemiştim. Ayak taban komple olarak bugün geldi. Torpido kapağının da takıldığı panel hala yolda, bekliyorum. Sol marşbiyelim geldi. Gösterge paneli ve etrafındaki torpido kapağı geldi. Su kapağını bulamadım, gözüm üzerinde. Ayrıca ayak taban üzerindeki kapağı da sonradan sipariş edip değiştireceğim.

Şu anda kesinlikle değişmesi gereken bütün mat siyah parçalarımı temin etmiş bulunuyorum. Tek yapmam gereken, motosikleti parçalamak ve tamire ihtiyacı olan plastik parçaları tamire gönderdikten sonra bütün grenajları boyatmak. Bu aşamada daha önce emaneten sıkılmış vidaları değiştireceğim, kaynaklı sol sehpayı değiştireceğim ve müşürünü takacağım. Böylece motorum ayak sehpasını açtığımda orjinalinde olduğu gibi stop edecek. Bu hafta içerisinde motoru tamamen soyacağım kısmetse. Konuyu da sürekli olarak güncellerim

---------- Mesajlar birleştirildi - 13:35 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:59 ----------

Foruma dün mesajı gönderdikten sonra garaja indim. Kış boyu kullanılmamış garajı biraz toparladım. Alet edevatı hazırladım ve motoru 3,5 saatlik bir mesaii harcayarak tamamen söktüm. Özellikle şasede tek bir çiziğin, pasın olmadığını görmek beni memnun etti. Arka kısım, sele altı grenajları daha önce hiç sökülmemiş. Kafa grenajı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim, zaten bekliyordum. Siperlik grometleri eksik, bazı vidalar karşılıklı şekilde farklı takılmışlar ve sonradan takılan far merceği için tesisat kötü kurcalanmış. Bunların hepsini toparlayacağım.

SYM GTS 250 sökmek isteyen arkadaşlar için tek mesajım, organizasyon çoook önemli. Bir vida kutusu yapın kendinize. Ayrıca çok sayıda kilitli poşet bulundurun yanınızda. Söktüğünüz vidaların nereye ait olduğunu yazın ve paketleyin. Vidaları söktükten sonra yan yana koyun ve diş yapılarına, uzunluklarına bakın. Eğer farklıysa, bir a4 kağıdına şema çizip vidaları üstüne bantlayın, katlayıp saklayın. Bu şekilde çalışmazsanız bu motosiklet bir daha toplanmaz.

Organizasyon yapabildikten sonra, motosikleti sökmek benim gibi maksimum 4 saatinizi alır gerçekten. SYM mühendisleri gayet akıllıca çalışmışlar. Her parça vidalı ama, ayrı olarak birbirlerine de tırnak yapısıyla geçiyorlar. Yani plastik aksam, diğer plastik aksama yap-boz gibi tırnaklarla sabit ve çok iyi tutuyorlar. Bu sayede vidaları açtıktan sonra arka grenajı tek parça halinde dışarı alabiliyorsunuz. Sonrasında dışarıda stobu, sağ-sol grenajı ayırıyorsunuz. Tabii ki öncesinde sele kilidini serbest bırakmanız gerek, ama bu parça bile çok basit bir mekanizmayla, çok sağlam tutturulmuş. Kırmak için ekstra efor sarf etmeniz gerekiyor.

Biliyorsunuz bütün mat siyah parçaları sıfır aldım. Ayak taban, torpido alanı, gösterge paneli gibi. Eski parçaların içerisindeki mekanik parçaları yeni parçalara aktarmam gerekecek. Ayak tabandaki yay ve kapak pimlerini söküp ayırdım. Fakat fotoğraflarda da göreceksiniz, torpido panelinin arkasında su deposu olduğu için, parça elime geçmeden sökmek istemedim. Antifrizli suyu tahliye edecek bir giderim yok ve bu suları doğaya boşaltmak, tercih edeceğim bir davranış değil. Ayrıca motosikleti mat siyah parçalarını toplayıp, en azından marş alabilecek hale getirmek istiyorum kısa sürede. Bu sebeple bütün suyu boşaltıp bir de antifriz ve saf su siparişi vermek istemedim. Basit, yarım saatlik bir işi şimdi araya sokuşturmanın anlamı yok aslında. Bu yüzden eski torpido aksamı, sallantılı şekilde motorun üstünde. Yeni parça gelince su deposunu yenisine aktarıp, ıvır zıvır parçaları da üstüne geçirip takacağım.

Bindik bir alamete, gedeyoz gıyamede..... Fotoğraflar sizlerle

Dipnot : Egzoz için ısıya dayanıklı boya sipariş ettim. Komple söküp, üzerindeki boyayı söküp, güzelce boyayacağım. Motosikletin motor aksamını da komple temizleyeceğim ki, ileride bir sızıntı vesaire olursa gözlemleyebileyim. Şu aşamada leş gibi heryer. Toplamadan önce güzelce temizlenecek. Bunun dışında ön teker çamurluğunun vidası çok fena bir biçimde paslanmış, bu sebeple sökemedim. Bir çare düşüneceğiz ona. Belki motoru çalıştırıp kaynakçıya gidip eski bir tornavida kaynattırırım. Belki de şu vida sökme aparatlarından edinip denerim. Henüz bilemiyorum. O parça da boyaya gideceği için, bir an önce ayarlamam lazım aslında. Görüşlere açığım.

**Garip** · 12 Mayıs 2021, 19:16

cemdogu adlı üyeden alıntı

Nereden nereye geldik, şöyle bir göz atalım.

.....

......

Belki de şu vida sökme aparatlarından edinip denerim. Henüz bilemiyorum. O parça da boyaya gideceği için, bir an önce ayarlamam lazım aslında. Görüşlere açığım.

motor yolunmuş tavuğa dönmüş

tebrikler çok iyi iş çıkarmışsın.. takipcinim..