ben 30 senedir aktif motosiklet kullanıyorum, en yüksek hacim tecrübem Honda varadero 1000 oldu, tracer 900 ve 1 litrelik SS makinelere arkadaşlar al bir tur at diye ısrar ederler ama asla dokunmadım, bahsettiğin makineleri kullanan birine artçı olman yeterli sorduğun sorunun cevabını alabilmen için. Tracer 900 bakkala, markete, işe gidilecek motor değildir, şehir içi kullanımı çok pratik değildir, uzun yolda harikadır.
Bu işin gaza gelmekle, yetişkinlikle veya krizlerle başa nasıl çıktığınla bir alakası yok.
Boş yolda veya arsada en canavar motoru bile on dakika pratikle hareket ettirecek hale gelirsin. Ancak trafik sadece senden ve senin motorunu kontrolünden ibaret değil. Trafik denen unsurun çok küçük bir parçasısın sen. Senin bu kocaman deve ayak uydurabilmen gerekir ki yeni başlayan biri olarak Tracer ile bunu yapabilmen imkansız. Motoru süremezsin demiyorum ama trafikte başına kesinlikle bir şey gelir tecrübesiz bir şekilde.
Ben bir sürücü olarak bu tarz makinelerin selesine oturduğumda korkuyorum açıkçası heybeti, ağırlığı ile bu makineler şakaya gelmeyecek, yaparsın denilecek makineler değiller.
Öncelikle trafiği tanıman ve kendi sürücülük yeteneklerini geliştirip, var olan niteliklerini de bir reflekse dönüştürmen için 150-250 cc arası bir scooter veya comutter tarzı motor öneririm. Bence Tracer sevdasından bir süre vazgeç.
Honda 500cc önerenler olmuş, çok mantıklı ben de öneriyorum. A2 başka motosikletler de olur. (Leoncino mesela veya A2 kitli başka bir şey, sonra A2 kitini iptal ettirirsiniz...) Bence Honda 500 serisi her şey için gayet yeterli; performans açısından üstünü isteyen fallik dönemde takılmış olabilir, uzun yolda ve/veya yüksek süratte konfor için daha üstünü isteyene bir şey demem, haklıdır. Ben de fiyatlar mantıklı olsa DL650'ye yükseltmek istiyorum ama şu sıralar naktimi altın döviz vs bir yatırımda tutmak çok daha mantıklı geliyor bana...
Ben de eski bir surucu kursu sahibi ve motosiklet egitmeni olarak, tum hacimlerde motosikletlere sahip olmus tecrubeli bir surucu olarak kesinlikle 125-150 cc ile baslamanizi oneririm. 250-650 cc ile de baslayabilirsiniz. Hic kaza da yapmayabilirsiniz. Ancak 125-150 cc kullandiginizda cekirdekten yetismis gibi kendinizi gelistireceksiniz. Bazi arkadaslarin dedigi gibi trafikte motor kullanmak motora hakimiyetin ilerisinde bir olay. Tır soforu olsaniz bile bir acemilik cekeceksiniz. Acemilik surecini kucuk motorla hem daha guvenli hem de daha etkin atlatirsiniz. Bence 900gt alin, yanina bir de 125-150 cc alin. Hem sehir icinde ufak motoru surer kendinizi gelistirirsiniz, hem de ara sira kafa dagitmak icin buyuge biner uzun yola gidersiniz. Ufak motorla kapali alanda kendiniz calisirsaniz buyuk motoru da cok daha iyi surdugunuzu fark edeceksiniz.
Ben ilk motorumu almayı düşünürken birisi bana çok mantıklı bir şey söyledi.
İlk motorunu ufak ucuz bir şey al, bu sadece öğrenmekle ilgili bir şey değil. Belki de hiç sevmeyeceksin, ya da çok seveceksin ama tarzım naked değil enduroymuş, racingmiş, scootermış vs diyeceksin. Bunları cidden binip kullanmadan anlaman mümkün değil. O yüzden satması kolay, kullanması kolay ama tipi vs de hoşuna giden bir model al onunla bir sezon geçir ne kaybedersin.
Büyük motor kullanmaya gelince şu an ne el ayak koordinasyonun var ne reflekslerin var. Ne zevk alacaksın o motordan? Anca debriyaj sıkıp aragaz vereceksin. Viteslere alışman bile zaman alacak ışıklarda duracaksın bakmışsın 3.4. Vitestesin, frne bacaksın öne mi basacaktık arkaya mı, ikisine bir den mi diye düşüneceksin, virajda gaz mı açmıyorduk frene mi basmıyorduk vs derken zamanla alışacaksın herkes buralardan geçiyor. Boş yere yüksek hızlara çıkıp kendini riske atacaksın. TCS, teker kontrol vs gibi sitemleri de yoksa gaz kolu ile korku dolu anlar yaşayacaksın. Yüksek süratlere Çıkmam deme farketmeyeceksin bile. Tüm bunların gelişmesi yeteneğine bağlı ama muhtemelen birkaç bin km sonra el ayak koordinasyonun oturur. Sonrasında git istediğin motora bin bir dene ben bunu kullanırım dersen al çık.
Benim aslında amacım mt25 alıp dediğiniz gibi pişmekti, mayıs ayına kadar 20 30 bin km yapar sonrasındada tracer alıp uzun bir yolculuğa çıkarım diyordum. Ancak bayiye gittim adamlar aylar sonrasına belki diyor. 2. El piyasası afedersiniz kansızların yüzünden sıfırdan daha pahalı “e tracer alcak paran varsa neden almıyosun” dersenizde alnımda enayi yazmıyor. Ama bayi şuan tracer 900 gt yi satıyor. Beni tracer almaya zorlayan aslında bu şartlar. Çünkü kafamdaki plana göre ilerleyip mayıs ayında Türkiye gezisine çıkmayı planlıyorum. Planımın sapmaması içinde en geç eylülde motor sahibi olmam gerekiyorki motor tepesinde tecrübe kazanmak uğruna yeterli süreyi geçirebileyim. Ayrıca hangi motoru alırsam alayım deliler gibi eğitim alacağım. Fakat bi arkadaş yurtdışı forumlarından bahsetmiş başlangıç motoru hakkında. Dediği gibi adamlar yorumlarında cc üzerinden değil kullanım kolaylığı bakımındanda farklı cc ler önermişler. Bizim türkiyedeki tek düşüncenin 250cc ve altı başlangıç motorudur algısı garibime gitti açıkçası,
Hocam neden bir eğitime yazılmıyorsunuz? Hocanız size sizin ilacınızı söyleyecektir. 700cc ile başlayan da var 50cc ile de var. Gidin bir eğitiminizi alın. Sonrasında da duruma göre hareket edersiniz. Ne kadar beklerseniz o kadar zarar edersiniz ve bana kalırsa bütçe varsa büyük motorla başlamak tr şartları için en doğrusudur. 250 500 1000 diye adam giderse harcayacağı paranın haddi hesabı yok. Düzgün eğitimlerle ve sabırlı bir ilerleyişle miss gibi de büyük motor sürülür.
Dostum yurt dışındaki trafik şartları ile ülkemizdeki trafik şartları maalesef aynı değil. Almanya, İngiltere, Amerika gibi ülkelerde trafik çok sıkı denetlenir ve herkes trafik kurallarına uyar. Denetimden dolayı da değil, medeniyetten. Ancak bizim yola çıkan davar sürüsü Alman'ın, Amerikan'ın aracını almıştır ama araç kullanma kültüründen hiçbir şey almamıştır.okkes12 adlı üyeden alıntı
Motor sürerken senin Türkiye gibi bir ülkede canını düşünmen lazım öncelikle. 250 CC bir motorla da uzun yol yapabilirsin. 150 CC motorla bile yapılabilir.
Reklam olmasın ama fikir için söylüyorum. Özel ders veren hocalar var motorda sağlıyorlar. Sonrasında kendi motorunuzla da devam edebilirsiniz. Ben Murat Denizhan’dan ders alıp çok memnun kalmıştım yıllar yıllar evvel. Eski Honda Eğitmeni kendisi. Bir arayıp konuşun derim.
Selamlar, motosiklet kullanmak çok ama çok zordur. Kullanmaktan kastım gazı biraz açıp düz yolda gitmek değil. Viraj almak, fren yapmak, ani gelişen olaylarda tepki verebilmek vs. kaç yaşınızda olursanız olun, istediğiniz kadar kontrollü ve gaza gelmeyen biri olun; önce edinmeniz gereken bir tecrübe var ve bu tecrübeyi ufak tefek tehlikeler atlatarak kazanacaksınız. Bahsettiğiniz motor bu ufak tefek tehlikeleri affedecek bir motor değil. Başlarda öyle gelmez; ama sürdükçe anlayacaksınız ne demek istediğimi. Motorunuza yazık olur. Vites atmayı, fren yapmayı vs. bunları aldığınız o eğitimlerle kısa sürede kavramanız imkansız.
Yine de ne olursa olsun alacağım derseniz siz bilirsiniz, ama Tracer'ın ağırlığı bile sizi zorlayacaktır. 250'lik motorlarla uzun yol yapamamak, istediğinizi size verememesi vs. böyle bir şey yok. Uzun yol yapmak istiyorsanız en iyi ihtimalle bir Trk 502 alırsınız sizi her yere taşır, size her şekilde yeter. Yeter ki siz motorunuza bakın.
Belki bir fikir verir diye motosiklet sürmeye başlarken yaptığım bir ton hatanın bir kısmını anlatayım.
Ben de yüksek cc başlayanlardanım. Görüntüsü, sesi, hızı vs diyerek, 25 yaşında ekonomik özgürlüğümü elde eder etmez, çürük çarık 4 yaşında 2006 model bir CBR600RR almıştım.
Özetin özeti olarak diyebileceğim şudur ki ilk aylarda kim kimi sürüyor belli değildi : ) Üstelik internetteki yerli/yabancı yazı, video vb. okumadığım, izlemediğim içerik kalmamıştı.
Satın aldığım kişiye artçı olarak, motor ile beni hastaneye yakın boş bir cadde vardı, oraya götürmesini istedim. Adam neredeyse motoru benden geri alacaktı : ) Hastane yoluna varıp adamla vedalaştıktan sonra, üstüne oturup ilk marş bastığım an hala gözümün önündedir. O an bildiğim tüm teorik bilgiyi unuttum gitti : ) 2 stop sonrası 3. denemede motoru yürütmeyi başardım ve sonrası çok yavaş şekilde motoru haşlaya haşlaya tenhalarda gezmeye başladım. İlk aylar herşey çok güzeldi, ne zamanki "oldu bu iş" dedim, ardından sürekli ramak kala kaza anları yaşamaya başladım. Kaza yaptığım da oldu fakat şu ana kadar sağ kalmayı Allah nasip etti. Yıllar sonra bir keresinde ölümden döndüm, ayağımdaki 9 kırık ve el başparmağımdaki 1 kırık ile 4 yıl motosiklete tekrar binmeyi beklemek zorunda kaldım. Aslında bu iş benim için o gün bitmişti fakat dayanamadım ve Ocak ayından itibaren tekrar aranizdayim ; )
Fakat şu bir gerçek, her geçen gün yeni birşeyler öğrenmeye devam ediyorum ve diyorum ki, keşke küçük ucuz birşeyle başlayaydım da maddi çekinceleri ortadan kaldırıp, bu motoru kırıp parçalayıp, sürüş dinamiklerine yeterince hakim olup, öğrenme hızımı en üst seviyeye çıkaraydım.
Büyük ve benim için işletmesi çok pahalı bir motosiklet alıp ya düşürürsem diye motosikleti aylar boyunca 15 dereceden fazla yatırmamışımdır belki de.
Arkadaşlar şu hastalıktan kurtulmamız lazım: "Ben yaparım" hayır yapamazsın*.
"Kırmızı ışıkta geçemezsin." dediğin adam geçip, pencereden sarkarak sana: "Bak geçtim işte?" diyorsa olay bellidir.
- Bu kişi cahildir (cehalet bilmeme değil, öğrenmeme inadıdır).
- *Bu kişi anadilini bilmiyordur; oradaki imkansızlık değil, yapmamalısın demektir.
Bu adama verilecek bir tek cevap var: "Aferin kardeşim. Ben hatalıymışım kusura bakma."
Bu tavırla karşılaşmak sizin tercihiniz, saygı duyuyoruz
Hem fikir sorup hem de ortak akıla karşı çıkmak sizin (yaşınızdan bağımsız olmak üzere) ergen olduğunuzu gösterir. Zor olanı başarabileceğinizi görmek bizi ilgilnendirmiyor. Bize kanıtlayacağınız bir şey yok, üstelik bize ne kadar kabiliyetli olduğunuzu göstermek size de bir şey kazandırmayacak ama yine de siz bilirsiniz.
Gelelim bilgiye. Burada bazı kişiler konuya hakim, üzerine bir de tecrübeleri var. İnandıkları şeyleri değil "bildiklerini" anlatıyorlar. İki kere ikinin dört etmesi "fikir" değildir. Ben bunu söylediğimde kişisel kararım olmaz bu. Sen "olgusal" olana, bilgiye karşı çıkarsan bana karşı çıkmıyorsun, insanlığın birikimini yok sayıyorsun.
Her seferinde her şeyi uzun uzun anlatmak hem vakit kaybı hem de gereksiz. Olgun kişi gerekeni yapar; ergen de istediği olsun diye kastıkça kasar. Gidin kafanızı kırın arkadaşlar, kimsenin sizi ikna etmek gibi bir yükümlülüğü yok, buna karşın sizin daha iyi olmak gibi bir mesuliyetiniz var, hayata borçlusunuz bunu, bize de değil...
Olmaz dediğimiz: riskli. Sen hayatını sağlığını tehlikeye atmak istiyorsan ben sana ne diyeyim? Ama şunu sor kendine: "Ben neden kendime değer vermiyorum?" çünkü kıymetli hissetsen kendini, riske atmazsın...
Üzerine alınan varsa niyetim onu kırmak değil lakin arada doğruları olduğu gibi söylemek zorundayız. Bugüne kadar toprağa verdiklerim oldu; inadından zarar gören çok sürücü gördüm ben. Toplu sürüşlerin bir çoğunda aynada gördüklerim yüzünden iki vites aşağıda gittim çünkü adam kuyruğuma takılıp sürüyor ve biliyorum ki ilk orta sert virajda ben döneceğim, o dışarıya çıkacak. Bunu yapıyorum, gün boyunca keyif alacak sürüşüm yerine o adamı koruyacak şekilde sürüyorum ve yapmalıyım da zira insan hayatı çok kıymetli ve çok kırılgan; tek hata platin demek, sakatlık demek. Aynısını karşıdaki kişiden de beklemek hakkım benim.
Kendinize değer verin.
Gerçek hayatta yapamadığınız hiçbir şeyi motosiklet üzerinde yapamayacaksınız; bunu asla unutmayın...
---------- Mesajlar birleştirildi - 15:47 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:45 ----------
Özellikle bu başlık ya da belirli kişiler için yazmadım, bir süredir aklımda olan bir yazı idi, kısmet buraya ve bugüne imiş.
Şu yazışmalarda kimseye ters bir cevap vermedim. Hatta cevap niteliğinde birşey dahi demedim. Sadece kafamdaki fikirleri anlattım ve insanlara soru sordum. Tracer 900 gt crossrunner k1600 gibi motorların üzerine oturdugum an vazgeçtim büyük motor almaktan. Bunun nedeni süratleri falan değil ağırlıklar ve yüksek oluşları. R25 alayım dedim yine 3 ay bekle dediler. Honda nc750x alıyorum o en azından eylülde gelecek. Honda nc750x bana daha dengeli geldi en azından diğerleri gibi korkutmadı. Beygiri coğu yerde yazan “başlangıç motoru” önerilerinde geçen tarife uyuyor. Ayrıca torklu bir makina oluşu yanlış vites durumlarında tölere edici olacağına inanıyorum. Bu motoru alıp hiç motor değiştirmeme gerek kalmadan kafamdaki planıda uygulamaya geçebileceğim.Arkadaşlar şu hastalıktan kurtulmamız lazım: "Ben yaparım" hayır yapamazsın*.
"Kırmızı ışıkta geçemezsin." dediğin adam geçip, pencereden sarkarak sana: "Bak geçtim işte?" diyorsa olay bellidir.
- Bu kişi cahildir (cehalet bilmeme değil, öğrenmeme inadıdır).
- *Bu kişi anadilini bilmiyordur; oradaki imkansızlık değil, yapmamalısın demektir.
Bu adama verilecek bir tek cevap var: "Aferin kardeşim. Ben hatalıymışım kusura bakma."
Bu tavırla karşılaşmak sizin tercihiniz, saygı duyuyoruz
Hem fikir sorup hem de ortak akıla karşı çıkmak sizin (yaşınızdan bağımsız olmak üzere) ergen olduğunuzu gösterir. Zor olanı başarabileceğinizi görmek bizi ilgilnendirmiyor. Bize kanıtlayacağınız bir şey yok, üstelik bize ne kadar kabiliyetli olduğunuzu göstermek size de bir şey kazandırmayacak ama yine de siz bilirsiniz.
Gelelim bilgiye. Burada bazı kişiler konuya hakim, üzerine bir de tecrübeleri var. İnandıkları şeyleri değil "bildiklerini" anlatıyorlar. İki kere ikinin dört etmesi "fikir" değildir. Ben bunu söylediğimde kişisel kararım olmaz bu. Sen "olgusal" olana, bilgiye karşı çıkarsan bana karşı çıkmıyorsun, insanlığın birikimini yok sayıyorsun.
Her seferinde her şeyi uzun uzun anlatmak hem vakit kaybı hem de gereksiz. Olgun kişi gerekeni yapar; ergen de istediği olsun diye kastıkça kasar. Gidin kafanızı kırın arkadaşlar, kimsenin sizi ikna etmek gibi bir yükümlülüğü yok, buna karşın sizin daha iyi olmak gibi bir mesuliyetiniz var, hayata borçlusunuz bunu, bize de değil...
Olmaz dediğimiz: riskli. Sen hayatını sağlığını tehlikeye atmak istiyorsan ben sana ne diyeyim? Ama şunu sor kendine: "Ben neden kendime değer vermiyorum?" çünkü kıymetli hissetsen kendini, riske atmazsın...
Üzerine alınan varsa niyetim onu kırmak değil lakin arada doğruları olduğu gibi söylemek zorundayız. Bugüne kadar toprağa verdiklerim oldu; inadından zarar gören çok sürücü gördüm ben. Toplu sürüşlerin bir çoğunda aynada gördüklerim yüzünden iki vites aşağıda gittim çünkü adam kuyruğuma takılıp sürüyor ve biliyorum ki ilk orta sert virajda ben döneceğim, o dışarıya çıkacak. Bunu yapıyorum, gün boyunca keyif alacak sürüşüm yerine o adamı koruyacak şekilde sürüyorum ve yapmalıyım da zira insan hayatı çok kıymetli ve çok kırılgan; tek hata platin demek, sakatlık demek. Aynısını karşıdaki kişiden de beklemek hakkım benim.
Kendinize değer verin.
Gerçek hayatta yapamadığınız hiçbir şeyi motosiklet üzerinde yapamayacaksınız; bunu asla unutmayın...
---------- Mesajlar birleştirildi - 15:47 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:45 ----------
Özellikle bu başlık ya da belirli kişiler için yazmadım, bir süredir aklımda olan bir yazı idi, kısmet buraya ve bugüne imiş.
Şu ilk iki paragrafınız fikir ve bilgi... canımı sıkan yer buralar oldu. Kimsenin kimseye bir fikri dayatma gibi bir zorbalığı olamaz. Sen fikrini sadece paylaşabilirsin, gerisi fikrinizi paylaştığınız insanlara kalmış. Fikrinizi beğenmedim diye “ergen” demeniz kusura bakmayın bu sizin bencilliğiniz. Ne bu sayfada önerilenler gibi 250cc aldım ne de 900 gt gibi bir makina aldım paylaşılan fikirleri ve bilgileri kendi süzgecimden geçirebiliyorum çok şükür. Hala daha birşey diyecek varsa da internette dünya örneği var bu motorla başlayıp hayatına devam eden. 2+2 nin 4 olduğu gibi kesin bir şey değil bu konu(250cc başlangıç motorudur).
Cevap yazma gereği duyarsanız yazmazsanız sevinirim. Demek ki ben hatalıymışım kusura bakmayın.
Yinede emeğiniz için teşekkürler.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
