sübap alıştırma tam olarak nasıl yapılır ve önemi nedir niçin yapılır bide şimli denilen sübaplara hiç ayar gerekmezmi
sübap alıştırma tam olarak nasıl yapılır ve önemi nedir niçin yapılır bide şimli denilen sübaplara hiç ayar gerekmezmi
Şimli sübaplarada ayar gerekir ama diğerlerinden daha uzun aralıklarla.
Çalışma süreleri içinde silindirde meydana gelen zamansız yanmalar hem sübapın kendi kenarlarında,hemde silindir kapağının yüzeyinde deformasyona sebep olur.Bu durumda sübaplar iyi kapanmaz contası bozulmuş musluk gibi sızıntı yapmaya başlarlar.Sonuç,kompresyon kaybı,çekişten düşme,zor çalışma,fazla yakıt gibi aksaklıklar.Eskiden yedek parçalar az bulunur ve pahalı oldukları için,sadece sübapları değiştirmek ucuza mal olacağı gibi nedenlerle sübap alıştırma yapılırdı.Nasıl yapılır? Silindir kapağı ve sübapları kapağa bağlıyan her şey sökülür.Gerekli ekipman: ucunda sübapın yuvarlak yerinin çapına göre vantuzlu lastikler olan çubuklar ve çeşitli derecelerde aşındırma özelliği olan pastalar.Çubuğu sübapa yapıştırıp uygun pastayı yuva ağzına ve subap kenarına sürüp birkeç kere vurdurup sonra hafif bastırarak(hani ormanda ağaç dalını iki avucumuz arasında tutup döndürerek başka bir ağaç parçasına sürtüp ateş yakmaya çalışır gibi)avuçlarımız arasında döndürerek yapılır.Bu haraketler sırasıyla pek çok kere tekrar tekrarlanır.Bir süre sonra daha ince numaralı pasta sürülüp devam edilir.Arada yapılan kontrollar sonucunda yuvaya tam oturduğuna karar verilince işlem sonlandırılır
Evet..
İlave edilebilecek tek söz ... İş yapan elleriin becerisi...
gayet güzel anladım abi bilgi birikimine hayranım çok faydalı oldu
---------- Mesaj ekleme zamanı: 18:36 ---------- İlk mesajı ekleme zamanı 18:32 ----------
birde old abi bu şimli sübapları pullarla ayar yapıyoruz dediler normalde sübap ayarı sentil çakı ile yapılıyor bu pul işi nasıl oluyor
[/COLOR]birde old abi bu şimli sübapları pullarla ayar yapıyoruz dediler normalde sübap ayarı sentil çakı ile yapılıyor bu pul işi nasıl oluyor[/QUOTE]
Halen kısmen devam eden eski usul üstten egsantirikli motorlarda egsantiriğin cam'ı (yumurta şekilli kısmı) sübap başına doğrudan basmaz piyano yada külbütör isimli tahtaravalliye benzeyen bir parçayla hareketi sübapa iletir.
Bu tiplerde ayar sentil çakısıyla yapılır çünkü külbütörün sübap tarafı ucunda ayarlanabilir kontra somunlu vida vardır.Yumurtanın doğrudan sübap kafasına bastığı yeni modellerde sübap kafası yeterli sertlikte yapılamadığından veya ayar yapabilme özelliği kazandırmak için sübapın ucunda bir yüksük var.Yani şişe kapağı gibi bir parça.Şim birbirine değen iki yüzey arasına aralık ayarı yapabilmek için konulan çeşitli incelik veya kalınlıktaki metal parçacıklara verilen isim.Sentil çakısının her bir yaprağı gibi.Burada bu parçalar bizim 5 kuruş gibi ama kalınlıkları farklı şimler,yuvarlak olduklarından pul da deniliyor.
Önce şu anki durumda yumurta ile yüksük arasındaki bulunan aralık sentil çakısıyla ölçülüyor.Olması gerekenle ölçülen arasındaki fark hesap edilerek her bir sübap başında bulunan yüksükler altındaki şimler değiştiriliyor.Buda tek tek yapılmıyor.Önce hepsi ölçülüp not alınıyor,sonra egsantirik mili sökülüp şimler değiştiriliyor,mil tekrar takılıp aralık ayarı tekrar kontrol ediliyor.İşlem uzun ama dayanma süreside uzun.
Halen kısmen devam eden eski usul üstten egsantirikli motorlarda egsantiriğin cam'ı (yumurta şekilli kısmı) sübap başına doğrudan basmaz piyano yada külbütör isimli tahtaravalliye benzeyen bir parçayla hareketi sübapa iletir.
Bu tiplerde ayar sentil çakısıyla yapılır çünkü külbütörün sübap tarafı ucunda ayarlanabilir kontra somunlu vida vardır.Yumurtanın doğrudan sübap kafasına bastığı yeni modellerde sübap kafası yeterli sertlikte yapılamadığından veya ayar yapabilme özelliği kazandırmak için sübapın ucunda bir yüksük var.Yani şişe kapağı gibi bir parça.Şim birbirine değen iki yüzey arasına aralık ayarı yapabilmek için konulan çeşitli incelik veya kalınlıktaki metal parçacıklara verilen isim.Sentil çakısının her bir yaprağı gibi.Burada bu parçalar bizim 5 kuruş gibi ama kalınlıkları farklı şimler,yuvarlak olduklarından pul da deniliyor.
Önce şu anki durumda yumurta ile yüksük arasındaki bulunan aralık sentil çakısıyla ölçülüyor.Olması gerekenle ölçülen arasındaki fark hesap edilerek her bir sübap başında bulunan yüksükler altındaki şimler değiştiriliyor.Buda tek tek yapılmıyor.Önce hepsi ölçülüp not alınıyor,sonra egsantirik mili sökülüp şimler değiştiriliyor,mil tekrar takılıp aralık ayarı tekrar kontrol ediliyor.İşlem uzun ama dayanma süreside uzun.[/QUOTE]
çok sağol abi klr 600 üstten egzantrikli şimdi ben sübap değerlerine bakıp direk sentil çakı ile ayarlayınca olacakmı
OLD açıklamış şahane olmuş Ellerine sağlık.
Teknik olarak ek yapmaya çalışırsam, sızdırmazlık için konik Olarak Birbirine geçecek şekilde yapılmış her parçada (musluktan valfe, dizel enjektöründen kompresör duck valve lerine kadar) 2 yüzey arasında 1 ya da 2 derecelik açı farkı bulunur. Bu açı farkı sayesinde yüzeyler birbirine tek bir noktada adeta bıçak ağzı inceliğinde tam olarak dokunur. İşte sızdırmazlığı sağlayan bu aradaki açı farkı ve yüzeylerin birbirine tek bir noktada basması durumudur. Özellikle egzost valflerinde karbon artıkları yüzeye yapışarak (vanadium gibi sakızlaşma sıcaklıkları egzost sıcaklığına yakın tuzlar ve bu tuzların karbonlu bileşenleri buna en çok sebep olanlardır) bu aradaki açı farkını doldurup kapatırlar. Alıştırma dediğimiz işlem de biribirinin çifti iki parça aralarına grinding paste denilen macun kıvamında zımparalar ile birbirlerine vurulup çeyrek turlar şeklinde döndürülerek birikmiş karbon ve benzeri artıkların yüzeylerden temizlenmesi işlemidir. valflerin örneğinden devamla, alıştırılmakta olan yüzeyler temizlenip ışığa tutularak, valf seat dediğimiz oturma yüzeyinde çepeçevre ince ve kesintisiz bir aşınma izi görmemiz gerekir. Eğer alıştırma işini aşırı yapar isek valf yüzeylerini tamamen aşındırarak aradaki açı farklarını bir daha dönülmez şekilde ortadan kaldırırız. Bu durumda yapılacak olan ya yeni valfler ile donatmak veya büyük boyutlu valflerde tekrar taşlama işlemi ile kaybolan açı farkını yeniden oluşturmaktır.
Poturdak
[QUOTE=denizcimuzaffer;1894186]OLD açıklamış şahane olmuş Ellerine sağlık.
Teknik olarak ek yapmaya çalışırsam, sızdırmazlık için konik Olarak Birbirine geçecek şekilde yapılmış her parçada (musluktan valfe, dizel enjektöründen kompresör duck valve lerine kadar) 2 yüzey arasında 1 ya da 2 derecelik açı farkı bulunur. Bu açı farkı sayesinde yüzeyler birbirine tek bir noktada adeta bıçak ağzı inceliğinde tam olarak dokunur. İşte sızdırmazlığı sağlayan bu aradaki açı farkı ve yüzeylerin birbirine tek bir noktada basması durumudur. Özellikle egzost valflerinde karbon artıkları yüzeye yapışarak (vanadium gibi sakızlaşma sıcaklıkları egzost sıcaklığına yakın tuzlar ve bu tuzların karbonlu bileşenleri buna en çok sebep olanlardır) bu aradaki açı farkını doldurup kapatırlar. Alıştırma dediğimiz işlem de biribirinin çifti iki parça aralarına grinding paste denilen macun kıvamında zımparalar ile birbirlerine vurulup çeyrek turlar şeklinde döndürülerek birikmiş karbon ve benzeri artıkların yüzeylerden temizlenmesi işlemidir. valflerin örneğinden devamla, alıştırılmakta olan yüzeyler temizlenip ışığa tutularak, valf seat dediğimiz oturma yüzeyinde çepeçevre ince ve kesintisiz bir aşınma izi görmemiz gerekir. Eğer alıştırma işini aşırı yapar isek valf yüzeylerini tamamen aşındırarak aradaki açı farklarını bir daha dönülmez şekilde ortadan kaldırırız. Bu durumda yapılacak olan ya yeni valfler ile donatmak veya büyük boyutlu valflerde tekrar taşlama işlemi ile kaybolan açı farkını yeniden oluşturmaktır.[/QU
ilgilendiğin için sağol abi
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)