Bu konuyu tekrar gündeme almakta fayda görüyorumselamlar,
sağlam omurgayla yıllarca motorda..::cat: jale dural
Merhaba, bu konu ihmale gelmez ve hassasiyetle üzerinde durulmalıdır diye ben konuyu tekrar güncellemek istedim. Kimse zarar görerek motora binmesin. Zevkle binsin diye.sevgilerimle
sağlam omurgayla yıllarca motorda..::cat: jale dural
konuyu güncellemeniz iyi olmuş.şahsen ilk defa okuyorum daha doğrusu okudum.doğru şeyler yazmışsınız ancak ne yazık ki bırakın kursların bu tip eğitim vermesini bazılarının motor dersi verecek scooterları bile yok.ayrıca günümüz yoğun iş temposunda spora ayıracak ne vaktimiz ne halimiz kalıyor. düşüncelirinizi paylaştığınız için teşekkür ederim.en azından bundan sonra motora binmeden önce ısınma hareketleri yaparım.
We believe in sky,not to sunroof!
sağlam omurgayla yıllarca motorda..::cat: jale dural
Güzin Ablanız Her Yerde KuMKuM
Seni Sevdimde Ne Oldu Efes Ve Turkcell Zengin Oldu
kask şart + ben kasksız binmeyi bırak vizör açık 2-3 km gidemiyorum gözlerim sulanıyo rüzgar çarpıyo ayrı her açıdan kask kask kask. . .
[COLOR="Red"][B]"Ne Günlere Kaldık Eyy Gazi Hünkar. Eşşek Vezir Olmuş Katır Hükümdar... "[/B][/COLOR]
Böylesine güzel,bilgi verici bir düşünceyi bizimle paylaştığınız için çok teşekkürler.Sonuna kadar haklısınız.
aydınlatıcı bilgilere her zaman ihtiyacımız var.Çok teşekkürler
kesınlıkle cok gereklı bı konu...aslında kendımde uygulamam ragmen burda bunu yazmayı hıc dusunmemıstım her hafta duzenlı olarak 5gun spoır yapıorum bende nerdeyse 13 yıldır sporun ıcındeyım ve ınanın oldukca faydalı...herseyden onemlısı saglık yasam ıcın motora gelıncede spor vucudun koordınasyonunu artırır cabuk dusunme ve dogru karar verme yetısını guclendırır...bellı sporlar goz-el koordınasyoınunu saglar ve motorda bu cok onemlı...
[COLOR="Red"]CBR 1000 RR[/COLOR][COLOR="Black"]SON KARAR[/COLOR]
sayın jale hn.(kumkum) verdiğiniz bilgilerden maksimum faydalanmaya çalışıyorum.47 yaşında yeni motorcuyum.scooter kullanıyorum. kasım 2008 de kilo verme amaçlı mekik ve bel çevirme hareketi yaparak belimi fazla zorladım.akabinde belimde tatlı bir ağrı oluştu.daha sonra bu ağrı arttı ancak dayanılmaz değil.tomografi sonucu bel fıtığı başlangıcı teşhisi kondu.şu anda kas gevşetici ve ağrı kesici kullanıyorum.biraz faydası oldu. bu durum motosiklete binmeme engel teşkil edermi.devamlı bellik kullanıyorum kilom 79 nasıl bir egzersiz önerirsiniz.bu başlangıç aşamasının ileri götürmemek için neler yapmalıyım.saygılar
selam
bu konunun hortlaması iyi olmuş daha yeni gördüm ve çok etkileyici bilgiler...
öncelikle paylaşımınız için teşekkür ederim...
ve yoğun iş temposu ile çalışan bir toplum olarak masa başında iken bile yapılacak egzersizler olduğunu biliyoruz hepimiz bu konular ile ilgili videolu anlatım lı veya görsel olarak bizleri bilgilendirebilirseniz... çok daha faydalı olacaktır..
teşekkürler...
www.yapimarkt.com
Mustafa Demir
A rh+
Merhaba Sayın Erol 62,
Öncelikle bilgime değer verdiğiniz için teşekkür ederim
yazdıklarınıza göre çıkardığım ilk sonuç şu: 1- kesinlikle çok yanlış bir egzersiz sistemi benimsemişsiniz. bel döndürme en zararlı fıtık hareketlerindendir zaten.. Ve mekik yanlış yapıldığında sakatlık çıkarabilir...
2- ve hiçbir egzersiz bütünleyicisi olmadan yapılmaz.. Sadece karın, sadece bel adece bacak çalışılmaalıdır mesela..
3- scooterları sevemedim ben omurga için, dengede durduğunuz araç üzerinde bacak aranızda bir gövde olmalı. Çünkü sürüş sırasında her slalom ve dönüş, omurga ve belinizi zorlar..
3- scooterınız 150 cc .. yazıyor yan tarafta. Bu küçük model demek. 79 kiloysanız sanırım uzunsunuz da. Ve uzun boylular için o boy scooter zaten beli zorlayacaktır.
Beli sağlamlaştırmak için, pelvis bölgesini, karını, beli, omurgayı ,kalçayı da güçlendirmeli, baacakları da iyice sağlamlaştırmalı, bel ağrımaması için duruşu düzeltme amaçlı sırt egzersizleri de yapmalısınız.. Ya ni bir bütün... yarın akşam dosya göndermeye çalışacağım buraya sizlere.. herkese kazasız sürüşler, sağlıklı omurgalar
Merhaba Sayın Erol 62,
Öncelikle bilgime değer verdiğiniz için teşekkür ederim
yazdıklarınıza göre çıkardığım ilk sonuç şu: 1- kesinlikle çok yanlış bir egzersiz sistemi benimsemişsiniz. bel döndürme en zararlı fıtık hareketlerindendir zaten.. Ve mekik yanlış yapıldığında sakatlık çıkarabilir...
2- ve hiçbir egzersiz bütünleyicisi olmadan yapılmaz.. Sadece karın, sadece bel adece bacak çalışılmaalıdır mesela..
3- scooterları sevemedim ben omurga için, dengede durduğunuz araç üzerinde bacak aranızda bir gövde olmalı. Çünkü sürüş sırasında her slalom ve dönüş, omurga ve belinizi zorlar..
3- scooterınız 150 cc .. yazıyor yan tarafta. Bu küçük model demek. 79 kiloysanız sanırım uzunsunuz da. Ve uzun boylular için o boy scooter zaten beli zorlayacaktır.
Beli sağlamlaştırmak için, pelvis bölgesini, karını, beli, omurgayı ,kalçayı da güçlendirmeli, baacakları da iyice sağlamlaştırmalı, bel ağrımaması için duruşu düzeltme amaçlı sırt egzersizleri de yapmalısınız.. Ya ni bir bütün... yarın akşam dosya göndermeye çalışacağım buraya sizlere.. herkese kazasız sürüşler, sağlıklı omurgalar
Egzersiz terapisti Serkan Yimsel 'nin yazısından alıntı alarak devam ediyorum....
Soru 1. Karin bolgesine yonelik olarak yapilan egzersizler, bu bolgedeki yag oranini azaltmaya ya da belimizi inceltmeye yardimci olur mu?
Vucudumuzun yag orani, basitce anlatmak gerekirse beslenme ile alinan kalori ile hareketlerimizle harcadigimiz kalorinin farki (fazla kalori) olarak kabul edilebilir. Bu fazla kalorilerin vucutta depo edildigi yerler, kadinlarda genellikle basenler ve kol arkalari iken, erkeklerde ise karin kismi olmaktadir. Vucut yaglarinin bu bolgeleri depo yeri olarak secmelerinin nedeni sanildiginin aksine o bolgelere yakin kas guruplarinin zayif olmasi degil, binlerce yillik evrimlesme surecinin genlerimizde olusturdugu niteliklerdir.
O nedenle karin egzersizleri, ya da kalca egzersizleri yaparak bu bolgelerdeki yaglarin eriyecegini ya da bu bolgelerdeki yaglarin kasa donusecegini savunmak bilimsellikten uzaktir. Vucut yaginin azaltilmasi ancak metabolizmamizin hizinin arttirilmasi ile mumkun olabilir. Bu da vucudun buyuk kas guruplarinin kullanildigi ve kisilerin seviyesine gore ayarlanmis kuvvet egzersizleri ile saglanabilir. Bu egzersizler vucut kas oranini arttiracagindan, toplam yag yuzdesinin azalmasina katkida bulunacaktir. Depo bolgelerindeki yaglara gelince, buralari vucudumuzun birincil depolama merkezleri oldugundan, yaglarin burada eksilmeye baslamalari en son asamada gerceklesecektir.
Insanlarimiz, uzun yillar boyunca kozmetik firmalarinin etkisi altinda kalarak, kremler, solusyonlar, ilaclar kullanilarak vucudun belli bolgelerindeki yaglarin eritilebilecegine inanmislardir. Sozlerim her ne kadar onlari dus kirikligina ugratacak olsa da, gercektir, bolgesel yag yakimi fizyolojik acidan imkansizdir. Sizlere bu konuda verebilecegim en gecerli tavsiye, daha saglikli bir beslenme (dogal yiyeceklerin paket ya da donmus yiyeceklere tercih edilmesi, sik araliklarla ve kucuk ogunlerle yeme aliskanligi edinme vs.) ve duzenli olarak hareket etmektir.
Magara adamlarini bir dusunun, bundan binlerce sene once belki oturacak bir sandalyeleri yoktu, ama arastirmalarla ortaya cikartilan fosil yapilarindan anlasildigi kadariyla, gunumuzdeki modern insanlardan cok daha gelismis bir iskelet ve kas sistemleri mevcuttu. Zannetmiyorum ki bunun nedeni guzellik kremleri ya da modern karin calistirma aletlerinde yaptiklari duzinelerce mekik cekmeler idi. Tersine tamamen dogal yiyecekler (topraga yakin) ve vucudun butun kaslarini kullanan acimasiz bir yasam mucadelesi bunu saglamisti.
Soru 2. Karin bolgesindeki kaslari izole olarak guclendirmeyi amaclayan mekik, caki vb. egzersizler, bel agrilarini azaltmaya ve/veya bel stabilizasyonunu arttirmaya yardimci olur mu?
Bu sorunun cevabina gecmeden once, stabilizasyon kavramini biraz acmak ve fonksiyonel anatomiden bahsetmek istiyorum. Stabilizasyon, bir kuvvete ya da bir harekete direnme kabiliyeti anlamina gelir. Govdemizin stabilizasyonu, uc farkli sistemin birbirleriyle ortaklasa calismalari ile saglanir. Bu sistemler:
a) Pasif Sistem: Kemikler ve kemikleri birbirine baglayan ligamentler.
b) Aktif Sistem: Kaslarimiz ve kas fasyasi.
c) Kontrol Sistem: Beyin ve merkezi sinir sistemi.
Bu sistemlerden herhangi birinin zarar gormesi, stabilizasyonumuzu azaltacagi gibi, bel agrilarina da zemin hazirlayacaktir. Gunumuzde olusan bel agrilarinin buyuk bir cogunlugu, mekanik bel agrilaridir. Mekanik bel agrisi demekle, kontrol sisteminin (sinir sistemi ve uyarilari) disinda kalan sistemlerin zarar gordugu bel agrilarini kastediyorum. Kas guc ve esneklik dengesizlikleri, postur bozukluklari, sik tekrarlanan aktivitelerin yol actigi mikrotravmalar (agir bir sirt cantasini surekli tasimak), uzun suren hareketsiz yasam (ofis calisanlari) mekanik bel agrilarinin basta gelen sebepleridir.
Kaslarimizi genel olarak iki bolume ayirabiliriz. Hareketi saglayan kaslar genellikle deri tabakasina yakin durumda bulunan kaslardir ve cogunlukla hizli kasilan kas hucrelerinden ibarettirler. Omurgamiza daha yakin durumda bulunan kaslar ise genellikle stabilizasyonda gorev alirlar ve yavas kasilan kas hucrelerinden meydana gelmislerdir. Aralarindaki gorev farkliligindan dolayi, merkezi sinir sistemi bu iki gurubu birbirinden farkli sinirler araciligi ile kontrol eder. Saglikli insanlarda stabilizasyon kaslari, bir hareket yapilirken hareket kaslarindan daha once kasilirlar ve hareket boyunca omurgayi bir arada tutarlar. Bu, hem hareketin daha etkili yapilmasini saglarken, hem de omurgaya zarar gelmesini onler.
Hareket ve stabilizasyon kaslarinin nasil calistigina bir ornek vermek istiyorum. Diyelim ki kolunuzu herhangi bir amacla yana abduksuyon yaptirdiginizi varsayalim. Siz daha kolunuzu hareket ettirmeye baslamadan once beyin ve merkezi sinir sistemi, servikal omurgadan kuyruk sokumuna kadar olan butun omurganin stabilizatorlerini aktive etmistir bile. Boylelikle vucudun derin kisimlarinda bulunan kaslar omurgayi bir arada tutarlarken, bir hareket kasi olan deltoid kasimiz kolumuzu hareket ettirir ve kol hareketini bitirene kadar stabilizsyon kaslari aktif kalir.
Ancak hareketi saglamaya yonelik kaslarin aralarindaki hassas esneklik dengesi, yukarida bahsettigim nedenlerden oturu bozulmus ise, merkezi sinir sisteminin kas kasilma uyarilarinin duzeni etkilenir. Once kasilmasi beklenen stabilizasyon kaslari daha gec kasilmaya baslarlar ve omurganin hareket esnasinda bir arada tutunmasi guclesir. Yukaridaki ornegi ele alirsak, deltoid kasi stabilizasyon kaslarindan once aktive edilir ve guclu deltoid kasi her kasilisinda omurgamiz dalgali denizde hareket eden bir gemi gibi sallanir. Bu da mekanik bel agrilarinin temel olusum mekanizmasidir.
Sizin de bu bilgilerden anlayacaginiz gibi, bel agrisi ya da sakatligi aslinda cok oncelerden baslamis, birikim hasari sonucudur. Belini sakatlayan bircok insana sordugunuzda, cogu aslinda nasil basladigini bilmez. Bazilari ise ayakkabisini baglamak, arabanin bagajindan alisveris torbasini almak, sabah uyandiginda yuzunu yikamak amaciyla one egilmek gibi cok basit aktiviteler esnasinda bu agriyi ilk kez duyarlar. Buna neden aktivitenin kendisi degil, cok oncelerden baslamis kumulatif postural ve kas dengesilikleridir.
Uzun bir on bilgiden sonra, sorumuzun cevabina geciyorum. Genelde bel agrilarina karsi tedbir almak ya da azaltilmasini saglamak icin, oncelikle hangi kaslari, sonrasinda ise ne sekilde calistirmamiz gerektigini bilmeliyiz. Yukarida kas cesitleri hakkinda verdigim aciklamalara bakarak sizin de gorebileceginiz gibi, hareket kaslarindan once stabilizasyon kaslarinin calistirilmasi, daha dogru olacaktir. Ancak mekik, ters mekik, caki vb. egzersizler aslinda hareket kaslarina yonelik egzersizlerdir cunku vucudumuz hareket etmektedir. Daha onceden de acikladigim gibi bu kaslarin kontrolu, stabilizasyon kaslarinin kontrolunden farkli oldugu icin bu kaslari guclendirirken, stabiliasyon kaslarinin calisiyor oldugunu garantileyemeyiz.
Ayrica sozu gecen egzersizlerin bir cogu, sik tekrarlarla ve isotonik olarak (kasin uzunlugu degisen) yapilmaktadir. Halbuki stabilizasyon kaslari, yavas ve isometrik olarak (kas uzunlugu degismeyen) kasilirlar. Bu nedenle mekik ve benzeri karin hareketleri hem calisan kaslarin turu hem de calisma bicimi yonunden omurga stabilizasyonuna bir fayda saglamamaktadir.
Bel sagligi acisindan faydali bir karin egzersiz programi yapabilmek icin; stabilizasyondan sorumlu kaslara agirlik vermeli, harekete dayanan egzersizlerden once statik egzersizler uygulanmali ve izole kas kuvvetinden once kaslar arasi koordinasyon kurulmalidir. Bu tur egzersizlere en guzel ornek, sirt ustu uzanarak karin bosluguna nefes almak ve nefesi verirken karni iceri cekip gobek deligini sirta dogru yaklasabildigi kadar yaklastirmaktir. Gobek iceri cekik durumda bese kadar sayip tekrar derin bir karin nefesi alarak egzersize devam edin. Bunu yaklasik 15-30 tekrar kadar gunde bir kac kez tekrarlayabilirsiniz
sağlam omurgayla yıllarca motorda..::cat: jale dural
arkadaşlar bi rüzgarda uçacak adam var bir de hortumda okey oynayacak adam var yani ne kadar güçlü olursanız motor üzerindeki hakimiyetiniz artar bence
jale hn. üşenmeyip cevap yazdığınız için ayrıca teşekkür ederim. toplum için çok faydalı bilgiler.
Lütfen sağlığınız için okuyunuz. Önemlidir... sevgilerimle..24 mayıs pikniğine gelirseniz sorularınızı da cevaplayabilirm
sağlam omurgayla yıllarca motorda..::cat: jale dural
Öncelikle konu bi güncellensin diye yazıyorum...
Söylediklerinize çok uzak olamdığım için heralde ki daha çok üslubunuza ve İNANILMAZ duyarlılığınıza hayran kaldım. Her allahın kulu ile tek tek ilgilenerek cevap da veremezsiniz ama, bu da benden... Bu tür konularda(siz çok daha iyi bilirsinizki) epey bilgisiz olan toplumumuza bişeyler aktarmak gerçekten sabır, BİLGİ ve fedakarlık istiyor. Bazı arkadaşların cevapları karşısında(yine) ne diyceğmi şaşırdım ama maşallah siz herkezin saygısını ve sevgisini kazanmayı becermişsiniz. Hatta bi takipci bi kitle bile oluşmuş...
Benim bazı eklemek istediklerim var. Epey spora ve vucuduma düşkün biri olarak sağlam ve sıkı fıkı bi fiziğim var diyebilirim. Motor almadan önce hiç kullanmadığım için acaba vücudun sağlıklı ve Zihnde olması nekadar etkili olur acaba diye hep düşünüyordum. Çünkü ben hayatın her evresinde sağlıklı bi vücudun olması gerekliliğni savunumuşumdur(sigaraya başlamamamın en büyük sebebi). Siz okdar iyi açıklamışsınız ki bu konuyu düşüncelerimin çok da UÇ olmadığını farkettim.
Bana genelde "olum çok zayıfsın ya, biraz kilo al(hatta biraz kilo alsan çok yakışıklı olursun benden demesi bile)" diyenler çok oldu. Ama benim cevabım "ben zayıf değilim, atletiğim olum!" olmuştur genelde. Peki atletik nedir, nasıl olunur? Ben bu işin uzmanı değilim ancak kısa ve genel bi şekilde açıklamaya çalışıcam; Bırakın yapanları, yaptıranların(eğitmenlerin) bile BODY olayında çok bilgili olduğunu düşünmüyorum. Çevremde çok şikayeti olan oldu, ilerki yaşlarda bırakmak ZORUNDA kalanlar oldu. Çünkü genelde kasları şişirmeye ve farkında olmadan kendini HANTALLAŞTIRMAYA yönelik çalıştıkları için... İşte burada atletiklik devreye giriyor. Yani vucudun kendi kendine yeterliliği diyorum ben. Yani sırtınıza nekadar ağırlık alıp nekadar hızlı koşabildiğiniz değil yada nekadar ağır kaldırabildiğiniz değil konu. En basidinden önünüzde duran bir çit, korkuluk yada engeli bi elinizin yardımıyla(hani şu acelesi olan biyerlere yetişmeye çalışan reklamlarda olur) üstünden rahatlıkla atlıyabiliyormusunuz? Peki atlamayın(herkezin ortasında) ama atlıyabileceğinize inanabiliyormusunuz? İşte yaklaşık olarak bundan bahsediyorum.
Yok şukadar bench(neyse artık) bastım yok bukadar bastım diyo adam. Bİ sıksa kemiklerimi suyumu çıkartır yeminlen. Allahtan arkadaşım ama O yüzden diyebildim ki "erkeksen bi barfiks çeksene şurda" diye adam 3.yü çekemedi. Yani arkadaşımın kolları epey guvvatli ama KENDİNİ KALDIRAMIYOR... Çok acayip ya.
Futbol oynayanlar iyi bilir şu tabiri; "rakibin belini kırmak..."(bilmeyenler için; rakibe ölye bir VÜCUT çalımı atarsınızki eleman kalakalır orada). İşte ben o beli kırılan defans oyuncularından (nerdeyse) hiç olmadım. Çünkü her yediğim çalımın ardından arkama hemen dönebilip hatamı telafi edebildiğim için(bkz. Paulo MALDİNİ). Yere sağlam bastığımı düşünürken bir omuz darbesiyle tellere yapıştığımı hatırlarım ancak hiçbirzaman o arkadaşım kadar güçlü ve KALIPLI olmak istememişimdir. Çünkü genelde o yapışmış gibi gözüktüğüm tellerden bile topa daha önce müdahale edebilmişimdir(tecrübe ile sabittir..). İşte budur benim dediğim... Atletiklik, çeviklik, bütünlük ve hız burada devreye giriyor. Hantallık burada kayboluyor.
Ha ben kaslarımı güçlendiririm, onlardır beni ve kemiklerimi darbe ve düşme sırasında koruyacak olanlar derseniz elbette. %100 haklı bir görüş.. Ancak bir laf vardır ; " GÜÇLÜYSEN KIRILIRSIN, ESNEKSEN YAŞARSIN." (gerçi epey içerikli ve detaylı düşünülcek bir japon atasözü(sanırım) ama burayada oldukça uygun...)
İşte nereye geliyoruz,nedir bu atletikliğin faideleri...?? Sizin hareket kabiliyetinizi arttırır. Bir BÜTÜN HALİNDE HAREKET ETMENİZİ ve düşünmenizi sağlar. Bunların motor sürerkenki faydasını söylemiyim bile. Hatta bırakın motoGP yi filan, rallicilerin bile haftada kaç saat antrenman yaptığını bi düşünsek... Tamam hepimiz yarışcı olmıycaz ama en azından bunlar bişeyin göstergesidir. Hani şu; "noldu ya! bianda kendimi yerde buldum" süresinde bile size son ve ani bir hareket yapma şansı tanıyabilr. Kaslarımıza yük bindimektense vücudumuzu bütün olarak hareket ettmeyi öğrenmek özellikle uzun vadede çok faydalı olacaktır.
Çok uzattım ama napıyım...
Merhaba, sevgili Syanur,
Öncelikle konuyu güncellediğiniz için çok teşekkür ederim.
Ve yazdığınız destek veren güzel cümllerinizin tamamı için de...
Sabırlı olmazsak öğrenilebilecek şeyleri de öğrenme şanslarını insanlardan kendimiz alırız diye düşünüyorum, birşeyleri kendimiz anlatıp kendimiz dinleriz o zaman sadece. Oysa her fikirden insan konuya dahil olsun ki, tartışmalardan akıllarında kalan tek şey bile kazanctır bilgi olarak verebilmek istediklerimiz için öyle değil mi?
Atletik olmak , atik ve refleksli davranabilmek, miskin olmamak, düşündüğünü düşündüğü anda bedeninde uygulatabilmek gerçekten önemli.
Çoğu insan, egzersizlere ilk başladığında , hareketleri beyinleri çok iyi algılayıp, ilgili organa yapması için emir verdiği halde beden onu cevaplayıp doğru şekilde uygulayamaz.Çünkü beden beyin arası bağlantılar zayıftır. Zamanla beden kontrolü artar. Bu da en çok beden kontrolü artan kişiyi şaşırtır çünkü kendisi yapabildiğini sandığı şeyi aslında yapamadığını bilmemektedir. Bunu ona gösterince anlayabilir. Göztermezsek, yaptığını sanarak yapmaya ve yanlış üzerinde hareketi arttırmaya devam eder.
Motosiklet ve dikkat ile reflaks gerektiren her konuda da bu böyledir. Göz görür, yapılması gerekeni idrak eder, beyin emir verir ama bedenin cevabı geç veya yanlış olabilir. Bunu nasıl yoluna koyabilirize bakmak lazım. Bu da antrenman demektir.
Atik ve atletik olmak doğuştan gelebilen bir vasıf, kimleri atlet doğar mesela, kasları arsızdır, hemen şekillenir, bioritmi ona göredir. Kimisi de ancak bunu öğretebilir kendine ve bedenine. Kimisine de hiç uygun değildir, ölene dek atlet gibi bir çevikliğe kavuşamaz. Bu noktada kendini de bilmek lazım demek ki.
Sonuçtaaaa
güzel desteğinizle beraber enerjik ruhunuzun yansıması buralara geldi
Teşekkürler
sağlam omurgayla yıllarca motorda..::cat: jale dural
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)