cb 125e Güncesi;
Arkadaşlar elimden geldiğince sizlere ve bu motoru almak isteyenlere deneyimlerimi ve aldığımdan bu yana cb 125 ile ilgili tecrübelerimi beğenilerimi ve memnun olmadığım noktaları anlatmaya çalışacağım. Elimden geldiğince konuya geniş bir perspektiften bakmaya çalışacağım. Not: cb 125 ile ilgili fikirlerim tamamen benim kişisel zevk ve görüşlerimdir herkes aynı fikirde olmayabilir.
Öncelikle cb125'i nasıl ve neden aldığımdan ve önceki motorlarımdan bahsetmek istiyorum malum ya kıyaslamak için bir refereans noktası gerekiyor bu noktada daha önce kullandığım ve tecrübe ettiğim motorlar bana ve size referans olabilir.
herzamanki gibi sabah erken kalktığım ve işe gitmek için arabama binmek üzere yola koyulduğum bir sırada ön camdaki ilan dikkatimi çekti İstanbulda yaşayanlar bilirler ön cama bu tarz ilanlar çok iliştirilir kimi masaj salonları kartlarını ve birçok ismi bile duyulmamış firmalar bunlardan bazıları ama bir motorsiklet resmi gözüme ilşince inip aldım yan koltuğuma koydum. O gün güzel ve güneşli bir yaz günüydü tamda motorsiklet binmek için ideal şartlar vardı. Bense eski motorum olan Regal Raptoru'mu satalı neredeyse iki sene olmuş artık motorculuktan uzaklaşmıştım neredeyse. Herneyse iş yerine ulaşınca yan koltuğuma koyduğum ilanı odama kadar götürdüm ve inceledim içimde tekrar ve heyecan neden olmasın? havada güzel ve senin özgürce dolaşmaya biraz moral depolamaya ihtiyacın var dedim kendi kendime. Keza o sıralar zor dönemlerden geçiyordum nişanlı ve nişanlısıyla zor zamanlar yaşayan çaresiz bir haldeydim düğüne bir ay kalmış başımda bin türlü stres ve bir o kadarda meşgale vardı kendime ayırdığım zamanlar neredeyse yok denecek kadar azdı. Bunlarla konuyu saptırmak istemiyorum ama motorsiklet sahibi olmanın iki teker üzerinde yol almanın insana kattığı özgürlük hissi ve hatta bir adım daha ileri gidecek olursak kendi yazdığınız bir reçeteye verilecek en güzel ilaç olduğunu anlatmak için konuyu birazda hikayeleştirmek istedim. Ne diyordum? iş yerinde bilgisayar karşısında otorourken elimde daha önce adını bile duymadığım Honda cb 125e ilanına bakıyor bir yandanda internette araştırma safhasına geçmeden önce kendimi tekrar motosiklet üzerinde hayal ediyordum. Hepinizinde bildiği gibi Eralp Hoca'nın internette bir testi mevcut inanın o test üzerine motorsikleti almaya karar verdim. Bunun sebebi yazdıkları bile değildi fotoğrafları beğendim ve rengini eğer beğenmediğim hoşuma gitmeyen incelemeri okusaydım bu motoru almazdı ve sonrasında beni etkileyen kriter, fiyatı çok uygundu benzeri diğer kaliteli commutter motorlardan 1000 lira civarında ucuz ve yeni bir motordu herşeyiyle supriz bir paket hakkında kimsenin çok fazla birşey bilmediği ama yazılanlara bakılınca hakkında şehir efsaneleri dönmeye başlayan bir motorsiklet...yani keşfedecek tanıyacak ve siz onun ilk sahibi olacaksınız! işte bu fikir çok hoşuma gitti doğrusu ve denemeye karar verdim bu hızla sevdiğim bir dostumu aradım oda benim gibi sebeplerden olmasada basit bir ulaşım aracı arıyordu ve birlikte tuttuk honda bayinin yolunu. Yaşadığımız zamanda birşeylere sahip olmanın anlamını yitirdiği herkesçe malum benim yaşıtlarım hatırlar çocukken aldığımız ayakkabılarla yatar çok sevdiğimiz pantolunu atmaya kıyamaz annnemize tamir etmesi için verirdik oda yama yapardı ama yine giyer giyerkende o yamadan dolayı yüksünmez sevdiğimizden ayrılmadığımız için sevinirdik. İşte bu çocukça duygularla motorların sira sıra dizildiği bayide henüz satın almadan önce hayaller kurmaya başlamıştık bile kimbilir nerelere gider neler yaşardık sanki ilk bisikletime binerken yaşadığım duygular içindeydim doğrusu.
O sıralar nişanlılık süreci bitmiş haliyle elimde biraz para birikmeye başlamıştı, ve ben motorumu satın aldığımda acaba kullanmayı unutmuşmuyumdur gibi kaygılarla vitesi bire taktığım o dakikadan itibaren artık hiçbir tasa kalmadan yol almaya başlamıştım bile. Sizinde bu yazıyı okurken tahmin edeceğiniz üzere honda cb125 ile benim aramdaki ilişki karşılıklı birbirimizi olduğu gibi kabul etmesiyle başladı ve bence en güzel sevgilerde bu şekilde başlar birbirini olduğun gibi kabul ederek kusur ve hatta hatalarıyla severek aynı zamanda imkansız beklentilerin içine girmeyerek.
Şimdi gelelim ilk izlenimlere özellikle belirtmem gerekir ki öncesinde kullandığım Regal Raptor cruiser olması dolayısıyla rahat bir kullanıma ve iyi bir yapı itibariyle yani yere yakın olması dolayısıyla iyi bir yol hakimiyetine sahipti ancak şehir içinde kullanım söz konusu olduğunda cb 125 neredeyse bir bisiklet kadar kıvrak sürücüsünün kusurlarını örten aynı zamanda tam bir hakimiyet sağlamak adına iyi bir oturuş pozisyonu sunan bir motorsiklet ve hatta bunu sadece sizin için değil aynı zamanda arkanıza aldığınız artçı içinde yapabiliyor arkanızdaki çok iti biri olmadığı müddetçe sürüş dinamikleri sizi zorlamıyor ancak bu Regal raptor için pekte mümkün değildi zaten burada farklı tarzlardan bahsediyoruz yani bu anlamda Honda cb 125 bir commuter motorun olması gerektiği gibi. İlk bin km içinde motoru yaz şartlarında ve iki haftalık bir dönemde kullandım ve rodajını tamamladım ilk yağ değişimi ve servisi için satın aldığım bayiye gittiğimde şikayetlerim sübap sesi ve birtakım yerlerden gelen zırıltı sesleriydi süpaplar serviste ayarlandı 8/10 olarak, servisteki diyaloglara girmeyeceğim ancak yardımcı olduklarını ve bir Marka bilincinde kurumsal bir yardım gördüğümü söyleyebilirim anlaşmamız gereği ilk servis için benden para almadılar ve zırıltıların bir kısmı yerşinden çıkmış fren müşürü (yanlış olabilir keza çok üzerinde durmamıştım servis elemanı anlatırken) birde yolcu peglerinden gelen seslerdi bunlar hallolduktan sonra aynı sesleri bir daha duymadım. Yola çıktığımda yaptığım en uzun yol bir haftasonu sabah 8'den akşam 20'ye kadar motor üzerinde geçirdiğim bir süreydi bu sürede istanbulda gitmediğim yer kalmadı diyebilirim buna şileye gidiş dönüste dahil o gün motor ile yaklaşık 340 km yol yaptım ve yakıt tüketimine vuruldum mabadda hissettiğim ağrı dışında titreşimden oluşan uyuşma gibi bir his oluşmadı ve yol boyunca genelde 90-100 km/h süratlerle kullandım o depo ile ertesi gün 520 km'de yedeğe düştüm ve bu kullanımın yarısı neredeyse artçı ile gerçekleşti. İlk depo ile ise 470 km'de yedeğe düşmüştüm motoru bayiden aldıktan sonra gelelim sübap sesine bu süratlerde kullandıktan sonra oluşan sübap sesi artıyor motoru park edip ertesi gün bindiğimde kayboluyordu bu şikayetler ve ikinci ara yağ değişimi için2400 km'ye ulaştığım motorum ile Honda mototalın yolunu tuttum şikayetimi belirttim ve motul marka yağ değişimi yapıldı. Sübaplar ise 10/10 olarak ayarlandı o gün bu gündür sübap sesi yok ama performans biraz azaldı ancak yakıt tüketimi hiç değişmedi diyebilirim servise 70 tl hizmet bedeli ödedim benden sübap ayarı içinde para aldılar motorun garantide olduğu bildikleri halde neden para aldınız bu işleme dediğimde cevap olarak satın aldığım yerde ücretsiz yapılabileceğini öğrendim saolsunlar. İkinci yağ değişimi yapıldıktan sonra rodaj süresinde hissettiğim viteslerin zor geçmesi tamamen ortadan kayboldu titreşim ilk bin km'ye göre değerlendirdiğimde oldukça azaldı diyebilirim. ancak koltuktan oluşan ağrılarım bu süre zarfında devam ediyordu altıma arabada kullandığım koltuğa arkadan bağlama aparatı olan sırt desteğini motorun selesine bağlayarak çözüm aradım ve iyide oldu. Şimdi ise bunu kullanmıyorum ya sele yumuşadı yada benim mabad taşlaştı. Şaka bir yana sele artık sıkıntı vermiyor Bu ara yağ değişimden sonra hızlı bir şekilde 4000 km'lere geldim servislere tekrar para vermemek ve kendi adıma bindiğim makina ile daha iyi kaynaşmak için servisini kendim yapmaya karar verdim. Po'dan 4t motorsiklet yağına 21 tl ödeyerek kendimin gerçekleştirdiği ilk yağ değişimini 800 ml olarak yaptım. Bundan önce servislerde girdiğim yağ sorunsalına değinmiyorum bile konuyu takip edenler bilirler. Bu motorun kataloğunda üretici 800 ml yağ önerir ancak servisler ısrarla 1 lt yağ koyarlar. Motorumla mutlu mesut 5000 km'lere doğru ilerlerken hergün her şartta bu motoru gündelik aracım olarak tercih etttim bu sırada ne arabama bindim nede otobüslere sadece tatile giderken arabamı kullandım malum motora 4 kişi binemiyoruz ve dizel bir araba gibi 4lt 100 km'de yakan 1300 cc'lik bir uzun yol motoru henüz yok sanırım Tatilden döndükten sonra bir özlemle motora atladım ve demin yukarıda bahsi geçen 5000 km'ye ulaşmak için yolları kemirmeye başladım. Yine bir haftasonu zevkle temizlediğim ve yıkadığım motoruma ertesi gün binmek üzere hazırlandığımda kontak basmadı servis yolunu tutmadan önce bir iki gün bu şekilde vurdurarak bindim servise götürdüğümde ise yine çok ilgili davrandılar sorun marş butonunun oksitlenmesi imiş kolayca çözdüler ve herhangi bir ücret istemeden beni yolcu ettiler. Buradan Mcm Honda serviste usta olarak görev yapan Cüney'te ve Servis müdürü Cengiz beye ve her sorunumla ilgilenen satış şefi Yenal arkadaşıma teşekkür ediyorum. Keza motoru ilk aldığımda bir sorun olarak yaşadığım far tasının kararması (aldığımda öyleydi sanırım üretim hatası) sorununu kısa bir zamanda garantiden hallettiler. Konuyu fazla dağıtmadan toparlamaya çalışayım. 4000 kmden sonra yaptığım her bir kilometreyi kapsayan yağ değişimlerinden sora izlenimlerin titreşimin her seferinde azalması ve vites aralarının git gide dahada rahatlaması örnek verecek olursam ilk aldımda ikinci viteste 40 km/h hıza çıkarken hissettiğim 3 viteste 60 yaparken yaşadığım zorlanma hissi yerini akıcı ve titreşimsiz bir sürüşe bıraktı bunun nedeni 800 ml yağ yada tahminimce motorun rodajının verimli hale gelmesi olabilir malumunuz motorsiklet rodajı araba ile kıyaslanamaz ama arabamda sıfırken aldığım zor vites geçmesi bile kilometreler aktıkça pamuk gibi olmaya başlamıştı. Po'dan aldığım ve 4000 bakımını yaptığım yağa gelecek olursak bu yağ ilk zamanlar iyi bir verim alacağımı düşündürdü ancak motorumu artçıyla kullandığım zamanlar bayılmaya ve daha çok ısınmaya yol açtığını gözlemlemledim bu ise teknik bir veri değil tamamen benim gözlemlerim bundan sonra her bin km'de yağ değişimi yapmaya karar verdim ve öncesinde yakıt aldığım Gulf firmasından 11 tl'ye yarı sentetik Gulf Pride alarak bu fikrimi hayata geçirmeye hemde bu ucuz yarı sentetik yağa bir şans tanımaya karar verdim. Henüz dün tekrar yağ ve hava filtesi değişimi yaptıktan sonra bu yağı kullandığım 1000 kilometrelik periyotta çok memnun kaldığımı söyleyebilirim soğuk günlerde bile tek marşta çalıştı ve vites geçişleri debriyaj performans tatmin edici seviyedeydi diyebilirim. Bundan böyle bin km periyotları üzerinden yağ değişimini yapmaya ve Gulf Pride 10-40 kullanmaya karar verdim 10.000 kilometrede bile çok büyük bir ücret ödemeyeceğim en azından keseme zarar vermeyeceğini motoru koruyacağımı düşünüyorum.
Şimdi gelelim artılara ve eksilere ardındanda nihayi olarak Honda cb 125e ile ilgili nihayi fikrime.
Öncelikle eksilerinden başlamak istiyorum.- - - - - - - - - - -
- Üzerine basarak söyleyeceğim en büyük eksisi aynalar neredeyse otomatik kapanıyorlar özellikle süratli kullanımda ve rüzgarlı havalarda
- Lastikler, genel olarak iyi ama viraj içine bu lastiklere güvenerek yatmayın hüsranla biter. Ben neredeyse soluğu yerde alacağım birkaç tecrübe yaşadım ayaklarımı yere basarak kurtardım (refleks olarak) hiç toleransı yok diyebilirim ancak genel kanı olarak çok kötü olduğunu düşünmüyorum bence en büyük eksileri şamriyelli olması bir kere patladı ve elimde götürdüm motoru bu tecrübeden sonra dublekse çevirmek istiyorum hala araştırıyorum.
- Sele ilk zamanlar gerçekten çok sertti ancak şu an şikayetim yok. Bunu hatır için söylemiyorum
- Devir göstergesi. İnanın görsel olarak arıyorum ama çok elzem bir enstruman değil çünki bu motorun vites göstergesi var ve motoru anlamak için çok keskin kulaklara ihtiyacınız yok vites istediği zaman tatlı tatlı hırıldamaya başlayınca bir tık büyütüveriyorsunuz zaten.
-Görünüm. Genel olarak çok hoşuma gidiyor ama aynı şeyi far tasarımı için söylemeyeceğim ancak bu tasarımın bir artısı mevcut gerçekten çok iyi bir aydınlatmaya sahip.
- Güç. Bunu cbf 150 kullanıcıları için yazdım bence bir eksi değil ancak bu motor 125 cc servisin söylediğine göre cbf 150 ile aynı bloğa sahip ve bir beygir daha güçsüz bence cbf 150'ye göre bu eksiyi yakıt tüketimi, yağ tüketimi gibi disiplinlerde artıya çeviriyor ve hiçbir zaman beklediğiniz gibi cbf 150 kullanıcıları sizin önünüzden uzayıp gidemiyor.
Gelelim artılarına +++++++
+ Görünüm. depo tasarımı, göstergeler. Özellikle geceleyin mavi renk çok hoş.
+ Aydınlatma. Armut tasarım far süper aydınlatıyor.
+ Yol tutuş ve hakimiyet. Bu motoru acemi birisine verin bir hafta sonra motorsiklet ile ilgili korkularını yener. Şehir trafiğinde sizi zora sokmayan keşmekeşten kurtaran bir kıvraklığa sahip.
+ Yakıt tüketimi. Depoyu tam 15.80 lt shell'den doldurdum. Hava bastıklarını düşünmüştüm ama bu benzinle tam 630 km kullandım yedeğe 560 km'de geçti ardından fazla şansımı zorlamadan benzin aldım tekrar.
+ Sağlam. 6300 kilometredeyim gevşeyen sarkan titreyen hiçbirsey yok. Regal Raptor ve kangda 125 ile kıyaslamıyorum bile. Regal sıfır idi aldığımda 400 km'ye geldiğinde servise gittim herşeyini tüm vidaları sıktırdım. Bu motorda oluşan titreşimin zerresi Honda'da yok. Yanlış anlaşılmasın cb 125'de titreşim yok demiyorum. Rölantide ve alt devirlerle üst devir sınırlarında var ancak bu el uyuşturacak taş dökecek hasta edecek tipten değil aksine benim hoşuma giden tatlı bir his sonuçta elektrik motoruna binmiyoruz altımda bir makina olduğu hissini ve bu makinanın çalıştığının bir göstergesi olduğunu düşünüyorum.
+ Boyası. Atacak, kalkacak cinsten değil üzerine yanlışlıkla defalarca anahtarımı kaskımı çarptim banamısın demedi. Tazyikli suyla yıkatıyorum her seferinde hiç bir şekilde zarar ziyan yok.
+ İzolasyon. Ragal raptoru her yıkadığımda bu bana bir bujiye yada temizliğine maloluyordu. cb 125 bu konuda özellikle beğenimi kazandı çünki ben temiz motora binmeyi seviyorum. İstediği kadar basınçlı olsun her seferinde bir marşta çalıştı motor.
+ Mutluluk. Ben bu motoru alırken çıkar ilişkisine girmedim açmak gerekirse büyük beklentilerim yoktu amacım tekrar iki tekerin özgürlüğüne kavuşmaktı. Ve ihtiyacım olan özel zamanı iş çıkışlarında boğaz turlarında tek başıma yaptığım geizlerde bu motorla doya doya yaşadım. Eğer küçük meseleleri sorun etsem (bu motorla ilgili şehir efsanelerini) zevk alamazdım.
+ İşletim maliyeti. Sorunsuz yapısı ve servis periyotları ile yağını değiştirin devam edin.
+ Marka güvencesi. Tamamen ön yargısız olarak yazıyorum. Örnek gerekirse birçok Çin malı motor vardır ki Honda cb 125'ten daha üstün atak ve seri hatta daha titreşimsiz zaten Honda cb 125'te Çin'de üretiliyor. Ben üretim ve Honda markasının standartlarının farklılığına hiç değinmeyeceğim sadece kullanırken memnuniyetimi biliyorum ki bu bana yeter. Ancak şu varki siz bir malı aldığınızda onun arkasında duran birde yetkin güvenilir kurumsallaşmış bir firma arıyorsunuz işte bu noktada ben bu motordan ve Markadan memnunum. Servise gittiğim her seferinde arabamı yetkili servise götürdüğümde aldığım hizmeti ve servisi aldım
Sonuç olarak, aklıma gelen gelmeyen değerlendirmediğim birçok sorun yada beğenimi atlamış olabilirm sonuçta bunlar benim subjektif değerlendirmelerim ve kriterlerim sizde o yönüyle değerlendirirseniz memnun olurum. Tekrar ediyorum bu yazdıklarım benim Honda cb 125 ile aramdaki ikili ilişkim yani biraz bana özel artık sizlerde biliyorsunuz aramızda geçenleri okumaya vakit ayırdığınız için teşekkür ederim.