Motul 100 derecede bile özelliğini yitirmiyor, bende çok araştırdım, bütün değerleri hala yağın motoru koruduğuna işaret ediyor.
Bende Honda CB 125 E modelinin Türkiye, Avustralya ve Ukrayna ya satılan motosikletler ile verilen kılavuzları mevcut.
Bütün kılavuzlarda aynı değerler önerilmiş, zaten coğrafyaya göre bukadar büyük değişiklik gösteremez, yağ standartları kılavuzda bahsi geçen motosiklet motoru ve şanzımanı için en sağlıklı olanı olarak öneriliyor.
Ben kılavuza birebir uyma taraftarıyım, yakıtı arttırmayı, motosikleti kasmayı, daha sert yağ koyup zorlamayı, Honda aksini söylemediği sürece düşünmüyorum.
Sibiryada yaşıyor olsam, motosikleti Türkiyeden alıp götürsem kılavuzda yazandan tereddüt ederdim. Biçok ülke 55-60 derecede 10W30 kullanıyorsa ben 35-40 derecede tereddütsüz kullanırım.
Yağ nekadar sıvı ise ester katkıları ile tutunma dengelenir, tek soğuk yer olan karterde sıvı yağın soğuma süresi daha hızlı olur, motosiklet daha sıvı yağ ile çalışınca daha ferah ve sürtünmesiz olur ve motor daha az ısınır.
Dolayısıyla bu rahatlama motosikletin ömrünü uzatır, atikliğini korur, zorlanma olmadığı için yakıt sarfiyatında ciddi farklar olur. BMW enduro kullanıcıları harici hiç duymadım 15W50 kullanan. Onlarda kılavuza uyuyordamı kullanıyor bilmiyorumı.
Ben bunun çok faydasını gördüm, Honda motosikleti benden iyi tanıyor sonuçta, ne derse o
Sağol uyarın için.
---------- Mesajlar birleştirildi - 07:56 ---------- bir önceki mesaj zamanı 07:42 ----------
Kalın yağda ise durum tam tersi, motosikleti çalıştırdığımız ilk 3-5 dk yağ her noktaya temas edene kadar mikron zar tabakaları yırtılıyor, metal metale sürtüyor tahrip oluşturmaya başlıyor.
Bu durum 10 - 15.000 KM lere kadar farkedilemiyor bile, aksine daha sağlıklıymışçasına bir izlenim bırakıyor kullanıcıda. Dünyadaki forumlar hep bu tür açıklamalar yapmış.
125 cc
cik motosikletimiz var zaten, narin davranmakta fayda var