Yokuş aşağı inerken arka lastikteki ağırlık azaldığı için kayabilir, ağırlığını kesinlikle öne verme. Düşük vites, yüksek devirde kalman işine yarar. Fren ihtiyacı olduğunda gazı kapatarak yavaşlamayı sağlayabilirsin.
Virajda ise giriş hızı, kafayı çevirip baktığın noktalarda hata olabilir. Bacaklarınla motoru yeterince kavramadığın için kolların ve omzun rahat olmayabilir. Teknik olarak hepsi sorunsuz olsa da yoldaki kavisi veya eğimi göz ardı etmiş olabilirsin. Örneğin gidiş geliş tek şeritli yollar içten dışa doğru kavisli olur, yağmur tutmasın diye. Bu yüzden sola dönüşlerde kayma olabilir.
Benim lastik 15 bin km'de, hala sorunsuz ve kaymıyor. Yağmurdaki performansının kötü olduğunu düşündüğüm için lastik sipariş ettim, 18-20 bin km arası değiştireceğim, onu da belirteyim.
bu motora michelin marka lastik dışında başka lastik takan var mı orjnal ölçülerde irc lastik örneğin varsa fiyatı..
https://www.youtube.com/watch?v=GGatfgQkPGY
Pirelli diablo rosso 2 sipariş ettim ben. Orjinal ölçülerinde bir lastik. Ama daha tedarik sürecinde gözüküyor, 30 işgünü süre verdiler . Ön arka 458 TL tuttu.
diablo'ları beklıoruz o halde soner de sıparıs etmıstı. kasım'a kadar test edın onaylayın alalım
fiyat iyi gercekten...
Motolastik.com diye bir siteden aldım.
http://www.motolastik.com/Urun/Pirel...-pmu26368.html
http://www.motolastik.com/Urun/Pirel...-pmu26392.html
Aytacaksel de oradan almış. Almadan önce Anes'e sordum, 650 TL fiyat söylediler. Bu site 20% indirim yapmış, o yüzden fiyat uygun galiba. Ama 1000 TL çok yahu .
Arkadaşlar cevaplarınız için çok teşekkür ederim. Özellikle seigen detaylı cevabın için teşekkür ederim, dediklerine dikkat edicem. Herkese iyi akşamlar...
Abi özgül motora gittim. Yanımda telefon açıldı, ve aynı yerden sipariş geçtim. Zaten iletişim yerine bakarsan izmir firmasıdır. Aynı firma bana 1.000 tl ye verdi. Eğer dükkana gidip 1.000 TL ye veriyorsa, internetten ise o fiyata veriyorsa, gebertirim ben onları . Hani inş. yanlışlık yoktur tabi ama ben de motolastikten aldım. Gerçi öyle bir şey olsa sana dönüş yaparladı. Yanlız sen bi ara sor bir de başka bir ürünle karşılaşma.
Önce emniyet, sonra hareket...
Sipariş geçmeden önce telefonla arayıp sordum zaten, 30 iş günü süre söyledi telefonda. Senin sipariş ettiğin lastikler orjinal ölçüde mi? ZR kodlu olan 110/70, 150/60 var, onlar olmasın? Fiyatları yükseliyor biraz ama yine 1000 tl değil .
zr hız serısı degıl mı abı? bız t veya h almamıs lazım degıl mı 190-210kmh cıvarı ıcın?
Ben yarın bi konuşayım bakayım. Çıkar bu işi kokusu . Çünkü aynı lastikte hondamototal da 1.000 TL.
Önce emniyet, sonra hareket...
Simdi internetten baktim da kullandigim lastik W serisiymis 270+ Yarin lastigi de kontrol ederim. Demek ki ust sinir ucsa da oluyormus Diablo Rosso II'ye de baktim motolastik'te W ve H serileri mevcut. Ikisi de uygun gorunuyor.
---------- Mesajlar birleştirildi - 00:48 ---------- bir önceki mesaj zamanı 00:44 ----------
Eger dogru anladiysam, yaninizdan da telefon acsalar ticari bir kurum ticari bir kurumdan fiyat alirken mutlaka komisyonunu koyar. Keske onlar fiyat almadan kendiniz telefon edip sorsaydiniz.
Olayi yanlis anlamis da olabilirim
Yok fark alınmadı. Telefon açıldı, katalogdan fiyat hesaplandı, sipariş geçildi. O günkü kur farkı neyse ben onu Özgül motora ödeme yaparak siparişi geçirttirdim. Fakat aynı aldığım yer, kendi sitelerin de yarı fiyatına veriyor. Yani 2 takım lastik fiyatına tek takım alıyorum.
Şimdi düşünüyorum, bu lastiği hondamototal gibi yer de 1.000 tl ye satıyor. Aneste. Olay karmaşıklaştı açıkçası. Yarın kendileri ile görüşüp, varsa yanlışlığın kimden kaynaklandığını bulmak daha mantıklı olacaktır...
Özgül motor bana sadece motolastik firması ile görüşerek aracı oldu ve aynı şekilde 1 ay sonra sağlanacak bana lastik...
Önce emniyet, sonra hareket...
Komisyon koymadan araci olacagini sanmam. Anladigim kadariyla katalog fiyati da motolastik'in degil Ozgul Motor'un. Ticari isletme istedigi fiyati yazar. Motolastik toptanci olsa, perakende satmasa aklima yatar da bu sekilde aklima yatmadi. Umarim kisa surede cozersiniz. Ben de merak ediyorum sonucu umarim olumlu olur.
Forumda motosikletle ilgili ipuçları paylaşan herkese teşekkürler. Diyloglar kısa kısa ve çoğu zaman alakasız yerlere sapsa da aralarda yakaladığım ipuçları bana baya faydalı oldu diyebilirim. Burada paylaşılan pratik bilgiler emin olun birilerinin işini görüyor.
Ben de tam 1 ay önce 2012 cbr250r ile aranıza katıldım. Forumu uzun süredir okuyucu olarak takip ediyordum, bugün üye oldum. 1 ayda yaşadıklarımı kabaca özetleyip dikkatimi çekenleri paylaşmak isterim, motosikletle ilgili soru işaretlerinden bir kısmına cevap olabilirsem ne ala.
Bu benim ilk motosikletim. Aldığım günden bu yana istanbul içinde işe gidip gelirken günde yaklaşık 40-50 km ve haftasonları kısa yakın mesafe geziler için kullanıyorum. Motosikleti Topcase ve taşıyıcı demirleri ile Anes motordan aldım. Önce bizzat gidip istoç'taki arkadaşlarla ardından teslim alırken beşiktaş şubedeki arkadaşlarla tanıştım. Forumdan baya takip etsem, yurtdışı sitelerdeki kritikleri incelesem de kafamda soru işaretleri vardı ve sağolsunlar baya yardımcı oldular. Topcase ruhsat plaka jant şeridi, koruma takozları derken baya bi indirim de yaptılar. Noterden 50 küsur lira vekalet verdim sigortasına kadar herşeyini halletiler ve zarf içinde belgelerle teslim aldım.
Aslında enduro motosikletler daha çok çekiyo beni, Dual-sport'ların özellikle F650GS'in hastasıyım, hatta racing motosikletleri sevmediğimi söyleyebilirim ancak hem ilk motosikletim olması hem de 250 cc sınıfından daha yukarıda iyice pişene kadar gözüm olmaması hem de seçeneklerin zaten kısıtlı olması gibi nedenlerle bunda karar kıldım. Oturuş poziyonu olsun, keskin çizgileri, teknolojik yenilikleri ve kalitesiyle racing'den çok tam yeni nesil bir şehir motosikleti olarak tanımlanabilir bu. Bu motora alıcı gözle bakan ama racing sınıfı diye diğer marka/modellere bakanlar varsa hiç düşünmesinler. Pişman olmazlar. Ben 2 yıl kadar kullanıp 500cc üzeri bir motor almayı planlıyorum.
Burada ek bilgi vereyim, uzun süre bisiklet ve scooter kullandım, dengem oldukça iyidir, güvenirim. Yine de 168 kiloluk ağırlığı ilk buluşmada tedirgin etmedi değil, (ipucu-1) ilk motorunuzsa dengenize güvenmiyor, motora hakim olacağınızdan emin olamıyorsanız karar vermeden önce gidin bayide görün, üstüne oturun, gerekirse 150cc lik daha hafif modellere mutlaka bakın. Başlangıç motorum desem de kaslı ve güçlü bir motor bu, 29 beygir az değil, bu işin şakası yok. Bu konuda birçok kişi beni uyardı, ben az buçuk olayın farkında olduğumdan ve bisikletle taklalı kadroyu kırmalı kazalarımda 2 tekerlekli aletten düşmenin ne demek olduğunu baya bi iyi bildiğimden tercihimi değiştirmedim.
Bir sürü değişik şey yaşadım 1500 km - 1 ay boyunca, özet geçeyim; öncelikle dakika 1 gol 1 oldu anes beşiktaştan motoru aldığımda. Arkadaş 1 torba para verdik 1 litre benzin koyulmaz mı motora? Motor gelince benzinini mi alıyorsunuz içinden napıyosunuz? Ayıp baya bu. Zarfı aldım, kaskımı ceketimi giydim motora ilk kez oturdum ve çalıştırdım, barbarostan yukarı zincirlikuyuya, hemen ilerideki benzinliğe girip benzin alacağım. "Abi fabrika çıkışı benzini azdır içinde, ilk benzinciye gir" dediler diye. Neyse indirdim kaldırımdan arkadaşımın motoruyla gelmiştik 2 kişi, o öncen ben arkadan tın tın kenardan gidiyoruz, Kız gibi motor altımda, ışık saçıyo resmen, keyfim ne biçim.
300 metre gittim motor durdu. Tekrar marşa bastım çalışır gibi oldu durdu, tekrar bastım bu sefer çalışmadı. Ulan dedim.. 2 dakika bekledim, trafik akıyor bizim eleman baya bi gitti 1 km kadar yukarıda durdu ama geri dönemiyor. O da tedirgin ben çarpıcam düşürücem diye, beni gözlüyor. 2 kere daha bastım marşa ı-ıh çalışmıyor. Neyse açtım ayaklığı direksiyonu kilitledim karşıya geçtim yaya geçidi yok bişey yok araba altında kalmadan shell idi sanırım tam karşısı. 5 litrelik bi bidon aldım marketten içine aldığı kadar benzinle geldim depoyu doldurdum ve çalıştı. Bu da böyle anı oldu, (ipucu-2) - motorun içindeki benzin beni 300 metre götürdü, ilk iş benzin alın.
Geçenlerde dolapdereden ramada - pangaltı yönüne giden yolda, taksim ayrımı kavşağında ışıklarda durdum, yeşil yandı kalktım 20-30-40 hızlanıyorum pangaltı yönüne, tam 3'e alıcam göz ucuyla da aynadan arkaya baktım bakmaz olaydım nah böyle masa kadar çukur var yerde, masa genişliğinde ve nerden baksan 20 cm yüksekliğinde. Hızım 40 falan ve ivmeleniyordum, 8-10 metre ya var ya yok çukurla aramada, durmam çok zor o mesafede, ani yatırmaya da cesaret edemedim kaydırırım diye, istemsiz bisikletteki gibi ayağa kalktım tam çukurda ön gidonu zıplar gibi yukarı çektim, ağır olduğunda pek etki etmedi sanırım yaptığım hareket, hafif bi sarsıntıyla girdim çıktım çukura. Çektim sonra kenara baktım sağına soluna bişey yok. Sanırım ön amörtisor sonuna kadar kapandı açıldı o an. Bir de alt ortadaki plastik çene (ona bişey deniyodu unuttum) sanırım değmiş taşa, 2 parça halinde birbirinden hafif ayrılmışlar, ciddi birşey yok bunun dışında. Ama arkamda artçı olsaydı daha kötü olurdu heralde. (ipucu-3) Aynalara gözler istemsiz takılabiliyor, takılmayın. Hızlıca göz atıp dikkatinizi yola geri verin (ipucu-4) cbr250r bir enduro değil =) çukurlar tehlikeli olabiliyor, yola dikkat edin, çukura girmeyin. Neredeyse düşüyordum diyebilirim.
Motoru 850 km'ye kadar zinciri hiç yağlamadan kullandım, sıkıntı olmadı ama yazın 300 km de bir, kışın yaşmur çamur gördükçe (çok daha sıklıkla) yağlamak gerekiyormuş. Rodaj sonrası bakımına 850 km de girdim ki o da ayrı hikaye; motor 850 km ye gelene kadar 4-5 kez baktım motor yağına, elimle zincir yağını kontrol ediyorum falan, derken 850 km deyim, ofisten eve gelicem akşam bi baktım yağ yok, dik tutuyorum motoru tekrar bakıyorum pencereye yok aha dedim yağı bitmiş, motoru kilitlicez diye panikle anesi aradım dedim benim yağım bitmiş göremiyorum yağ pencerede dik tutuyormusunuz nasıl olmaz dediler evet dedim dik tutuyorum falan abi dedi sakın çalıştırma motoru ordan nakliye bul yükle gel. Ulan eve gidicem işten çıkmışım civarda ne nakliye kamyonu var ne öyle bi bağlantım işe bak. Neyse arkadaşı aradım sordum dedim böyle böyle, "abi olmaması lazım öyle bişi olmaz yağ vardır onda az da olsa, yapcak bişi yok sabah binip gittiysen zaten olan olmuştur bence ordan direk servise geç" dedi. Eh dedim motoru dinleye dinleye 30km ötedeki istoça geçtim hemen servise aldılar, eleman "abi yağ var bunda" dedi nası dedim bi baktım yağ var, e vardı yoktu derken motoru yanlış tuttuğumu anladım. (ipucu-5) motorun yağına bakarken hem X hem Y ekseninde dik tutmak gerekiyormuş. Ben 15-20 derecelik bir yokuşta dik tutarak bakmıştım. Neyse gelmişken girse olur mu 1000km bakımına gelmem zor olacak tekrar dedim olur dediler, velhasıl 880km de yağ değişti, adını ilk kez duyduğum bi yağ koyacaklarını söylediler istemedim, 10-30W Motul yağ aldım (5-10 lira civarında fark verdim üstüne), yağ filtresi değişti, bir de arka zincirin boşluğunu aldılar biraz, ayrıca motul zincir yağı aldım (ipucu-6) motorunuz yeniyse henüz arka sehpa almadıysanız zincir iki kişi yağlanabiliyor. Boşa alın, biri ayaklığın üstüne doğru dikkatlice motoru eğip arka tekeri yerden kessin, diğeri tekeri elle döndürüp yağlasın. Zahmetli bu iş, ilk fırsatta sehpa alıcam.
Bunlar dışında bir kez o mavi özel halk otobüslerinden birinin arkasına girdim sağdan, sağımda park etmiş arabalar var. Solumda otobüsün arka teker sonrasında kalan kısmı, aynalar yüzünden geçemedim durdum. otobüsün de önündeki araç kıpırdamayınca otobüs şoforü sanırım sinirlendi, tam kırdı yola doğru ve çıkmaya başladı, o sırada otobüsün kıçı arka teker üstünde bildiğin pergel gibi dönmeye başladı, eyvah dedim kornaya bastım ama abi 25 metre ilerde. Duymadı zaten geç de olmuştu. Ucu ucuna değdi değecek derken ben ayağımı sıkışmasın diye hafif yukarı çektim tam o sırada otobüs de dönüşünü tamamladı ama takozdan tutup 5cm kadar itti beni sağımdaki arabaya doğru. Sağdaki arabaya yapıştım, araba olmasa devrilirdim heralde motor değemedi arabaya bacağımla güç bela tuttum ama ödüm de koptu terminatör filmindeki pres gibi orada sıkışmaktan. (ipucu-7) çıkamayacağınız deliğe burunuzu sokmayın. Tehlikeli olabiliyor. Özellikle istanbulda gördüm ki dolmuşlar 1, taksiciler 2 otobüsler 3. sırada tehlike yaratma potansiyeli anlamında. Bu olay yüzünden söylemiyorum, en az 5-6 kez bu tür araçların ani - beklenmedik hareketlerini telafi etmek - kaçmak durumunda kaldım.
Ne çok şey varmış anlatacak. Topcase konusunda birkaç kelam etmek isterim, kimisi motorun tipini bozduğunu v.s. söylemiş ben tip kadar fonksiyonelliğe de önem verdiğimden 34 litre GIVI marka topcase taktırdım satın alırken. Bayi orjinal yan tutacakları sökmüş, yerine ise siyah gayet stabil - sağlam ve görüntüsü çirkin olmayan bir topcase sehpası takmış. Tutacakları motorla birlikte ayrıca teslim ettiler. Çok işe yarıyor. dizlik, eldiven, kask derken motorla bi yere gittiğinizde robokop gibi oluyosunuz ve indiğinizde bunları koyacak yer olmaması bence büyük sıkıntı. (ipucu-8) Demirini - sehpasını adam gibi yaptırır, hacim olarak 34 litreyi geçmezseniz çirkinlik değil fonksiyonelite kazandırıyor. Merak edenler için en kısa zamanda resimlerini eklerim.
Bir diğer yorumum ise şıngırtı ve ses meselesi üzerine. Evet motorda bir sürü ses var, kulak verince 5000 devirden sonra belirgin olan bir şıngırtı var ama zincirin sesiyle de birleşiyor sanki biraz. İlk başlarda çok sıktı canımı, bu nedir dedim bi süre, araştırdım falan, başka motorlar nasıl bilmiyorum, servis ve honda yetkilileri sesin normal olduğunu savunsa da ufak sinek mide bulandırır baya bi bakındım yabancı forumlarda sanırım çözmüşler shim ayarı v.s. demişler ama anlamadım. Böyle metal sesi gibi mekanik bi ses. Ama şu var ki belli bi hızdan sonra gaz vermeden de o sesi duyabiliyorum bazen. Plaka tepeden 2 noktadan vidalandığından alt kısımda plaka ile plastik taşıyıcı arasında bir esnek boşluk var bugün farkettim. Oradan da geliyor olabilir sesin bir kısmı.
Bunlar dışında motorda en az yarım depo benzin varken 1500 km'lik ömründe toplam 3 kez aniden durdu motor. Hareket halinde baya cep telefonu gibi kapanıverdi. Gidiyorsun bi yandan, vites yükseltip tekrar gaz veriyosun tepki yok. Bi bakıyosun motor kapanmış ekranda görüntü yok, cep telefonu gibi. Benzinde pislik v.s. denk gelmiştir diye düşünüyorum ama soru işareti yaratmadı değil. En son ya 4 ya 5. viteste, 90kmh ile giderken akıcı trafikte oldu. Vitese dokunmadan debriyajı çektim, fren yapmadım, o hızla giderken tekrar bastım marşa, çalıştı, yavaşça tekrar bıraktım debriyajı. Doğru mu yaptım bilmiyorum ama devam ettim kaldığım yerden yola. Çalışmasa ne olurdu bilmiyorum.
Bir de; HGS taktım geçen gün. 1. sınıf araç muamelesine devam ediyorlar, gelenek bozulmamış. 4 tekerli 1.5 tonluk araçla aynı parayı vermek zorunda bırakılmak çok kötü. 3.5 lira köprüler. Kredi kartının 3'te 1 i kadar yassı dikdörgen bi kağıt. Kitapçıkta arabaların dikiz aynasının ortasına 5-10 cm diye ölçü vererek anlatmışlar yapışacak yeri, kamyonlar ayrı gösterilmiş arabalar ayrı. Motosiklete nasıl takılır yok. Gerçi motosiklet, bisiklet yaya diye şeylere pek önem verildiği de yok trafik kanunlarında bile. Kartı veren adam motosiklete takılamayacağını ıslandığı ya da söküldüğü anda bozulacağını, tavsiye edilmediğini söylese de "ver sen onu ıslatmam ben" diyerek 30 liralık yükleme + 5 liraya aldım. Ön siperliğin iç kısmına, devir saati ile siperliğin tam arasına yapıştırdım. Hiç sorunsuz okuyor, yağmur falan da girmez oraya, çok zor. Sadece motoru yıkatacak olursam ekstra dikkat etmem gerekecek. 3 defa geçtim şimdiye kadar, hiç problem olmadı. Okuyor yani. Bir ara resmini paylaşır etiketi de gösteririm.
Özet; ufak tefek şeyler dışında motordan baya bi memnunum. Yakıtı hiç ölçmedim, 5 litre de yaksa binerim ben bu motora. 3-4 arası gezdiğine eminim. (ipucu-9) Rodaj yeni bittiğinden ölçücem bu aralar, rodajda çok yakması normaldir diye biliyorum. 4.5 ile 5 litre arası yakıyor diyenler motoru nasıl kullandıklarını ve kaç km de olduklarını da söyleseler iyi olur aslında. Uzun yolda 2.8 yaktım diyenler var o kadar düşmesi çok iyi ama benim öyle bi beklentim yok.
Lastikler konusunda ise; ilk motorum olduğundan nerede ne kadar yatmam gerekir, yatarsam nereye kadar yatar nerede kaymaya başlar çok iyi kestiremediğimden şu ana kadar her viraja dikkatli ve uygun hızda girmeye gayret ettim, birkaç kez yanlış hız / vites kombinasyonu ve debriyajı sert bırakmam yüzünden şu yüzeyi parlayan asfalatta arka tekeri hafifçe iki kere kaydırdım ama paniklemez ve duruma göre lastiğin tekrar asfalta tutunmasını sağlayacak hareketi yaparsanız hemen toparlıyor. (ipucu-10) olur olmaz gerektiğinde duramayacağınız hızlara çıkmayın. Öndeki trafiğin durumunu her daim kontrol edin. 2 kez oldukça kısa mesafede 80-90'dan 0'a kadar düşmek zorunda kaldım, ön teker kilitlenmese de arka tekeri kilitlendi ve kaymaya başladı. Arka freni bir anlığına bırakıp lastik tekrar dönmeye başlayınca tekrar fren yaparak durabildim. Doğru mu yaptım bilmiyorum ama bu hareketi yapmayıp kaymayı sürdürseydim sadece ön fren gücüyle duramayacaktım. Bunu özellikle hatırlatmalıyım. Kışın yağmurda karda kıyamette binmem diye düşünüyorum ama binecek olursam michelin ya da pirelli lastik alırım heralde. Motoru şimdiye kadar ıslak zeminde hiç sürmedim ama sürdüğümde buzdaki balerin gibi gezecek galiba. Çok dikkat edeceğimi bilsem de orjinal lastiklerle yağmurda binmem ben. Tavsiye de etmem.
Tüm bunlar sonunda 2 sorum olacak;
1. yan çanta / heybe (sidebag deniyor sanırım) düşünüyorum ama motorun tasarımı ve sınıfı yüzünden yan çanta için çok uygun değil, motomax'ten bi heybe baktım ama altını desteklemedikçe tekere değecek, bu yüzden almadım. Bir yabancı forumda gördüm ama sonra onu da bir daha bulamadım, plastik u harfi şeklinde birşey takmışlar, yanlara asılan çantaların tekere değmemesini sağlıyor, o aletin adı nedir? Türkiyede bulunur mu?
2. Haftaya kara kış gelmeden ege sahil şeridinden güneye doğru inicem 800-900 km gidiş 800-900 dönüş bir rota planlıyorum, uzun yol için tavsiyeleriniz nelerdir? Yedek lambaları nereden satın almak lazım? Uzun yola çıkacak motosiklet için sabit bir checklist var mıdır? Neler alınmalı doğal kaynak suyu, yağmurluk ve zincir yağı dışında? =)
Şu an bu konu içerisinde 12 kullanıcı var. (0 üye ve 12 misafir)