Jies adlı üyeden alıntı
Bir kaza haberi de benden...
geçen cuma 5 ekimde 1700 kmde ilk ve talihsizliklerle dolu kazamı yaptım. Ben hastaneye, motor otoparka. Sezon benim için erken kapandı. En az mart nisan 2013 e kadar motor yok artık, sonrasında binip binemeyeceğim muamma.
Acı dolu 9 gün sonunda bu satırları tek elle yazıyorum, yazıyorum ki okuyun risk almadan önce 2 kere düşünün. boşuna şeytan icadı demiyorlarmış bu alete. sağ dirseğimden 2 gün önce 5 saat süren bir ameliyat oldum. kıkırdak diye bişey kalmamış doktorların söylediğine göre kıkırdağa ek olarak kemik tuz buz olmuş. Kırık sayısı diye bir rakam veremediler. Platin takıldı falan bundan sonra ne kadar hareket edeceği muamma doktorlar kötü konuşuyor bakalım fizik tedaviye başlayacağım işte. günlerdir acılar içindeydim ameliyat sonrası acı kavramını yeniden öğrendiğim kabus gibi bir gündü. vidaların sızlattığı kemikler ayrı, 30cm lik ameliyat dikişi ayrı.. 3 gün oldu işte neyse toparlamaya başladım.
Olaya gelince, mecidiyeköyden taksime giderken cevahiri geçince sağa dönen dar bi soak var o sokak sizi burger king ve türkiye petrolleri vs. nin olduğu caddeye bağlıyor, abidei hürriyetin sonuna, oradaki benzinciden benzin alıp e-5 e bağlanıp zeytinburnu tarafına gideceğim ki yeni aldığım ve daha 50 km binmediğim michelin pilot activ'ler ile biraz yol yapayım rodaj olsun niyetindeyim.
Benzini aldım çağlayan adliyesinin altında yeni bir tünel var şişli yönünden gelirken, o tünelden ilk kez geçip e5 e bağlanacağım. Tünelden önce ışıklarda durdum. Ortadayım sağımda solumda araçlar hava süper. Yeşil yandı biraz hızlı çıktım tünele kadar 1-2 km bomboş yol, tünele yaklaştım yaklaşık 100 km gibi bir hızla.
Tepe gibi yapmışlar tepeye ulaşıp tünele inmeye başlayınca görünüyor ki tünelin içinde hafiften viraj dönüyor sola kestim gazı virajı görünce, motoru da lastikler yeni diye çok yatırmadım. yaklaşık 75-80 km gibi virajı ilk gördüğüme göre yeterli olduğunu düşündüğüm bir hızla girdim. artçım yok (iyi ki!) 2 şerit tünel içi, sağ şeridin sol tarafından girdim ki hızım bir tık fazla olabilir hissediyorum, şerit kaçıracak olursam pay kalsın (hata: viraja yanlış girmek). Meğer nalet viraj tıpkı salyangoz kabuğu gibi gittikçe keskinleşiyormuş. Virajın keskinleştiğini anlayınca birden fren yapmak istemediğimden sol dizimi çıkardım dışarı, ağırlığımı biraz daha verdim sola (viraj sola dönüyor) öyle şansımı denedim. bunun da yetmediğini ve artık hızımı kesmem gerektiğini anladığımda artık refüje 1 metre kalmış ve son çizgi üzerindeydim. Herkes "-sakın o çizgilerin üzerinde gaz fren yapma buz pisti gibi kayarsın" diye sıkı sıkı tembih ettiğinden (1), lastikler zaten yeni ve mumlu olduğundan (2) ve son çizgi ile refüj arası mıcır toprak çer çöp olduğundan bir an tereddüt ettim frene basmakta ama bastım çizgiden çıkınca, (viraj hala keskinleşmeye devam ediyor)
Biraz daha sert bassam belki arka frene motor çıkacak altımdan kayıp kurtulacağım ama kaymadı, o sertlikte basınca da ancak 45-60 arası olduğunu tahmin ettiğim bir hıza düşürebildi beni ama ben hala ısrarla o virajı alacağımı belki hafif sürtünüp çıkacağıma inanıyorum nalet viraj keskinleşmeye devam ediyor.
Girdim refüje.. sağdan ilk çarpmayla kurtuldum motordan refüj demirleri üstünde 4-5 metre taka tuka çarparak kaydıktan sonra yola düştüm 8 metre kadar da asfaltta sürüklendim sürüklenirken kalkmaya çalışmadım söylenenleri uyguladım faydası da oldu. kayma biterken 2 tur takla attım ve sırtüstü yattım vizörde asfalt var gittiğim yöne bakıyorum. bilincim yerinde biliyorum ki kötü düştüm. 10 metre ötemde cıbırım yerde.. ağlayacak gibi oldum. kafayı çevirdim kalkmaya yeltendim ama sağ kolum tutmadı geri düştüm yola sırtüstü. gözleri kapayıp tekrar yüklendim ve oturabildim yola. artık yatmıyorum en azından.
ışıklarda benden sonra çıkan kuryeler vardı baktım motordan inmişler trafiği durdurdular sağolsunlar çok sakat yerde düşmüşüm beni yerde gören otomobil sürücüsü virajın yapısından dolayı beni görünce frene bassa da duramayabilir. o kadar kör viraj. görüş çok dar. üstümden bir de araç geçme riski yüksek.
Dediler burda oturamazsın kalk yarım ayak kaldırdılar beni kenara oturduk. sırtım refüjlerde, sağ kolumda acı yok ama kıpırdatamıyorum, biri gitti motoru çekti kenara. kaskı çıkardım eldivenleri çıkarırken farkettim ki şıpır şıpır kan akıyor. ala ala kan nerden geliyor elimle kafamı yüzümü sağımı solumu yokladım yok ceketi çıkardık yavaşça sağ dirsek patlamış diresğin 4 parmak altından kemik mi çıkmış metal mi girmiş bilmiyorum ama acımaya başladı o an.
Neyse ambulans çağırdılar kuryeler sağolsun motoru hiç düşünme dediler adres telefon kart verdiler istediğin zaman gel al dediler. Gözlerine bakıp size güveniyorum demekten başka bişey gelmedi elimden. Abi kaza yaptım gel motoru al diyebileceğim en yakın arkadaşım en iyi ihtimalle 20 dakkada gelir.
kenarda 15 dakka ambulans bekledik çağlayan adliyesinin altındaki tünelde. yerde yarIM litre kan kola bastıkça acıtan kirli bir havlu, 100 e yakın otomobil geçti hiçbiri durmadı. Duranlar sonradan gelen motorcular oldu hep. belki inanmyacaksınız içinde 3-4 memur olan bir transit polis minibüsü geçti yavaşlayıp baktılar ve gazladılar. polis dahi durmuyormuş memlekette onu gördüm iyi oldu.
Neyse ambulans geldi gerisi malum.
Ben kazada benim hatamdan çok yolda ciddi bir mühendislik problemi olduğunu hastanede düşünürken farkettim. Kurallara alabildiğine uymama asla korumasız gezmememe rağmen ilk kazam bu kadar sert olmayaydı iyiydi. 200-300 metre önce "dikkat keskin viraj" yada tünel içi hız limiti 30 km gibi ibare olsa belki bunlar olmayacak ileride 30-40 ile ancak dönülecek viraja 70-80 ile girmeyecektim. Belki ibare vardı ben görmedim, olacağı varmış derler ya.
Tam koruma, eldivenler dizlikler, kask hepsi görevini yapsa da en çok 400 lira verdiğim revit marka ceketin 50-60 km bi hızla sağ dirseğimi perte çıkarmasına bozuldum. kuvetle muhtemel hareket kaybı yaşayacağım. nasıl oldu da o ceket doktorların 4-5 saat operasyon sonrası elimizden geleni yaptık ama hareket kaybı olacak bunu kabul et diyeceği, profesörlerin "hastaya böyle şeyler söylenmez ama iyi dinle, bu gördüğüm en kötü eklem kırıklarından biri" diyeceği bir çıkıklı-kırığa meydan verdiğini aklım almıyor. bunada şükür ve olacağı varmış demekten başka bişey gelmiyor elden. bakalım zaman ne gösterecek.
Bir gün kolu tekrar açabilirsem nisan gibi cıbırı çıkararım garajdan.. Aşk dedikleri buymuş meğer. Bu sefer daha temkinli.
Siz siz olun korumasız asla motora binmeyin, dizlikleri eldivenleri takmaya asla üşenmeyin onlar olmasa durum daha kötü olacaktı eminim.
Sevgiler, saygılar.