Bana kalırsa Honda'nın donanım olarak BMW'lerle kapışabileceği bir Touring. Elcik ısıtması, ayarlanabilir öncam, ABS, müzik tertibatı (sadece hazırlanmış kablolar)...
Tanıtım videosu: http://www.honda.at/media/Deauville_lng_300k.wmv
Motor 680cc ve 65.6 Newton gücünde. V-Twin çift silindirli bu motor sıvı soğutmalı. 236 kg ağırlığında.
BU BİR ALINTIIR...
Alalı henüz 1 ay olmasına rağmen, sadece hafta sonları kullanarak yaklaşık 1000 km.yi geride bıraktım ve ilk izlenimlerimi paylaşmak istedim. Kıyaslamalarım daha önceki motorum CBF 500’e göredir, farklı marka ve modellerde değişiklik gösterebilir.
Motor/Şanzıman/Yürüyen Aksam:
1998 yılından beri üretilen ancak Türkiye piyasasına 2006 yılında sunulan Deauville (‘dövil’ okunuyor), Honda’nın touring sınıfındaki en küçük hacimli temsilcisi. 680 cc hacme sahip, V tipi 2 silindirli elektronik enjeksiyonlu bir motora sahip olan Deauville, 8000 devir/dakikada 66 HP güç ve 6500 devir/dakikada 66 Nm tork üretiyor. Devir bandındaki kırmızı çizgi 8500’de başlıyor. Otomatik jikleye sahip olan motor, soğuk havalarda bile marşa ilk basışta rahatlıkla çalışıyor. Honda’nın tescilli H.I.S.S. (Honda Ignition Security System) immobilizer sistemi, ek güvenlik sağlıyor ve kontak anahtarı olmadan motorun çalıştırılmasına izin vermiyor.
5 vitesli bir şanzımana sahip olan Deauville’de, vites oranları nispeten uzun tutulmuş. Bu sayede en üst viteste 5000 devir/dakikada 120 km/s hızla seyredilebiliyor. CBF 500 aynı şartlarda 100 km/s hıza ulaşabiliyordu. 8000 devir civarlarında fabrika verisi olan 185 km/s azami hızına ulaşan Deauville, bu hıza çıkma konusunda tereddüt göstermiyor ve yüksek hızda bile düz gidişini koruyor. Ancak 160 km/s hızdan sonra elciklerde hissedilir bir titreşim başlıyor. Asıl amacı sürat yapmak olmayan bir motor için bu titreşim bence normal kabul edilebilir.
Hızlanma isteği konusunda CBF 500’e göre daha zayıf kalmasına rağmen, 4000 devirden itibaren canlı bir karakter sergileyen motor, sakin ve pürüzsüz bir şekilde üst devirlere tırmanıyor. CBF 500’de gördüğümüz, 6000 devirden sonraki güç patlaması Deauville’de yaşanmıyor, her devir bandında kararlı bir şekilde hızlanmaya devam ediyor. Yakıt deposu 20 litre hacme sahip. Artçılı kullanımda 100 km.de ortalama 5,5-6 lt tüketiyor, ağırlığı göz önünde tutulduğunda oldukça başarılı bir değer. Sadece sürücü ve sabit hızla yapılacak sürüşlerde tüketim daha da düşük gerçekleşecektir.
Aktarım organı olarak şaftlı sistem tercih edilmiş. 239 kg kuru ağırlığın belki de önemli bir kısmını şaftlı aktarma oluşturuyor. Zincire göre en önemli avantajları bakım gerektirmemesi, daha uzun ömürlü olması ve daha şık görünmesi. Dezavantajı ise motorun ürettiği gücün bir kısmının aktarma esnasında kaybı olarak düşünülebilir. İlk harekette uğultuya benzer bir ses çıkaran şaft sistemi, biraz hızlandıktan sonra kendini unutturuyor ve sesi duyulmaz oluyor.
Vites geçişleri pürüzsüz ve akıcı. CBF 500’e göre çok daha rahat, yumuşak ve net vites geçişlerine sahip. Şehir içi kullanımlarda uzun vites oranının da yardımıyla sadece 2.viteste ilerlemek mümkün.
Kombine ABS fren sistemine sahip olan Deauville, çok güven verici ve düz çizgide duruşlara olanak sağlıyor. Lastiklerin sert frenajda dahi kilitlenmemesi, özellikle şehir içinde ciddi bir avantaj. Yeri gelmişken kombine ABS sistemini de açıklamak istedim. Bu sistemde sadece arka freni sıktığınızda, arkadaki çift kaliperin tamamı ve öndeki üç kaliperin birisi devreye girerek frenleme yapıyor. Bu sistemin en büyük avantajı ani frenlerde öne dalma ve yığılmayı en aza indirmesi. Her iki fren de sıkıldığında inanılmaz bir geri ivmeyle motoru düz bir çizgide ve yığılmadan durdurabiliyor. Frenler gerçekten övgüyü sonuna kadar hak ediyor. Çoğu kez sadece arka frenle durduğumu söyleyebilirim, ani frenaj dışında ön freni sıkma ihtiyacı hissetmedim çoğu zaman.
Yol tutuş konusunda da oldukça başarılı buldum Deauville’i. Gerek şehir içinde, gerekse uzun yol ve otoban kullanımlarında sürücüsünü rahat ettiren bir kullanım karakteri sergiliyor. Deauville ile viraj almak gerçekten çok keyifli, viraja girerken sanki kendisi yatıveriyor hissine kapılıyorum. Limitleri zorlandığında arkadan hafif bir kayma eğilimi sergilese de, tehlikeli bir durum yaratmıyor ve tekrar yoluna dönüyor. Başarılı rüzgar korumasının, düz gidişe katkısı oldukça yüksek, yan rüzgarlardan CBF 500’e göre çok daha az etkileniyor.
Konfor/Ergonomi/Kullanım:
Önde 120, arkada 150 tabanlı Bridgestone marka lastiklerin kullanıldığı Deauville, sınıfından beklendiği gibi konfor odaklı bir süspansiyon sistemine sahip. Geniş ve rahat selesi ile her türlü yol koşulunda konforu en üst seviyede tutmayı başarıyor. Arka süspansiyonda kullanılan HMAS tipi havalı amortisörün bu konfora katkısı büyük. Vana tipi ayarlama kumandasıyla zahmetsizce süspansiyon sertliği ayarlanabiliyor.
Farlar çok başarılı bir aydınlatmaya sahip. CBF 500’de kullanılan yuvarlak far önünde yine yuvarlak bir alanı aydınlatabilirken, Deauville’de kullanılan çift reflektörlü far sistemi, arabalara benzer şekilde düz bir çizgide ve daha geniş alanda aydınlatma sağlıyor. Tamamen karanlık ve virajlı yollarda da kullanma imkanı bulduğum Deauville, aydınlatma konusunda frenlerden sonra benden tam not aldığı ikinci özellik. Arka stop ve sinyal grubu da özgün bir tasarıma sahip. Tamamen kırmızı renkte plastikle kaplı olan arka stop grubu, sinyal verildiğinde sarı renkle yanıp sönüyor. Arka stop lambası yeterince parlak ve fren yapıldığında oldukça etkili bir ışık yayıyor.
Gösterge tablosu çok şık ve fonksiyonel. Kontağı ilk çevirdiğinizde tüm göstergeler sonuna kadar gidip gelerek sürücüyü selamlıyor, bu esnada tüm uyarı ışıkları da yanıyor. Ortadaki dijital ekranda saat, toplam ve iki adet günlük kilometre sayacı ile anlık ve ortalama yakıt tüketimini gösteren minik bir yol bilgisayarı yer alıyor. Analog hız ve devir saatinin yanında yakıt seviye göstergesine yer verilmiş. Ayrıca yakıt seviyesi uyarı ışığı bulunmayan gösterge tablosunda, diğer tüm uyarı ışıkları rahatlıkla görülebiliyor. CBF 500’de güneşli havalarda sinyal ışıklarını göremezken, Deauville’de her türlü ışık koşulunda rahatlıkla görebildim. Elciklerdeki kumandalar CBF serisi ile aynı yerde, kullanımda o nedenle hiç yabancılık çekmedim.
Gösterge tablosunun hemen altında sağ ve sol tarafta birer adet kapaklı eşya gözü bulunuyor. Yaklaşık 1’er litrelik hacme sahip bu gözlerden sol taraftaki kontak anahtarı ile kilitlenebiliyor.
Touring sınıfının belki de en dikkat çeken belirleyici özelliklerinden birisi de bence yüksek ön cam. Deauville’de kullanılan ön cam başarılı bir rüzgar korumasına sahip. İki kademeli olarak manuel ayarlanabilen ön cam sayesinde, otoyol sürüşlerinde 160 km/s hıza kadar rüzgar hiç rahatsız edici olmuyor. Bu hız aşıldığında ise belki de benim uzun boylu olmamdan kaynaklanıyor olabilir, kaskımda rüzgar sesinin patlamalarına maruz kalmaya başladım. Başımı birazcık öne eğerek bu sesten kurtulmakla birlikte, boyu 185 cm’den kısa olan sürücüler bu durumdan hiç rahatsızlık duymayabilir bile.
Başarılı rüzgar koruması bacak kısmında da kendini gösteriyor. Bacaklara neredeyse hiç rüzgarın ulaşmadığı Deauville ile uzun yolculuklar daha da keyifli hale geliyor. Sadece elciklerde ve kollarımın omzuma yakın, açıkta kalan üst kısmında rüzgar hissettim. Elcikler için opsiyonel olarak satın alınabilen rüzgar korumaları mevcut, ancak kollar için yapacak bir şey yok. CBF 500’de rüzgar almayan yerim kalmıyorken, sadece kollarımın üstünde rüzgarı hissetmek bile büyük bir başarı. Zaten motora binip rüzgarı hiç hissetmeyeceksek ne anlamı kalır ki.
Gövdeye entegre, toplamda yaklaşık 40 litre hacme sahip yan çantalar çok kullanışlı. Kontak anahtarı ile kilitlenip açılabilen yan çantaların arasından, uzun yükleri yerleştirebilmek için bir tünel geçiyor.
Gövdenin her iki tarafında da bulunan, küçük bir kanatçığa benzer plastik parçalar ise, motorun devrilmesi durumunda takoz görevi görüyor. Motorun toplam genişliğinden daha geniş olan bu parçalar, aynı zamanda motor koruma demirinin görevini de yerine getiriyor, zira koruma demiri takılamıyor.
Opsiyonel olarak satın alınabilen orijinal topcase ile toplam taşıma hacmi arttırılabilirken, artçı konforu da tam olarak sağlanmış oluyor. Orijinal topcase iki adet full face kask alabiliyor. Geniş ve rahat artçı selesine sahip olan Deauville, her türlü yol kuşulunda sürücü ve artçısına yüksek seviyede konfor sunuyor. Topcase takılıyekn artçı sürücüye tutunma ihtiyacı hissetmiyor. Yanlardaki geniş tutamaklar ise artçının konforunu bozmadan ve kollarını çok fazla arkaya uzatmadan tutunabilmesini sağlıyor. Ayrıca artçı selesi çok yüksek olmadığından ve dik bir oturuş pozisyonuna imkan sağladığından, artçıya gelebilecek rüzgarı sürücü kesmiş oluyor. Ancak 805 mm sele yüksekliği nedeniyle, boyu 170 cm’den kısa sürücüler için Deauville’in uygun bir motor olmadığını söylemeliyim.
Geniş açıyla yerleştirilen dikiz aynaları ölü nokta sorununu azaltıyor, ancak geniş yapısı nedeniyle şehir içinde sıkışık trafikte aralardan geçerken biraz sıkıntı yaratabiliyor. Aynaların ayarları rahat yapılıyor.
Motorun ağırlığı hareket halindeyken hissedilmiyor, sadece park manevraları esnasında biraz sıkıntı yaratıyor. Başarılı ağırlık dağılımı ve yere yakın ağırlık merkezi sayesinde kullanım esnasında hiç zorluk yaratmıyor.
Sonuç:
Hem şehir içinde, hem de uzun yolda kullanılabilecek, konforlu bir motor Deauville. Aralık 2006 itibarıyla 20.250 YTL (+ masraflar) fiyat etiketine sahip olması, piyasada az bulunur bir model olmasının bir sebebi gibi görünüyor. Sportif kullanımı sevenleri tatmin etmeyecek, ancak bir tourerdan beklenen tüm özellikleri sergileyen bir motor. Keşke biraz daha güçlü olsaydı dedirtse de, başarılı kullanım ve konfor özellikleri, bu serzenişin önüne geçmek için yetiyor da artıyor bile.
Hepinize keyifli sürüşler dilerim.
Teknik Özellikler
Motor Sıvı soğutmalı, 4 zamanlı, 8 sübaplı, SOHC 52 º V2
Motor hacmi (cc) 680.2
Silindir çapı & strok (mm) 81 x 66
Sıkıştırma oranı 10 : 1
Yakıt sistemi PGM-FI elektronik yakıt enjeksiyonu
Max güç (ps @ dev/dak) 66 / 8000
Max tork (Nm @dev/dak) 66.2 / 6500
Ateşleme Dijital transistörlü elektronik avanslı
Çalıştırma Elektrikli
Şanzıman 5 vites
Güç Aktarımı Şaftlı
Boyutlar (UxGxY)(mm) 2215 x 805 x 1320 (yükseltilmiş ön cam ile 1491)
Tekerlekler arası mesafe (mm) 1475
Sele yüksekliği (mm) 806
Yerden açıklık (mm) 156
Yakıt kapasitesi (litre) 19.7 (3.5lt yedek dahil)
Tekerlekler
Ön/Arka S profilli 3 kollu alüminyum döküm
Lastikler Ön 120 / 70 ZR17M/C (58W)
Arka 150 / 70 ZR17M/C (69W)
Süspansiyon Ön 41 mm´lik teleskopik çatal, 115 mm esneme aralıklı
Arka Ön yükleme ayarlı tek amortisörlü, 122.5mm esneme aralıklı
Frenler Ön Kombine 3 piston kaliperli 296x4,5mm´lik çift hidrolik disk ve cüruflu metal balatalı
Arka Çift piston kaliperli 276x6mm´lik hidrolik disk, cüruflu metal balatalı
Ağırlık 239 kg
Renk seçenekleri Gri, Siyah, Bej