Arkadaşlar, bende size kendi kullandığı motosiklet ile mukayesesini yapan bir kullanıcının değerlendirmesini aşağıda veriyorum. Ben kullanıcısı olarak memnuniyetimi dile getirmiştim ancak mukayese konuları ayrı birşey. Bunlarıda bilmek lazım.
Fazer.org^dan alıntıdır:
Geçen hafta bizim biradere 2008 honda deauville aldık. Bu haftasonuda biraz kullandım motoru.detaylı açıklamalarım falan yok. Ancak yinede izlenimlerimi paylaşayım dedim.
1) Oturuş poziyonu
Oturuş poziyonu benim motordan biraz daha yüksek. Pegler yine benim motora göre biraz daha önce, yani ayaklar daha önde kullanıyorsunuz. Koltuk geniş yumuşak. Göstergelere bakınca kendimi daha çok arabada oturuyor hissediyorum. Yol bilgisayarı var. Gidon yüksekliği benim motorla aynı gibi Motor bloğunun etrafındakı rüzgar korumalara bütün bacağını yaslıyabiliyorsun.
2) Motor
Motor bildiğin 2 silindir motor, vibrasyonlu. 8000 devir/dakikada 66 HP güç ve 6500 devir/dakikada 66 Nm tork. 8500 rpm redline. Ancak motor üzerindeyken vibrasyonu kesinlikle hissetmiyorsun. 5 vitesli bir şanzımana sahip,vites oranları nispeten uzun Ancak vites geçişleri yumuşak. Ne yalan söyliyim böyle geçiş hissini en son 1200GT vermişti. Göreceli düşük hacimli 2 silindirli motorlarda galiba tipik olan olay bu motorda da var. 1. vitesten 2.vites hemen geçersen 2. vites düşük kalıyor. Ancak motoru 1. vitesde kullanmakta sorun yok. Bizim 4 silindirliler gibi gazı verip kestiğinde fırlama yada öne yığılma yapmıyor. Ancak çok düşük süratlerde neredeyse durma noktasında bile 1. viteste gidebilmek mümkün. Benim motorda yarım debriyajlı kullandığım düşük süratlerde (çok dik yokuş çıkıyorum, çıkarken dönüş yapıyorum ve çok düşük süratlerde,... örnek olarak) deauville de hiç debriyaj kullanmadan 1. vitesde çok rahat kullanabiliyorum. Şaft olayı güzel (tembellik için)
3) Sürüş
Yüksek sürüş pozisyonu, biraz daha yumusak süspansiyonlar, rahat koltuk birleşimi sonucunda yoldaki bozuklukları adete hissetmeden üzerinden geçiyorsunuz. Bunun şöyle bir etkisini farkettim. Benim cbf ile giderken yoldaki ufak tefek bozukluklara yaklaşırken vücudu ister istemez bu sarstıntılara hazırlıyorsun. Deauville ise hiç takmadan rahat bırakarak devam ediyorsun. Burada ilerleyen km'ler içinde yorulma açısından ciddi farklar yaratacak bir unsur. Süspansiyonlar yumuşak olmasına rağmen panik frende olağanüstü bir yığılma hissetmedim. (Vana ayarlaması ile süspansiyon sertliği ayarlanabiliyor) Motor virajları sanki biraz kendisi dönüyor gibi. Motorun gücü yeterli, alt devirlerde yanyana bastığımızda ancak üst devirlerde cbf öne geçmeye başlıyor. Ama Deauville'de rodajda olduğu için zaten üst devirlerde pek kullanılmadı.
4)Ivır Zıvır,
Motorun üzerinde göstergelerin yanında hoparlör yerleri var. Ancak müzik sistemi üzerinde gelmiyor. Arka yan çantaların hacmi çok yeterli değil. İçine kask sığmıyor. Her ne kadar motoru almadan önce çantaların hacmi arttırılsada (extra ödeyerek tabi) içine kask sığmıyor. Selenin altına alet çantasının dışında hiç bir şey sığmaz. Ön camı en yukarıda kullanmak lazım, yoksa touring bir motor alıp gereksiz rüzgar dayağı yiyorsunuz. Honda’nın tescilli H.I.S.S. (Honda Ignition Security System) immobilizer sistemi mevcut. Yol bilgisayarında ortalama yakıt tüketimi 100km'de 11.5 litre gösteriyordu. Ancak motor rodajda idi vede Çatalca yollarındaydı. Sabit hızda neredeyse hiç gitmedik.
Evet, arkadaşın dediği gibi yakıt sarfiyatı rodajda iken çok farklı değerler verebiliyor. Bende geçende bilgisayarından kontrol etmiştim, gösterdiği değer 27 Km/lt. idi. Yani diğer bir deyişle 3.7 litre/100 km'de yakmış. Bu kullanıma bağlı değişebiliyor. Yine arkadaşın bahsini ettiği yan çantalar kesinlikle kask için değil. Kendi iç valizlerindende anlaşılacağı üzere çamaşı-giyim- ıvır zıvır yani seyahatle ilgili eşyalar için düşünülmüş. Hatta çadır sığsın diye karşılıklı birbirine bağlantı yapılmış. Kask için üst çanta şart.
Arkadaşlar, ayrıca ilginç bir nokta dikkatimi çekti. Honda bu Deauville'in motoruna o kadar güveniyor ki farkındaysanız aynı motoru hem 2008-Transalp'lere koydu hemde son vizyonu olan DN-01'de var.