Kapat
Üye Girişi
Motovento
Motomax

Aprillia Scarabeo 200ie Kullanıcıları / Bilgi Paylaşım Başlığı

    REKLAM ALANI
  1. #1101
    satoyama - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    13 Eylül 2006
    Şehir
    avrupa yakası
    Motosikleti
    Gilera Runner / Aprilia Sr GT200
    Alıntı gurcano adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Epeydir yazmayı düşündüğüm Scarabeo ile ilk 1500km sonrası izlenimlerim aşağıdadır. Daha önce vitesli kullanmış (Ninja 250R) biri olarak, daha rahat, konforlu ve artçıya uygun bir motor düşünürken tesadüf eseri karşıma Beo çıktı. Hedefim Xmax iken fiyat/performans oranı ile Beo aldım.

    Sevdiklerim:
    - Büyük tekerlek ve yüksek oturma pozisyonu. Özellikle kaldırımlara inip çıkmak, kısmen kötü yollarda daha güvenli kullanım sağlıyor. Araçların üstünden bakış güven veriyor.
    - Gücü gayet yeterli buluyorum. Kolay sollama, kırmızı ışıktan sonra hızla uzama bana keyif veriyor.
    - Frenler. Kombine fren gerçekten büyük rahatlıkmış. BEO da çok dengeli frenleme olduğunu hissediyorum.
    - Ebatlar. Araçlar arası çok rahat filtreleme yapabilmek sıkışık trafikte çok önemli. Çok dar yerlerden kolaylıkla geçip manevra yapılabiliyor.
    - Yakıt. Şu ana kadar neredeyse hep şehir içi ve çok kısa (10km altı) mesafelerde kullanıyorum. 3.5lt gibi bir tüketim var. Biraz daha uzun süreli ve uzun yol kullanımı ile 3'ün altına düşebileceğimi görüyorum.

    Sevmediklerim:
    - Yan ayak ihtiyacı hissediyorum. Devamlı sehpaya almaktan hoşlanmıyorum. Maalesef orijinalini taktırmak 300.- TL'yi bulacak.
    - Korna yerini alışamadım, alışamayacağım. Çok altta kalıyor. Bence kesin bir dizayn hatası.
    - Cam birazcık daha yüksek olmalı diye düşünüyorum.
    - Saklama alanı yetersiz kalıyor. Arkada Top Case olmadan düşünemiyorum. Alt bagajı en azından bir kapalı kask alabilseydi keşke.
    - 4'lüleri yakabilme opsiyonu güzel olurdu.
    hemen hemen aynı şeyleri yazmışız
    zengin veya fakir farketmez, apaçilik ya da ezik alt kültürün, motosiklet üzerinde hiç bir izahı ve bahanesi olamaz... ) (3 litre benzin koyuyorum bir hafta geziyorum diyen adamlardan ve motorlarından uzak durun)


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #1102
    Dentist76 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    30 Mayıs 2013
    Şehir
    Antalya
    Motosikleti
    Scarabeo 200ie
    Arkadaşlar bugün itibariyle motorumuzun TL Satış Fiyatı:

    8.929,44 TL olduğunu biliyormusunuz?

  3. #1103
    mücahit_89 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Nisan 2007
    Şehir
    Sakarya-Akyazı
    Motosikleti
    Bajaj Discover 150
    Alıntı Dentist76 adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Arkadaşlar bugün itibariyle motorumuzun TL Satış Fiyatı:

    8.929,44 TL olduğunu biliyormusunuz?
    bilseydim zamanında alırdım bikaçtane yatırım olurdu
    Dentist76 ve babatorik bunu beğendiler.

  4. #1104
    satoyama - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    13 Eylül 2006
    Şehir
    avrupa yakası
    Motosikleti
    Gilera Runner / Aprilia Sr GT200
    Alıntı Dentist76 adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Arkadaşlar bugün itibariyle motorumuzun TL Satış Fiyatı:

    8.929,44 TL olduğunu biliyormusunuz?
    vay ben ben iyi almışım

    7300 e aldım ben 3 ay önce
    Dentist76 bunu beğendi.
    zengin veya fakir farketmez, apaçilik ya da ezik alt kültürün, motosiklet üzerinde hiç bir izahı ve bahanesi olamaz... ) (3 litre benzin koyuyorum bir hafta geziyorum diyen adamlardan ve motorlarından uzak durun)

  5. #1105

    Üyelik
    09 Haziran 2012
    Şehir
    İstanbul
    Selamlar,

    Uzun zamandır ben de yazmayı düşünüyordum, kısmet bugüneymiş.

    "Dentist76" nick'li arkadaşın verdiği link'e ben de benim Scarabeo'nun yakıt tüketim bilgilerini (Haziran 2012'den bugüne kadar) girdim. Ortalama 100km'de 3,2Lt gibi bir sonuç çıktı.
    http://www.fuelly.com/driver/chetaq/scarabeo-200ie

    "idinc" nick'li arkadaşın belirttiği 100km/2,72'ye göre benim değer biraz fazla görünüyor. Bu sonuç bende %90 şehir içi, ortalama 80-90 km. hız ve kısa mesafe (günlük 20-30km) kullanımla ortaya çıktı.

    Bu arada lastik basıncını da ön-arka 29 olarak ayarlıyorum. Kullanım kılavuzu öyle diyor.

    Motorla ilgili genel bir değerlendirme yaparsam:

    Sevdiğim yönleri;

    1- Büyük Lastik ebatları (Diğer scooter'lara göre Scarabeo'yu tercih etme nedenlerimden 1.si bu. Altı vurur mu? geçer miyim? diye endişelenmeden gerektiğinde kaldırımlardan, çukurlardan geçebilmek)
    2- Bacak altında çanta ıvır zıvır konulabilecek bir alanı olması.
    3- Ön arka Disk fren olması (bence bu da çok önemli bir artı)
    4- Ebatlarının çok büyük olmaması, sıkışık trafikte rahat hareket edebilmesi.
    5- Gücü (Kendi sınıfının en güçlüsü)
    6- Yakıt sarfiyatı (Her ne kadar 2,70'li değerleri yakalayamasam da )
    7- Selesinin rahatlığı (Az daha 2011 model alıyordum, neyse ki 2012'den itibaren selesini değiştirdiler)
    8- Gerektiğinde, otobanda, E5'te, kurda kuşa yem olmadan kamyonları, TIR'ları, minibüsleri, kamyonetleri, bilimum aracı sollayabilmesi.
    9- Aynaları (hem şekli hem görüş açısı çok iyi)
    10- Uzun yol konforu (Beni en çok şaşırtan yönü bu oldu. Üstelik şiddetli rüzgarlarda bile çok rahat yolculuk yaptım. Bazı yorumlarda rüzgardan çok etkilendiği söyleniyor ama ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Standart Rüzgarlığını kullanıyorum ve gayet yeterli buluyorum.)

    Gelelim sevmediklerime;

    1- Yan ayak olmaması. Yan ayak olmaması. Yan ayak olmaması. (Motorun diğer özelliklerine bakıyorsun, süper... Ama yan ayak yok! E, aynasını da takmasaydınız bari, sinyallere de gerek yok aslında, elle gösterirdik döneceğimiz yönü, isteyen bastırır parasını, alır aynasını da sinyalini de... Olur mu? Olmaz! Aprilia'ya sesleniyorum, Ey Aprilia yan ayak aksesuar değildir, motosikletin olmazsa olmazıdır.)
    2- Sele altı alanının ufak olması.
    3- Kontrol düğmelerinin ergonomik olmaması. Korna düğmesini koyacak daha zor başka bir yer yoktur herhalde. Hadi yazın elde ince eldiven bir şekilde zor da olsa basıyorsun kornaya, kışın kalın eldivenle tam facia. Motor tasarlandıktan sonra test edilmiyor mu? - edildiğini varsayıyorum. Nasıl fark edilmiyor peki? Fark edilip de önemsenmiyorsa daha da beter. Aprilia'ya sesleniyorum yine.)

    Şu anda aklıma gelenler bunlar, bunların dışında daha 1.000km bakımına bile girmeden karşılaştığım, 6.000 bakımına gelmeden karşılaştığım bazı mekanik sorunlar oldu. Sıfır motosiklet alıp da bir de sorunlarla uğraşmak çok can sıkıcı olabiliyor.

    Fakat bu işler biraz da şans işi diyerek, şimdilik herkese kazasız sürüşler diliyorum.
    satoyama bunu beğendi.

  6. #1106
    satoyama - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    13 Eylül 2006
    Şehir
    avrupa yakası
    Motosikleti
    Gilera Runner / Aprilia Sr GT200
    Alıntı chetaq adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Selamlar,

    Uzun zamandır ben de yazmayı düşünüyordum, kısmet bugüneymiş.

    "Dentist76" nick'li arkadaşın verdiği link'e ben de benim Scarabeo'nun yakıt tüketim bilgilerini (Haziran 2012'den bugüne kadar) girdim. Ortalama 100km'de 3,2Lt gibi bir sonuç çıktı.
    http://www.fuelly.com/driver/chetaq/scarabeo-200ie

    "idinc" nick'li arkadaşın belirttiği 100km/2,72'ye göre benim değer biraz fazla görünüyor. Bu sonuç bende %90 şehir içi, ortalama 80-90 km. hız ve kısa mesafe (günlük 20-30km) kullanımla ortaya çıktı.

    Bu arada lastik basıncını da ön-arka 29 olarak ayarlıyorum. Kullanım kılavuzu öyle diyor.

    Motorla ilgili genel bir değerlendirme yaparsam:

    Sevdiğim yönleri;

    1- Büyük Lastik ebatları (Diğer scooter'lara göre Scarabeo'yu tercih etme nedenlerimden 1.si bu. Altı vurur mu? geçer miyim? diye endişelenmeden gerektiğinde kaldırımlardan, çukurlardan geçebilmek)
    2- Bacak altında çanta ıvır zıvır konulabilecek bir alanı olması.
    3- Ön arka Disk fren olması (bence bu da çok önemli bir artı)
    4- Ebatlarının çok büyük olmaması, sıkışık trafikte rahat hareket edebilmesi.
    5- Gücü (Kendi sınıfının en güçlüsü)
    6- Yakıt sarfiyatı (Her ne kadar 2,70'li değerleri yakalayamasam da )
    7- Selesinin rahatlığı (Az daha 2011 model alıyordum, neyse ki 2012'den itibaren selesini değiştirdiler)
    8- Gerektiğinde, otobanda, E5'te, kurda kuşa yem olmadan kamyonları, TIR'ları, minibüsleri, kamyonetleri, bilimum aracı sollayabilmesi.
    9- Aynaları (hem şekli hem görüş açısı çok iyi)
    10- Uzun yol konforu (Beni en çok şaşırtan yönü bu oldu. Üstelik şiddetli rüzgarlarda bile çok rahat yolculuk yaptım. Bazı yorumlarda rüzgardan çok etkilendiği söyleniyor ama ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Standart Rüzgarlığını kullanıyorum ve gayet yeterli buluyorum.)

    Gelelim sevmediklerime;

    1- Yan ayak olmaması. Yan ayak olmaması. Yan ayak olmaması. (Motorun diğer özelliklerine bakıyorsun, süper... Ama yan ayak yok! E, aynasını da takmasaydınız bari, sinyallere de gerek yok aslında, elle gösterirdik döneceğimiz yönü, isteyen bastırır parasını, alır aynasını da sinyalini de... Olur mu? Olmaz! Aprilia'ya sesleniyorum, Ey Aprilia yan ayak aksesuar değildir, motosikletin olmazsa olmazıdır.)
    2- Sele altı alanının ufak olması.
    3- Kontrol düğmelerinin ergonomik olmaması. Korna düğmesini koyacak daha zor başka bir yer yoktur herhalde. Hadi yazın elde ince eldiven bir şekilde zor da olsa basıyorsun kornaya, kışın kalın eldivenle tam facia. Motor tasarlandıktan sonra test edilmiyor mu? - edildiğini varsayıyorum. Nasıl fark edilmiyor peki? Fark edilip de önemsenmiyorsa daha da beter. Aprilia'ya sesleniyorum yine.)

    Şu anda aklıma gelenler bunlar, bunların dışında daha 1.000km bakımına bile girmeden karşılaştığım, 6.000 bakımına gelmeden karşılaştığım bazı mekanik sorunlar oldu. Sıfır motosiklet alıp da bir de sorunlarla uğraşmak çok can sıkıcı olabiliyor.

    Fakat bu işler biraz da şans işi diyerek, şimdilik herkese kazasız sürüşler diliyorum.
    hemen hemen aynı şeyleri yazmışız

    karşılaştığınız mekanik sorunlar neler di?

    yazabilirmisiniz?

    benim arka jant yamuk çıkmıştı hemen ertesi gün değiştirdiler komle jant lastik diskli yenisini taktılar başka bir sorun yaşamadım.
    zengin veya fakir farketmez, apaçilik ya da ezik alt kültürün, motosiklet üzerinde hiç bir izahı ve bahanesi olamaz... ) (3 litre benzin koyuyorum bir hafta geziyorum diyen adamlardan ve motorlarından uzak durun)

  7. #1107
    idinc - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    17 Ağustos 2005
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Bajaj Pulsar 200NS ABS (2017) / Bajaj Boxer 150
    Yakıt İkmal Tarihi: 31.08.2013
    Scooter Model: Aprilia Scarabeo 200 ie
    Tüketilen Yakıt Miktarı: 6 Lt
    Motor km: 14.000 km
    Katedilen Yol: 230 km
    Tek Sürücülü
    Yol: Şehir içi + Otoban
    Eco modunda kullandım
    Hız: Maksimum 80 km/h
    Yakıt: Shell kullanıyorum.
    Sonuç: 100 kilometrede 2.609 Lt yakıt tüketmiş.

  8. #1108

    Üyelik
    09 Haziran 2012
    Şehir
    İstanbul
    Alıntı satoyama adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    hemen hemen aynı şeyleri yazmışız

    karşılaştığınız mekanik sorunlar neler di?

    yazabilirmisiniz?

    benim arka jant yamuk çıkmıştı hemen ertesi gün değiştirdiler komle jant lastik diskli yenisini taktılar başka bir sorun yaşamadım.
    Her ne kadar tekrar hatırlanmak istenecek türden olmasa da, karşılaştığım sorunları anlatmaya çalışayım...

    İlk olarak 1.000 km. bakımına girmeden hemen önce, resimde görülen renk değişikliğini fark ettim.





    Servise sorduğumda "terleme yapmış, olur bazen, normaldir" cevabı aldım. Yağlı bölge balata spreyiyle temizlendi, ayrıca resimdeki beyaz-gri renkli plastik kapaktan da sızdırmış olabilir diyerek o kapak da açıldı kontrol edilip sıkıca kapatıldıktan sonra "bir süre daha kullan, tekrar bakalım" dendi.

    Bir süre daha geçti, aynı durum tekrarlanıp üstelik bu yağlı bölgeler daha birçok yerde ortaya çıkmaya başlayınca, sorunun şanzıman kapak contasında olabileceğine, açılıp bakılması gerektiğine karar verildi. Şanzıman söküldü, içindeki parçalar kontrol edilip tekrar kapatıldı ve motoru teslim aldım.

    Şimdi burada çok basit bir biçimde anlatıyorum fakat, motoru alalı daha iki ay bile olmadan, jantına çamur bile değmemiş motoru o halde görünce hiç de iyi şeyler hissedemiyorsun doğal olarak. Şanzımana ulaşabilmek için bütün arka takım (egzoz ve arka teker) mecburen komple sökülüyor. Şanzıman, dişliler, vidalar, contalar, yağlar ve stres hep beraber orada duruyor gözünün önünde ve sen de bakıyorsun öylece. Tamam bütün bu işlemler garanti kapsamında yapılıyor ama insan yine de içine sindiremiyor "0" motoru o halde görünce.

    Macera bununla bitmiyor tabi. Aradan yaklaşık bir 10 gün geçtikten sonra başka bir şey fark ediyorum bu sefer de. Arka jantın kollarında ne olduğunu anlayamadığım siyah lekeler görüyorum. Herhalde bir su birikintisinden geçerken bulaşmıştır diyerek bu bahaneyle motorumu güzelce temizliyor siliyorum. Pek de güzel görünüyor gözüme yeni motorum, öyle tertemiz, pırıl pırıl...

    Bir iki gün sonra bir bakıyorum o tertemiz jantın üzerinde bir yağ birikintisi.





    Şöyle hafif başımı kaldırıp bakıyorum nerden gelmiş bu yağ diyerek ve bu manzarayı görüyorum.



    Hiçbir anlam veremiyorum tabi. O parçanın ne olduğunu da bilmiyorum ama epey canım sıkılıyor. İlk aklıma gelen arka fren oluyor. Son günlerde arka fren sanki biraz daha az tutuyor gibi hissediyordum, bu gördüğüm yağ da frenden sızan hidrolik yağı olsa gerek diye düşünüyorum. Koşuyorum servise.

    Anlatıyorum durumu, lekeleri gösteriyorum, bu yağın hidrolik yağı olmadığı söyleniyor, hakikaten de herhangi bir hidrolik sızıntısı görünmüyor fren merkezinde. Şanzımanın üzerindeki o beyaz-gri plastik kapak açılıp tekrar sıkıca kapatılıyor, belki kapaktan kaçırmıştır diyerek. "Biraz daha kullan, öyle bakalım" deniyor.

    Arka freni söylüyorum, arka fren tekrar kontrol ediliyor. Hava yapmış olabilir diyerek havasına bakılıyor. Onda da anormal bir durum görünmüyor, "arka, öne göre biraz daha az tutar zaten, normaldir" denince, ben "ilk birkaç ay gayet düzgündü, ikisi arasında bu kadar fark yoktu" diyorum. Fakat usta benimle aynı fikirde olmuyor. Oysa her gün kullandığım motor, neredeyse her gün üzerindeyim, neresinin nasıl çalıştığını ben biliyorum... Usta'ya bir test sürüşü yapmasını söylüyorum, alıyor test ediyor "normal, olur bu kadar" diyor. Bana normal gelmiyor nedense, ilk defa motor da kullanmıyorum ama "ustadır, vardır bir bildiği" diyerek çok da tatmin olmadan ayrılıyorum oradan.

    Aradan iki gün geçmeden jantı yine yağ içinde bulunca, kafamı biraz daha yukarıya kaldırıp daha da dikkatli, her detaya bakıyorum bu sefer ve sonunda buluyorum kaynağını. Jantın kollarında gördüğüm siyah lekelerin nereden bulaştığı çıkıyor ortaya. Ama bu sefer gördüğüm manzara öncekinden çok daha kötü görünüyor bana...







    Soluğu serviste alıyorum yine. Göbeğin olduğu yerdeki keçe yağ sızdırıyor, janta bulaşan da bu sızan yağ, şanzımanın sökülmesi gerek deniyor. Dolayısıyla şanzıman tekrar sökülüyor ve aynı sahneyi tekrar yaşıyorum... Şaka gibi.

    Yine bütün arka takım (egzoz ve arka teker) mecburen komple tekrar sökülüyor. Şanzıman, dişliler, vidalar, contalar, yağlar ve stres yine hep beraber orada duruyor gözümün önünde ve ben yine bakıyorum öylece. Ve yine "tamam bütün bu işlemler garanti kapsamında yapılıyor neyse ki" diyorum kendime ama yine hiç iyi hissetmiyorum kendimi nedense?

    Değişmesi gereken parça değiştiriliyor, ben motoru teslim almadan önce, arka frene tekrar bakmalarını, artık daha da aşağıda tutmaya başladığını söylüyorum. Kontrol ediliyor, "evet biraz aşağıda tutuyor ama normaldir deniyor yine. Test sürüşü yapmalarını istiyorum tekrar, test sürüşü yapılıyor ve yine normal olduğu söyleniyor. Ben yine çok tatmin olmadan ama "neyse ki daha büyük bir sorun olarak gördüğüm şu şanzıman işi halloldu en azından" diyerek ayrılıyorum oradan.

    Biraz tedirginim, her sürüş sonunda kontrol ediyorum lastiği ve jantı "tekrar yağ görecek miyim?" diye... Birkaç hafta böyle tedirgin geçiyor. Neyse ki tertemiz. Oh, rahatladım, keyfini alarak kullanmaya başlayabilirim artık derken arka frenin gittikçe daha da aşağıda kavramaya başladığını hissediyorum. Yalnız bu seferki öyle böyle değil, neredeyse dibine kadar sıkmadan tutmaz oluyor artık. Gün içinde kullandıkça, biraz daha yukarıda tutuyor fakat sabah çalıştırmak için gittiğimde bir bakıyorum, yine dibine kadar geliyor sıkınca.

    Aradan biraz daha zaman geçiyor ve sonunda bir rekora imza atıyorum... Fren kolunu sıkarak gidona değdirebiliyorum artık.

    Servisin bile "normal!" diyemeyeceği bir boyuta geliyor durum. Benim içinse hayati bir tehlikeye!

    Doğruca servise atıyorum kendimi. Hidrolik değiştiriliyor. Orası, burası, havası derken bütün fren merkezi elden geçiriliyor ve ne olduğu anlaşılamıyor. Balatalar bitene kadar biraz daha idare et, bir de öyle bakalım deniyor. Motorun üzerine biniyor ve fren kolunu kontrol ediyorum, eskisinden bir farkı yok. Tam hareket etmek üzereyken son bir kez daha sıkıyorum kolu, yine gidona değiyor.

    İnip fren merkezinin oraya tekrar bakıyorum arka lastiğin hemen yanında, yerde, daha önce orada olmayan bir karaltı-ıslaklık fark ediyorum. Sanki basınçlı bir şişeden sıvı püskürtülmüş gibi. Fren merkezine bakınca hidroliğin, fren merkezindeki şu parçanın dibinden (ok'la gösterilen parça) fışkırdığını görüyor ve bir anda kendimi yine kötü hissediyorum. Neyse ki henüz servisten ayrılmamışım, tam kapının önünde oluyor bunlar.



    Ustaya gösteriyorum hemen. Burası yapıştırıcıyla yapıştırılıyor ve bana "yurt dışına fren merkezi değişimi için yazı yazılacağı, eğer onaylanırsa parçanın İtalya'dan sipariş edileceği ve garantiden değiştirileceği" söyleniyor. Parça gelene kadar "yapıştırılan yerin açılmaması, ya da başka bir sorun çıkmaması ve ayrıca parça değişiminin onaylanıp fren merkezinin bir an önce Türkiye'ye ulaşması için dua ederek beklemekten başka bir seçenek kalmıyor bana.

    Bütün bunların bir an önce gerçekleşmesini umarak bir kere daha servisten ayrılıyorum. Eve gidene kadar aklım sürekli fren merkezinde. Trafik durduğunda ilk işim arkaya bakmak, ama görmek ne mümkün. Yan ayak yok ki motordan inmeden "al yan ayağa" bak rahat rahat! Aprilia gerek duymamış buna. Öyle motorun üzerinde, bir yandan devrilmesin diye tutmaya çalışıp bir yandan arka lastiğe bakabilen varsa nasıl yapıldığını bana da anlatsın. Bak yan ayak dedim yine sinirlendim. Nasıl sinirlenmez ki insan.

    Bugün (01 Eylül 2013) itibariyle Scarabeo yan ayak fiyatı 318,34TL. + servis ücreti ne kadarsa... Ayrıca fiyat Euro olduğu için sabit olmadığını da hatırlatmakta fayda var. Nedir bu? Altın kaplama mı? Acaba alsam, motora takmayıp salonda mı sergilesem acaba? Eşe dosta gösterir havasını atarız.



    Neyse, konumuza geri dönersek, yaklaşık 1,5 ay bu şekilde kullandım motoru. Sürekli tedirginim tabii, gözüm sürekli o parçada, arada sağa sola bakıyorum, yağ vs var mı diye. özellikle yokuş aşağı giderken ani fren yapmak zorunda kalmamak için çok temkinli kullanıyorum, neredeyse her hafta servisi arıyorum, "ne oldu? yurt dışına bildirildi mi? onaylandı mı? gelecek mi? ne zaman gelecek?" derken 1,5 ayın sonunda geldi parça. Ertesi gün ben de servise geldim.

    Uzun lafın kısası, garanti kapsamında değişti arka fren merkezi. Hazır servisteyken ön balatanın durumuna da bir bakalım dedim, bir baktık, ön balatalar dibine kadar erimiş, onlar da değişti tabi. Yaklaşık 7.000 km'de balataların bitmiş olması da normal gelmedi bana, herhalde fren merkezindeki bu sorundan dolayı böyledir diye düşündüm.

    Scarabeo kullanan diğer arkadaşlar; balata değişimini kaç km'de yaptınız? Paylaşan olursa sevinirim, hem diğer kullanıcılara da referans olur.

    Yalnız kullanıma göre tabi ki bu süre çok uzun da olabilir, çok kısa da. İstisnalardan bahsetmiyorum.

    Normal kullanımla ortalama kaç km'de değiştirdiniz?

    Bu arada diğer kullanıcılara sormak istediğim bir diğer konu da motor sıcakken motoru park ettikten sonra egzozdan yay gerilip bırakılıyormuş gibi 10sn'de bir Çatt!, Çutt! sesi geliyor mu? Hatta motor sıcak olduğunda kırmızı ışıkta beklerken bile duyuyorum ben bu sesi. Egzoz soğuyana kadar devam ediyor bu çatırtı.

    Servise sorduğumda bunun da "normal" olduğu söylendi, 7.000'li km'lerden sonra kesilir dendi. Hala devam ediyor. Şu ana kadar kullandığım hiçbir motorda bu "normal" çatırtıyı duymadım ben. Scarabeo'ya özgü bir şey herhalde diyor ve soruyorum, sizin egzozdan da sıcakken böyle çatırtılar geliyor mu?

    Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Yeri gelmişken; fark ettiyseniz hiçbir servis ve usta ismi vermedim, çünkü hepsinin elinden gelenin en iyisini yaptığına inanıyorum.

    Herkese kazasız sürüşler diliyorum.

  9. #1109
    toomuchcc - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Mart 2006
    Scarabeo 200 6500-7000 lira civarıyken alınabilir bir scooterdı ancak şuanki fiyatından ötürü (8800 lira) Yamaha Xcity 250 tercih etmek çok daha mantıklı. Ferco saçmalamaya başladı iyice.

    Scarabeo 200'de kombine fren var. Bu sistemi iptal ederseniz scooterınızdan daha fazla keyif alırsınız. Kombine fren sistemi hiçbir iki tekerde bulunmaması gereken bir özelliktir. Bunu hangi gerizekalı çıkardı bilmiyorum ama iki teker araba değildir, frenleri birbirinden bağımsız hareket etmelidir. Hele bi scooterda, iki fren de eldeyken...

    Yukardaki mesaja istinaden:
    -Egzosdan çat çut diye ses gelmesi normaldir. Çok ısınınca daha da çok yapar.
    -Bu yukarda son fotodaki gösterdiğiniz kısım, arka kaliperdeki yağı tahliye etmek için kullanılan çıkış mı? O vidanın öyle durmaması gerekiyor (Scarabeo 200 sahibi değilim. Hidrolik fren kaliperleri konusunda bilgim vardır). Civata eğer yalama yapmışsa yuvaya daha kalın çaplı bir tane takmanız sorunu giderebilir. Tabi bu işin sıfır motorda olmaması gerekiyor. Çok enteresan sahiden.
    -Fren balatalarının çabuk bitmesi balatanın üretim malzemesi, sizin kullanış stiliniz, motor üzerindeki ağırlıkla falan alakalıdır. Örneğin balatalar organik malzemeden üretilmişse çabuk biterler ama performansları üst düzey olur (özellikle yağışlı havada). Metalik balatalar uzun süre dayanır ama performansları daha düşüktür organiğe göre. Ayrıca yağmurda daha çok ses yaparlar. Yine de 7000 km biraz düşük. Balata eriyip metal kısım mı gözükmeye başladı?
    -Yan ayak olayı tam 'fail' zaten...

    Dediğim gibi artık pek tercih edilebilir bir olayı kalmadı Scarabeo'nun, şahsen tabi. Kullanıcılarına lafım olamaz. Bir aralar ben de çok ilgilenmiştim scarabeo ile ama artık güle güle demek durumundayım kendisine. Ferco bu makinenin fiyatını gözden geçirmeli kesinlikle.

  10. #1110
    tahsins - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    01 Kasım 2012
    Şehir
    kocaeli
    Motosikleti
    bajaj boxer 2015 + doblo safeline 1.3mjet 2012
    öro ve dallır almış yürümüş ferco napsın beo nun fiyatına be miirim.. :/
    yaş:34 evli 2 çocuklu (bajaj boxer kullanmakta.)
    salcano wolf: 0 km (05.01.2013)...->....45.000km (13.01.2016) !...
    bajaj boxer: 0 km (13.01.2016)...->.... ?

  11. #1111
    toomuchcc - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Mart 2006
    Alıntı tahsins adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    öro ve dallır almış yürümüş ferco napsın beo nun fiyatına be miirim.. :/
    Honda, Yamaha, Kymco modelleri yerli üretim mi ki fiyatları uzun zamandır sabit?

    Ayrıca Scarabeo'nun fiyatı 1 ay önce 3150 euro civarındaydı. Şuan 3240 euro.

  12. #1112
    NoVaRiX - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Mayıs 2006
    Şehir
    Istanbul, Tekirdağ
    Öhhh!! Fiyata bak!
    Tam karar vermiştim ama bu olmadıki arkadaş!!
    O paraya ne motorlar var..

  13. #1113

    Üyelik
    09 Haziran 2012
    Şehir
    İstanbul
    Alıntı toomuchcc adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Scarabeo 200 6500-7000 lira civarıyken alınabilir bir scooterdı ancak şuanki fiyatından ötürü (8800 lira) Yamaha Xcity 250 tercih etmek çok daha mantıklı. Ferco saçmalamaya başladı iyice.

    Scarabeo 200'de kombine fren var. Bu sistemi iptal ederseniz scooterınızdan daha fazla keyif alırsınız. Kombine fren sistemi hiçbir iki tekerde bulunmaması gereken bir özelliktir. Bunu hangi gerizekalı çıkardı bilmiyorum ama iki teker araba değildir, frenleri birbirinden bağımsız hareket etmelidir. Hele bi scooterda, iki fren de eldeyken...

    Yukardaki mesaja istinaden:
    -Egzosdan çat çut diye ses gelmesi normaldir. Çok ısınınca daha da çok yapar.
    -Bu yukarda son fotodaki gösterdiğiniz kısım, arka kaliperdeki yağı tahliye etmek için kullanılan çıkış mı? O vidanın öyle durmaması gerekiyor (Scarabeo 200 sahibi değilim. Hidrolik fren kaliperleri konusunda bilgim vardır). Civata eğer yalama yapmışsa yuvaya daha kalın çaplı bir tane takmanız sorunu giderebilir. Tabi bu işin sıfır motorda olmaması gerekiyor. Çok enteresan sahiden.
    -Fren balatalarının çabuk bitmesi balatanın üretim malzemesi, sizin kullanış stiliniz, motor üzerindeki ağırlıkla falan alakalıdır. Örneğin balatalar organik malzemeden üretilmişse çabuk biterler ama performansları üst düzey olur (özellikle yağışlı havada). Metalik balatalar uzun süre dayanır ama performansları daha düşüktür organiğe göre. Ayrıca yağmurda daha çok ses yaparlar. Yine de 7000 km biraz düşük. Balata eriyip metal kısım mı gözükmeye başladı?
    -Yan ayak olayı tam 'fail' zaten...

    Dediğim gibi artık pek tercih edilebilir bir olayı kalmadı Scarabeo'nun, şahsen tabi. Kullanıcılarına lafım olamaz. Bir aralar ben de çok ilgilenmiştim scarabeo ile ama artık güle güle demek durumundayım kendisine. Ferco bu makinenin fiyatını gözden geçirmeli kesinlikle.
    - Evet, son fotodaki kısım arka kaliperdeki yağı tahliye etmek için kullanılan çıkış sanırım. Şu anda onunla ilgili herhangi bir şey yapmam gerekmiyor, çünkü arka fren merkezi (Yani o parçanın da üzerinde bulunduğu resimde görülen o siyah metal blok) komple değişti zaten, sanırım gözden kaçırdınız.

    - Ön balata tamamen bitmiş, saydam zar gibi bir tabaka kalmıştı, ama onu da yenisiyle değiştirdim daha önce dediğim gibi. Agresif kullanmıyorum motoru, kendi ağırlığından başka ekstra herhangi bir ağırlık da yok (sürücü hariç), bir de zaten rodaj süresince ayrıca daha sakin kullanılmasına rağmen balata değişimi için 7.000km. bence de oldukça düşük. Bakalım bunlar ne kadar gidecek.

    Kombine fren sistemiyle ilgili söylediğinizi biraz daha açar mısınız. Motosikletlerde kombine fren sistemi nedir, nasıl çalışır tam olarak bilmiyorum. Bu sistemi iptal etmek nasıl oluyor onu da anlamadım. Hadi şunu iptal edeyim diyebilecek kadar basit bir işlem midir?

  14. #1114
    satoyama - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    13 Eylül 2006
    Şehir
    avrupa yakası
    Motosikleti
    Gilera Runner / Aprilia Sr GT200
    Alıntı chetaq adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    - Evet, son fotodaki kısım arka kaliperdeki yağı tahliye etmek için kullanılan çıkış sanırım. Şu anda onunla ilgili herhangi bir şey yapmam gerekmiyor, çünkü arka fren merkezi (Yani o parçanın da üzerinde bulunduğu resimde görülen o siyah metal blok) komple değişti zaten, sanırım gözden kaçırdınız.

    - Ön balata tamamen bitmiş, saydam zar gibi bir tabaka kalmıştı, ama onu da yenisiyle değiştirdim daha önce dediğim gibi. Agresif kullanmıyorum motoru, kendi ağırlığından başka ekstra herhangi bir ağırlık da yok (sürücü hariç), bir de zaten rodaj süresince ayrıca daha sakin kullanılmasına rağmen balata değişimi için 7.000km. bence de oldukça düşük. Bakalım bunlar ne kadar gidecek.

    Kombine fren sistemiyle ilgili söylediğinizi biraz daha açar mısınız. Motosikletlerde kombine fren sistemi nedir, nasıl çalışır tam olarak bilmiyorum. Bu sistemi iptal etmek nasıl oluyor onu da anlamadım. Hadi şunu iptal edeyim diyebilecek kadar basit bir işlem midir?
    kardeşim öncelikle geçmiş olsun! en kötüsü bu olsun diyelim.

    malesef beo lar çinde montaj yapılıyor ve şerefsiz çinliler insanlıktan zerre payını almayan bir millet olduğu için hızlı ve baştan sağma yapıyorlar (bu kanıya vardım) tabi bu konuda sorumlu piaggio firmasıdır.

    benimde başka arkadaşlarında karşılaştığı ufak tefek sorunların hepsi montajdaki başan sağmadan kaynaklı.

    bu konu ile ilgili gerekli maili piaggio firmasına yazacağım. ayrıca nedense bu tip şikayetler sadece türkiyeye gelen modellerde. buda beni düşündürmüyor değil.

    bende motorum daha 10km deyken arka jantın 8 çizdiğini gördüm ertesi gün jant lastik disk komple serviste değiştirildi. yeni motora anahtar değince insanın cidden morali bozuluyor ama firma arkanızda olduğu için pek fazla da endişe edlmiyor.

    scarabeo yu alırken (önceki motorum aprilia sportcity) aslında performans olarak pek öyle bir beklentim yoktu ama cidden yakıtına göre bu motor beni performans olarak çok şaşırttı bunu istanbul trafiğinde motosiklet kullananlar daha iyi anlayacaktır şaka maka motor 250cc gibi performanslı ve fazla fazla yetiyor.

    kombine fren olayına gelirsek. : kombine fren aslında biraz acemi kurtaran işi, öyle ön arka fren ayırayım virajlarda dikkat edeyim dengeli yükleneyim işi değil.

    kombine frenin güzellikleri şunlar.

    1. tek elle fren yapılınca dengeniz bozulmuyor. mototorunuz dengeyi kaybetmiyor öne yığılmıyorsunuz.
    2. sağ elinizi bırakıp sol elinizle arka frene basmak zorunda kalırsanız bile frenleme başaralı oluyor.
    3. güç dağılımı her manetten iki tekere birden yayıldığı için daha az eforla yavaşlatabiliyorsunuz.

    kombine frenin eksileri

    1. ön arka fren ayırma ihtiyacı hissedilen bir durum olursa (ıslak viraj) biraz korkutabiliyor ama ben bir sorun yaşamadım ve kombine freni benim sürüş konforumu arttıyor.

    balata olayına gelirsek balataları herkes 6bin bakıma yakın bitiriyor. yani frenlerin balataların yapısı o şekilde herkesde.

    beo hararetli çalışan bir motora sahip yani daha çok ısınıyor (zor ısınıp zor soğuyor) çelik oranı fazla çünkü sıkıştırma oranı yüksek! onun için ekzost ve blok ısınıyor buda soğuma aşamasında genleşmelerden dolayı seslere neden oluyor bu gayet normal bir durum.

    şükürler olsun ben 5bin km dir bir sorunla karşılaşmadım ve çok çok memnunum. özellikle 2. kişi performansı çok iyi (artı yüklü) önceki motorum 250cc idi fakat 2. kişi binince performansından çok öndün veriyordu (xcity de de aynı durum var) fakat beo yüksek devirlerde gücünü çok iyi korduğu için artçılı ve yüklü sürüşleri çok başarılı.

    örneğin geçen gün otobanda artçım ile rampa çıkıyorum arkamdan bir motosikler belirdi uzaktan bende belki yarım gaz 80-90km/ ile gidiyorum. bana yaklaştığını gördüm biraz daha yaklaşmasına izin verdim ve yamaha xcenter in ıkınarak beni geçmeye çalıştığını farkettim . gazı kademeli olarak arttırınca motor o rampada artçı ile 100km/h üzerine çıktı arkamda xcenter kaybolmuştu, düze gelince yavaşladım ve beni geçmesine izin verdim.
    Dentist76 bunu beğendi.
    zengin veya fakir farketmez, apaçilik ya da ezik alt kültürün, motosiklet üzerinde hiç bir izahı ve bahanesi olamaz... ) (3 litre benzin koyuyorum bir hafta geziyorum diyen adamlardan ve motorlarından uzak durun)

  15. #1115
    toomuchcc - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Mart 2006
    Alıntı chetaq adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    ...
    Merhaba. Son fotodan sonra parça değişti diye yazmışsınız ben atlamışım onu pardon. Sorununuz tamamen halloldu yani o zaman?

    Servisinizin frenleriniz hakkındaki yorumu doğru değil. Servis iyi veya kötü diye yazmamışsınız ama bu kişiler kendilerini motor ustası olarak tanımlıyorsa frendeki boşluğu anlayıp ona uygun şekilde davranması gerekirdi. Motordaki en hayati parçadır fren yani... Böyle yaklaşmaları kesinlikle doğru değil bana kalırsa.

    Kombine fren sistemlerinde ön/arka fren kolları her iki kaliperi de dereceli olarak kontrol eder. Bu sistemlerde bir 'hub' vardır. Bu parça üzerindeki valflerin genişliği, çıkış yönü, açılma şiddeti falan üretim aşamasında belirlenir. Frenlerin ne zaman hangi şiddette devreye gireceği de bu sayede sağlanır. (Atıyorum arka fren kolunu sıkıyorsunuz: verdiğiniz gücün %30'u ön frene de gider, arkaya da %70'i iletilir. Veya bir noktaya kadar arka frene %100'ü iletilir, ondan sonra valf açılır ve sıvı ön tarafa da gitmeye başlar.. gibi) ABS'ye sahip motosikletlerde de kullanılmaktadır ve o tarz motorlarda elektronik olarak da desteklenmektedir şiddet dağılımı.

    Ben iki tekerde (özellikle de scooterda) kombine freni süper saçma bulan biriyim. "Ooo motoru yapan mühendisten daha mı iyi bileceksin" diye de yaklaşılabilir elbet ama Windows Vista'yı yaparken de bi sürü mühendis çalıştı... Frenlerinizden şuan memnunsanız sorun yok. Ancak frenleriniz birbirinden bağımsız çalışmıyor. Islak zeminde viraj alırken arka freni sıktığınızda sıvının bi kısmı öne de gidip size sorun yaşatabilir. Scooterda frenler zaten elde. Arkayı kontrol etmek isteyen biri arka freni, önü kontrol etmek isteyen kişi de ön freni sıkabilir. Ve bilirsiniz ki fren kolunu ne kadar sıkarsanız kalipere o kadar güç gidecek. Kontrol %100 sizdedir.

    Bu sizin motorunuzun kombine fren sistem şeması:


    Neyin ne olduğunu kolaylıkla anlayabilirsiniz diye ümit ediyorum. Bu sistemi servisinizin iptal edeceğini hiç sanmıyorum o sebepten kendiniz uğraşmalısınız. Genel olarak yapmanız gereken asıl şey 'hub'a giren kabloları birbirinden ayırmak/iptal etmek (bu kabloların girdiği yuvaları da bir civata ile kapatmak). Kombine frene sahip olmayan bir scooterda sağ fren kolundan çıkan kablo ön kalipere, sol fren kolundan çıkan da arka kalipere gider ve bu kadar. Kaliperler birbiriyle bağlantılı değildir.

    Frenlerinizden memnunsanız öyle devam edin uğraşmayın. Ben scarabeo alsam ilk işim iptal etmek olurdu, ayrı mesele (hiçbir fren desteğinden hoşlanmıyorum da). Yurtdışında scarabeo'nun kombine sistemini iptal eden kullanıcılar mevcuttu forumlarda rast gelmiştim. Ne şekilde yapıldığını yazmamışlar ancak basit bir işlem olduğunu biliyorum. (bunu bilmek için scarabeo üzerinde çalışmış olmaya gerek yok. tüm araçlardaki (bisiklet de dahil) hidrolik fren sistemleri aynıdır. elektronik destek içerip özel bir ECU tarafından kontrol edilenleri iptal etmesi daha zordur ama yine de yapılabilir. Scarabeo'da böyle bir ünite yok, herşey mekanik.)

  16. #1116

    Üyelik
    09 Haziran 2012
    Şehir
    İstanbul
    Frenlerden şu anda memnunum, sadece kombine sistemin nasıl çalıştığıyla ilgili soru işaretleri vardı kafamda, yoksa değiştirmek gibi bir niyetim yok. Açıklamalar için teşekkürler "satoyama" ve "toomuchcc".

    Scarabeo'nun genel performansından ben de memnunum. Sanki daha büyük cc motor kullanıyormuşsun gibi hissettiriyor.

    Yalnız şu "Eco-Sport" düğmesini niye koymuşlar ona anlam veremedim. %7 gibi bir fark oluşturduğundan bahsediliyor ama bunun kağıt üzerinde geçerli olduğunu düşünüyorum. Kısa sürüşlerde şehir içinde çok hissedilmez uzun yolda belli olur deniyor, uzun yolda da bir fark hissetmedim.

    Park etmiş motor görünce çocuklar oynamayı çok seviyor, üzerine oturup tepiniyorlar, bulabildikleri bütün düğmelere basıyorlar, hatta ata binmiş gibi iki eliyle gidona yapışıp bütün vücuduyla ileri geri sallanıp, avazı çıktığı kadar bağıranları bile gördüm.

    Çoğunlukla görmesem bile, motoru çalıştırdığımda sağ ya da sol sinyal çalışmaya başlayınca anlıyorum tabi birisinin yine oynadığını. Çoğunlukla aynada parmak izleri oluyor bir de.

    İşte onlardan biri olduğunu tahmin ettiğim bir tanesi geçenlerde Eco-Sport düğmesine de basmış, Sport modunda kalmış düğme. Sizde nasıl bilmem ama ben Eco-Sport tuşuna neredeyse hiç bakmıyorum, gerçi baksan bile hemen anlaşılmıyor ya hangi mod'da olduğun, neyse. Kim bilir ne kadar (birkaç gün bile olabilir) Sport mod'da dolaştım bilmiyorum, tesadüfen fark ettim durumu, aldım Eco'ya. Sonra da sürüşte en ufak bir değişiklik hissetmediğimi fark ettim.

    Göstergede hangi modun aktif olduğunu gösteren bir işaret veya ışık veya her neyse bir şey yapsalardı çok daha iyi olurdu bence. Bir sonraki model Scarabeo için düşünürler belki. Hazır onu yaparken, bir de sinyal ve korna düğmelerinin yerini birbirleriyle değiştirsinler de o da çıksın aradan.

  17. #1117
    satoyama - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    13 Eylül 2006
    Şehir
    avrupa yakası
    Motosikleti
    Gilera Runner / Aprilia Sr GT200
    Alıntı chetaq adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Frenlerden şu anda memnunum, sadece kombine sistemin nasıl çalıştığıyla ilgili soru işaretleri vardı kafamda, yoksa değiştirmek gibi bir niyetim yok. Açıklamalar için teşekkürler "satoyama" ve "toomuchcc".

    Scarabeo'nun genel performansından ben de memnunum. Sanki daha büyük cc motor kullanıyormuşsun gibi hissettiriyor.

    Yalnız şu "Eco-Sport" düğmesini niye koymuşlar ona anlam veremedim. %7 gibi bir fark oluşturduğundan bahsediliyor ama bunun kağıt üzerinde geçerli olduğunu düşünüyorum. Kısa sürüşlerde şehir içinde çok hissedilmez uzun yolda belli olur deniyor, uzun yolda da bir fark hissetmedim.

    Park etmiş motor görünce çocuklar oynamayı çok seviyor, üzerine oturup tepiniyorlar, bulabildikleri bütün düğmelere basıyorlar, hatta ata binmiş gibi iki eliyle gidona yapışıp bütün vücuduyla ileri geri sallanıp, avazı çıktığı kadar bağıranları bile gördüm.

    Çoğunlukla görmesem bile, motoru çalıştırdığımda sağ ya da sol sinyal çalışmaya başlayınca anlıyorum tabi birisinin yine oynadığını. Çoğunlukla aynada parmak izleri oluyor bir de.

    İşte onlardan biri olduğunu tahmin ettiğim bir tanesi geçenlerde Eco-Sport düğmesine de basmış, Sport modunda kalmış düğme. Sizde nasıl bilmem ama ben Eco-Sport tuşuna neredeyse hiç bakmıyorum, gerçi baksan bile hemen anlaşılmıyor ya hangi mod'da olduğun, neyse. Kim bilir ne kadar (birkaç gün bile olabilir) Sport mod'da dolaştım bilmiyorum, tesadüfen fark ettim durumu, aldım Eco'ya. Sonra da sürüşte en ufak bir değişiklik hissetmediğimi fark ettim.

    Göstergede hangi modun aktif olduğunu gösteren bir işaret veya ışık veya her neyse bir şey yapsalardı çok daha iyi olurdu bence. Bir sonraki model Scarabeo için düşünürler belki. Hazır onu yaparken, bir de sinyal ve korna düğmelerinin yerini birbirleriyle değiştirsinler de o da çıksın aradan.
    ben motoruma hiç bir çocuğu yoklaştırmam, yaklaştırmadım da. görürsem çok kızıyorum. siz gerçekten bunları rahatlıkla anlatıyorsunuz bravo.

    ben çocukluğumda hiç kimsenin motosikletine izinsiz dokunmadım uzaktan baktım. ben 10-11 yaşındayken yaşlı bir amcanın mobiletinde ö çamurlukta aliminyum bir uçak vardı ona dokundum. o da sökmeye çalıştığımı sanmış ve üzerime yürümüştü. babamın kim olduğunu öğrenince hemen geri vites yapmıştı. çok korkmuştum.

    benim çocuğum kimsenin malına dokunmadı benimkinede kimse dokunmasın. mümkünse.

    kardeşim 100km/h den sonra nasıl hissediyorsun sürüşü?

    hangi hızdan sonra güven vermiyor sana?
    zengin veya fakir farketmez, apaçilik ya da ezik alt kültürün, motosiklet üzerinde hiç bir izahı ve bahanesi olamaz... ) (3 litre benzin koyuyorum bir hafta geziyorum diyen adamlardan ve motorlarından uzak durun)

  18. #1118
    WanD - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    26 Ağustos 2010
    Şehir
    Antalya
    Motosikleti
    Honda 650F
    @chetaq , öncelikle geçmiş olsun. Buna benzer montaj hataları benim de başıma gelmişti... @satoyama'nın bahsettiği gibi Çinlilerin basit ve özentisiz montaj yapmasından kaynaklanan sorunlar.
    En basitinden , Sıfır motosiklet alıyorsun şehir dışından birde , yolda mola veriyorsun ayağının altında yağ birikmiş bakıyorsun her taraf yağ olmuş nereden geldiği belirsiz... Servise telefon açıyorsun 90 km mesafedesin o şekilde gelin birşey olmaz deniliyor... Motosikletin orası burası sökülüyor tekrar geldiğin gibi geri dönüyorsun.

    1000 km olmadan yaşadığım birkaç sıkıntı daha oldu tabiki de , servis de çözüm bulamadı sonrasında istemeden de olsa bir sinirle , made in china yazısını gösterdi bende birkaç gün sonra motosikletimi satmak zorunda kaldım... Çin yazısı bahane oldu , Suzuki İnazuma bile Çinde üretiliyor.. Montajda yaşanan sıkıntılar ve sonrası...

  19. #1119

    Üyelik
    09 Haziran 2012
    Şehir
    İstanbul
    Alıntı satoyama adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    ben motoruma hiç bir çocuğu yoklaştırmam, yaklaştırmadım da. görürsem çok kızıyorum. siz gerçekten bunları rahatlıkla anlatıyorsunuz bravo.

    ben çocukluğumda hiç kimsenin motosikletine izinsiz dokunmadım uzaktan baktım. ben 10-11 yaşındayken yaşlı bir amcanın mobiletinde ö çamurlukta aliminyum bir uçak vardı ona dokundum. o da sökmeye çalıştığımı sanmış ve üzerime yürümüştü. babamın kim olduğunu öğrenince hemen geri vites yapmıştı. çok korkmuştum.

    benim çocuğum kimsenin malına dokunmadı benimkinede kimse dokunmasın. mümkünse.

    kardeşim 100km/h den sonra nasıl hissediyorsun sürüşü?

    hangi hızdan sonra güven vermiyor sana?

    Rahatlıkla anlattığıma bakma O tepinen çocuğu motorun üzerinde gördüğüm an nasıl sinirlendiğimi ben biliyorum. Olayı daha da sinir bozucu hale getiren görüp de müdahale edememekti. Şöyle ki; Motoru park ettiğim yere yaklaşık 70-80 metre mesafedeki bir iş hanının en üst kat penceresinden bakarken görüyorum bu manzarayı.

    Sahne şu: Motorun etrafında yaklaşık 15-20 kişilik, aile olduklarını tahmin ettiğim, kadınlı erkekli, genç, yaşlı, çoluk çocuk herkes ya bir servis gibi bir şey bekliyorlar veya buluşma yeri olarak orayı seçmişler veya bilmiyorum neden oradalar ve hepsi de motorun etrafında. Çerez çekirdek, meşrubat, sohbet, bağırış-çağırış tam bir curcuna, sanki topluca tatile çıkılıyormuş gibi bir durum söz konusu.

    Benim Scarabeo da tam aralarında. Üzerinde de az önce bahsettiğim tepinen çocuk. Bir an bağırmayı düşündüm, önce aşağıda akan trafiğin gürültüsüne, sonra da aradaki mesafeye bakınca ne kadar bağırsam da sesimi duyuramayacağımı anladım. Bir yandan da gözüm sürekli çocuğun üzerinde "acaba şimdi ne yapacak" diye.

    Derken motorun önünde bekleyen gruptan bir kadın çocuğa bir şeyler söyledi ve indirdi motordan, daha sonra yanındaki diğer çocuğu kucakladığı gibi "hoooop" koltuğa oturtuverdi.... Gördüklerime inanamadım. Sanırsın Lunapark'a eğlenmeye gelmişler. Şaka gibi... Kan beynime fırladı tabi bunu görünce. Doğruca kapıya yöneldim, asansörle aşağıya indim, dış kapıdan çıkıp park ettiğim yöne doğru koşar adımlarla giderken bir yandan da kadına söyleniyorum. Aklım almıyor bir türlü. Hışımla giderken bir baktım, kimse yok motorun yanında! Hepsi gitmiş ben gelene kadar. Ona da sinirlendim sonra, şu kadına iki çift laf edemedim diye.

    Kontrol etmek için motorun yanına geldim, etraf pislikten geçilmiyor zaten. Neyse ki motor düşündüğümden daha temiz. Sağını solunu iyice inceledim, gösterge ve aynalardaki parmak izlerini ve seleyi temizledikten sonra da söylene söylene döndüm yine.

    Hani görmesem bu kadar sinirlenmezdim. Birisi oynamış yine derdim.

    Şimdi de, orasını burasını kurcalarken kimi görsem çok kızıyorum hala.

    Sürüşle ilgili olarak ise; 100km/h'den sonra biraz daha dikkatli sürmek ihtiyacı hissediyorum ve bu da sürüşten aldığım keyfi azaltıyor biraz doğal olarak. 120'den sonrası ise çok fazla güven vermiyor. Uzun yolda, otobanda, genelde 120'yi çok geçmediğimi fark ettim. 120'den fazlasına çok da ihtiyaç duymadım zaten.



    Alıntı WanD adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    @chetaq , öncelikle geçmiş olsun. Buna benzer montaj hataları benim de başıma gelmişti... @satoyama'nın bahsettiği gibi Çinlilerin basit ve özentisiz montaj yapmasından kaynaklanan sorunlar.
    En basitinden , Sıfır motosiklet alıyorsun şehir dışından birde , yolda mola veriyorsun ayağının altında yağ birikmiş bakıyorsun her taraf yağ olmuş nereden geldiği belirsiz... Servise telefon açıyorsun 90 km mesafedesin o şekilde gelin birşey olmaz deniliyor... Motosikletin orası burası sökülüyor tekrar geldiğin gibi geri dönüyorsun.

    1000 km olmadan yaşadığım birkaç sıkıntı daha oldu tabiki de , servis de çözüm bulamadı sonrasında istemeden de olsa bir sinirle , made in china yazısını gösterdi bende birkaç gün sonra motosikletimi satmak zorunda kaldım... Çin yazısı bahane oldu , Suzuki İnazuma bile Çinde üretiliyor.. Montajda yaşanan sıkıntılar ve sonrası...
    Teşekkürler WanD, sana da geçmiş olsun. Gerçekten de, sıfır alıp da sorunlarla uğraşması can sıkıcı oluyor. Evet, Çin'de yapılan montaj basit ve özentisiz olabilir ama bundan rahatsızlık duyması gereken öncelikle Aprilia'dır, dolayısıyla da bu ürünü satan, satış sonrası hizmet verenler de aynı rahatsızlığı duymalıdır. "E, n'apalım Çin'liler de böyle işte" diye geçiştirilebilecek bir konu değildir. İster Mozambik'te, ya da bilmem nerde yaptırmış olursa olsun fark etmez. Böyle bir durumdan sorumlu olan öncelikle Aprilia'dır.

  20. #1120
    Dentist76 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    30 Mayıs 2013
    Şehir
    Antalya
    Motosikleti
    Scarabeo 200ie
    BMW, Mercedes, Peugeot, VW servislerinde yeni alınmış arabaları görmüyormusunuz siz?
    İnsan yapımı, elbet sorun çıkar. Önemli olan raslanma sıklığı ve firmanın arkanızda durması.

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 15:41 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:39 ----------

    10 km bakıma gideceğim.
    Sizin ne kadar tuttu ücret bildirebilirmisiniz?
    satoyama bunu beğendi.


Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)