Selam.
Ben Oruç. İstanbul Büyükçekmece de yaşıyorum. 35 yaşındayım.
Daha önce bir çok farklı motorum oldu. Açık ara en sevdiğim ve saygı duydugum motorum ise FZS 600.
Yamaha XT 600 E
Vespa GT 200i
Sym Joymax 250
Honda CB 400N (kısa bir süre bindim)
BMW F650 GS (kısa bir süre bindim)
Salcano Hunter 150
gibi çeşit çeşit motorlarım oldu.
Ayrıca çevremde arkadaşlarıma ait farklı CC ve tür motorları da belirli mesafelerde kullanma fırsatım oldu.
Yaklaşık 6 aydır sarı renk, 40.000 kilometrede ve civatasına kadar orjinal, çok iyi mekanik ve kozmetik kondisyonda bir FZS 600 kullanıyorum.
Almadan evvel çok araştırma yaptım. Türkçe kaynak ne yazık ki kısıtlı. O yüzden tecrübelerimi buraya yazmak istiyorum.
Oturuş pozisyonu tam olarak bir sınıfa girmiyor. İster rahat ve dik otur (gidon yükseltme/yaklaştırma şart) ister agresif otur. Ergonomi son derece başarılı. 180cm ve 95 kiloyum. Genelde motorlar altımda ufak kalır, FZS 600 tam oluyor. Karbüratörlü oluşu beni biraz korkutmuştu lakin bu motor, mekanik mükemmeliyetin son kalesi diyebiliriz. En ufak bir sorun yaşamadım. Gaza tepkisi son derece akıcı. ÖZellikle 7.000 devirden sonra çıldırıyor. İki farklı motor var. Birisi 7.000 e kadar olan, ağır başlı, her şarta uyabilen, konforlu ve kendinden emin FZS 600, ikincisi ise 7.000 devirden sonra ortaya çıkan ve güncel 600 lüklere "ben daha ölmedim" dercesine 4 karbüratörü ve silindiri çıkarıp masaya vuran FZS 600. İlk sürüşümde resmen şok oldum. Lakin bu karaktere alışıp keyif almak, akıcı ve tahmin edilebilir gaz tepkisi sebebiyle çok kolay oldu. Frenleri efsane. ZANK diye duruyor. Herkesin dediği gibi frenleri yarış motoru seviyesinde. İnanılmaz güvenli frenleri. Bundan inip de başka motora binince insan tedirgin oluyor.
Bir diğer keyifli nokta ise şase ve yol tutuş. Amortisörlerden mucize beklemeyin. Ancak bakımını yapar ve tarzınıza göre ince ayar yaparsanız işini yapıyor. Şase ve amortisör uyumu iyi. Virajlarda eğer tecrübeliyseniz bir çok 600 lük makinaya el sallarsınız. Yol tutuşu 15 yaşında bir makina için tam kıvamında. Eyvah dedirtmiyor. Ama amortisör bakımı ve ayarı şart.
Motosikleti orjinal hali ile bir paket olarak düşünürsek, uzun yol konforu gayet yeterli. Alır almaz İstanbul - Nevşehir, İstanbul - Çanakkale, ve İstanbul - Balıkesir gibi yollar yaptım ve kemiksiz 7000 kilometre kullandım. Gayet rahat ve konforlu. İster efendi efendi 120 ile git, ister çıldır ve 220 ile uza. Bu yolculuklarda iki arka çanta, sırt çantası, çadır, uyku tulumu ve minimal kamp malzemesi yüklü vaziyette 220 görmüşlüğüm oldu. (kekoluk var biraz evet). Motor 200 ve üzerine soluksuz çıkabiliyor ve oralarda rahatça kalıyor. Cesaretiniz varsa üstü de olur ama altınıdaki motor yaşını başını almış bir motor. 0-100 fabrika verisi yaklaşık 4 saniye. Ben bahsettiğim şekilde yüklü olarak 6 saniyede çıkıyorum.(GPS ile ölçüyorum) Bence aradan geçen 15 sene ve 40.000 kilometre sonrasında gayet kabul edilebilir. Tüketim ise uslu olursan 5 litre, yok ben ışınlanacağım dersen temiz 7-8 litre civarında. Zaten gazlayıp da durdugunuzda etrafı benzin kokusu sarıyor. Ki ben biraz bunu seviyorum. Hoşuma gidiyor.
Yedek parça ve servis maliyetleri kabul edilebilir seviyede. İlk bakışta pahalı geliyor ancak bu nereden baktığınıza göre değişir. Eğer 150 lik YBR den geliyorsanız evet pahalı lakin hiç bir güncel motordan daha pahalı değil yedek parçaları ve ilginç biçimde temin edilebiliyor. Zaten düzgün bakılmışl ise tek masrafınız uzun süre filtre ve sıvı olur. Mesela ben geçen yanlışlıkla debriyaj manetini kırdım. Universal bir manet takmak üzereyken (300 TL) şans eseri internette sıfır ve orjinalini 40 TL ye buldum. Eksantirik zinciri değiştireyim diyorum, 400 TL civarında fiyatı var. Bence normal..Haa, ama karbüratör boğaz lastiği var esela, 4 adedi 500 lira civarında. Ufacık parça ama pahalı. Genel olarak parça tedariği ve maliyeti bence korkulacak bir şey değil. Neticede 4 silindir ve neredeyse 100 beygir bir makina. Elbette hep siz ona binecek değilsiniz. Ara ara o da size binecek. Bu işler böyle
Bir diğer güzelliği ise son derece basit bir mekaniğe sahip oluşu. Eğer ingilizceniz azıcık var ise, yurt dışı forumlardan destek alarak neredeyse en karışık bakımı ve tamiri bile kendiniz yapabiliyorsunuz. Daha önce tecrübeniz yoksa bile bu sorun olmuyor. Bozabileceğiniz pek bir şey yok. Benim elim bu motor ile birlikte alet tutmaya başladı diyebilirim. Gerçi yatkınlığım vardı ama olsun. Şu anda tüm filtre değişimlerini, yağ değişimini, amortisör ayar ve bakımlarını, karbüratör ayarını kendim yapabiliyorum. Son derece basit..Harika..
Gelelim hissiyata. Bence bir motoru aldıran ya da sattıran şey bu. Motorun üzerindeyken ben kendimi çok iyi hissediyorum. 4 silindirim sürekli "ben buradayım" dediğini duyuyorum. Güncel 600 lük kullanıcılarının tuhaf bakışlarını görüyorum. Işıklarda azıcık kamçılayınca ön tekerin yükselme çabasını beğeniyorum. Eski motorcuların yanına gittiğimde saygı dolu bakışlar beni iyi hissettiriyor. Bir motor ustasına gittiğiniz zaman ustalar eski bir dostu görmüşcesine yaklaşıyor.
Alınır mı, net alınır ve uzun kilometreler binilir. Lakin kimden aldığınız çok önemli. Eğer bakımları adam akıllı yapılmış ise ölmeyecek bir yol arkadaşınız olur.
Sorularınız olur ise memnuniyet ile yanıtlarım.
Görüşmek üzere.