Net olarak yanıtlayayım.
Şahsıma ait ilk motorum xj6na.
Burada -almadan önce- insanların yorumlarını duymak için yazdığımda, kimileri büyük motor alma diye, klasik olan tepkiyi gösterdiler.
Aslında CBR250R bekliyordum. Hocamın söylediği, "Her zaman kenarda, kullanmadığın bir %20 gücün olsun." sözü çok aklıma yattı. Tek silindirli diye, yeterince atak olmayacağı fikri, titreşim, uzun yolda yorucu olması gibi konular zaten hep kafamda idi. İnsanların (yüzyüze konuştuğum kişilerin) sıkışıyor, kaçamıyorsun, tarzı yorumları beni olumsuz etkiledi. ABS'nin Türkiye'ye getirilmemesi de canımı sıkıyordu. Kendim de kullandığımda pek de rahat etmedim üstünde. Hocam, "Inazuma al geç. Nasılsa 1 senen dolmadan yetmez olacak sana, sıkılıp satacak, büyüteceksin..." gibi yorumlar filan yapınca, cimriliğim tuttu sanırım
Ben de küçük motorun çok sınırlayıcı ve az güvenilir olduğu hissiyle daha büyük ve ABS'li olan bir cihaz ararken bunun ve DL650 (V-Strom) arasında kaldım. O da çok rahattı ama bana yüksek geldi (hem oturuşu hem de fiyatıyla :D)
(Ne ara iki silindir makinaları atladım geçtim, bilemiyorum :D)
Ve sonuçta bu makinayı seçtim. Aklımda, senelerce kullanabileceğim bir makina alma derdi vardı belki de, kimbilir...
Alalı daha bir ay oldu. Sanırım 1300 km civarındayım. Her gün kullanıyorum. Ve bugün hala motorun sınırlarını zorluyorum diyemem. Ancak şunu söyleyebilirim. İlk dakikadan itibaren bana hiç zorluk yaşatmadı. Dinamiği hiç yabancı gelmedi. Kendime güvenmediğim bir iki yerde beni yanılttığı da oldu, hatalarımı toparlayarak.
Dönüşlerde, yatışlarda çok rahat, sakin, kontrollü...
Düşük hızda giderken de, otobanda akarken de gayet dengeli bir araç.
İstendiğinde gayet sakince kullanılabiliyor. Lazım olduğu yerde de misler gibi gazını alıp kaçıyor.
Arabada bile yaşadığım, sıkıştırılma, taciz edilme, duygusundan kurtulmak çok hoş geldi bana
Bana göre tek kusuru, rüzgarı biraz fazla hissettirmesi idi. Ona da ya alıştım zamanla, ya da hocaseko'nun tavsiyesiyle aldığım ön cam sayesinde etki azaldı.
Diversion F almadığım için bir ara üzüleceğimi biliyordum.
Ama ABS'nin olması benim için en önemli konu idi. Yolların durumu ortada. Deneyimsizlik ve panik fren riskine girmek istemedim. İyi ki de ABS seçmişim.
Şu ana kadar birkaç kere devreye girdi sistem. Çoğunda da yolun basitçe zayıflığından olduğunu biliyorum.
Başlarda, fren yeteneklerimin gelişmemesine, zayıf kalmasına neden olacakmış gibi fikirlere kapılıp tereddütler yaşasam da; şimdi kendimi geliştirme kriterim, ABS'nin taktaklamasını duymamak.
Hata yaptığımda ise altı üstü sesi duyuyorum, kilitlemek ve belki de düşmek yerine...
Motorun dengesine tekrar dönersek... İlk iki vitesin aşırı torkunda, sokak arası dönüşlerde filan arka atar gibi olsa hemen toparlıyor. Uzun, hızlı, v.b yollarda hiç savrulma, arka atma v.s yaşamadım.
Ama, hızlıca giderken filan kontra yapıp, çukurundan taşından kaçmak çok keyifli, akıcı...
Yavaş giderken de bisikletim kadar dengeli işin aslı :D
Yakıta gelince, şimdilik verilerim çok istikrarsız. İlk başlarda 4 ila 5'ti. İlk rodajı geçmenin gazıyla (sanırım) son ölçümümde ilk kez 5L'yi geçtim. Ya da servis beni temiz kandırdı
senkron yapacağız diye .ok etti (Motorun sesi de biraz değişti ne yalan söyleyeyim. Rölanti daha düşük şimdi; ama, dizel araba gibi rezil bi sesi oldu. Kıllanmadım değil).
Şehir içi için çok ekonomik bir "oradan oraya götürsün aracı" diyemeyeceğim. Ama, motor almışken, ona da, buna da, şuna da, yarasın deme durumu için, sanırım kabul edilebilir bir sarfiyatı var.
Bu aralar, şöyle araba 90'ıyla :D bi uzun yol yapıp deneyeceğim. Kesin sarfiyat sonucumla dönerim size...
İki farklı gidon pozisyonunu da denedim. İkisi de rahat geldi bana. Sanki uzak / düşük gidon daha rahattı ne yalan söyleyeyim...
Genel yorumum: Sessiz, sakin, akıllı bi motor.
Şahsen, doğru karar verdiğimi düşünüyorum. Başka makinaları da kullandıkça zaman gösterecek...
Dayanaksız yorumlar yapıp da insanların yanlış kanılara kapılmalarına neden olacağım bir durum oluştu ise, şimdiden özür diliyorum.
Bütünüyle, kendi gelişim ve motora alışma sürecimdeki, -yineliyorum- "kişisel" yorum ve deneyimlerimi paylaştım.
Bu arada, bir nokta daha geldi aklıma. Hem motorun (250liklere göre) daha irice olması (biraz da kaslı bir görünümü var) hem de sanırım beyaz - siyah kontrastlarla kendini göstermesi hakkında.
Trafikte pek öyle üzerime kıran filan olmuyor. Sağa sola itip kakan olmuyor...
Bir şekilde kendini belli ediyor sanırım güzel kızım benim (+ beyaz-gri kask ve beyaz-kırmızı ceket
)...
Ama araçlar durduktan sonra -kırmızıda- aralarında sakin sakin gidecek kadar da narin, zarif ve ince kendileri ;)
Kitapçık kıvamına gelmeden kesiyorum. Yardımcı olabildiysem ne mutlu...
---------- Mesajlar birleştirildi - 01:00 ---------- bir önceki mesaj zamanı 00:47 ----------
Eksikleri:
1. Vites göstergesi (yine de 3'e ve 2'ye inmek belirgin şekilde kendini belli ediyor.
2. Bilgisayar kontrollü, kompresyonla yavaşlamada, fren lambasının yanmasını sağlayacak bir ev yapımı kit.
Bir de, devir meselesi geldi aklıma.
Alet gayet güzel 3000'de de vites yükseltmeye geliyor, 8000'de de...
Kimi zaman bir bakıyorum, sübaplar vurmaya başlamış 2000 devirlere inmişim sokak arasında
Yok ben düşük devirdeyim vitesim yüksek, gaz almam; filan da demiyor...