Sana soracağım di mi ne yazıp ne yazmayacağımı. Allah akıl fikir versin birazcık ne diyeyim. Sanal ortamda her türden varlık oluyor, seni de böyle kabulleneceğiz artık...pazer adlı üyeden alıntı
ahmet bey probleminizin birkaç sebebi olabilir..
düşük ihtimaller:
1. debriyaj balataları....bir kontrol ettirin ama bu çok yüksek ihtimal değil...bu arada debriyaj problemi de ilk 1-2 arası ortaya çıkıyor
2. debriyaj halatı...kontrol edin dağılma yarılma varmı diye...ben ~10bin de bir halat kırıyorum..kırılmadan önce yavaş yavaş dağılıyor bu esnada ilk 1-2 arası etkileniyor
yüksek ihtimal:
yağ: 650GS motor yağına aslında bence çok hassas bir motor...ve yağın eskidiğini hemen vitesten anlıyorsunuz..BMW 10000 de bir yağ değiştirtiyor ama sonuçta 10-20milyonluk bir yağı daha sık değiştirmek en azından benim içimi rahatlatıyor..
bu arada yağ kullanırken iyi bir markanın 10-40 yarı sentetiğini tercih edin derim..(benim GS ler şimdiye kadar en çok würtz 10-40 yarı sentetik sevdiler ama bilemiyorum... 15-40 20-50 felandan uzak durun derim.. 650GS de her zaman yağın, bulunduğunuz bölgenin ısınına göre olandan bir incesi olacak şekilde seçin..)..bazıları tam sentetik öneriyor ama (otomotiv tasarımı Ar-ge müdürü olan bir 650GS kullanıcısı) bir arkadaş bana sentetik ve seal'lerin uyumu ile ilgili bişeyler anlatmıştı o zamandan beri tam sentetik kullanmıyorum..
yağı değiştirin muhtemelen hemen geçecek...
tintinopsella,
Bilgiler için teşekkürler, bu hafta sonu yağ değişitirmeye gidecez o belli oldu.
Bu arada Alman Wunderlich firmasının f650 gs st cs Dakar aksesuarları için hazırladığı kataloğa aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
http://www.wunderlich.de/html/cat/eng/F650.pdf Türkiye distribütörü Mototaş
prometheus kadar (sizin deyiminizle) katalog bilginiz, tintinopsella kadarda (onun anlattığı kadarıyla) deneyiminiz yoksa bence bu iki tecrübelerinden yararlanacağımız arkadaşın arasındaki seviyeli atışma arasına saldırgan yorumlar yapıp tadımızı kaçırmayın, zira bu benim için önemli bi başlık idi geçenlerde bi f650 buldum ve eğer tam olarak bu motoru içime sindirirsem gidip pazarlık yapacağım, bunun için ilk 3 -4 sayfada teorik pratik yada duygusal her yorumun katkısı oldu, ama son 3-5 sayfadır bunalıma girdim sayenizde......... f 650 ye karşı foruma girmeden önceki fikirlerime hiç bir katkısı olmadı, aradaki mixser üylerin konuları saptırmasından dolayı.
Aprilia Pegaso aynı motoru kullanıyor. 2000 yılına kadar zaten F650'leri Aprilia üretiyordu. Başka motorun servisinden nasıl yararlanacaksın ki? Hiç Doğuş Oto'dan alınan bir araba Otokoç'a bakıma götürülür mü
Bir ihtimal motor parçasından yararlanırsın ama zaten Ferco motor bu sene yatırım yapamadı Aprilia'ya.
Arkadaslar oncelikle sunu belirtmek istiyorum ki bu calismayi BMW F650GS almak isteyipte aklinda bir cok soru isareti olan ve diger rakipleriyle kiyaslama yapan kisiler icin sunuyorum. Umarim google'a yazdiklarinda ön siralarda karsilarina cikar.
30 yasinda beynelminel bir otomotiv firmasinda makine muhendisi olarak ARGE departmaninda calismaktayim ve 17 yasindan bu yana aktif motosiklet kullanicisiyim. Zira Istanbul'da yasayan bir birey olarak baska bir alternatifimin olmadigina inaniyorum. Zaman icerisinde neredeyse butun klasmanlardaki motorlari tanima firsatim oldu. Scooter, maxiscooter, custom, enduro, sport-touring hatta bir kac seferinde super-sport sinifinda motorlar surdum. Burda en uzun sure kullandigim katagori custom bike'lardi. 4 sene Yamaha 650 Dragstar ve iki senede Honda 750 Shadow surdum. Onun disinda Aprilia area 51, honda beat, Burgman 400, Piaggio X9 250 sahipligi yaptim. 3 ay gibi kisa bir sureligine de olsa Honda Transalp'im de oldu. Bu zamanlar icerisinde agabeyimin de bir BMW F650 (98 model)'si, Honda AfricaTwin'i ve Yamaha TDM 900'ü oldu ki bu motorlar icinde aktif surucu sayilirim.
Su an bu calismayi burada sunmak istememin sebebi, benim gibi uzun sure motor alma konusunda kararsiz kalan arkadaslara bir parca da olsa yol gosterebilmek. Ben ilk defa bu foruma kayit oldum ama iyi bir database olduguna inanmaktayim. Sadece entryler arasinda bilincli bir ayirim yapabiliyor olmak gerekmetedir.
http://www.ultimatejourney.com/CR.No...sicaRiding.JPG
Motor almadan once su sorulari kendinize sormanizda fayda var olduguna inaniyorum.
- Neden motor aliyorsunuz? Hobby amacli kullanim mi, ulasim amacli mi?
- Hangi kosullarda sureceksiniz? Sehirici kullanim mi, uzun yol mu?
- Performans mi, ekonomi mi?
- Yatirim araci olarak goruyor musunuz yoksa amortisman sizin icin sorun degil mi?
Kisisel olarak bu sorulara hizlica soyle bir cevap verebilirim.
Scooter: yuksek pratiklik, muthis yakit ekonomisi, yuksek yuk tasima kapasitesi, dusuk vergi, makul fiyatlar... Scooteri sanirim en kalabalik klasman yapan ogeler bunlar. Fakat sunu samimi olarak soylemek istiyorum ki, kullanim rotaniz icinde periyodik olarak kullandiginiz hizli bir yol veya bogaz koprusu varsa bu sinifi derhal eleyebilirsiniz. Zira duzenli kullanimda sizi yorar ve keyif araci olmaktan cikar. Bir onemli konu da ben kisisel olarak sunu belirtmek istiyorum ki her ne kadar en yavas motor sinifi da olsa, motor dunyasinin en tehlikeli sinifidir. Gerekli yerlerde ara hizlanma yapamazlar, ufak tekerler kucuk atalet momenti saglar ki bu da iki teker uzerinde denge kurmakta buyuk bir handikaptir ve de diger araclar tarafinda gorulmezsiniz, bazen gormemizlikten gelirsiniz. Oglen saatlerinde istanbul'u saran pizzaci ve pideci scooteri bu sehirde yasayan insanlari motorcular karsi daha saygisiz ve duyarsiz olmaya itmistir. Sorunu kendimizde aramak lazim birazda. Ayrica bu kategoride italyan markalara yonelmek orta ve uzun vadede size geri doner. Deger kaybetmezler, sorun cikarmazlar, elit olmanizi saglar kimse sizi pizzaci sanmaz.
Maxi-Scooter: Scooterin arti yonlerini bu sinifta da bulabilirsiniz fakat artik muthis yakit ekonomisi yerini sadece yakit eknomosine birakmistir. Zira Burgman 400 ün yol bilgisayari sehir icinde 100km de 5,6ltlere kadar cikmaktadir. Dizel arabalar daha ekonomiktir. Tehlikeli kullanim kucuk tekerlere baglantili devam etmektedir. Yasamak sizin icin onemliyse mutlaka ama mutlaka ABS li bir model tercih ediniz. Deneyim ya da temkin cogu zaman sizi yari yolda birakir. Bu motorlar uzun yolda sizi idare edebilecek kadar hizli gidebilmektedirler. Burgman 400 le 150 km hiza ulasmaniz ve yolunuza devam etmeniz kolaydir. Bu sinifin en buyuk dezavantaji benim icin yere cok yakin olmalaridir. Neredeyse hic bir kaldirma cikamazsiniz ya da inemezsiniz. Sehir icinde bu sorunu defalarca yasamak bu kategoriden wazgecmem icin buyuk etkendir. Neredeyse park edecek yer bulamazsiniz motoru.
Custom: Belirgin bir avantaji olmamakla beraber cogu zaman sorunsuz bir siniftir. Uzun yolda size keyif verir. Insanlar size cok bakar (tabi sizin icin ne ifade ediyor bilemiyorum). Gurultulu bir egsozunuz varsa ara gazi vermek kurtulamayacaginiz bir illet oluyor tabi yakit tuketimi konusunda sehir icinde her 100kmde yaklasik 1,5 lt deponuzdan kulaklariniza akiyor. Pratiklige gelince en sondaki siniftir. Cogu yerde arabadan farki yoktur. Endurolar scooterlar yaninizdan akarken, siz sikisik trafigin icinde arablarin egsoz gazlarini solursunuz. Yinede severim bu sinifi... Biraz gosteris hosuma gidiyor. Bu satiri yazdiktan sonra birseyler beni rahatsiz ediyor onu da belirtmek istiyorum ki, kimseyi rencide etmek istemiyorum ama, 150 veya 250 cc lik cin mali chopperlar artik gosteris yapmaniza engel oluyorlar. Sinifin buyuk cogunlugunu olusturan bu motorlar maalesef kasksiz ve bilincsiz kullanicilar tarafindan sehri birbirine katiyorlar. Zaten yaslilar tarafindan hep bir hor gorulen, sizi American Choppers'taki Senior Paul sanan insanlar sizden biraz daha soguyorlar diger arkadaslardan etkilenip. Ayrica bu sinifta kaldirim inip cikma ozurludur scooterlar kadar olmasa da.
Touring: Agabeyimin TDM 900uyle cokca keyif aldigim bu sinif icin soylecek arti sey cok, eksi neredeyse yok. Adi uzerinde yol motorudur. Sehir icinde yasayan insanlar icin yapilmistir. Dikkat edilmesi gereken husus en az super-sport yani racing motorlar kadar hizlidirlar. Yakit tuketimi konusunda cokca comerttirler. Bir de bozuk yollari pek sevmezler.
Super-sport: Sadece hobby amacli kullanilicak bir siniftir. Pratiklik konusunda konusulmayacak kadar nazlidirlar. Surus pozisyonu sizi her yarim saatte bir durup motordan inmenize sebep verir. Zaten siz yorulmasaniz da bosalan depoyu doldurmak icin inmeniz gerekecektir. Uzun yol yapmak ilk bir kac dakika dunyadaki en keyifli seydir. Yuksek suratten metobolizmaniz ne yapacagini sasirir. Adrenalin sizi titretir, terletir. Ama ilerleyen kilometrelerde beliniz tabiri caizse kopar. Hayattaki her seye sahip olduktan sonra kesinlike bir tane almakta fayda var.
Enduro: Sanirim bu kategoriyi biraz daha genisletmekte fayda var zira ureticiler de oyle dusunup hemen hemen hepsi bu motorlari piyasaya dual-purpose (hem on road hem off road) amacli pazara sunmaktadirlar. Avantajlari: pratik, sehir icinde istediginizi yapip haftasonlari bir outback molasi almaniza izin veren, bazilari yakit tasarruflu, saglam, rahat, hizli, guvenli... Kisacasi butun amaclara hizmet eder, her motorun ortak iyi yonlerinden bir parca tasir... ama tabiki de ne bir touring kadar hizlidir, ne de scooter kadar pratik... Hepsinden birer parca tasirlar.
http://z.about.com/d/motorcycles/1/0/P/K/1/f1403.jpg
Gelelim bu klasmani markalar bazinda kisaca incelemeye ve detayli bir F650 GS incil'i yazmaya...
Piyasada ki tutulan orta sinif dual purpose motorlar:
1Suzuki V-Strom 650: Klasmanin en genc uyesidir. 2004 yilinda piyasa surulen bu motor icin 2007 yili bir milat olarak kabul edilebilir. Zira 2007 yilindan sonra uretilen motorlarda daha homojen bir yanma icin silindir basina cift buji ve hepsinden önemlisi opsiyonel de olsa ABS sunulmaya baslanmistir. Suzuki bu yeni nesil iki silindirli motoruyla nerdeyse inanilmazi basarip 67 hp’lik bir gucu V-Strom sahiplerinin altina sunmustur. Yuksek-Orta devir karakterli bu motor sorunsuz calisan az bir titresimle sehir icinde ekonomik sayilabilecek bir motordur ve fakat performansli kullanimda arkadaslardan ogrendigim kadariyla cokta ekonomik sayilmaz. Tork banti ise tipki yamaha fazer gibidir. Dusuk devirlerde bir alt vites icin homurdanip durur. Zaten 6 vitesli bir motordur. Sehir icinde cok vites atmaniza sebep olur. Daha cok sehir ve yol icin yapilan bu motor sinirli da olsa off road kullanima izin verebilmektedir. Burda cok icten olarak sunu soylemek istiyorum ki eger bir V-Strom almak istiyorsaniz lutfen bu tercihinizi ABS li bir 2007 modelden yana kullanin zira boylesine guclu ve atak bir motorda ABS sizi yasama baglayabilecek bir donanimdir. Keske ABS si olsa dediginizde hersey icin gec kalmis olabilirsiniz. Motordaki ABS opsiyonu da iknci el fiyatlara cok onemli bir sekilde yansimaktadir ve ABS li modellerin sayisi piyasada arttikca ABS sizler ciddi deger kaybina ugrayabilir tipki eski BMW lerde oldugu gibi. Kullanimi keyifli bir motor oldugunu arkadaslardan duydugum kadariyla buraya aktarabilirim ama dizayn konusunda bir cok kisiye gore cok cekici olmayi basaramamis bir motordur.
Honda XL 650 Transalp: Sanirim bu motor icin “dede” sifatini kullanmak cokta yanlis olmaz zira cok uzun suredir pazarda olan bir motordur ve motor camiasinda dolasan dedikodulara gore cok ciddi bir renovasyona hatta banttan kaldirilip yerine yeni bir motor sunulacagi iddiasi vardir. Gelmis gecmis en sorunsuz motorlardan biridir. Cok sessiz calisan az titresimli iki silindirli bir motoru vardir. Bu motorlarla 400k km yapan gezginler vardir. Dizayn olarakta cok basarili bir motordur. Gercekten insana guven ve keyif veren bir motordur fakat buyuk dezavantajlarida vardir. Bunlarin basinda sahip oldugu eski teknoloji gelir. Elcik isitma yada yol bilgisayari gibi konfor unsurlari yoktur. ABS yoktur. Benim icinde en onemlisi hala karburotorlu bir motor kullanmaktadir. 50hp’ye yakin guc ureten bu motor performans olarak sizi tatmin edebiliyor olsa da, bu performansi sunmak icin 100km’de 8 litreye kadar benzin icebilmektedir. Cok ama cok musrif bir motordur. Arabayla ya da bir racing motorla ayni tuketimi yaparken sadece bir Honda Transalp suruyor olmak sizi cok uzer. Honda eger yeni nesil bir transalp yapar ve teknolojinin nimetlerini bu motoruna koyarsa eminim “market clearer” rolunu ustlenmis olacaktir. Tabi sunu da unutmamak gerekirki yapacagi yeni motor icin cokta makul fiyatlar talep etmeyecektir.
Kawasaki ya da Aprilia konusunda cok fazla bilgim olmadigi icin buraya birseyler yazmak istemiyorum ama yabanci forumlardan takip edebildigim kadariyla Kawasaki kendini kanitlamis cok saglam bir motordur. Daha cok arazide kullanim ozellikleri on plandadir ve Turkiye pazarinda ikinci elde Kawasaki olmasindan kaynakli cok tutlan bir motor degildir. Aprilia da eski teknolojiyi kullanicina sunan bir motordur.
Sira gelelim baslikta da gordugumuz uzere BMW F650 GS’e...
BMW F650GS Tarihcesi:
BMW'nin 1993 yilinda baslayan F650 efsanesi 2000 yilinda yerini F650 GS'e birakarak, dual purpose yani hem on-road hem de off-road ozellikerini barindiran motor severlere daha alimli ve daha teknolojik bir motorla cevap verebilir oldu. Genel olarak atasi F650'den cok buyuk farklari olmayan F650 GS artik daha agresif bir gorunume, sertlik ayarli suspansiyon ve elcik isitmayla daha konforlu ve eklenen ABS siyle daha guvenli bir suruse sahip olmustu. Herhangi bir degisiklige ugramayan motor blogunda, Alman muhendisler besleme olarak karburatorden elektronik kontrollu enjeksiyona gecis yaparak yakit tuketiminde ciddi oranda tasarruf sagladilar. Avrupa cevre normlarina da cevap verebilmek icin katalitik konvertor kullanilmaya baslanan motor, bu sayede 21. yy'a hazirlanmis oldu.
http://www.motorbikefuntours.de/images/neue/f650gs.jpg
BMW F650GS'te kullanilan Rotax motor:
Bircogumuzun da bildigi uzere F650 GS'te 652cc'lik tek silindirli Avusturyali Rotax Motor kullanmaktadir. Bu motorlar italya'da aprillia tarafindan BMW icin uretilmektedir ve yine bircogumuzun bildigi uzere karburotorlu hali hala Aprilia Pegasso'lara guc vermektedir.
Nikasil kaplamali 650cc lik silindir icinde haraket eden tabir-i caizse devasa olarak nitelendirebilecegimiz piston motosiklete her donusunde grafikleri zorlayan 60nm'lik bir tork sunmaktadir. BMW M5'te, Ferrari F50'de ve Corvette ZR1'de de gordugumuz pistonlara nikasil kaplama uygulamasi, silindir odasi icersinde cok yuksek basinclara ve sicakliklara cikma imkani vermesiyle BMW muhendisleri cok yuksek sikistirma oranlarina sahip bir motor uretibilmisler. Yuksek torku cok genis bir devir bandinda sunan motor, yine buyuk ve hantal bir silindire sahip olmasindan kaynakli maksimum gucunu 6500 d/d'da sunmaktadir. 7400dev/dak da motorun cevirebildigi maksimum devir sayisidir ki bu devirde gaz kesici devreye girer. Cok silindirli motosikletlerde gormeye alisik oldugumuz yuksek devirler, bu tip arazi kullanimi icin tasarlanmis olan motorlarda tek silindirli olmasi sebebiyle yerini genis devir araliginda yuksek torka birakmaktadir. Bu ozellik ayni zamanda sehir ici kullanim icin de keyifli ve konforlu bir surus karakteridir. Bu sayede motor arabalardan alisik oldugumuz devir bantlarinda calisarak, dusuk yakit tuketimi ve genis tork araligi sayesinde daha az vites degistirme zorunlulugu saglamaktadir.
Sanirim belirtilmesi gereken onemli bir nokta 2000 yilinda buyuk bir degisiklige ugrayan ve elektronik kontrollu enjeksiyon sistemine gecen ki bu sayede egzosta ki lambda sensorunden aldigi anlik veriyle en dogru hava yakit karisimini silindir icine puskurterek en iyi yanmayi ve en ekonomik surusu saglayan motor 2004 yilinda bir baska buyuk degisklige ugrayarak tek bujiden iki bujiye gecmistir. Test verilerinde goruldugu uzere cift bujili silindir odasi tek silindire gore daha homojen bir yanma ve bunun sonucu olarakta daha cok motor gucu ve daha cok tork uretmektedir. Bir de 2004 modellere eklenen Airbox unitesi motorun daha rahat nefes almasini saglar ve silindir odasina maximum miktarda hava girisi saglar.
Bu sebeptendir ki bir makine muhendisi olarak kisisel yorumumu eklemek istiyorum. Egerki bir F650 GS almak istiyorsaniz butceniz de elveriyorsa 2004 model veya ustu oncelikli tercihiniz olmalidir.
Ve sanirim hepinizin bekledigi aklini karistiran motor titresim karakteristigi. BMW’nin tek silindirli motoru piyasadaki diger rakiplerinden daha cok vibrasyon uretir. Bu kacinilmaz bir fizik fenomenidir. Pistonun yarattigi atalet momenti kullaniciya titresim olarak geri doner. Bu KTM in de bir cok off road modelinde oldugu gibi off road kullanima yonelik dizayn edilen motorlarda kacinilmaz bir sondur. Tek piston motora muthis bir tork kazandirir ve bu torku cok genis bir bantta kullaniciya sunar ama ote yandan daha titresimle calisan bir motor olur. Peki bu noktada muhendisler neyi gelistirmistir? Krank balansor unitesini gelistirmislerdir ki titresimi bir parca olsun azaltabilsenler. Rotax muhendisleri sanirim bu konuda iyi bir is cikartmislarki diger tek pistonlu motorlara gore 652cc’lik 8 derece egimli calisan motorlari daha az titresim uretmektedir. Ama asil muhendislik yine BMW tarafindan gelmistir ve motordaki titresim buyuk olcude saside emilir ve kullaniciya zorluk veren bir titresim aksettirilmez.
Bu konuda tabi herkesin esik siddeti farklidir. Kimisi titresimi Honda Transalp e yakin bulurken kimisi de tahammul edilemez bulur. O yuzden yorum yapmak cok dogru olmayacaktir ama soyle bir gercek varki motorla dunya turu yapanlar arasinda BMW F650 en cok tutulan motordur. Demek ki bu titresim herkesin atip tuttugu derecede degil, kullanici tarafindan tolere edilebilecek bir titresimdir. Burada yapabilecegim en iyi tavsiye, motoru almak isteyenlerin istinye Borusan’da ücretsiz bir test drive yapmalaridir. Sanirim en iyi cevabi motor onlara verecektir.
Ve BMW F650 GS’i kanimca butun rakiplerinin onune geciren ozelligi yakit tuketimi... BMW ve Rotax muhendisleri enjeksiyon beslemeli bu motorla adeta bir scooter gibi yakit tuketen bir motoskilete uretiebilmeyi basarmistir. Uzun yolda sabit hizda 100km’de 3 litreye kadar inen yakit tuketimi sehir icinde ne kadar sikistirirsaniz sikistiran 4,3 litreyi gecmemektedir. 2 zamanli 50cc’lik aprilia scooter bile performansli kullanimda bu degerlerden daha yukarida bir tuketime sahiptir. Saatte 170km hiza cikabilen bir motorsikletle 100 kilometreyi 3 litre benzinle kat etmek gercekten uzun vadede cok ama cok keyifli bir durum.
Bilgiler için teşekkürler. Bir solukta okudum hepsini nerdeyse
F650GS, polislerde görüp içimdeki enduro aşkını doğuran yegane motordur. Ancak titreşim problemi ve pahalı bir makina olmasından ötürü biraz hayallerimin dışında kalmıştı son zamanlarda. Titreşimi dediğin gibi gidip kendim test edip karar vermeliyim. Şu an sahip olduğum 200cc.lik ramzey enduro motorum bile ufak bir iki modifiyeden sonra titreşimi beni kurtaracak seviyeye ineceğini düşünüyorsam BMW bunu hayli hayli çözmüş olmalı. En azından beni rahatsız etmeyecek seviyeye indirmiiştir heralde. Test edip onaylamak gerek
Birde genelde motorcular arasında, BMW orta yaş motoru olarak tabir ediliyor. Nitekim dikkat ettiğimde gerçeklik payıda olduğunu görüyorum. Heee, ben bu motoru alabilene dek orta yaş sınıfına girerim, o zaman böyle bir kaygım olmaz o ayrı konu
Ağzınıza, elinize sağlık....Honda XL 650 Transalp: Sanirim bu motor icin “dede” sifatini kullanmak cokta yanlis olmaz zira cok uzun suredir pazarda olan bir motordur ve motor camiasinda dolasan dedikodulara gore cok ciddi bir renovasyona hatta banttan kaldirilip yerine yeni bir motor sunulacagi iddiasi vardir. Gelmis gecmis en sorunsuz motorlardan biridir. Cok sessiz calisan az titresimli iki silindirli bir motoru vardir. Bu motorlarla 400k km yapan gezginler vardir. Dizayn olarakta cok basarili bir motordur. Gercekten insana guven ve keyif veren bir motordur fakat buyuk dezavantajlarida vardir. Bunlarin basinda sahip oldugu eski teknoloji gelir. Elcik isitma yada yol bilgisayari gibi konfor unsurlari yoktur. ABS yoktur. Benim icinde en onemlisi hala karburotorlu bir motor kullanmaktadir. 50hp’ye yakin guc ureten bu motor performans olarak sizi tatmin edebiliyor olsa da, bu performansi sunmak icin 100km’de 8 litreye kadar benzin icebilmektedir. Cok ama cok musrif bir motordur. Arabayla ya da bir racing motorla ayni tuketimi yaparken sadece bir Honda Transalp suruyor olmak sizi cok uzer. Honda eger yeni nesil bir transalp yapar ve teknolojinin nimetlerini bu motoruna koyarsa eminim “market clearer” rolunu ustlenmis olacaktir. Tabi sunu da unutmamak gerekirki yapacagi yeni motor icin cokta makul fiyatlar talep etmeyecektir.
Transalpim benim canım sevgilim
Ağzınıza, elinize sağlık....
Transalpim benim canım sevgilim
İyide burda artılarından çok eksilerinden bahsetmiş...... Okumuyorsun galiba tubiş.... Yeni olmana bağlıyorum......
GS650 deneme fırsatı bulduğum modellerden biri.
Makine güzel, güven veriyor.
Ama öyle bir özelliği varki bedava verseler almam (aslında alırda satarım) dedirtiyor. TiTREŞiM!! Makine acaip titriyor, çılgın oluyorsunuz üzerinde. Öyleki cinsel tercihlerinizi tekrar gözden geçirtiyor.!
Okudum abi ama ben bi eksi göremedimİyide burda artılarından çok eksilerinden bahsetmiş...... Okumuyorsun galiba tubiş.... Yeni olmana bağlıyorum......Aşık olunca kör oluyorsun ya o bakımdan
Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)
klavyene sağlık, tecrübelerini öyle güzel aktarmışsın ki; sanki bütün motorları kullanmış gibiyim şimdi...
