Farklı bir projede kullanmak üzere cafe 152 parçaları arıyorum.
Depo, koltuk, vs elinde olan bana yazabilir.
Farklı bir projede kullanmak üzere cafe 152 parçaları arıyorum.
Depo, koltuk, vs elinde olan bana yazabilir.
Merhaba arkadaşlar.
Motosikletimde bazı değişiklikler yapacağımı daha önce söylemiştim. Yaptığım şeyleri de sizinle paylaşacağım. Uzun çalışma saatlerinden dolayı parça sipariş etmekten başka bir şey yapamadım. Motosikletim 9 bin kilometreyi geçti. Herhangi bir sıkıntım yok sadece bakımları yapıp devam ediyorum. Aliexpress'ten bazı parçalar sipariş ettim, sonuncusu gecikmeli de olsa geldi.
Aldığım parçalar: Daymaker Led Far, Şerit Led Stop, Cb250 NeoCafe Ön Cam, Arka Sıyırıcı.
İlk fırsatta montajını yapacağım bunların. Güzel olacak gibi...
Sonra sırayla başka işlere girişmeyi düşünüyorum bakalım.
Sağlıcakla kalın
İlk bulduğum fırsatta far montajını yaptım.
Yanında gönderilen bağlantılar bizimkine uymadığı için biraz elektrik kesme ekleme işlemi ile tamamlayabildim.
Aydınlatması güzel. Biraz ışığı dağıtıyor ama iyi aydınlatıyor.
Cross elcik korumalarına takılacak arkadaşlara şimdiden söyleyeyim soğuktan korunmak için geçici olarak taktım onları
Nihayet geçtiğimiz haftasonu ön camı abimle beraber yapabildik. Bu tarz işlere el yatkınlığı var çok şükür yoksa kimse uğraşmazdı herhalde benimle
Farın bağlı olduğu ayaktan destek almaya karar verdik. Önce kağıttan bir kalıp hazırladık. Camın kendi ayaklarında da kesip bükme yaparak bir buluşma noktası belirledik. Kağıt kalıbı 3mm paslanmaz sac malzemeye aktararak kesimini yaptık. Kestikten sonra da birkaç defa alıştırma kesimi yaparak nihayet montajı gerçekleştirdik.
Montajdan sonra yaklaşık 200 km kullandım ve beklediğimden daha iyi sonuç aldım diyebilirim. Açısı güzel olmuş hava akımı tam olarak kaskın üst kısmını yalayıp gidiyor. Önceden göğsümde baskısını hissettiğim rüzgardan eser kalmadı. Asıl şaşırdığım konu ise motosikletin hızının artması oldu. Önceleri 100 den sonra pek keyif vermeyen alet 120 diyor daha da istiyor Rampa tırmanma yerlerinde her zaman tapa gaz 80 ile anca çıktığım yeri 100 ile çıkıyor sıkıştırsam daha da gidecek gibi. Velhasıl bu ve bu tarz motosikleti olan arkadaşlara ön camı tavsiye ederim ben memnun kaldım.
Yalnız bir şeyler ekledikçe cafe racer'dan scrambler tarzına kayıyor gibi
Şimdilik ön kısım çalışması yeterli atık şu çirkin arka tarafı elden geçirmek istiyorum.
Tekeriniz düz bassın.
Motorun amörtisör çapını bilen var mı 30mm gibi
Motorumla işten eve sürüş videosu çekmiştim. Hadi YouTube'a atayım dedim sizinle de paylaşayım. Biraz uzun gerçi evle iş arası uzak ne yapalım
Link koymaya çalışırken yanlışlık oldu düzeltemedim. Koymaya çalıştığım link bu: https://youtu.be/uoNUnb8EmFk
Alet 11.500 km oldu. Dün akşam eve gelirken debriyajın hissi değişmişti. Eve kadar geldim. Sabah ayarlayayim derken bir iki sıktım debriyajı tak dedi koptu! Yolda başıma gelmediği için şanslıyım Şimdi bu satırları metrobüsten yazarken hepinize kazasız belasız arızasız sürüşler diliyorum.
Herkese merhaba, geçtiğimiz yaz ikinci el bir Cafe 152 aldım ve kullanmaya başladım. Geçtiğimiz ay motor ile ciddi bir kaza yaşadım ve motoru yakınlardaki yetkili bayiye bıraktım. Cuma günü tekrar motoru teslim aldım ve hafta sonu genel bakımlarını yaparken motorun değişen parçalarının orjinalliği ile alakalı kuşkularım oluştu. Motorun mukayesesini yapmak için genel olarak motoru orjinal haliyle kullanan arkadaşlar bana ulaşabilirse çok mutlu olurum.
Cafe 152 ile aldığımdan bu yana aylık bin kilometre yol yapıyorum ve genel kanım ve paylaşımlarım şu şekilde:
Motosiklet rüzgardan ciddi şekilde etkileniyor tabi ki bunun lastik genişliği ve ağırlığı ile de alakası var. Yol koşulları ve hava durumu motora ciddi biçimde etki ediyor haliyle. Bir arkadaşım motor ile 130 km hıza ulaştı ben 120 sonrasını zorlamadım. Genel bakımını kendim yaptığım için bir keresinde hava filtresi ile karbüratör arasındaki manifoldu düzgün birleştiremediğim için motor boğuluyordu. Hava filtresi temizliği yapacak arkadaşlar manifoldu bağlarken biraz titiz olabilirler. (Kapalı filtre olduğu için genelde tamirciler genel bakımlarda hava filtresi temizliğini es geçiyorlar)
Jantlar ile ilgili ben bir sorun yaşamadım ancak bir keresinde ön tekerin havası az olduğu için lastiği patlatmıştım. (Lastikçi iç lastiğin çapının dıştan daha küçük olması gerektiğini 2.50-2.75 kullanmak gerektiğini belirtmişti. Patlayan iç lastik 3 idi ki dış lastik de 3) Bu olay üzerine ön tekerde hem jant ayarı hem de boyaması yapıldı. Ayar sonrası yüksek hızlarda motor yalpalama yapmaya başlamıştı gidonda.
Benim egzozum paslanmıştı (kar kış demeden kullanmaya devam ettim motoru), boyasını söküp, ısıya dayanıklı boya ile boyadım ancak alta vernik atılmayınca paslanma tekrar başlıyor.
Buji ile alakalı burada okuyarak "cr7hsa" kodlu ngk buji aldım. Bu buji cafe 152 için küçük arkadaşlar, hatta arkadaşın 50cc rx9'una taktık o bujiyi. Başka motor için aldığım "DPR7EA" kodlu ngk buji motora denk geldi.
Vites kolunun çok oynak ve çok aktarmalı olduğunu söylemek gerek. Vites kolunu alyan başlı bir vida tutuyor ve bu vida zaman zaman gevşeyebiliyor. Ancak vites kolunun oynaklığı yalnızca buradan kaynaklı değil, vitesin aktarma parçasının da sıkılması gerek fakat buraya koruma amaçlı yumuşak plastik giydirilmiş, açsanız da herhangi bir vidaya sahip değil nasıl sıkılabilir ya da açılabilir bilmiyorum.
Benzin ikaz göstergesi yarı depoyu geçtiğimde aralıklı yanıp sönüyor, depoda çeyrek oranında yakıt kaldığında ise devamlı yanmaya devam ediyor. Ben 100 kmde 2.5-3 litre yakıyorum ki hava koşullarının bu duruma çok etkisi oluyor.
Zincir kendini biraz çabuk salıyor ki bu kullanım ve yolun durumu ile de çok alakalı. Gergide şu an sondan 2.sıraya dayanmış durumdayım, yeni zincir ve dişli önerilerinize açığım.
Motor arka kapak takılı iken biraz dikkat çekiyor ve bilmeyen ya da cafe racerdan hoşlanan insanların ilgisini çekiyor. Ben genel olarak motosikleti Moto Guzzi v7 ııı ve Triumph Thruxton'a bakarak yaptıklarını düşünüyorum. Özellikle hem depo hem yan kapalar sebebiyle v7'ye daha çok benzediğini söyleyebilirim.
Çok eski konu ama ben de yazayım bari bu forumda ilk yazım bildiğim konu üzerine olsun.
Motoru ikinci el olarak 6 ay önce aldım ve ilk motorum. Ben 8k civarına aldım. Alabileceğim en uygun ve iyi görünen motorlardan biri olduğu için aldım ve işimi görüyor.
Daha yeni başladım motora diyecek pek bir şey bulamam ama yeni başlayan başka biri okursa belki bu yazım ona yardımcı olur.
Motora başlayacaksanız ve bu motoru sevdiyseniz, "ben buna binemem mi acaba" demeyin çünkü binebilirsiniz. Bazı yazılarda "bilmem kaç km aşağısı sakat" falan yazılmış ama hiç öyle bir durum yok. Bunla başlanamıyorsa bir seviye altı bisiklet zaten arkadaşlar. Gerçekten hafif, binince ve motorun ağırlığını hissedince "ya ben bunu sürerim baya" diyeceksiniz. Ufak tefek, hafif, kolay kullanılan bir motor.
Artıları
1-Hafifliği: yukarıda dediğim gibi gerçekten hafif. Yokuşta kaldığınızda veya durduğunuzda, taşımakta sıkıntı çekmeyeceğiniz bir motor. Acemi bir kişinin kesinlikle rahatlıkla kontrol edebileceği bir ağırlığı var. Çok dik olmayan yokuşlarda frene basmadan ayağınızla bile motoru tutabilirsiniz. Yapın demiyorum ama yokuşlarda çok sıkıntı çekmezsiniz.
2- Gücü (artısı): artısından bahsedeceğim bu kısımda. Gücü gerçekten yeni başlayan birisi için çok kolay kontrol edilebilecek seviyede. Yanlışlıkla çok gaz verseniz de, virajda yavaş yavaş gaz verirken ayarı kaçırsanız da sizi atmayacak bir motor. Hatalarınızı çok fazla tolere eden bir motor bence.
3- Görünüşü : Motora baktığınızda baya güzel bir görüntüsü var gerçekten. İnsanlar siz customize ettiniz sanıyor. Ben beyaz ve kırmızı renklerini seviyorum. Bende beyazı var. Sadece ipince yani az daha dolu görünebilirdi biraz eksik bir şeyler var gibi geldiği oluyor bana ama görenlerin çoğu beğeniyor.
4- Arkadaki sele: O arkada bulunan seledeki aparat güzel görünüyor, başkasını bindirecekseniz çıkabiliyor da. Yokuşta falan çok ağırlık verip güvenmeyin plastik olduğu için kırılabilir ben yerinden oynattım azıcık ama düz yolda falan güzel, arkadan destek oluyor. Çıkarınca da farklı, güzel bir görüntüsü oluyor, artçı da alınıyor.
Eksileri
1- Gücü (eksisi) yukarıda her ne kadar gücünü övsem de, kötü yanı da var. İstanbul gibi kalabalık bir şehirdeyseniz motorun gücü yetersiz kalıyor. Kalkarken hafifliği sayesinde iyi ama bazı aralardan geçerken veya sürekli şerit değiştiren minibüsler ve halk otobüsleri sizi bariyerlere doğru sıkışıtırırken ve siz gaza yüklenirken gitmediğini anladığınızda "ya çıkamayacağım buradan, sonum geldi herhalde" diyeceğiniz anlar olacak o yüzden bu motorda sürekli kornaya basmanız gerekecek. Ayrıca "motor alayım zaten ismet şanlı da nasıl motorla geziyodu bu daha güçlü ben uzun yol da yaparım" demeyin çünkü otobana çıkıp yavaşlığınızdan sebep korktuğunuzda anlıyorsunuz bunun çok zor olduğunu. Şehir dışına motorla çıkmayacaksanız alın. Ayrıca yukarda hataları fazla tolere ettiğinden bahsettim. Bu sizin için bir eksi de olabilir. Bu motordan inip yüksek hacimli bir motor sürerseniz ve o motorda da virajda veya yolda yanlışlıkla gaz verirseniz, kendi motorunuzdaki gibi işler yolunda gitmeyebilir. O yüzden yavaş yavaş hacim yükseltiliyor zaten.
2- Ufaklığı: Görünüşü ve hafifliği çok güzel ama motor ufak. "Ya bu arkadaş hem hafif diye seviniyor, ufak olunca da laf ediyor" diyebilirsiniz ama bunu da söylemek zorunda hissediyorum. 1.75 ten uzunsanız veya biraz kiloluysanız, şenlik yani azıcık komik olabiliyor. Tamam grom gibi değil yani monkey bike değil ama yine de ufak bir motor gerçekten.
3- Oturuş pozisyonu: Güzel görüntüsü var evet ama bunun getirdiği ufak sıkıntılar da var. Oturuş pozisyonu sizi azcık eğiyor ama buna tam bir eksi diyemem. Çok da racing gibi eğilmiyorsunuz ama evet gidon alçak. Uzun yol yaparsanız beliniz ağrıyacaktır. Şehir içinde de uzun yol yapsanız ağrıyabilir.
4- Devir saatinin olmaması: Evet yeni başlayacak biri için sıkıntı olabilir çünkü, hangi viteste olduğunuzu bilememeniz yetmezmiş gibi, motor sesine çok aşina değilseniz ne zaman değiştireceğinizi de bilemiyorsunuz. Yeni başlayan için bir eksi. Vites göstergesi olmaması eksi değil yani çoğu motorda yok bu, yeni modellerde daha çok gördüğümüz bir şey ama devir saati olsaymış daha rahat olurdu. Gerçi motorun sesine göre vites değiştirmeyi öğrenmeniz için bu bir artı ama olmaması sonuçta eksi bir durum. Zaten motor saate kaç kmh'de kaçıncı vitesde rahat gidiyor diye de ezberleyebilirsiniz aslında. Bunu yapma, sesini dinle diyenler var ama sesini dinleyip, hangi hızda hangi vites olduğuna karar verdiğiniz zaman, bu size emin olamadığınız durumlarda yardımcı olabilir.
Bir de şu var, benim bakmamamdan mı kaynaklanıyor bilmiyorum ama 1den 2ye atarken kaç kere vitesi boşa aldığımın haddi hesabı yok. Bazen 1e alıp boş ışığının söndüğünü görüp gaz vererek olduğunuz yerde saçma sapan gaz verdiğiniz olacak. Tam 1e geçmediği oluyor yani motoru azıcık ileri alıp 1e alabiliyorsunuz.
5- Rüzgar alması: Evet bu tarz motosiklet tabii ki rüzgar alacak. Fakat bu gerçekten sinirinizi bozabilir. Dümdüz giderken çat diye rüzgar vuruyor ve motor hafif olduğu için sarsılıyor da. İlk başta havalanacak gibi hissedebilirsiniz ama bir şey olmuyor.
6- Günlük hayatta pratiklik : Tabii ki Cafe Racer tarzı motor alıyorsanız "ben buna hiçbir şeyimi koyamıyorum" demek çok saçma ama bilmeyenler de olacaktır. Bu motorda, supersport çoğu motosiklette olan, artçı selesi altında bulunan küçük eşya taşıma alanı gibi bir yer yok. Yana sağa sola falan disk kilidi yağmurluk falan sıkıştırırız falan da yok arkadaşlar yeriniz yok.
Ayrıca bu konuyla ilgili olarak, lütfen bu motora arkaya çanta taktırmayın. Çok kötü görünecektir. İnternette ilanlarda vardır. Bakın ve ne kadar kötü göründüğünü görün Allah rızası için. Lütfen kendinize bir sırt çantası alın ve öyle eşyanızı taşıyın. Sırt çantasında ağır bir şey taşıyınca da, öne eğildğiniz için bütün çantanın yükü sırtınıza biniyor onu da söyleyeyim. Eşya taşıyacaksanız, scooter falan alın çanta takın krallar gibi gezin. Bu motor işlerinizi halledecek değil, "yeni başladım, havalı küçük bir motor alıp zevkine şehirde sürüşe çıkayım" diyeceğiniz bir motor.
Son olarak diyeceklerim:
Bu yazıdaki artı ve eksiler, motoru övmek ya da yermek için değildir. Amacına ve tarzına göre her motorun yapıp yapamadığı şeyler olduğunu biliyorum. Zaten motor süren kimse cafe racer'da rüzgar yememeyi, rahat oturmayı ve eşya taşıyabilmeyi beklemiyor ve bu sebepten dolayı bunlara "motorun eksisi" demeyecekir. Ben sadece, bu motoru çoğunlukla yeni başlayacak olanlar alır diye düşündüğümden, alan kişi ne beklemeli ne beklememeli onu belirtmek istedim. Altına gelip de "Ya cafe racer motorda eşya taşınmıyor, rüzgar alıyor demiş herif ya" demeyin lütfen.
Motor alınır mı: Bence alınır öğrenmek için. Hafif, ufak, kalabalık şehirde yeni motor süren biri için kısmen ideal hızda (2 3 beygir daha olsa daha iyi olurmuş sanki. Yine kolay kullanılırdı ve tehlikeden kaçılabilirdi). Frenlerin bazen istediğim gibi çalışmadığı oldu. Belki de çok geç bastığım içindir. Zaten çok hızlı gitmediğiniz için durmakta sıkıntı çekmiyorsunuz.
Son hız. 110 diyorlar ama ben 110 göremedim en fazla 100 gördüm. Kilodandır kesin çünkü ağırım gerçekten. İdeal gezi hızı 80-90 arası. Rahatlıkla bu hız aralığında gezebilirsiniz. Bazı videolarda 120 130 diyen motovloggerlar da gördüm şok oldum yani aynı motoru sürüyor olamayız. Performans açısından biraz zayıf ama tepeleri falan yavaş yavaş hepsini çıkarsınız. Yanınızdan vız diye sucular 85 damacana su taşıyarak süpersonik hızda activa ile sizi geçerse şaşırmayın bu onların özel yeteneği diye düşünüyorum Allah vergisi.
Lastikler ben aldığımda değişmişti zaten o yüzden bir şey söylemek istemedim.
Merhaba dostlar geçen günlerde bi abiden cafe 152 aldım motor yaklaşık 4300 kmde neyse aklıma takılan bi durum var arka fren kampana biliyorsunuzki bu ayak freni egzoza vuruyo boşta ve sağ arka taraftan üst devirlerde baya ses geliyo sanırım egzozdan bu ayaklık vurduğu içinmi sizdede aynı sorun varmı birde sensöre giden tel yok onu alıcam ondanda yaparmı ?
Fren pedalının egzoza vurmaması lazım. Şaseye bağlı bir somun cıvata var. bir işlevi falan yok yalnızca fren pedalının egzoza falan değmemesi için yapılmış. Öyle bir şey yok mu? Fren pedalı kolunun üstten o cıvata ile temas etmesi lazım sadece.
Egzoz koruma kapağından geliyor olabilir belki, söküp dene bakalım.
Aynen o cıvata somunu geçen servis taktı sanırım benim yoktu yada düşmüş birde fren müşürünün teli yok onu farkettim onuda ayarladık iyi oldu aslında vurmuyorda hafif boşta gibiydi telle düzeldi baya o cıvata somun pek işe yaramıyo gibi kenarı denk geliyor.
Bu arada şunu söylemek istiyorum önceki sayfalardada gördüm bu motorda kronik olarak vites pedalının mili kırılıyor çok dandik dikkat edin bende bi ustaya yaptırdım yeni klavuz açıldı falan daha sağlam oldu ortalama 4500kmdeydi motor o zaman kırıldı...
Merhabalar.Benim şöyle bir yardıma ihtiyacım var.10.000 km de motorun yağını değiştirdim.
ondan sonra motor yağ damlatmaya başladı.Ustaya götürdüm keçeden veya yağ boşaltım vanasından değil dedi.
Ayrıca damlatma işini motor sıcakken yapıyor.Soğuyunca damlama duruyor.Motor yağında bir eksilme yok.Fren hidrolik yağında bir eksilme yok.
Nerden kaçak var bulamadım.Yardımcı olabilicek varsa sevinirim.
Merhaba dostlar. Ani bir kararla uzun yola çıktım yeni konu açmaktansa burada paylaşmanın daha doğru olacağını düşündüm. İstanbul Şişli'den Çanakkale Gelibolu Kömür Limanına dalış için gitmeye karar verdim fakat motorumda herhangi bir çanta yoktu bu yüzden çadır, uyku tulumu, mat ve dalış elbiselerimin hepsini üst üste yerleştirip birde üstüne bulabildiğim bir kumaşı (maalesef beyaz bulabildim) sarıp sıkıca bağladım. Görüntü kötü olsa da yola çıkma heyecanı daha ağır bastı hiç umursamadım. Neyse fazla uzatmayalım hazırsanız başlayalım
Gidiş rotam.
Dönüş Rotam.
Sabah erkenden Şişli'den yola çıktım. Büyükçekmece'de kahvaltı molası.
Evreşe yolları dar değildi ama bayağı bozuktu. Derin çukurlardan birinde plakayı bırakmışım hatıra olarak
Şu manzara karşısında bir kare çekmeye kayıtsız kalamadım.
Hiç yüzümü paylaşmadığımı fark ettim bir selfie de benden olsun dedim.
Kıvrılarak giden uzun toprak yollar...
Motorum yanımda olmadan uyuyamam.
Gidiş dönüş yuvarlak hesap 600 km gibi bir yol yapmışım. Bunun en az 60 kilometresi toprak ve bol çukurlu bozuk yollardı. Bir de dönüşte hem motoru hem de kendimi deneyeyim dedim ve Gelibolu çıkışında doldurduğum depo ile tek kontakta nonstop Büyükçekmece'ye kadar geldim (250 km). Yolculuğum sırasında depoyu 3 defa doldurdum (50 liraya doluyor ) Çok şükür plaka düşmesi dışında herhangi bir problem yaşamadım. Allah kulak tıkacını ve hız sabitleyici aparatı bulanlardan razı olsun
Bu arada not düşmek açısından yazayım motosikletim 19xxx kilometre oldu. Ufak tefek vida vs dışında büyük bir problem yaşamadım. Bakımlarını kendim yapıyorum.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)