test motorundan kaynaklı olabilir,zira gidonu da hafif sağa çekiyor gibi bir ağırlığı vardı, 4000 küsur km'deydi epey bi hırpalanmış olmalı.
---------- Mesajlar birleştirildi - 12:37 ---------- bir önceki mesaj zamanı 12:27 ----------
Harley'lerin titreşim mevzusu da fenadır. Bir kaç sayfa önce ekşisözlükten bir 883 iron yorumu paylaşmıştım.
Kısacası sap çöp takılmak isteyince, her motosiklette marka gözetmeksizin pek çok şey bulunabilir.
Ama ne yazık ki isim yapmış markalarda alıcıların bazılarında "ulan bu markayı aldık, şimdi bu rezil durumları nasıl söyleriz, o kadar para ödedik" durumları da olduğunu düşünüyorum, hatta harley kullanıcısı tanıdığım var, pek çok konuda sıradan birinin binip oha diyeceği şeyleri kendince olumlayarak, sorun olarak görmüyor mesela, belki buradan her hangi birimiz sürsek bir sürü eleştiri getirebiliriz. Benzer şeyler bir Bajaj ya da Çin malı üründe olunca önyargı hazırda bekliyor zaten, capon olsaydı öle olmazdı, avrupa olsaydı böle olmazdı v.s. v.s.
İnsan beyni de öyle bir organ ki, yaptığınız ya da yapacağınız eylemleri bir şekilde makul hale getirmek için size bir sürü kalıplar, olumlamalar oluşturuveriyor. Hepimiz bir şekilde aldığımız bir ürünün en iyisi olmasa da alabileceklerimizin en iyisi olduğuna kendimizi beynimizin bu özellikleri sayesinde inandırıveriyoruz, sonrası zaten geliyor. Böyle olmasaydı zaten daha sıkıntı olurdu, zira ekonomi denilen şeyin çarkları da genelde bu sayede dönüyor. Dan Ariely'nin bu konuda güzel kitapları vardır, "Akıldışı Ama Öngörülebilir" kitabı bu söylediklerimi güzel örneklerle, deneylerle anlatır misal. Büyük markaların reklamları da genelde insan beyninin bu özelliklerine oynarlar. Marka fanatikliğinin önemli bir ayağını oluştururlar o reklamlar.
Şüphesiz iyi markalar kaliteleri sayesinde iyi marka olmuşlardır ama bir çok handikaplarını da görmezden gelmenin nedenleri arasında pek çok akıl dışı eylemler yatar, kullanıcılar bunun böyle olduğunu kabul etmese de.
Ben geçen yıl 250 Duke abs'yi 1 saat civarı deneme sürüşü yapmış ve indikten sonra NS150'ye binince transalp'e binmiş gibi hissetmiştim, o kadar rahatsız gelmişti bana. Ama KTM fanatiği birine bunu anlatsam, muhtemelen sen ne anlarsın motordan diyecektir. Beklentiler, objektif yaklaşmak ya da yaklaşamamak v.b. gibi bek çok şey kişisel farklılıkları yaratıyor aynı rürünü kullanan insanlarda, bu sebeple ben de bu motor nasıl, o motor nasıl diye soranlara genelde imkanın varsa mutlaka deneme sürüşü yap diyorum, kendim de öyle yapmaya çalışıyorum, hatta sizler gibi birinci elden kullanıcıların yorumlarına da başvurup, onları da kendi deneme sürüşümle ve incelemelerimle kıyaslayarak bir orta nokta tutturmaya çalışıyorum.
Zaten bir motosiklette kronik sorun denilecek bir şey ya da olumlu ya da olumsuz bir durum varsa genellikle kullanıcıların önemli bir kısmında kimi az kimi çok mutlaka bunlar hakkında geri dönüşler, yorumlar oluyor.
O motosiklete hiç binmeden atıp tutanlar da genelde anlaşılabiliyor zaten, hele de kendiniz o motosikleti sürmüş iseniz.
Bakalım artık, kendi Dominar'ım gelsin asıl sağlıklı yorumları o zaman sürdükçe yapabileceğim sanırım.