Benim motorun selesinde delikli bir zımbırtı var kaplama. Suyu içinde tutup, çok ıslak kalıyor ve kaydırıyor ama bu sıcak aylarda püfür püfür. Uzun yolda da iyi. Orijinal sele 1-2 saatten sonra aşırı yakıyor. Ben her ne kadar 45 dişliyi sevsemde galiba gene 40’a döneceğim. Gerekirse 4.-5. Vites ile gideceğim. Titreşim heleki uzun yolda adamı perişan ediyor. Onun dışında gerçekten makine şehirlerarasında yeterli. Çokta uçmaya gerek yok. Ben 40 dişli kullanırkende daha makul yakıyordu.
Son vitesse en son 7500 devirdi.Ötesini geçemedim.Hızlanmak gerektiğinde vites düştüm.460km yol yaptım iki kere mola verdim.Biri mecbur yemek molası diğeri 5 dakka ihtiyaç.Haricinde durmadım.Araç ile hızlı gittiğimde 6 saat süren yol motor ile 5 saat sürdü.Afyon çok rüzgarlı isparta yoluda çok adrenalli geçti.En güzel artısı trafiğe yakalanmadım motorun torku çok rahat sollama imkanı verdi.Uzun yol performans beğendim hakkını teslim edeyim.Isparta afyon arası tapagaz gidiyorsun o mesafede 650 lik makine fena olmazdı ama dominarda ondan eksik değil.Velhasın beni memnun etti.
Dominarın halen diyorum tek sorunu titreşim. Titreşimi absorbe etse benim için güzel makine. Şeklini falanda seviyorum. Lakin dişli değiştirip torkunu düşürdüğümde makine bana acizleşmiş gibi geliyor. Bayramdan sonra dişli değiştirebilirim. Değiştirirsem tekrar bir uzun yol denerim. Bu benim görüşüm. Ha artçı almıyorum genelde arkaya ama dişli küçüldüğünde gerçekten 5km bile gitsem artçı ile epey problem oluyor.
1250km hiç sıkıştırmadım. Ağır trafik içinde, haftasonları tatlı virajlı rotalarda temiz temiz kullandım. 1250km den sonra rahatlayabilirsin dediler. Genede 1800km’ye kadar abanmadım. Ha ama şunu dersen ki İzmir’e nasıl gidip geldin? Abartmadan 145km/sa hızın altına pek düşmedim diyebilirim. Dediğim gibi tek handikapı titremesi. Gene dişli için zinciri feda edeceğim gibime geliyor.
Merhaba!
Epeyce zamandır yazmıyorum ara sıra girip bakıyorum.
Bazen yorumlara şaşıyorum, bazen gülüyorum.
Angrpower motora yüklenmedim dedikten sonra 145 km altına düşmeden gittim demiş mesela, bu mu yüklenmemek kardeş. (Kişisel alma ilk bunu gördüm ondan yazdım örnek için, yoksa bana ne istediğin hız da sür )
Haa böyle yaptı diye motorda ekstradan titreşim olmaz. Bu motorda zaten yeterince titreşim var. Benim motorum şu an 3300km'de, 3000km'de yazılım atıldı ve ara yağ değişimi yapıldı. Yazılım motoru rahatlattı ama titreşimle alakası yok bu rahatlamanın. 42 arka dişli şart, serviste yoktu, gelince taktıracağım.
3300km sonra söyleyeceklerim:
- Net olan şu, bu alet titreşimli bir alet, orjinal dişlisiyle uzun yola gitmek sanırım yorgunluktan öldürür. Ben zaten uzun yol için almamama rağmen, iki gün de bir işe git gelde bile yoruluyorum titremesinden.
- Genel olarak motorun selesi de yorucu, motosiklet pantolunu dışındaki tekstil pantolonlarla çokça kaydırıyor adamı, üstüne ekstra bir yastık ya da yumuşak kılıf şart gibi. 1 saat inmeden binilince popoda ciddi rahatsızlık olur, ben de yarım saatte bile olabiliyor yolun durumuna göre. Titreşimi 42 dişli ile azaltıp seleyi de tekrar gözleyeceğim ve belki bir tucano yastık takacağım.
- Bana göre öyle lanse edilmesine rağmen bu alet uzun yol ya da turing aleti değil. Ben böyle bir motorla zorunlu değilsem keyfi uzun yola filan gitmem açıkçası, çünkü sonucunun ne olacağı belli. Aşırı derecede yorar beni bunu biliyorum hele hele stok haliyle, 45 dişli, ön camsız, sele yastıksız filan işkence olacaktır.
- Şimdi uzun yola gidenler belki vay efendim ben gidiyorum da bişey olmuyo filan diyecektir. Bakın bu kişiye göre değişir ama, ben şunu anlıyorum ki arkadaşların çoğu titreşimsiz motorlara fazlaca binmemişler, yani eskiden de rahatsız aletlere binene bu alet düğün bayram gelebilir, ama benim gibi önceki motorları genelde çok az titreyen rahat motorlarsa, bu alette net titreşim ve rahatsızlık var. Kimse kızmasın ama bunu benim gibi rahat motosikleti bilen herkes de hissedecektir. Yani sen şöyle kullandın ondan oldu muhabbeti bana hikaye geliyor. Bugüne kadar test ya da rodajda sürdüğüm her motor sonrasında da aynı karakterini devam ettirmiştir. Çok çok az fark eder genelde. Yani rodajı bi yap değişir işi çokça bilimsel değil, olsa olsa pskolojiktir. Rodajdan sonra bambaşka bir motor vermiyorlar, sadece ufak bir rahatlama oluyor hepsi bu.
- Bütün bu yazdıklarım kimseyi soğutmasın motorundan ya da motoru kötülüyorum anlamına gelmesin, ben gerçekçi biriyimdir ve genelde "ulan satarken para etmez kötülemeyeyim" kafasıyla yorum yapmam. Neticede KTM Duke serisinden de bindiğim aletler oldu onlar da net söylüyorum Dominardan daha kullanışsız ve rahatsız geldi bana. Alayında da titreşim vardı. İnsanlar KTM'ye biniyorum demek ki bunlar böyle diyip ses etmiyor olabilir ama ben bindiğim motorları biliyorum sonuçta.
- Bu alet bana göre bazı yönleri eksik kalmış, bazı mevzularda yeterince iyi geliştirilmemiş bir alet. Sen ürün gamındaki en yüksek hacimli ve donanımlı alete biraz olsun daha fazla yatırım yapıp en azından konforunu artırabilirdin arkadaş. Mesela bana göre depo tasarımı ve gidonun boyu hatalı, zira bacaklarınızla depoyu değil şasi demirlerini kavrabiliyorsunuz ve gidon da yükseltme aparatı olmadan çok aşağıda kalıyor ve depo düzgün kavranamadığı için yük kollara biniyor ve el ve kollar ağrıyor, ben bunu yükseltme aparatı ve sürüş esnasında peglere biraz daha ayak uç kısmına basarak dizlerimi yükselterek basıyor ve öyle çözmeye çalışıyorum ama normali bu olmamalıydı.(Normalde zeten peglere ayak topu denilen parmakların hemen arkasındaki o top kısımla basılır ayak ortası ile değil, ama bu alette ben iyiden iyiye ayak parmaklarına yakın basmazsam depoya dizlerle ulaşılamıyor maalesef. Zaten aletten inip yandan bakınca da deponun çokça yüksekte olduğu fark edilir seleye göre.)
- Bunları yazıyorum ama bu alete yine de binmeye devam edecek miyim evet edeceğim, çünkü bu özelliklere sahip başka motorlara verecek param yok, sanırım bunu 3 yıl kadar kullanıp satacağım ve sonra yine küçük cc alacağım çünkü büyüğüne bütçem yok. İşte o hep söylenen ekmek ve köfte mevzusundan alıyoruz ya zaten bu aletleri, doğruya doğru.
İyi yanları yok mu, elbette var:
- Dominar bana göre güvenlik özellikleri oldukça iyi bir motor, frenlerinden çok memnunum, stok lastiklerle bile yağmurlu hava dahil ben frenajından çok memnunum. İyi bir lastikle tadından yenmez olur.
- Genel olarak gidişi de oldukça iyi, (titreşimi umursamazsanız, ki ben umursamamaya başladım artık) alet iyi gidiyor, stabil ve kararlı bir şekilde yürüyor, bekleneni veriyor. ben motor bloğu anlamında memnunum diyebilirim.
- Farları bir harika, neredeyse otomobil farı kadar iyi aydınlatıyor, hele hele selektörü, flaş gibi adeta, geceleri şimşek çakmış gibi oluyor selektör yapınca
- Bana göre cc'sine göre gücü de yeterli, kolayca benim istediğim 120 km civarı hızlara çıkıp o civarda stabil gidebiliyor. Benim için otobandan işe git gelde hızı ve ara hızlanmaları fazlasıyla iyi. Aynı şeyi torku için de rahatlıkla söyleyebilirim.
- Motorun dengesi oldukça iyi, çok dar alanlarda ve düşük hızlarda bile ayaklarımı yere koymadan dönüş yapabiliyorum bu denge sayesinde bundan da oldukça memnunum.
- Kısaca titreşim ve uzun süreli kullanımda bedene verdiği rahatsızlığı bi kenara bırakırsak ya da bedenimizi buna alıştırırsak(ki zaten el mahkum bindikçe alışıyorsunuz ) Dominar eksiklerine rağmen en azından şehir ve civarında binilebilir iyi nitelikleri olan bir alet. (Ben uzun yola zorunlu olmadıkça gitmem, bir kez daha belirteyim, o amaçla da almadım zaten, giden gider, bedeni ve zihni müsaade eden mobiletle bile gidebilir, ki gidenler olduğunu biliyorum mopedle filan. uzun yolu en iyi kdiner anlatır sanırım bu alet için )
Gerekli iyileştirmelerle uzun süre binilir mi? Bence binilebilir, hatta ben binecem valla:
- Gidon yükseltme şart bana göre, ön cam da öyle.
- Titreşim için benim anladığım 42 t dişli arkaya takılınca oldukça iyi iş görüyor, bu sebeple benim gibi daha çok otoyoldan işe git gel yapanlar için, hatta belki uzun yol için de 42 dişli güzel iş görecektir(mesela kdiner kardeşim 42 dişli ile uzun yol yapıp gayet memnun kalanlardan diye biliyorum). Ben en kısa zamanda yaptıracağım.(Bana göre 40 dişli biraz macera aramak olur bu alet de)
- Benim gibi işe git gele ya da ulaşım amaçlı kullananlara arka çanta demiri ve çanta da şart, yoksa efektifliği kalmıyor şehir içinde.
- Seleye bir minder ya da bol süngerli bir kılıf popo ağrıları için iş görebilir, ben sele altı şasi borularına süngerimsi yalıtım malzemesiyle seledeki titreşimi bir miktar azalttım ama çok iyi değil. Ekstradan rahatlatıcı bir kılıf ya da yastık şart hele de uzun yola gitmeyi düşünenler için.
Aklıma şimdilik gelenler bunlar.
Tekrar edeyim, ben bu saatten sonra bu aleti en az 3 yıl daha kullanacağım, zira 250cc japonlar 25bin tl üstü olmuşken bu alet satılıp başka bir şey alınacak gibi değil benim açımdan. Hatta belki memleketin ekonomik şartları dahilinde bir daha motosiklet bile al(a)mayabilirim, zira astarı yüzünden pahalıya gelmeye başladı benim için.
Normal şartlarda olsaydık (kastım ekonomik ve yasal olarak daha iyi şartlar) ve benim de maddi imkanlarım müsaade etseydi, muhtemelen ben de enduro ya da turing tarzı bir aleti uzun yol için alır, bir de şehir içi için bir skutır alırdım açıkçası. Mesela bir afrika twin ya da NC750 tarzı bir şey ve yanına da bir 250cc skutır. Ama maalesef ne şartlar normal ne de benim maddi şartlarım iyi. Bu sebeple eldeki bulgur komşudaki pirinçten yeğdir deyip devam edeceğim. Ama bu durum nereye kadar daha gider bilemiyorum. Sadece şunu biliyorum, bunu satarsam daha üst segmente değil, daha alt segmente geçe(bili)rim.
Yazdıklarım tamamen benim ekonomik şartlarım ve sürüş deneyimlerime göredir. Olabildiğince gerçekçi ve objektif yaşamaya ve yazmaya çalışan biriyimdir. Şüphesiz yazdıklarım sizlere doğru ya da iyi gelmeyebilir, ben kendi düşünce ve hissettiklerimi yazdım. Öyle olduğu, öyle hissettirdiği halde markayı ya da modeli övecem diye olana yok, olmayana da var diyemem.
Yaş 50'ye doğru ilerlerken motosiklet mevzusuna da abartmadan bakan, tutku olayından çoktan vazgeçmiş ve motosikleti bireysel ulaşım ve ara sıra da kısa geziler için kullanan biriyim. Bunun haricinde motorculukmuş, hobiymiş, şuymuş buymuş beni çokça enterese etmiyor ve çoğun çokça saçma ve koca koca adamların çocukça oyunları gibi geliyor artık bana. Çevremde geç yaşlarda motor sahibi olup da, sanki yeni bir oyuncağa sahip olmuş gibi abartı hareketler yapan, ama motosiklet sürüşü konusunda kendisini hiç geliştirmeyen tipleri de gördükçe kendimi o güruha ait hissetmediğime daha çok kanaat getiriyorum. Motosiklet, motosikletçi ya da motorculuk hakkında da bir sürü şey yazabilirim ama bunları zaten yıllardır blogumda yazdım, ara sıra keyfim olursa yine yazıyorum. Bu sebeple sanırım yine uzun bir süre yazmayabilirim buralara.
Herkese kendi motosikleti ile sağlıklı günler diliyorum.
Motosiklet gereksiz riskleri asla kaldırmayan bir alet, bu sebeple "ben oldum demek öldüm demek gibi motosiklet mevzusunda", aman diyim artistliğe, havalanmaya, Ikarus abi gibi olmaya, sendromlara filan girmeyelim, dikkatli sürelim, ne kendimize küfrettirelim ne de arkamızdan ağlatalım.
Uzun zaman yazmayınca böyle destan yazılıyor işte, buraya kadar cidden okuyan varsa teşekkürler.
Haydi kalın sağlıcakla. Selam ve sevgilerimle.
Sonuna kadar okudum, daha önce de yazdığım gibi tek kişi ve çanta varsa 40 dişli uzun yolda daha az vibrasyon ve vites arası, ama torktan biraz feragat edeceksiniz, 42 dişli kullandım benim gibi uzun yola arka çanta ve yan çanta takar giderim derseniz yine feragat yapmanızı istiyor şuan 43 kullanıyorum ama bir fark hissedemedim gibi ve vites arası kısa gibi geliyor, Perşembe günü etaplı bir haftalık tur yapacağım o zaman 3 lü çantada 43 dişli yi de göreceğim, 45 dişli sadece test motorlarında denedim ne desem yalan olur, Antalya ya giderken ne gidon yükseltme nede ön cam vardı hızlı gidince rüzgara direnç koyunca direksiyona asılmaktan elimden omzuma kadar ağrı yaptı ama Trabzon a giderken ön cam yoktu gidon yükseltme vardı gram sıkıntı yaşamadım 40 dişli vardı, bakalım bu turda 43 dişli yükseltme ön cam ne gibi bir değişiklik gösterecek onu da görmüş olacağım şimdilik, sıcakla çok aram iyi değil ama başa gelen çekilir yapacak birşey yok, ha bu arada crus control taktırdım motora uzun yolda gaz koluna asılıp durmayacağım ne gibi faydası olur göreceğim. Sele kılıfı taktırdım malum bu sıcakta ter yapmayalım püfür püfür gidelim diye.o170tl lik kot motor pantolonu almıştım bir iki defa giydim sağ kalçamı acıtıyor bakalım ne olur. Rotam İstanbul Konya Ereğli, Ereğli Adıyaman, Adıyaman Tunceli, Tunceli Erzurum, Erzurum Trabzon ve bir buçuk hafta sonra tilkinin dönüp dolaşacağı İstanbul a dönüş yapacağım, tur için 1 haftalık gibi bir zaman ayırdım biraz daha kısa olabilir, yola hayırlısı ile çıkalım bakalım ne gösterecek zaman.
Dominar'ın birine yazılım attık geçen haftalar da. Zaten üzerinde uğraştığımızı geçtiğimiz ayda yazdım diye hatırlıyorum. 4hp kadar güç artışı oluyor yalnız hissedilmiyor pek tabi ara hızlanmalar biraz daha iyileşti. Üzerinde gelen dişli ile 170'i görüyor dyno'da yalnız denemedik. 43 dişli takıldı şahsi düşüncemdir 43 dişli de titreşim kabul edilebilir seviyeye iniyor.
Uzun yolda eğimli yolda tırmanırken sorun yaşamamanız için bence 42 ve altına pek inmeyin.
@Cloud
Sevgili cloud,
Genel anlamda gözden kaçırdığımız bir mevzuda rodaj,ustune basa basa söyluyorum,´´rodaj´´ daha turkçesi ilk kullanim stili çok önemlidir hee konumuz MT07-NC750-VSTROM vb.modeller olsa hic mevzuya girmeye bile gerek yok.
Neden Rodaj??
Mühendislik ve ar-ge çalişmalarina ciddi önem verildigini varsayalim,yinede ilk kullanim şeklinin(zorlama,aşiri komp.bindirme,dusuk devir yuksek vites vb) motor ve mekanik anlaminda ilerleyen zamanlarda Krank,biyel,ve silindir kaçaklarina sebep olarak ciddi yakit tuketimi,perf.kaybi,duzensiz calisma olarak karsimiza cikabilir.
Velhasil,
D400 modeli, 250-600 cc arasini gerek fiyati ile gerekse sarf malzemelere bir nebze hesapli ulaşma noktasinda doldurabilecek bir tarzda motosiklet olma yolunda,tasarimi guzel,frenleri yeterli,dengeside kivaminda..satin alma anlaminda secenekler arasina girebilir.
Kazasiz surusler.
Tek kişi tek çanta 42 de sıkıntım yok ama 3 lü çanta yüklü olunca uzun yolda biraz düşüş yaşıyorsun, şimdilik yazılımsal sıkıntım yok attırmaya gerek duymuyorum, 43 dişli de birşey hissedemedim şehir içinde ama vites arası kısa gibi geliyor, sorun değil nasıl olsa elimde 40 42 dişli var koleksiyon yapacağım herhalde.
Benim ön dişli büyük arkada 43 ısparta yolunda konvoy solladım hemde defalarca.Artçı olayı bende yok ben artçı sevmem.Karşıdan araçlar geliyor ve siz fırsat bulup konvoy solluyorsunuz.Saatlerce Benin diyen arabalar kuyruğa takılıyor.Ben vınnnn geçtim gittim hatta onlar durur gibi.
Ben rodaj süresince yaptığım kullanım tarzını söyledim. Rodaj bitincede yapıştırdım. Kimseye yalan söylemeyeceğim. Benim motorum 45 dişli ile 110km/sa dan sonra bana döküntü veriyor. Bende tapa gaz gidebiliyorum. 163’te kesiciye giriyor die 160 ile gittiğimde çöm oldu. 145km/sa hız bu motorun Çan’ını yiyor ise kemirsin gitsin. Tekrardan 40dişliye dönebilirim. İzmir’den arkadaşlar çağırıyor ve 45 dişli ile iki kez düşünüyorum. Gitsem mi? Gitmesem mi? Die. Uzun yola çıkarken çanta demiri, arka çanta ve tur camını takıyorum. Gp kom.pozitin ön camı daha iyiymiş gibi duydum. Belki onu takabilirim. Kışın şart, göğsüme yağmuru daha fazla yemenin bir anlamı yok. Uzun yolda da rüzgar kaskın suratına patlamıyormuş. Gelelim 40-45 mevzusuna. Ben arka tekeri sağa sola sallamaktan zevk alıyorum. Lakin %10 oynatıyorsam motoru %90 ulaşım için kullanıyorum. Ben de daha güzel daha tatlı motorlara binmek istesem de dominarımdan memnunum.
Fakat söylemeden edemeyeceğim. Ayak peglerine parmak ucu ile basılır, dizlerle depo sarılır. Benim boy 183cm. Evet uzun yolda parmak uçlarımı da gerip dizleri daha yukarıya çektim canım acıyor die fakat peglere ne ayak aya’sı ile nede topuk ile basılır. Parmak ucu dışında basılır ise vites ve arka fren pedallarına anlık değmeler bile ciddi kazalar geçirmeniz neden olur.
Yaz bitmeden birde 40 dişli ile İzmir’e gidersem gene yazarım. Benim derdim motorum prim falan yapsın değil. Burada birisi bir malı alırken objektif olarak görsün die. Bana göre çanta demiri ve ön cam motoru çok çirkin gösteriyor. Çanta kullanışlı olsada çirkin çirkin süremem ben motorumu
Ben devamlı geziyorum kampa gidiyorum kral çıplak olarak gidemem bunun malzemesi var yolda alınacak malzemesi var varda var, her zaman malzemeni başkasına taşıtamazsın bizde bu yazmaz, nasıl görülüyorsa görülsün önemli olan benim ihtiyacımı görüyor, çıplak kullanana da bir şey diyemem bunlar hep kullanıcıya özgü durumlar, sıkıntı yok sürmeye devam. 42 de ışıklarda arka tekeri pati yaptırabiliyordum 43 te bunu yapamıyorum veya yapamıyorum.
---------- Mesajlar birleştirildi - 09:44 ---------- bir önceki mesaj zamanı 09:07 ----------
Yavaş yavaş son kontrolleri yapıyorum buna kaskımın içindeki müzik sistemi de dahil, dominara cruise control de taktım gayet güzel oldu bakalım uzun yolda nasıl bir etkisini göreceğim.
kimin kaskında bu kadar kablo var.
kdiner; abi bu kadar kablo ve tesisat muhtemel bir kaza anında çok sıkıntı yaratabilir. Hatta kaza olmasa dahi bu devreler "bana göre" beyne ciddi zarar verir. çünkü bu kaskı saatlerce kafanda takıyorsun.
tamam yapmışsın eline sağlık ama güvenlik kısmını hiç düşündün mü ? Kask diye taktığın ekipman seni korumaktan çok sana zarar vermesin ?
biraz düşündüm, manyetik olarak ve batarya şarj takılı iken patlama riski de var ama en güvenli yer iç kısmı, uzun süredir kullanıyorum birşey olmaz diyemem kaza geliyorum demediği gibi ama bir interkom fiyatı da çok, şimdilik sıkıntısız takılıyoruz uyarın için tşk ederim.
Orkidor61
Adı: Kemal 0546 416 86 00
Şu an bu konu içerisinde 7 kullanıcı var. (0 üye ve 7 misafir)