Kapat
Üye Girişi
Motovento
Motomax

BMW R 1200 R KULLANICILARI

    REKLAM ALANI
  1. #1
    uzaaklardann - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    13 Nisan 2008
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Beverley 250 s + Honda Rebel Bobber + BMW R1200R
    Fotolar ve teknik detaylar gelsin...





    Motor
    Tipi Hava/yağ soğutmalı yatık çift 4 zamanlı motor, bir eksantrik ve silindir başına dört supap, merkezi dengeleme mili
    Çap x strok 101 mm x 73 mm
    Silindir Hacmi 1,170 cc
    Motor gücü 7.750 dev/dak'da 125 bg
    Azami tork 6.500 dev/dak’da 125 Nm
    Azami hız 200 km/sa’in üzerinde
    Yakıt tüketimi 3,9 lt (90 km/sa sabit hızla 100 km’de)
    Yakıt tüketimi 5,4 lt (120 km/sa sabit hızla 100 km’de)
    Yakıt tipi Kurşunsuz süper, oktan oranı 95 (RON)
    Debriyaj Tek diskli kuru debriyaj, hidrolik olarak çalıştırılabilir.
    Şanzıman Helisel dişli takımlı, daimi senkromeçli 6 ileri vitesli şanzıman
    Aktarma Şaft tahrikli

    Tekerlekler arası mesafe 1.515 mm
    Gidon açısı 62.3°
    Ön jant 3,50 x 17"
    Arka jant 5,50 x 17"
    Ön lastik 120/70 ZR 17
    Arka lastik 180/55 ZR 17
    Ön fren Çift disk fren, yüzer tip fren diskleri, 320 mm çap, dört pistonlu sabit kaliperler
    Arka fren Tek disk fren, 276 mm çap, çift pistonlu yüzer tip kaliper
    ABS Devreden çıkmayan BMW Motosiklet Yarışı ABS’si
    Toplam uzunluk 2.165 mm
    Genişlik 880 mm (aynalar dahil)
    Yükseklik 1.300 mm
    Sele yüksekliği 790 mm (alçak sele*/yüksek sele* 760 / 820 mm) *OE
    Boş ağırlık 231 kg (tam dolu yakıt deposuyla)
    Kullanılabilen depo kapasitesi 18 lt
    Yedek depo yaklaşık 4 lt


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2
    uzaaklardann - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    13 Nisan 2008
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Beverley 250 s + Honda Rebel Bobber + BMW R1200R
    UZUN DÖNEM R1200R İNCELEMESİ

    Tamam. 2012 R1100R'ımla yaklaşık 7 aydır beraberiz ve artık onun hakkında neler hissettiğimle ilgili adil bir değerlendirme yapabilirim.

    Bu benim 19. motorum ve ben hayatımın çok büyük bir kısmını motosikletler üzerinde geçirdim. Uzun mesafe touringler ve birçok tracker da dahil olmak üzere, çok çeşitli motorlarla deneyimim oldu. Uzun mesafe touring derken demir kalça gerektiren seyahat motosikletleri değil tabi ama, yıllarca arabam olmadı ki, motosikletle 700 millik geziler, günlük 110 millik kaçamaklar, Kanada'ya gidip gelmeler falan yaptım bu sürede.

    Dolayısıyla başlayalım ...



    Öncelikle, sıkıntılar..

    Geçmişte sahip olduğum 97 R1100R'ımdan, zaten Bokser motorun karakteristik titreşiminden haberdardım. 97 modelde beni rahatsız etmişti, 2012 modelde rahatsız etmedi nedense. Titreşimin kendini sinir bozucu şekilde gösterdiği yer aynalar ki önceki motordaki kastettiğim rahatsızlıktı. 4000 d/d sonra aynalar neredeyse faydasızlaşıyor. Demem o ki, 3900 devirde olabildiğince temiz bir görüş sağlarlen, 4100 devirde? Kullanışsız. Arkamdaki puslu ve bulanık haleler dışında hiçbirşey görünmüyor.

    Sonuçta daha fazla takılmadan bunu kabullendim ve böyle kullanmaya alıştım. Neyse o işte.
    Evet biliyorum forumlarda bu sorunu ortadan kaldıracak birsürü yöntem önerilmiş/var/okudum. İşte kauçuk içeren ayna kolları, dolgulu rulmanlar vs.

    Herneyse. Büyütmeye gerek yok.
    Sebebini bilmiyorum lakin, Ocak ta falan aynalardaki vızıltı beni gerçek otoyol sürratlerinde rahatsız etmez oldu. Kesinlikle hiç sinir bozucu titreşim kalmadı. Ne ellerim ne de bacaklarım ya da dizlerim asla uyuşmadı. Yan aynalar harika derecede pürüzsüzleşti.???

    Diğer bir sıkıntı ise; bir çoğunuzunki gibi benim benzin çubuğu da, motoru almamdan yaklaşık 1 ay sonra sıçtı. Dolayısıyla benzin göstergem çalışmayı bıraktı. Aldığım bayiiye kısa bir yolculuktan sonra oradaki serviste garanti kapsamında 1 saatlik mesaiyle eskisinden bile iyi hale geldi. Umarım birdaha bozulmaz ama bozulsa da büyütülecek bişey değilmiş zira kolayca düzeltiliyor.



    Üç tane daha yarı-sıkıntı...

    İsterdim ki motosikletimin elma şekeri kırmızısı olan rengi, daha çok kırmızı, daha az turuncu tonlarında olsun. Asıl istediğim Honda CB1100'ün muhteşem derin kırmızısı. Muhtemelen 2013 R1200R ın derin mavi rengini bulsaydım onu alırdım. Bence o renk, BMW için daha uygun bir renk olmuş. Zira bu "tweener" kırmızısı biraz tuhaf duruyor.

    Büyük bir sorun değil aslında ama her ne kadar şu anki görüntüsünü seviyor olsam da, sanırım derin mavi rengiyle daha iyi olabilirdi.

    İkinci yarı-gereksiz sıkıntı ise şu an halen bir tartışma konusu. Başta keskin kenarlı tümseklerde süspansiyonun göreceli sertliği beni şaşırttı. Akla gelen kelime "konfor" değil. Sertliğine rağmen, süspansiyon bir miktar yuvarlanmaya izin veriyor. Takılacağınız kadar büyük birşey olmamakla birlikte, bana kesinlikle mesela GSX-R'ın kilitli hissini hatırlatmadı.



    Sayısız kişi tarafından, bana motorun sürüş tepkilerinin (kullanım idare kolaylığının) nirvanaya ulaşmasının, Ohlins'e bir telefon ve cüzdanımda 2000 $ lık bir hafifleme kadar yakın (veya uzak )olduğu söylendi. Belki öyledir, ama aynı zamanda bende giderek artan ölçüde amortisör satıcılarının vaadettiği "handling" noktasına ulaşmaya başladığımı hissediyorum.
    Amortisör ayarlarını biraz oynayarak mutlu bir uzlaşma noktasına ulaştım gibi görünüyor. Dürüstçe söylemem gerekiyor ki şimdi süspansiyonun beni geride tuttuğunu düşünmüyorum. Motosiklet hakkında daha çok şey öğrendikçe, ona daha fazla güvendikçe görüyorum ki aslında onu daha fazla sürmeye ve daha fazla güvenmeye ihtiyacım var. Kendimi ne kadar zorlarsam performansım o kadar iyileşiyor. Sanırım motoru kontrol etmekle ilgili sezilen problemler motordan çok benimle ilgili. Son birkaç sert spor sürüşümdeki (sıcak havada tamamen kuru yolda) yaşadığım deneyimler bana bu gerçeği kanıtladı. Olay zihinsel. Motora izin verirsem, kontrolü/idaresi gayet iyi.



    Motorun 6. vitesini kesinlikle seviyorum ve transmisyonu tek kelimeyle dünyanın en iyisi! CBR/GSX-R/VFR nin transmisyonlarını -bilen bilir- kusursuzdu. Görünen o ki BMW kusursuzu daha iyiye çekmiş ve tüm zamanların en iyisini yapmış.

    Son şüpheli şey ise üst düzey-son ivmelenme/hızlanma ile ilgili. Üretim amacı dikkate alındığında bu şey şüphesiz ki (benim eski 97 modelimin asla olamayacağı kadar) hızlı. Her ne kadar BMW bu motora roadster demekte ısrar etse de dünyanın geri kalanına göre sonuçta bu bir naked. Dolayısıyla fantastik son sürat uçuşları tasarımının bir parçası asla olmadı.

    Söylendiği gibi, sahip olduğum diğer 100+ beygirlik motosikletlere göre bu biraz sıradan kalıyor. Gerçi 97'ye oranla bir manyak gibi akıyor olsa da, bu akıcılık 6000d/d de kendini hissettiriyor. 6000 devirden sonra ivmelenme, redline'a kadar dosdoğru devam ediyor. Motor öyle güçlü bir patlamayla ileri atılıyor ki sanki sonsuz bir enerjisi var ve tüm o güç ve enerjisini redline'a "hücum" etmek için kullanıyor. Asıl güzel olan şey ise bu süreçte motor hala kontrolün sizde olduğunu size hissettiriyor. Benzer ağırlıktaki diğer 100+ beygir motorlardaki gibi manyağa bağlamıyor yani. "Bana güven! Ben bu güveni hakediyorum" diyor. R1200R yüksek devirli Japon makinalarını kullanmaya alışmış kişiler için bile (benim gibi) yeterince hızlı olmasının yanında kontrol kolaylığı / idare konforunuda beraberinde sunuyor.

    Benim hıçkıran 97 ile karşılaştırdığımda 2012 nin gaz tepkisi daha önce belirttiğim CBR/GSX-R/VFR vs. kadar iyi. Sahip olduğu transmisyonu ile R1200R, öncelikli sorumluluğunu gaz tepkisine ve karşı konulmaz bir eğlenceye dönüştürüyor.

    BMW mühendisleri! kusursuz bir iş çıkarmışsınız. Siz çocuklar Bokser motoru geliştirerek gerçekten sürülebilirlik detayları konusunda bir mihenk taşı ortaya çıkarmışsınız. Hala şaft tahrikli sistemin doğası gereği küçük bir kirpiklenme olmasına rağmen pürüzsüz, akıcı transmisyon ve gaz tepkisi için hepinize birden A+ veriyorum. .Benim '97 nin aksine, sonunda bir köşeye geldiğimde gazı kesebilir ve kendimi ehlileştirilmemiş bir atın üstünde gibi hissetmekten kurtulabilirim zira R1200R şimdi kolayca yönlendirilebilir olmuş.

    Her ne kadar bu konuda azınlıkta kalıyorum gibi görünse de ben Bokser motorun egsozlarını mevcut haliyle bile seviyorum. Orta devirlerde en havalı mırıldanmaya, üst devirlerde ise pozitif bir agresif sese sahip. Elbette ilk çalıştırırken hala dikiş makinası sesi duruyor (Sıra insanları basitçe sesiyle ateşlemeye geldiğinde muhtemelen gelmiş geçmiş sesi en cansız motosiklet.) ama bir defa devam ettiğimde tüm o çeşitli homurtudan ve gürlemeden gerçekten keyif aldım.



    Frenler... Frenler.... tam anlamıyla efsanevi! Tüm söyleyebileceğim bu kadar. Telelver paralever ve keskin frenler nedeniyle öne arkaya dalış gerçekleşmemesi, (sadece doğru miktarda güç ve ilk tepki süresi ile) herhangi bir potansiyel panik fren durumunu, panik olmayan fren durumuna dönüştürüyor. Düşünün ki bir viraja biraz fazla hızlı girmiş bulundunuz veya belki de kıvrılan bir dağ yolunda aniden burun buruna geldiğiniz bir Lincoln üstünüze doğru yan yan geliyor. İşte bu noktada, R1200R'ın var gücünüzle asıldığınız frenleri, sanki bir video oyununda "restart" düğmesine basmak gibi bişey. Artık ikinci bir hakkınız var. İşte o kadar iyi!

    Başka ABS li motorlarımda oldu. Benzer derecede ağır durdurma gücü olan motosikletlerim de. Ama genel fren yeterliliğinde, bu motosiklet kadar, hatta buna yakın derecede güven duygusu veren bir başka motosikletim hiç olmadı. Gerçekten de bacağımı üzerinden her aşırdığımda, altımda çok daha büyük bir güvenlik ağının varlığını hissettiriyor.

    Tahmin edebileceğiniz gibi R1200R bir naked'a göre otoyolda oldukça konforlu ki, ben aslında motoru alırken karenajlı bir touring istemediğimden tamamen emin değildim. Pek çok kişiden farklı olarak ben rüzgardan hemen hemen hiç rahatsız olmadım. Sabit seyir hızı olarak 120-130 km lerde gayet rahatım ve sorunsuz olarak yol ne kadarsa, o kadar gidiyorum. Ön camım yok. Bir sürüşün ardından söktüm. Zira berbattı. Tüm yaptığı çılgınca türbülans sesi oluşturmak ve cidden sinir bozucu rüzgar tokadıydı. Ön cam olmadan herşey sakin ve sessiz. Problem kalmadı.

    Tüm bu süre boyunca, oturma pozisyonu ve selesi ne benim ne de motorun beraber kmlerce yol gitmemizi sınırlamadı. Başlarda daha yüksek ve yakın gidon istediğimi düşünerek, iki farklı yükseltici seti denedim. Her ikisinde de standart gidona geri döndüm ve olduğu gibi bıraktım. Muhtemelen hafifçe de olsa bir miktar daha yakın durmasını sağlayabilirdim ama daha yüksek olmasını istemedim. Otoyol ve kent kasaba gibi meskun mahal yerlerin etrafında sert ya da spor sürüş yaparken mevcut haliyle gidonun muhtemelen en uygun konumda olduğuna karar verdim.



    Selenin yüksekliği de aynı. Şikayetim yok.

    Benden önceki sahibi motosikletin selesini değiştirmişti. Alıp eve getirdiğimin gün onu çıkarıp standard seleyi taktım. Gayet rahat ve kaliteli. Kesinlikle ucuz malzeme kullanılmamış.

    Aslında genel anlamda bu pahalı bir motosiklet. Gayet açık ki BMW bu motosikleti fiyatını düşünerek üretmemiş. Olabildiğince bütün hissettiriyor ve açıkça "ömürlük" üretilmiş. Birkaç sezon iyice sürdükten sonra yıpranacak ve bir süre daha sonra harcanabilir olacak / gözden düşecek bir makine değil. Eminim ki sadece temel bakımları yapılarak bugün nasıl görünüyor ve davranıyorsa 5-10 yıl sonrada aynı şekilde görünecek ve aynı tepkileri verecektir.

    Aldığım tek orjinal aksesuar mükemmel çantaları oldu. Sadece yan çantalar. Daha fazla depolama alanına ihtiyaç duyarsam selenin üzerine saracağım bir soft çantayı kullanabilirim diye düşünmüştüm o zaman ve uzun süre olmasına rağmen şu ana kadar bir sıkıntı yaşamadım. Çantalar hakikaten seçkin duruyor. İyi çalışıyorlar, yeterince genişler ve şaşırtıcı derecede sağlam görünüyorlar. BMW'nin o çantaların üzerine madalyon şeklindeki logosunu hala iplik iplik örüyor olmasını isterdim, özellikle ne kadar pahalı olduklarını düşününce.

    Ne kadar yaktığı konusu? Dürüstçe söylemem gerekirse emin değilim. Zira motosikletimin gerçek depo kapasitesini ölçebilecek bir çözüm üretemedim. Kullanım kılavuzu 18lt diyor. Başka bir yerde kılavuzun dediğine rağmen aslında 21lt olduğunu okudum. Rutin olarak 20lt üzrinde benzin doldurduğumu biliyorum. Ayrıca bir defasında depoyu fulledim ve gösterge 400-420 km yol gidebileceğimi söylüyordu. Gerçek dünyada ise sarı benzin ışığı hep 290-340 km arasında yandı. Asla daha az veya daha fazla değil. Işık yandığında kilometre geri sayımı genellikle gösterge üzerinde 65 km den geri saymaya başlıyor. Henüz düz bir otoyolda full bir depoyla deneme yapmadım. Olabildiğince kıvrımlı yolları tercih ettim. Kilometre çıktılarına ve matematiksel göstergelere bakılırsa her depo doldurduğumda litre başına 19-20 km aralığında bir ortalamam var. Full depoyla hiçbir zaman 22km/lt yi geçtiğimi yada kanyon tırmanışlarında bile 17km/lt nin altına düştüğümü hatırlamıyorum.

    Yani, temel olarak 19-20km/lt gibi görünüyor

    Üzerindeki orjinal Bridgestone lastikleri değiştirdim. Yaklaşık 12000 km deydiler. Ön lastik kolayca birkaç bin km daha götürebilirdi. Arka lastik merkezdeki kanalları yıpratmaya başlamıştı.

    Lastikleri Michelin Pilot Road 3'lerle değiştirdim ve anında daha stabil ve doğal bir kullanım kontrolü yakaldım. Bu kontrolün ne kadarı lastiklerin yeni olmasıyla ve ne kadarı marka değiştirmekle alakalıdır söylemek zor. Tek söyleyebileceğim sürüş şimdi daha konforlu ve yan yatmalarda daha istikrarlı.



    "R1200R dan başka hangi motosikleti isterdin?"

    Aslında, söylemeliyim ki, şimdi sahip olduğumun üzerine başka bir tane isteyeceğimden emin değilim. Bazı özelliklerinin daha iyi olduğunu bildiğim ve tabii ki beni ayartan başka motosikletler var. Ama sadece tek motosiklet alabileceksin dense bildiğim kadarıyla "her alanda çok yetenekli" başka bir motosiklet yok. Heryerde BMW Roadster fanlarının motosikletlerine aşık olmalarıyla ilgili şeyler okuyorum ve bunun bana da olmaya başladığını hissediyorum. Şu an, onu aldığım zamandan çok daha fazla seviyorum. Yaz mevsimi gelip gittikten sonra (zira ben sonbaharın başında satın almıştım ve bu yaz benim onunla geçireceğim ilk tamamen kuru sezonum olacak) motosiklete tamamen aşık olabileceğimden şüpheleniyorum.
    Derin, son aşkım...

    Sanırım doğru motosikleti seçmişim.

  3. #3
    emrb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    02 Ekim 2012
    Şehir
    Ankara
    Motosikleti
    XJ6


Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)