Evet sevgili Motor tutkunları,
Bu hafta sonu saçımı kestireyim bahanesi ile motora atladım ve Ankara'nın bir ucundan öteki ucuna gittim. Ankaralılar bilirler, Elvankentten kalkıp Kırkkonaklara eski kuaförüme gittim. Mesafe 50 km'yi geçkin bir mesafe. Giydim elbiselerimi ve düştüm yollara. Şehiriçi trafiği berbattı. Arabasının içinde üşüdüğü belli olanların, beni motor üstünde gazlamış giderken görünce "Bunların alayı kafayı yemiş" dediğini ayan beyan hissettim doğrusu.
Bu arada İstanbul yolunda yolda kalmış Mondial 250 MCT sürücüsü bir arkadaşı farkettik ve bir motorcu olarak yapmamız gerekeni yapıp hemen durduk. Kendisine yardım teklif ettiğimizde çok kibarca teşekkür etti ve yardımın birazdan geleceğini; ustasına haber verdiğini iletti bize. Bizde geçmiş olsun deyip yolumuza devam ettik. İnsanlar şaşkın şaşkın bizi seyrediyorlardı arabalarının içinden.Çünkü hava epey soğuktu ve ben kuaförümden çıktığımda yılın ilk karı ile yüzyüze geldim. Bu kaçırılmaz deyip hemen yola koyuldum. Gayet ucuza malettiğim elbiselerim sayesinde nerede ise hiç soğuktan etkilenmedim. Sadece çizmem eksikti ve birde eldivenlerim yazlık modeldi ama başarı ile korudular beni. yaklaşık 100 km kadar kar altında motor sürdüm. Lapa lapa olmasada havada keyifle uçuşan kar taneleri arasında egzotik bir yolculuk yaptım. Bu arada Abidinpaşada ki servise uğrayıp flaşör aldım ve çok beğendiğim arka sinyal takımını aldım.
Herneyse aslında anlatacak çok şeyim var ama zamanı var diye düşünüyorum. Şimdi sizi karakızımı aldığım ilk gün çektiğim fotoğraflarını yayınlamak istiyorum.
Bu resmi çektiğimde Karakızım henüz 5 km'de idi.
Ama almamın üzerinden yaklaşık 4,5 ay geçmesine rağmen benim km ancak 4650 hanesini gösterebildi. Aslında hedefim sezonu kapatmadan 10.000 km yapmaktı ama kısmet olmadı nedense.
Havalar elverdiği ölçüde motorumu asla bir garajda yalnızlığa terketmeyeceğim. Aynen aşağıda resimde göreceğiniz üzere puslu ve soğuk bir Ankara havası bile beni yıldırmayacak. Bu resim çekildiğinde Kırkkonaklardaydım ve kar yağışı başlamıştı. Tarih olarakta 4 kasım saat 15:20.
Bu resmi arkamda artçı olarak donan kardeşime çektirdim. Pek kaliteli çıkmamış çünkü flaşı açık unutmuş.
Gündüz gözüyle flaşın bu kadar farkedeceğini aklımın ucundan bile geçirmezdim ama soğuktan titreyen bir insanın çekebileceği en güzel fotoları çekti kendisi. Bu arada kardeşlerim ve akrabalarımın %100'u motosiklete aşina ve %85'inde motosiklet mevcuttur.
Havanın soğuk olması bir yana milletin yollara iyice kar düşmeden evime yetişeyim çabası ise bu karelerdeki mutlu ifadelerimi alaca karanlık kuşağı filmleri izlemişcesine bozdu. Motorcu musun derdin var kardeşim.
İşte bu resimde flaş kullanılmadan çekilen ve Karakızımın dayanılmaz karizmatik gösteren fotosu. Size söz kendi kendi güzel çekimlerimi yollayacğım. Yahu ilk fırsatta şunun ön çamurluğunu değiştireceğim yoksa bu çamurluk benim ruh yapımı değiştirecek. Acaba Çinliler motora nazar değmesin diye mi ön çamurluğu bu kadar berbat tasarladılar.
Ama ne olursa olsun bizler motorculuğu sevdirmek ve bilinçlendirmek amacıyla her daim motorlarımızla beraber olmalıyız ve uygun kıyafetler ile motorsikletin sadece tek mevsime sığdrılması gereken bir tutku olmadığını göstermeliyiz. Bizim gibi düşünenlerin çoğalması sayesinde motosiklet sadece mevsimlik kullanılan geçici bir araç olmaktan çıkar ve bir taşıt muamelesi görür. Bizlerde maceracı çatlaklar kategorisine konulmaktan kurtuluruz hiç olmazsa.