Bu Yıl Olan Ölümlü Kazaların Sebebi
Reklamlar
-
Herhangi bir konuda bilimsel bir araştırma yapılırken ilk başta yapılan , gerçekleşen olaylardaki ortak noktanın bulunmasıdır.
Bu yıl maalesef pek çok ölümlü kaza yaşadık . Bu senenin diğerlerinden farkı , bu kazalarda tanınmış pek çok ismin de yitirilmiş olmasıdır.
Hadi biz de kendi çapımızda bilimsel bir çalışma yapalım ve bu kazaların ortak noktasını bulmaya çalışalım.
1- Sürücüler:
Hemen her kazadan sonra en çok suçlanan faktör dört tekerlek sürücüleridir. Ancak bu seneki ölümlü kazaların bir kısmında sürücü ya da araç yoktu. Başta AEA nın kazası olmak üzere CanR1 ve diğer bir kaç ölümlü kaza içerisinde dört tekerlek yoktu.
2- Deneyimsiz acemi motosikler sürücüleri :
Bu yıl gördük ki deneyim ve bilgili motorcu olmanın hayat kurtarmakta pek etkisi yokmuş.
3- Kötü yol koşulları :
Bu kazaların belki birkaçında yol koşulları etkili olmuş olabilir ancak genelinde yollarda sorun yoktu.
Peki bu kadar deneyimli , iyi motor sürdüğünü iddia eden , motosikleti iyi tanıyan adamlar neden öldüler ?????
Sorunun cevabı aslında çok net ortada duruyor.
Bu sene olan ölümlü kazaların tamamında , araçların hızları trafiğin akış hızının çok çok üzerindeydi.
Ama hocam son kazada ölen arkadaşımıza araç arkadan çarptı dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız ama bu istatistiği değiştirmiyor . Motosiklete arkadan çarpan aracın hızı trafiğin akış hızından çok çok fazlaydı. yani sebep yine aynıydı.
TRAFİK kelimesinin karşılığı , araçların uyum içerisinde hareketi demektir. Uyumu bozan kazaya sebep olur .
Lütfen bulunduğunuz şeridin akış hızına uyum gösterin , bu hızın üzerinde veya altında olmanız akışı bozmanıza ve zarar görmenize sebep olacaktır.
Sevgilerimle
Reklamlar
-
Abi birde benim teorime göre kazaya karışması en muhtemel kişiler çok tecrübeli kişilerdir...çünkü tecrübeli kişiler de zaman içinde bana bişey şu güne kadar olmadı artık olmaz hissi daha da netleşip beyni saran bir hastalık haline geliyor..kaza yapmak yada yapmamak tamamen kişinin kendisi ve aldığı risklerle alakalıdır...yine istisnaların kaideyi bozmadığını biliriz...ama bu herşeyi bilen her olası kazadan çoğu şans yardımıyla kurtuluşu daha kontrolsüz hareketler daha ani süratlenmelerde daha gamsız olma gibi yanlış algı sahibi yapıyor...
saçma gelebilir ama bazı kişilerde üzerindeki ekipmanlara fazla güveniyor ve onların kendilerini ölümden kurtaracağını sadece hafif yaralanmayla kurtulabileceğini sanıyor...yutubda çoğu profesyonellerin kazalarında gördüğümüz üzre düşüşleri bile profesyonelce geliyor yani hızlı şekilde sürtünerek küçük hasarlarla atlatırım zannediyorlar...bence vefatların çoğu boyun kırılması ve bariyer kaynaklı alınan darbeler sonrası çoğu motorcu kan kaybından vefat ediyor......bu benim istatistiğim..
-
Görüşün kadar sürersin. Görüş kaybı yaşanılan durumlarda hız düşürmek yerine varsayımı koyarsak hatanın ilki yapılmış olur. Çok basit hesap 220km/h hızla seyredebilmek için en az 250 metreyi tarayabilmek lazım. Varsa öyle bi yetenek yollarda heba edilmemeli bence...
-
selam
bunca senelik tecrübe sonucu herkesin yaptığı tespit çok güzel yerine oturmuş ve hepsi doğru ..
teşekürler.
-
Motosiklet kullanan mümkünse trafik akış hızının bir fırt üzerinde olmalı ki, arkadan sıkıştırma vs. olmasın. Evet bu seneki kayıplarımızın (Allah rahmet eylesin) çoğu motosiklet tecrübesi olan kişiler ama AEA örneğindeki gibi önüne fırlayan biri (köprüde hiç öngörülemeyecek bir şey) için yapılacak pek bir şey kalmıyor.
-
Bir anlık dikkatsizlikte ,başkasının hatasında ,ihmal edilen,görmezden gelinen vs tüm olgularda motosiklet sürücüsü ölür ya da sakat kalır.unutmayınki motosiklet kullanıcıların çok büyük oranı daha bilgisiz ,genç kitle ve daha hızlı kural tanımaz kullanıcılardır.
çevrede gördüğüm %90 otomobil normal gitmesi gerektiği gibi yol alırken bence motosikler normal akış istikrarını tutturamıyor.
Bir motosiklet sevdalısı olarak motosikleti çok sevdiğim için O ya da şu diyerek gerçeklere gem vurmak yerine bunun çok tehlikeli oldugunu ,insanların %85 nın neden otomobil kullandığını ve geciş yaptıgını eger motosiklet kullanıcaksam herseyın farkında olupta ,bilinciyle sürdüğümü ,onca tecrube bilgi birikimin koruma gibi unsurlarında yatsınamaz faydalarının yanındada işim ne denli tehlikeli oldugunun bilincinde olmak gerek
lütfen motosikletleri fark edın kampanyaları yapıp en baba endurocumuz bile araclara slolom yaparsa bu ıs olmaz.Bu gune kadar hep sucu karşı taraflarda aradık tespitleriniz çok dogru ama malesef şu motora binince insanlar başka biri olup çıkıveriyor.
Bence artık bizim kendimize bir kampanya bulma zamanımız geldi mesela SAKİN OL ŞAMPİYON gibi
-
Ben şu akan trafikte arabaların arasından nasıl geçiyorsunuz cidden anlamıyorum. O kadar fazla ihtimal geliyor ki benim aklıma. Ya o arabalar aniden şerit değiştirmeye karar verse, ya beni görmediyse, ya ben aradan geçmek için birinin arkasından yaklaşırken önümdeki araba fren yapmak zorunda kalırsa ve arkasına yapışırsam, vb. gibi onlarca değişken varken orta düzeyin üstündeki kalabalık trafiklerde araçların arasına girip daha hızlı gitmek bile bile lades gibi hissediyorum.
Elbette daha çok tecrübesiz ve toyum motosiklet konusunda. Ama trafik dediğiniz şeyde değişkenleri de hesap etmeye çalışmak her zaman daha akıllıcadır diye düşünüp bu şekilde hareket etmeye çalışıyorum.
Allah ölenlerin ailelerine sabır versin. Şahsen ailemi 2 yıl motosiklet için ikna etmeye çalışan ben motosiklet üzerinde ölürsem onlara bir evlat acısının yanında büyük bir pişmanlık ve vicdan azabı bırakmaktan çok korkuyorum.
-
Bunuda az önce gördüm hatalar zinciri desek yeri yabanci ulkelerden biri ama ne farkeder ders alinmasi gereken bir kaza
http://m.facebook.com/story.php?stor...39167272787540
-
vakti dolan gidiyor.
ister yavaş ol, ister hızlı. ister tecrübeli ol, ister acemi. ister arabada ol, ister motorda. ister hata yapmış ol, ister olma.
babam der ki; ölüm birdir değişmez. sen motor sürmeye devam et evlat.
-
Mersin İl Temsilcisi
ben, yersiz özgüven; İKARUS SENDROMU diyorum..
bence, bu bir eşiktir.
ya benim gibi çok ciddi bir kazayı "yersiz özgüveni" sayesinde yapıp şansıyla atlatmış ve bundan ibret alarak çook itinalı ve özenli ve ayakları yere basan ve -gaza gelmeyen- şekilde kullanmaya başlar ( şans faktörü her zaman önemli )
ya da, atlatıp ders almaz ve ""APAÇİLİK"" kavramıyla dalga geçip üstüne kabile kurmaya çalışır ( Merhum AEA'dan bahsettiğim aşikardır ama kimse kızmasın, geçen seneki kazası üstüne yine de hız, güvenlik vs konularında gereken özeni vermemeye devam ederek, şansının da etkisi ile aramızdan ayrılmadan önce apaçiliği hakkındaki yorumlarına istinaden söyledim. yoksa sevgi ve saygı duyardım ama bu gerçeği değiştirmiyor )
ya da motosiklet kullanmayı bırakır...
bir de kullanılan motosikletin gücü, tipi, bakımı, lastik ve zemin durumu, grup sürüşü, bireysel gazlama, ayrıca; kaza yapılan yerlerdeki yolun mahiyeti ( otoban, köprü, toprak, duble vs ) ile gece ve gündüz ve yaş aralığı..
Tüm bunlar elbette değişebilirlik gösterebilen kıstaslar ama net olan bir şey var ki, o da HIZ
unutmayın, sıfırdan yüksek olan her hareketin birimi hızdır.
ve jiroskopik olarak harekete göre tasarlanmış tüm araçlar, hız sayesinde, biz olmadan da gidebilir ama kullanmak ve durmak kişisel beceriye ve deneyime bağlıdır.
o halde,
gitmek kadar, durabilmeyi de hesaplamak, bu hesaplamayı gerçek verilere göre ve yetilerimizin dışına çıkmadan yapmak gerekir.
eksiğim ve hadsizliğim olduysa Ustalarımız ve Eğitmen Hocalarımız bağışlasın.
ben tecrübelerimle ve eğitimlerimle, kendimce olanı yazdım.
Saygılarımla
-
Herşeyin başı eğitim.. İstediğin kadar iyi sür. Motosiklet eğitmeni olmak demek kaza yapmaz anlamına gelmez , o zaman doktorlarda ölmemeliydi. Şehir içi 50km hız sınırı olan yerde 3 saniyede 150 km hızları gören makinelerle tapa gaz gidersek malesef bildiğimiz o hız körlüğü mevzusu oluyor ve 30 derecelik açıya odaklanabiliyoruz , sağda solda ne var göremiyoruz. Vade geldimi yapacak birşey yok tabi ki ama tedbir bizden takdir Allahdan. Ölüm alın yazısı öleceksek motorda da ölürüz diye tapagaz gitmeye gerek yok. O zaman motorda ölmemek için tedbirimizi alıp kurallara uyarak gideceğiz. Karşı taraf 1 dikkat ediyorsa biz 2 kere dikkat edeceğiz... Olacağı varsa olur evet ama bunu olacağa bırakmadan kendimizede bakmalıyız bana kalırsa.. şehir içinde 50 km ile gidip olacağı varsa olur demek ile , 150 km ile gidip olacağı varsa olur demek arasında fark var bence..
-
Motosiklette cambazlık yapabilmek ve yarış motoru kullanmak kullanan kişinin iyi bir sürücü olduğunu göstermiyor. İsim vermiyorum ama bahsedilen tanınmış kişilerden bana göre biri hariç bu kapsama girmiyordu. Ancak genelde kendileri ve hayranları bunun böyle olduğuna öldüklerinde bile inanmıyorlar. Benim gözümde bu şahıslar ile sokakta ardından küfürler salladığımız yamuk oturuşlu kara kuru apaçiler aynı ayarla güvenli sürüş yapıyorlar.
-
iyi sürdüklerini iddia etmemişlerdi
-
Dün Aksaray'da kaza oldu. Sol şeritte giden araç aniden sağa kırıp mcdonaldsa girmek istiyor. Sağ şerittede genç bi motorcu varmış. Bugün cenazesi var.
-
Emre Fırat adlı üyeden alıntı
Herşeyin başı eğitim.. İstediğin kadar iyi sür. Motosiklet eğitmeni olmak demek kaza yapmaz anlamına gelmez .
Burada bir düzeltme yapmak gerekiyor. Bu yıl ölenlerin arasında " AEA dahil " motosiklet eğitmeni yok. Rahmetli eğitim konularına önem vermekle beraber kendisinin eğitmenlik konusunda bir eğitimi ya da sertifikasyonu yoktu. Kendi kendisini yetiştirmişti. Aldığı tek eğitim İngilterede gittiği bir okuldan "motosiklet nasıl test edilir" konusundaydı.
Bu yazdıklarım eğitmenler kaza yapmaz anlamına gelmiyor. Aksine ülkemizde her yıl en az bir eğitmenimizi kazalara kurban vermekteyiz.
Sevgilerimle
-
Jemand adlı üyeden alıntı
vakti dolan gidiyor.
ister yavaş ol, ister hızlı. ister tecrübeli ol, ister acemi. ister arabada ol, ister motorda. ister hata yapmış ol, ister olma.
babam der ki; ölüm birdir değişmez. sen motor sürmeye devam et evlat.
Olaylar birbirine bağlıdır ve ayıramazsınız, afedersiniz ama cümleniz tamamen boş kahve ağzından başka bir şey değildir. Olayların bağlantısını yokmuş gibi gösterip sonuçları sebeplerinden ayırmak tamamen demagojidir.
Ölüm ve kaza vardır ancak bunlar, kuralsızlıkla hızla bağlantısız değildir. Yavaş giderken de kaza yaşabilirsin ama bu başkasının hızı veya hatasından kaynaklanır. Okan Sinan bey bu bağlantıya dikkat çekip bunları azaltmanız için yapmamız gerekeni belirtiyor.
Beni sinirlendiren şu kadercilik yanlışını kendi çıkarınıza kullanmanız. Bi bitmedi bahaneniz kuralsızlık için.
-
Tek bir ortak nokta var. Motosiklet güvenli bir taşıt/ulaşım aracı değildir. Bu gerçeğin farkında olmamız gerekiyor.
Ya da şöyle söyliyeyim. Motosiklet üzerinde iken ölme olasılığımız diğer taşıtlardan (4 tekerlekli, Tren, Uçak ve Gemi) kat kat fazla.
-
bazıları için ; Allah'tır. Vakitleri bu kadardır, kaderleri böyle yazılmıştır. Motor sürmemiş olsalardı kafalarına elektrik direği düşerek veya yolda yürürken saksı düşerek öleceklerdir ; kaçış yoktur.
bazıları için ; hızdır, hatadır, eğitim almamaktır, toplumun eğitimsiz olmasıdır şeklinde uzatabiliriz.
-
Yurt dışına en son İtalya'ya gittim. Sürücü veya varsa artçının kasksız olduğunu şehir içinde veya dışında hatta izbe kölerde bile 1 (bir) sefer bile görmedim. Fulface, çene açılır, açık veya tas şeklinde... Her ne cins olursa olsun herkesin kafada mutlaka kask vardı. Bizde sürücülerin bence %30 takmıyor. Artçı varsa ya sadece artçıda ya da sadece sürücüde kask görüyorum. Her ikisinde de kask olduğunu bu güne kadar 4-5 defa görüp şaşırmışımdır. Bu forumda "ybr ye ful koruma biniyorum, bana tip tip bakıyorlar" diye konu açıldı. Adam açmakta haklı, ful koruma giyinen komedi konusu oluyor. Ben de dahil.
15 Temmuz'dan sonra bir çok görevden alma olduğu için trafikte biraz denetim-otorite boşluğu sezdim. Belki bu sadece benim subjektif görüşüm hatalı da olabilirim bilmiyorum. Hatta eds sistemlerinin bile uzun soluklu aksadığını düşünüyorum. Trafikte isteyen istediğini yapıyor, kimse de "napıyon olum sen" demiyor. Otorite değil de vatandaş olarak sen bunu dersen kavga çıkıyor, birbirini boğazlıyor millet.
Motosikletlilerin de hataları büyük. Sapak varsa sağ şeritte gitmeyecen. Sapağa son anda girmeye çalışan birisi seni öldürür. Katılımlarda da, herkes sola çıkma eğiliminde. Yine sağda konumlanırsan, yine üstüne çıkar. Cumhurbaşkanı koruması gibi trafikte bir adamla aynı hızda gidersen kör noktada kaldığın bir anda adam yine sana vurur. Hava kararıyor, deri montlu, koyu renk pantolonlu siyah kasklı motorcular yollarda. Kimse reflektörlü yelek, ilave çakarlı sis farı, high visibility denen kasklardan kullanmıyor. Hayalet gibi tek far yakmış gidiyor. Yeşil reflektörlü yelek giyince "bu ne çöpçü kıyafeti gibi" diye dalga geçen motorcu arkadaşlar var. Olum sen de giysene dalga geçeceğine.
4 tekerliler aynaya baksa dahi, insan beyni o anda aynada büyük vasıta var mı yok mu ona şartlanıyor. Görüşü içinde olsan da adam motosikletliye odaklanmadığı için baksa da seni "görmüyor" üzerine çıkıyor. Çakarlı far, yeşil-turuncu yelek v.s. çok önemli yine.
Duran trafikte emniyet şeridinden 50-60 ile gidiyorum. Birisi lap diye önüme atlarsa en azından ölümcül darbe almayayım diye. Arkamda motosikletliler birikiyor. Yol veriyorum geçiyorlar. Nereye olum? Emniyet şeridinden 80-100 giderken manyağın biri zınk diye önüne atlasa napıcan? Hesaplayan yok, öngören yok. Sonra patlıyor. Veya durabildi diyelim gidiyor arabacılarla kavga ediyor, küfür ayna kırma v.s. Olum sen ona göre gideceksin. Basma bu kadar!
Ben motorla giderken, virajı dönebilir miyim, motoru dengede tutabilir miyim, bir hata yapıp düşer miyim diye düşünmüyorum ki. "Hangi gerizekalı gelip bana vurabilir acaba, kaçayım ondan" diye düşünüyorum. Sürekli bunun taramasını, muhakemesini, kaçışını yapıyorum.
Sürekli, hangi kavşaktan şuursuzca bir dönüş olabilir, bana yeşil yanarken hangi aptal kırmızıda geçip bana vurabilir, hangi kamyonun tekerinden sıçrayan taş bana zarar verebilir, kim kapıyı açıp aşağı tükürecekken bana çarpabilir ben bunun derdindeyim.
Lütfen ölmeyelim, sürekli diken üstünde trafikte "aptal avlayalım"
-
Sakarya depremi oldu, sonucunda onbinlerce insan hayatını kaybetti, bazıları çıktı dediki, kaderdir ölüme karşı gelinmez, bazıları onlar suç işledi Allah belalarını verdi v.s diye konuşup durdular, evet kaderin önüne geçilmez ,tamam ama sen eşşeği ni sağlam kazığa bağlayacaksın, trafikte de kurallara uygun hareket edeceksin ,sen kurallara uyarsın, sonrası gene kaza geçirirsin ,o zaman kaderdir, kelimesi yerinde olur, aynı şekilde deprem meselesinde de başka ülkelerde depremler yaşanıyor ama bizim ülkemizdeki kadar ölümler yaşanmadı, yaşanmıyor
nedeni gayet basit, adamlar sağlam binalar yapmış, sen kalkıp deprem bölgesinde yer alan bir binayı, sağlam yapmazsan ,elbette çöker, bu kadercilik değil ,bu insanları kandırmaktır, dolandırmak ve kul hakkına girmek demektir, trafik kurallarına uyarsın, dikkatli olursun, sonrası gene kaza geçirirsen ,o zaman şans ,kader der geçersin, bu olayı anlarım ama kurallara uymazsan ve kaza yaparsan, bu senin hatandır, işini sağlam yaptıktan sonra çıkacak sorunlara, kader ,şans, kısmet dersin ama işini sağlam yapmadan ,yaşanan kötü olaylara ,kazalara, kader şans kısmet demek yanlıştır
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)