Senin hatan sadece inançlarını saklamayan bir Müslüman olman değil. İki büyük hatan daha var. Bu hatalar, motosiklet yarışlarına katılmanda gizli.
Kenancım, biz otomotiv ve motorsporlarında geri kalmış bir ülkeyiz. Bizim otomobil, motosiklet üretmemizi, dünya markaları çıkarmamızı istemiyorlar. Bunun için motorsporlarından da uzak durmak zorundayız.
Çünkü insanoğlu aç gözlüdür. Motorsporlarına izin versek çok fazla pilot, sürücü çıkıp uluslararası platformda yarışmaya başlar. Şampiyon oluruz, İngilizleri, Fransızları geride bırakırız ama bir süre sonra bu başarılar yetmemeye başlar.
Akay Perker gibi açgözlüler “dünya şampiyonu olan bir sürü yarışçımız var ama bir tane Türk takımı yok!” demeye başlarlar. Takım kurmak zorunda kalırız. Bunlar yine susmaz. “Başkasının motosikletiyle, otomobiliyle yarışıyoruz, olacak iş değil” derler. Bu kez otomobil üretmek, motosiklet üretmek zorunda kalırız.
Türkiye’nin pilotları, Türkiye’nin otomobil ve motosikletleriyle şampiyon olmaya başlarsa yandık biz. Avrupa’daki, ABD’deki dostlarımız bize eskisi kadar çok otomobil satamaz. Daha kötüsü, yarışlardaki başarılarımız bizim onlara teknoloji satmamıza neden olur. ABD’deki otomobil markaları Türkiye’ye satış yapacağına, biz onlara satış yaparız. Bu olmaz, olmamalı. Türkiye bir pazar olarak kalmalı.
Biz neye inanıyoruz biliyor musun? Otomobil ihracatı yaptığımıza. Tüm dünyaya otomobil sattığımızı yazıyor gazetelerimiz. Arada bir bazı aklı evveller çıkıp sivrilik yapıyorlar ama onları umursamıyoruz, ne bilirler ki…
Hatalarından birisi bu. Bir hatan daha var.
Bak Kenan, motorsporları insanın kafasını çalıştırır, düşünmesini sağlar. Motorsporlarına gönül veren insanlar farkında olmadan aerodinami, motor teknolojileri, yazılım, bilgisayar sistemleri gibi teknolojileri öğrenmeye, üzerinde araştırma yapmaya başlarlar. Bu hoş değil. Düşünmemeleri lazım. Bizim taktiğimiz başka.
Biz şöyle yapıyoruz. Futbolu bilirsin, güzel bir spordur. Biz tüm memleketi statlarla donattık. Üç tane de büyük kulübümüz var, süper maçlar çıkıyor. İnsanları futbolla yönetmek o kadar kolay ki. Piyasada ne kadar geveze ve aylak adam varsa topladık. Kabzımallar, emekli hakemler, eski futbolcular…
Bunları çeşitli kanallara serpiştirdik, futbol yorumları yaptırıyoruz. Bir pozisyonun ofsayt olup olmadığını bir hafta boyunca tartışıyor bu insanlar. O kadar hararetli tartışıyorlar ki, herkes televizyon başında onları izliyor. Gazetelerin spor sayfası yok, futbol sayfaları var. Bu sayfalarda iki cümleyi bir araya getirmekten aciz adamlar köşe yazıları yazıyorlar. Maçları, kuralları, kulüpleri, futbolcuları yorumluyorlar.
Futbolu takip etmek için kafa çalıştırmaya, teknolojiyi takip etmeye gerek yok