Bütün masallarin sonunda prenses prensiyle evlenir ve mutlu sonun verdigi hazla rahatla uykuya dalariz.
Bütün ask filmlerinin sonunda esas oglan, esas kizi alir, ve film mutlu sonla biter.
Yani evlilik bir sondur.
Hayat orda biter.
Ne o masallarin, ne de filmlerin devami yoktur.
Ama hayat öyle degil.
Yani prenses prensle evlendi,
esas oglan esas kizla evlendi.
Ama sonra?
Isin bu tarafini hiç merak etmeyiz.
Bugüne kadar sorani da duymadim.
Mesela prenses, atina binip saraydan çikmak üzere olan prensine,
"lûtfen binmeyin o ata, ya düserseniz?!!!
demismidir acaba?
Sevgi ile bencillik arasinda enteresan bir iliski var.
Size bir sey olursa korkusu aslinda sadece size bir sey olursa korkusu degildir.
Arkasinda yatan baska bir korku vardir.
Gerçek korku budur.
O korku, sonra ben ne yaparim?
sorusunun arkasina saklanir.
Insanin kendine bile itiraf etmekten çekinecegi kadar yasak, ayip ama bir o kadar da gerçektir.
Bu size ne olursa olsun benim umrumda degil, asil sonra ben ne olacagim demek degildir tabi.
Size birsey olmasi umurundadir ama o serefsiz soru, bilinç altindan insani gidiklar.
Yani kadinlarin biz sizi çok sevdigimiz için korkuyoruz deyisinin arka plani budur.
Aslinda erkek için de aynisi geçerlidir.
Bu korku ruhu öyle sararki, sevdiklerimizi bir cendere içerisine alir ona dûnyayi ziyan ederiz.
Aslinda bir sevdigimizi kaybetmekten degil, onu kaybedince yasayacagimiz bosluktan, yoklugunun ruhumuza verecegi zarardan korkar hale geliriz.
Bunun bir adi da bagimliliktir.
Sigara gibi.
Günde iki paket sigara içen adama gik demeyip motosiklete binme ölûrsün diyen esin samimiyeti gibi.
Forumumuzda da bir çok örnek var çok arkadasimizi kaybettik ama ben buradan Fransa'dan bir örnek vererek farki bir bakis açisinin kapisini açmak isterim.
Bir kaç yil önce beraber sürdügûmûz ve ailecek de tanistgimiz bir arkadasimi saçma sapan bir kaza sonucu kaybettik.
Küçük bir çocugu vardi.
Karisi da motosiklet kullaniyordu.
Arkadasimin ölümünden sonra arada bir evini ziyaret ettim.
Bir gûn karisi beni bir köseye çekip,
lütfen bir daha motorla gelme dedi.
Ben bûyük bir suçluluk duygusu içerisinde düsûncesizligimden dolayi özûr dilerken, arkadasimin karisi bana sunlari dedi.
hayir yanis anlamani istemem.
Bir kaç gün sonra ben de motosikletime binip, normal hayatima devam edecegim.
EEE?
O zaman sorun ne?
Sorun su dedi.
Kzim seni her gördügünde,
anne,
babam geldi diye cama kosuyor.
Bu beni kahrediyor.
(Motosikletlerimiz renk ve tip olarak benzerdi.)
Iki gün önce yeni sezon açilisinin nasil olacagini konusmak üzere motorcu arkadaslarla bir araya geldik.
O kadin da ordaydi.
Esim bir ara ona su soruyu sordu.
Eger bugün geri gelse,
tekrar motosiklete binmesine müsaade edermiydin?
Hiç dûsünmeden
evet dedi.
Onun yasayan bir ôlü olmasindansa, tekrar ölmesini tercih ederim.
ask budur, gerisi sevgilinizden masallar.......
Dipnot:
Bu yil motosiklet üzerinde 35. senem.
Evliyim ve iki çocucugum var.
Motosiklete binmeyi de
eve dönmeyi de çok seviyorum....