Merhabalar..
Geçenlerde forumda bi yerlerde okumuştum şu sözü..
"Bir düşen motorcu vardır, bir de düşecek olan." Lanet olsun ki çok doğru bi sözmüş..
Artık bende akşam 21.40 civarı itibariyle, düşecek olan motorcudan düşen motorcuya terfi etmiş bulunmaktayım..
Öncelikle bende bi hasar yok, bu forumda anlatılan bütün bilgilere dikkat etmek gerek. Gerçekten.
Olayı kısaca özetlersem.
Akşam 9.30 gibi özel dersten çıktım, atladım motosikletime geliyorum..
Genelde en sık kullandığım yol biraz trafik açısından sıkışık diye uzun ama keyifli ve daha güvenli (boş) olan yoldan gideyim dedim.. -demeseydi-
İşte ana yoldan geliyorum ara yoldan bağlantı var oraya giricem. Sağa yaklaştım, yavaşladım, sağa sinyalimi verdim. Kontra tekniğiyle hafif yatırarak (scooter olduğu için zaten fazla yatırmıyorum) dönmeye başladım o yola doğru.
Şöyle standart bi yol..
..................................|^ |
..................................|| |
_____________________|| |____________________________________
..................................|------<----------
__________________________________________________ __________
Kroki gibi oldu ama idare edin artık..
Kapalı şekilde döndükten sonra yolun boş olduğunu gördüm, devam ettim dönüşe..
al
Tam döndüğüm anda ana yoldan itirbaren 2-3 metre ileride -hala- ne olduğunu anlayamadığım bi karaltı gördüm yerde. Tahminimce ya bi arabadan akan benzin, yağ ya da dökülen su veya herhangi bi sıvıydı.. -çölde takılan kutup ayısı da olabilir- Karaltıyı görünce ön teker kayar diyip te hafifce arka freni sıktım ama.. Motor dönme aşamasında olduğu için ön teker karaltıya girdiği anda bi anda kaydı, toparlamaya çalışırken arka teker de aynı oranda kaydı karaltıya girince ve motosiklet sağa yattı altımdan kaydı gitti (ya da heyecandan bi an bi refleksle kendimi üzerinden ittirdim motosikletin) 2-3 metre kadar sürüklendi..
Ben ilk devrildiği anda sağ dizimi yere çarptım sonra öğrendiğim düştüğünde kendini düştüğün ana bırak olayıyla hiç hareket etmedim o ivmeyle sonra sola yuvarlandım ve kaskımın sol tarafı yere sürttü..
Ayağa kalktım bi an herhalde düşünce etrafımda döndüğüm için belim ağrıdı (pek sportif değilim vücut biraz ham) kalktım üzerime baktım, dizime baktım hiç bişeyim yoktu sadece tozlanmıştım.. Bi korkuyla ve üzüntüyle 2-3 metre uzağımdaki motora koştum ağlıycaktım sinirden..
Kaskı çıkartıp yere koydum.
Sakince kaldırdım, açılan seleyi kapattım yan ayağa kaldırdım motoru, baktım kopan ön fren şeysini yerden aldım selenin altından düşen belgeleri topladım kenarda durup sakinleştirdim kendimi..
Motora bakamadan eve geldim evin önündeki ışıkta inceledim sağ ön taraf çizilmişti yerde sürüklendiği için şansıma çarpma sert düşme olmadığı için kırılan kopan parça yoktu fren kolu dışında.. Artçı ayak koyma yerinin plastiği az bişey erimişti..
Eve çıktım üzerimi incelerken çok sevdiğim montumun sol omuz kısmında yırtılma olduğunu gördüm..
Sıcağı sıcağına anlamamışım eve gelip üzerimi çıkartınca dizim, belim ve sol omzum hafif ağrımaya başladı, hemen dizime ve omzuma buz koydum üzerimi çıkartıp inceledim hiç bi çizik sıyrılma yoktu üzerimde.. Omzumu da herhalde motoru kaldırırken ters bi hareket yapınca incittim..
Üzüldüğüm nokta, motosiklet, mont, ayakkabının kenarındaki hafif yırtık ve çok temkinli kullanan benim b.ktan basit bi hata yüzünden düşmem oldu..
Sevindiğim nokta, motorda çok büyük bir hasar olmaması ve aldığım önlemler ile bana bişey olmaması..
Aldığım dersler, verecek olduğum dersler, Motosiklette ekipmanın çok önemli yere sahip olduğu.. Burada yakınan, bağıran, gerektiğinde sizi azarlayan.. Genç, yaşlı, orta yaşlı, tonton, genç hisseden herkesin boşa konuşmadığı..
Üzerimde tam ekipman yoktu, kafamda kask, elimde korumalı eldiven, üzerimde gayet kalın içi tüy dolu montum (ki montun içine de kat kat giyinirim), altımda eşortman ve altında içlik, ayağımda da standart bir bot vardı..
Kask olmasa çok farklı bir yüzle hayatıma devam ediyo olacaktım, veya acilde "kafa travması ameliyathaneyi hazırlayın" diye bağıran doktorlar arasında sedyede olacaktım..
Korumalı eldiven olmasaydı, standart, yün veya deri eliven olsaydı, ya da hiç eldiven olmasaydı (ki aynı hesap) ellerim kan içinde derimin birazını asfalta bırakmış olacaktım..
Montum kalın olmasa ve altında kat kat giyinmeseydim (ki hep öyle binerim) omzum soyulacak, derimi asfaltta bırakacaktım belki kolum kırılacaktı..
Belki şanstı ama eşortmanın altında içlik olmasa daha kötü şeylerde olabilirdi..
Özellikle kaskın, motosiklet montunun, dizliğin ve korumalı eldivenin önemini ayrıntılı olarak anlamış bulunmaktayım..
Öncelikle mont ve dizlik bakmak olacak ilk işim..
Sırt çantam ve test kitaplarımın da yararı oldu aslında biraz..
Şu an hala dizim ve belim ağrıyor ters hareket ve ilk darbeden.. başka da bi hasarım yok..
Siz siz olun korumalıksız bakkala bile gitmeyin..
Ben gitmedim yararını gördüm..
Ha bazı teknikleri de buradan araştırıp bilmeseydim kazam, düşüşüm ve sonrası çok daha kötü de olabilirdi..
Sevgiler saygılar, çok çok teşekkürler..
---------- Post added at 17:23 ---------- Previous post was at 17:18 ----------
Yolu pek çizemedim MT sistemi sağ olsun ne çizdiysem bozuldu.. İşte düz yolda sağa dönüş kısaca anlatıcak olursam..