Banami oyle geliyor yoksa Amerikada Japon arac patlamasi mi yasaniyor. Resimlerde Japon araclar baskin cikiyor. En sondan 2. resimdeki Hyundai reklam goruntusu de cabasi
Banami oyle geliyor yoksa Amerikada Japon arac patlamasi mi yasaniyor. Resimlerde Japon araclar baskin cikiyor. En sondan 2. resimdeki Hyundai reklam goruntusu de cabasi
[COLOR="Red"]Motorculuk saygi ve cilginligin arasindaki ince cizgide gitme beceresidir[/COLOR] Suzuki GS500 Gitti / Ducati Monster 900 Gitti / BMW F650 GS Gitti
şu reklam panoları ne kadar güzel ya
Peki şu The Ride Otobüsüne bindinmi çok güzel etkinlikleri var sanırım :=)
http://www.experiencetheride.com/
https://www.youtube.com/alifeyizoglu
Doğru, öyle! Toyota ve Honda delisi Amerikalılar. Bizim Türkiye'de "servet" döktüğümüz Amerikan araçları burada "tüketici reytingleri" düşük olduğu, çok arıza çıkardığı vs gerekçesiyle yerden yere vuruluyor. Burada servis bakımlarında işçilik ücreti bel büküyor. Kimse arıza çıkaran araçlardan hoşlanmıyor. Çıkma parça yok gibi birşey. Herşeyi yenisiyle değiştirmeye çalışıyorlar o da maliyet getiriyor.
Resimleri Görmemişim Güzel Resimler..Taaa amerigalardan....
2020 'Tracer 900 İcon Blue
Binmedim. Kendi kendime gezmek daha çok hoşuma gidiyor benim. Ama New York'ta başka bir gezimde yaptığım birşey vardı, onu tek geçerim! Helikopter turu! Unutulmaz birşey oluyor. Sadece 10 dakikalık olanına bindim ama muhteşemdi...
Times Meydanı'nın en büyük numarası bu panolar
Ahh suziki Ahh...Bide yanına Hayabusa olsa tam olurdu...
Merhaba,
Amerika'da ehliyet almam tam bir çileye dönüşmüştü. Önceki yazıları okuyanlar anımsar Bu yazının son bölümünü yazmadan araya başka konular girmişti. Şimdi nihayet tamamladım. Sayfada... Yorumlarınızı ve katkılarınızı esirgemezseniz çok sevinirim. Sesli dinlemek isteyenler için seslendirmeyi de ihmal etmedim.
Dikkat! Bu Yazı Baş Dönmesi Yapabilir! http://blogs.voanews.com/turkish/sel...esi-yapabilir/
Yazıdan kısa bir bölüm:
"Her zaman olduğu gibi, Amerika’da günlük yaşamın vazgeçilmezi olan “sıraya girme”, “sakince bekleme” gibi önce bünyeyi gıdıklayan sonra da alışkanlığa dönüşen tutum ve davranışlar eğitim sırasında da hakim tabii. Benim yine “yılların sürücüsüyüm” havalarına girip işareti beklemeden gazı açtığımı, yavaş gitmekte zorlandığımı gören kurs hocalarım bakışlarıyla dizginliyorlar taşkınlığımı kısa sürede. Tuvalete gitmek, su içmek için falan ara veriliyor sanıyorsanız yanılıyorsunuz! Yani veriliyor da tam 2 saat sonra. O aralarda değmeyin havama yine. Herkes benim motosiklet kullanmayı önceden bildiğimin farkında. Çeşit çeşit sorular soruyorlar. “Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler” misali gerine gerine anlatıyorum ben de… Hayatımın en güzel dakikaları yine. Düşünün: Ben, kalabalıklar önünde konuşma fırsatı ve konu da hayatım, canım motosikletim!"
Haftasonu yaklaşıyor. Burada meşhur Chesapeak Körfezi var. Onun kenraında meşhur bir adacık bulunuyor. Haftasonu oraya gidip sizin için bol motor, tekne fotoğrafı çekmeyi planlıyorum. Siz de gezilerinizi paylaşın, olur mu?
Bizde de böyle eğitim ve sınavlar olsa, 2 kuka arası git gel yaptırıyorlar sadece..
İkinci el Dragstar alacaksanız bknz: http://www.motosiklet.net/forum/motosiklet-modelleri/44545-yamaha-dragstar-xvs-650-kullanicilari-bilgi-paylasim-basligi-12.html#post2100035
Çok teşekkürler. Arasıra duymak iyidir ;)
---------- Post added at 10:49 ---------- Previous post was at 10:46 ----------
Sanırım şimdilerde özel sürücü kurslarında benzer şeyler var. Ama daha fazla olsa iyi olur tabii. Bu arada bu kadar eğitime rağmen burada kaza oranları da hiç düşük değil. Rakamları yazacağım. Şaşırtıcı...
Paylasim icin tesekkürler...
Tugrul usta ile konusup bir haftasonu Amerikanya da turlariz artik...
Hayatin icin bir saniyeni harca.
Hayatini bir saniye icin harcama.
egitimsizlik en kötü şeydir,egitim şart,egitmek şart nerde olursan ol,egitim almadan trafige çıkartmamalı canlıları
paylaşımlar güzel kolay gelsin
Hızlı bir Rider olmak için hızlı bir motor yetmez! o hızı yapabilecek (g..) yürek te lazım.. GHOST RİDER
Ne heyecanlı olurdu değil mi? Ama böyle mucizevi birşeyi yapacak olsak da Amerika'daki ilginç (!) kurallara takılırdık. Kendi motorunuzla girecekseniz ya sigorta yaptıracaksınız ya da belli eyaletlerde 500 dolara varan 'sigortam yok' ödemesi! Sonra başkasının motoruna, onun sigortasında adınız yoksa binemezsiniz vs vs...
Bu hafta- kısmetse- bu konuyu yazacağım. Çok ilginç bulabilirsiniz. Sayfaya beklerim ;) (http://blogs.voanews.com/turkish/selin/)
Washington'dan sevgi ile...
Selin
Herkese hayırlı Ramazanlar...
Buralarda o güzel iftarları özlememek mümkün değil. Eş-dostla iftar kadar güzel az şey vardır. Benim için de tadını çıkarın lütfen...
Yurtdışında yaşamanın iyi ve kötü yanları var şüphesiz. Kötü yanlarından birisi de o ülkeye ilk gitiğinizde çevrenizdeki herkesin sizi en basit konuda bile yanlış yönlendirebilecek kadar karmaşık bilgiler vermesidir Kötü niyetle mi yaparlar, yoksa o kadar mıdır kapasiteleri bilinmez Benim de başıma geldi elbet. İlk birkaç ay insanların dediklerini dikkate aldıktan sonra kendi sorularımın yanıtlarını kendim bulmam gerektiğini anladım. İyi ki de yapmışım.
Araba ya da motoruma sigorta alma konusu da bunlardan biriydi. Başkalarına baksam hiçbir şeye sahip olamazdım Bu konudaki tatlı tecrübelerimi yazdım sayfada en son. Amerika'da yaşam hakkında genel bilgiler de mevcut. Belki içinizden birilerinin bu kısmı da ilgisini çekebilir.
(Hala bilmeyenler için adres http://blogs.voanews.com/turkish/selin/ )
Bir hayatta kalma klavuzu ;) Kısa bir alıntı:
"“Kızım 4 tekerlek varken ne yapacaksın iki tekerle?”, “Sen küçükken de korkusuz bir çocuktun. Ağaç tepesinden inmezdin”, “Hahaha, Selin bunun airbag’i de yok bak ha!”, “Selin, İstanbul’da motora mı binilir. Bu işyeri böyle yaptı kesin seni. Çıldırdın sen!”, “Motosiklet mi alacaksın? Yaaaa, tabi tabi…”
Hayır delirmedim. Bu benim iç sesim falan değil. Motosiklet alma ve bir motosikletçi olma kararı aldığımda ailemden, arkadaşlarımdan duyduğum cümlelerden bazıları bunlar. Kimse onay vermedi anlayacağınız. Temel odak noktaları ise “motorda başıma birşey gelirse ilk darbeyi alacak olanın arabalarda olduğu gibi muhtemelen kaporta olmayacağı, vücudumun direk kaporta görevi göreceği gerçeğiydi. Evet, üstelik haklıydılar da! Motorda airbag de yoktu!
...
Şöyle özetleyeyim: Sisteme genellikle önce araba alarak giriyorsunuz. Sonra başlıyor bir çift göz sizi gözetlemeye… Yeterince dikkatli bir sürücü müsünüz? “Dur” tabelasında “tam duruş” yapmayıp ceza falan aldınız mı? Hız sınırını aşma cürretini gösterecek kadar aklınız başınızdan hiç gitti mi? Hele hele alkollü araç kullanmaya çalıştınız mı? (Hatırlatayım, çoğu eyalette alkollü yakalanmanın cezası hapis. “Amirim arkadaşlarla takıldık azıcık”, “Şişede durduğu gibi durmuyor valla. Ben yaptım siz yapmayın” gibi halis muhlis bahaneleri de hiiiç mi hiç dinlemiyorlar, haberinize…) Bu soruların yanıtlarına göre sigorta priminizde Japon NIKEI endeksi gibi iniş çıkışlar görmeniz mümkün. Ya da güncel örnek olsun. Dow Jones diyelim Yanlış duymadınız! Diyelim bir kırmızı ışıkta geçme cezanız var. Sigorta şirketiniz “Aaa sen yeterince güvenli sürücü değilsin. Risk faktörü yüksek bir arkadaşımızsın. Sigorta primini bunu yansıtacak şekilde artırıyorum” diyebiliyor! Gel de güvenli sürücü olma, değil mi ama?
..."
Daha devamı var... Kolay kurtulmak yok ;) Bir de Burgy 400'ümle (satılmayı bekliyor) resmimi ekliyorum ;)
Keyifle okumanızı dilerim.
Selin
Son yazıma yorum yapmamış olmanızı gayet görmezden gelerek size birşey anlatacağım ))) Sessiz de kalsanız aranızda yazılarla ilgilenenler olduğunu biliyorum. Sessiz çoğunluğumsunuz siz benim
VOA, Motosikletli Kız'ın gördüğü ilgiyi "dikkate değer" bulmuş olacak ki benden bir "tanıtım" çekimi yapmamı istediler. Türkiye'de yayınlanması muhtemel. Ama genelde burada özene bezene çektiğiniz şeyler öyle bir montajlanır ki tanıyamazsınız! O yüzden iyi birşey çıkarsa sizle paylaşmak isterim. Çıkmazsa yok sayarız
İşin komik yanı bugün Washington'da havanın asfaltta "biftek" yapabilecek kadar sıcak olması Kask, eldiven, mont... Biran için "nefes alamıyorum" diye düşündüm. Karşımda kamerayı gören turistler çekimde bizi bir türlü rahat bırakmadılar. "Hangi kanal?" diyenler, tam anonsun ortasında önümden geçip el sallayanlar )) Tam cümbüştü. Ama motor her zamanki gibi "bir ömre bedeldi". Motorda gazı açtığınız anda size verdiği hissin her seferinde bu kadar güzel olması sizi de şaşırtmıyor mu????
Sevgiler,
Selin
Motosiklet tutkusu olan bir öğrenci olan.. Ve doğal olarak motosiklet için çabalayan biri olarak kıskandım.
Nazar değmesin.
Herkes istediği motora sahip olsun inşallah. O bekleyişi iyi bilirim. "Nazar değmesin" demeniz ayrı hoşuma gitti. Biraz olumlu enerjiye ihtiyacım var bu aralar ;) Teşekkürler...
Türkiye'de bu motosiklet bana ulaşılmaz geliyor. 650lik olan tam ihtiyacım ama dediğim gibi, Türkiye şartlarında ne benzine ne de bakıma para yetişir.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)