Bu yüzden Honda Eğitim kursu diyoruz.
Bu yüzden Honda Eğitim kursu diyoruz.
@yesewi sana sonuna kadar destek veriyorum bu konuda
Mrb,
Güç=tehlike denklemi çok kapsamlı ve bu forumda sürüş bilinci ve kalitesini arttırmaya yönelik yorumlarının takip edilmesi gereken bir konu. güçsüzlük=tehlike denklemi bile bu konuya dahildir.
Bazen sayfalarca okuyoruz da tek bir kelimeyi-bir cümledeki yorumu dikkate alıp eve sağ salim gitmemizi sağlayabiliyoruz. O gün - o an öğrenilen ise ondan sonraki dönemde artık tehlike kütlesindeki düşmanlardan bir birim dâhi olsa eksilmiş oluyor.
Hızın kontrol edilmesi, fren olmadığı halde hızın bir dirhem azaltılarak veya tam tersi gazın bir dirhem arttırılarak tehlikeyi savuşturmak bir gerçektir.
Bu başlık altında memleket kullanıcısına uygun hitabet seçilerek faydalı bilgi verme çabası var. Aynı konuda benim okuduğum çeviri bir performanslı moto sürüş eğitimi üzerine kitapta aynı konuda gazı kesmeden-dirhem bazında azaltarak ve freni bazen de kullanarak viraja giren dünya şampiyonu pilotlar örnek verilmiştir ve istisnai beceri oldukları da dile getirilmiştir. Bu örnek ise pist koşulunda kullanılan tekniğin performans sürücü için de kullanılabilir olduğunu bu yüzden de gaz kolunu kullanmayı öğrenmekten geçtiği belirtilmektedir. Bunu eğtiminin ise samimi biçimde en küçük birimde gazı arttırma - azaltma çalışmasından geçtiğ, çalışma faturasının da bilekde dayanılmaz ağrıya sebep olduğu belirtilmektedir. Aynı sonucu daha az bilek ağrısı ile elde etmenin ise ilerleme işratei olduğu sonuccu doğal olarak çıkmaktadır.
Diğer taraftan bu yöntemin kullanımı zincir-motor üzerinde ani saldırı yorgunluğuna mahal vermemekte, motor-zincir ömrünü arttırmakta olduğu belirtilmektedir.
Diğer taraftan bu dirhem ölçütü meselesi her motorun gaz kolu ve kullanıcısı için sabit değilse de tanımı motora ivme veren en küçük birim olarak değerlendirilebilir.
Syg.
---------- Mesajlar birleştirildi - 18:39 ---------- bir önceki mesaj zamanı 18:27 ----------
Mrb,
Arkadaşlar Honda Eğitim Merkezi eğitimi DEĞİL eğitim önemli. Sonra imkanı veya o programa uygun zamanı olmayanlar kendini güvende hissetmiyor. Kaldı ki yine çok değerli bu işe gönül vermiş eğitmenler var. O da olmadı bu forumda veya çevrenizde güvendiğiniz birileri bile size yardımcı olabilir. Üstelik ve belki de parasız. İmkanlarımızı kendimiz yaratalım. Param yok zamanım yok eğitimim eksik demeyelim.
Syg.
Hocam bir noktayı atladığın için sürekli savunuyorsun aynı konuyu.
Doğru diyorsun, tehlikeli olan biziz, hatayı yapan biziz. Motosiklet kendi haline bırakıldığında, sadece yana devrilip karenajlarını çizer o kadar...
Ama atladığın nokta şu...
Ya bizim dışımızda gelişen olaylar, başkalarının yaptığı hatalar...
daha da önemlisi mekanik problemler vs vs...
Beklenmedik durumlarda... 4 tekerlekli bir araç ile, 2 tekerlekli bir aracın vereceği tepkiler ve sonunda karşılaşacağın sonuçlar aynı değildir.
Gel bir hayali senaryo yaratalım.
50 ile giderken dağ yolunda fiti fiti. Kocaman ağaç devrildi önüne. 5m önüne.. bir anda.. önceden görüp fark edemeyeceğin bir şekilde...
4 tekerlekli araç 50 ile giderken... tok! çarparsın.. oturursun yerine..
2 tekerlekli? hoğp diye uçarsın üstünden...
hangisinin muhtemel sonuçları daha vahim olabilir... hangisinde ciddi bir yaralanma ihtimali %1 bile olsa daha yüksektir...
işte o araç daha tehlikelidir..
HAYATINDA 1dk ICINDE ARDINDA BIRAKIP GIDEMEYECEGIN HIC BIR SEY OLMASIN...
Kapasitesi aynı olan bir otomobil sürücüsü ile bir motosiklet sürücüsünden hangisinin zarar görme olasılığı daha yüksektir? Tartışmaya bile gerek yok bence.
Yalnız bu konunun açılışındaki temel kaygıyı doğru anlamak lazım: Hatayı kendimizde arar isek, zarar görme ihtimalimizi minimize ederiz.
Hatayı kendimizde aramayı bir alışkanlık haline getirmek, kendimizi geliştirmek adına atabileceğimiz en olumlu adımdır. Yalnızca motosiklet ile ilgili de değil, her konuda bu böyledir aslında...
Bence burada yazılanların özeti şu:
I'm all alone, I smoke my friends down to the filter...
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
ya biraz da anlatilmaya çalışılan kısmı anlasak herkez lafi biryere çekeyim diye kendini zorlamış. oocan abi yazdıklarını zevkle okuyorum anlatmaya çalıştığını anlıyorum. seni bu froumda daha çok görmek istiyorum TEŞEKKÜRLER.
he ben 1000 lik bir ss e binermiyim binmem. motora zevk için biniyorum. tın tın tın geziyorum
hyosung gv 250
sn.oocan'a katılıyorum ve teşekkür ediyorum, anlaşılır ve net bir yazı olmuş.
---------- Mesajlar birleştirildi - 18:52 ---------- bir önceki mesaj zamanı 18:43 ----------
kırmızı yazıda söylenen harfi harfine doğrudur, supersportlar gaz kapatışlarında kasılarak yavaşlar, vitesi küçülterek ön frene, arka fren takviyesi yaparak! (arka fren tek başına etkisizdir, ısrarcı olursanız kilitlenir.) duruş gerçekleşir. virajlarda belli vites ve devirle girip çıkmak gerekir, bununla birlikte lastiğinizin ısınma süresini bile hesaplamanız gerekir, üzerinden geçtiğiniz su birikintisi bile lastiğinizi soğutup bir sonraki virajda lastiğinizin tutunamamasını sağlar... konsantrasyon, kombinasyon ve güçlü refleksler gerektirir kısacası bütün motosikletler.
Ortaokul'da Türkçe sınavlarında sorulardan biri istisnasız "konunun ana fikri ve teması nedir ?" şeklinde olurdu. O zamanki aklımızla birşeyler karalardık Ancak asla bu tarz bir sorunun neden sorulduğunu anlayamadım. Taa ki bu konuyu ve altındaki bazı yorumları okuyana kadar.
"Geçmişini hatırlamayanlar onu tekrardan yaşamaya mahkumdurlar". -Santayana
Konu biraz eski ama bende birşeyler söylemek istiyorum.Bazılarına katılıyorum bazılarına katılmıyorum.Motosiklet sürücüsü olarak her zaman hatayı kendimizde aramalıyız ve bu duruma çok iyi değinilmiş yazıda fakat çevresel faktörler bazen biz ne kadar iyi olsakta bizi tehlikeye sürükler.Motosikletin hızlısıda tehlikelidir yavaşıda.
Şu fren konusuna gelecek olursak hiç ama hiç katılmıyorum.O cümlede anlatılan pistlerde yarışan bir sürücüdür.Uzun yolda yada pistte evet profesyonel altındaki makinaya hakim biri bu şekilde kullanabilir fakat şehir içinde bu bir işe yaramaz.Şehiriçinde trafik çok değişkendir ve freni sadece kırmızı ışıkta motosikleti sabitlemek için kullanıyorsa galiba ortalama hızı 10-20 km/h'dir.
Çok güzel yazı ve anlatmak istediği çok doğru fakat aralardaki birkaç cümleye sırf orda yazıyor diye ne yazık ki inanamam.
insan kusursuz değildir, tabiki hata yaparız! motosiklette de hata demek risk demektir! eğer mümkün olduğunca kendi hatalarımızı egolarımızı yanlışlarımızı yok ettiğimiz taktirde risk minimuma düşer, tamamen yok olmaz. bunun üzerine el-göz-kulak-vucüdumuzun bir çok noktası... bunun kombinasyonunu sağladığımızda ise başkalarının sebep olabileceği hatalardan da uzaklaşma gibi imkanımız olur.
motosikleti hergün kullanıyo olsak, birgün düşebiliriz.
arabayı hergün kullansak birgün, kaza yapabiliriz.
uçağıda hergün kullansak birgün, düşürebiliriz. riski yok edemeyiz ama en minimuma çekebiliriz.
viraja girerken sağına soluna bakmayacaksın, birşeyin düşse a düştü diyip bakmaya yeltenmeyeceksin, viraja girdiğinde görebildiğin en son uç noktaya bakıcaksın, ve emin olamadığın zaman tedbir alacaksın, motosikleti bu yüzden seviyorum vücudumla kullanıyorum, aklımla reflekslerimle hislerimle kullanıyorum, kendimle tanıştırıyor, kendimle yüzleştiriyor, barıştırıyor.
güçlü motor her zaman daha güvenliidr çünkü bunu kendi motorumdan biliyorum 150 cc lık cross motorum var sankı yolda kalacakmı gıbı hısseiyorum hep kendimi atak deil bi kamyon yada araba cıktıgıında onume hemen yan şeride geçip kaçacak kadar güvenli hissedemiyorum kendimi bu yüzden hep büyük bi makina istiyorum bu arada cross asfaltta tutmaz lafı tamamen doğru
DÜŞ PEŞİME....
Ne kadar güzel söylediniz..viraja girerken sağına soluna bakmayacaksın, birşeyin düşse a düştü diyip bakmaya yeltenmeyeceksin, viraja girdiğinde görebildiğin en son uç noktaya bakıcaksın, ve emin olamadığın zaman tedbir alacaksın, motosikleti bu yüzden seviyorum vücudumla kullanıyorum, aklımla reflekslerimle hislerimle kullanıyorum, kendimle tanıştırıyor, kendimle yüzleştiriyor, barıştırıyor.
Aynı durumu bende yaşıyorum.200 CC'lik cross motosikletim var birkere uzun yol yaptım bazen gerçekten zorlandım.Şu aralar satıp daha yüksek CC'li makina almak istiyorum ve önceliğim güvenli sollamalar için gerekli hızlara çıkması.güçlü motor her zaman daha güvenliidr çünkü bunu kendi motorumdan biliyorum 150 cc lık cross motorum var sankı yolda kalacakmı gıbı hısseiyorum hep kendimi atak deil bi kamyon yada araba cıktıgıında onume hemen yan şeride geçip kaçacak kadar güvenli hissedemiyorum kendimi bu yüzden hep büyük bi makina istiyorum bu arada cross asfaltta tutmaz lafı tamamen doğru
Bu cümleden herkes bir çıkarım yapmış kendince. Anlatılmak istenen şeyin teknik kısmı doğru; gazı kapatırsanız motor kompresyona girer ve yavaşlarsınız. Ancak anlatılmak istenen şey tam olarak bu mu acaba ?
Caddede sabit gazla güzel güzel seyrediyorsunuz, 100-150 metre kadar ileride kırmızı ışık yandığını gördünüz ve yavaşlamak istiyorsunuz.
Doğal olarak fren kullanırsınız değil mi ?
Hemen şu sahne geldi aklıma:
http://www.youtube.com/watch?v=7ypZSJ2_RDY
"Eğer konuşamıyor olsaydın, bir telefon ne işe yarardı ?"
Peki ya frenleriniz olmasaydı ? Burada bahsetmek istediğim fren arızası değil. benim çıkarımım 'eğer yavaşlamanız gerektiğinde bunu frenleriniz olmadan yapabilecek kadar öngörülü bir sürüş gerçekleştiriyorsanız, gerçekten frenlemek zorunda kaldığınızda daha güvende olacaksınız' şeklinde oldu.
"Geçmişini hatırlamayanlar onu tekrardan yaşamaya mahkumdurlar". -Santayana
denklemin doğrusu şöyledir
güç*bilinçsizlik=tehlike katsayısı
lakin bilinçsizlik hiçbir zaman sıfıra eşit olmaz!
o bariyerlere yüksek hızlarda (100+)araba dahi çarpsa sonucunu tv lerde haberlerde görüyoruz. Yani bariyerler araba-motosiklet affetmiyor.
güçlü motorda hızlanmak ve durmak scooter ve benzeri motorlara göre çok daha çabuk olmaktadır. canlı örneklerini bi kaç defa kendim yaşadım. önume anıden dıreksıyon kıran araca carpmamak ıcın gazı acıp sıyırma taktıgı ıle kurtuldugum oldu. Eğer dah agucsuz bır motor olsaydı sıyırmayı yapamayıp frenle bırlıkte arabanın kapısından gırebılırdım.
Ayrıca kaldırımda yururken veya durakta beklerken ınsanların uzerlerıne araba veya otobus cıkabılıyor. Ozaman yürümekte tehlıkelı degıl mı?
biraz klasik olacak ama KONTROLSÜZ GÜÇ , GÜÇ DEĞİLDİR...
ARTİSTLİĞİN SONU FİGÜRANLIKTIR...
Gerçekten doğru bir tespit.Öngörülü bir biçimde giderseniz frene o kadar az ihtiyacınız olur ve frene ihtiyacınız olduğu zaman güvenli bir şekilde frenaj yapabilirsiniz.Uzun yolda elini frene değdirmeden bile uzunca bir süre gidilebilir bu yetenekle ama o cümlede bütün şartları kapsaması tepkilere neden olmuş olabilir.
Bir noktaya daha değinmek isterim, ne kadar az fren kullanırsanız o kadar az yakıt tüketirsiniz... Birlikte sürdüğüm arkadaşlar sık sık nasıl olup ta 650'lik motorla 250'likler kadar az yakıt tükettiğimi sorarlar. Cevabım basittir: Çünkü ben neredeyse hiç fren kullanmıyorum.
I'm all alone, I smoke my friends down to the filter...
"Dünyanın sorunu, Akıllılar hep kuşku içindeyken, aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır." B.Russell
"Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür; ve bir orman gibi kardeşcesine" Nazım Hikmet
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)