[b]Kaza sonucu, isteyerek ya da yerçekimine karşı koyamadıkları için düşenler... Düşmeyi, hata sonucu oluşan bir kaza anı olarak yorumlayıp geçmeyin. Kimi zaman ufak tefek sıyrıklarla atlatılsa da, ciddi sakatlıklara, ölümcül kazalara yol açmamak için düşmeyi iyi bilmek gerekiyor.
Peki insanlar neden düşer hiç düşündünüz mü? Vücudun dengede durmasının aslında basit bir mantığı var. İnsanın ağırlık merkezinden geçtiği varsayılan doğrunun, ayaklar omuz genişliğinde açıkken tam orta noktaya denk düşmesi gerekiyor. Bu sayede insanoğlu kendini hayvan türünden ayıran iki ayak üzerinde durabilme yeteneğine sahip oluyor. Böylece vücut dengede duruyor, aksi halde bu denge bozuluyor ve düşme gerçekleşiyor.
Sporcu psikolojisiyle ilgilenen uzmanların, sporcuların yarışmalarda neden düştükleri üstüne geliştirdikleri kuram çok hayli ilginç. Uzmanlar, sporcuların düşmesini, ailede yaşanan bir tartışmanın ya da başka kişisel sorunların bir tür dışavurumu olarak yorumluyorlar. Öte yandan sporcu, kariyeri için çok önemli olduğunu düşündüğü yarışmalarda bu tip aksilikler yaşamıyor.
Çünkü tümüyle yarışmaya konsantre olan beyni, bilinçaltını bastırarak motivasyonunu bozacak düşüncelerin ortaya çıkmasını önlüyor. Düşmenin bir başka nedeni ise, vücudun yeterli miktarda su almaması ve susuzluktan kaynaklanan yorgunluk hissi. Bitkin düşen merkezi sinir sistemi bu durumdan öylesine etkilenebiliyor ki, bazen basit bir yürüme hareketini denetleyecek sinyalleri bile vücuda gönderemez hale geliyor.
Bazen beyni normalden fazla konsantrasyona zorlamak da düşmekle sonuçlanabiliyor. Beyin bu aşırı yüklenmeden kısa zamanda yoruluyor ve en kritik anlarda sporcunun zorlanmasına yol açıyor.
Düşmenin en sık görüldüğü spor dallarından biri de motor yarışları. Uzmanlara göre motorcuların başına gelen düşmelerin iki nedeni var: hızı artırmak için yanlara normalden fazla yatmak ya da bir dönemecin henüz başındayken yapılan ani fren. Bu hareketlerin sonucunda yerle olan temas kesiliyor ve sürücü motoruyla birlikte kaymaya başlıyor.
Bu tip düşmeler zararsız olarak nitelendiriliyor. Ancak, motorun aşırı hız yüzünden yoldan çık-tığı durumlarda, denetimsiz bir şekilde oradan oraya savrulmak ciddi sakatlanmalara yol açabiliyor.
Düşmeyi en az hasarla atlatmanın püf noktası, vücudu içgüdülerin yönlendirmesine bırakmak. Bu nedenle, hemen hemen tüm spor dallarında düşmelere karşı alışkanlık kazanmak için özel egzersizler yapılıyor. Çoğu zaman, hafif düşmeler bile ciddi sakatlanmalara yol açarak, sporcunun kariyerini bitirebiliyor.
O nedenle, nasıl düşüleceğini bilmek yaşamsal bir önem taşıyor. Paralel bar ya da kayak sporu gibi cambazlık gerektiren spor dallarıyla uğraşan sporcular, yarışma öncesinde antrenman yaparak, düşmelerine yol açan eksikliklerini ve bunları nasıl giderebilecekleri üstünde çalışıyorlar. Asıl amaç, sporcunun vücudunda biriken kinetik enerjiyi bir defada boşaltmasını sağlamak.
Dik bir şekilde gelişen düşme hareketine yön vermeye çalışmak seri hareketler gerektiriyor. Ayrıca biraz da anatomi bilmekte yarar var. Denetimli bir düşüş için, vücutta bazı organların diğerlerine göre yerle temasta önceliğe sahip olduğunu bilmek gerekiyor. Örneğin, yere önce sırt değerse, düşme daha kolay denetleniyor
[b]
Hafif ya da ağır yaşanan bir düşüş öyküsünün sonuçları ne olabilir hiç düşündünüz mü? Sporcular için düşmek, çoğu zaman spor yaşamlarının bitmesi anlamını taşıyor. Özellikle rakip takımın ördüğü etten duvarı aşmaya çalışırken, ciddi sakatlıklar geçiren Amerikan futbolcuları, bazen o kısacık düşüş anında yaşadıklarının faturasını yaşam boyu ödemeye mahkûm olabiliyorlar.
Darbelere karşı korunmak için giydikleri zırhı andıran giysilere rağmen, Amerikan futbolcularının büyük bir kısmı baş bölgesine ilişkin ciddi rahatsızlıklar yaşıyor. Amerikan Nöroloji Derneği'nin bir araştırmasına göre, spor kariyeri boyunca en az bir kere beyin sarsıntısı geçirdiğini belirten oyuncuların oranı %60 iken, üç ve üç kereden fazla sarsıntı geçirenler %26 oranında.
1.100 eski Amerikan futbolcusu arasında yapılan araştırmanın bir başka aşamasına göre, kask kullanmasına rağmen, şiddetli bir sarsıntı sonrasında, oyuncuların kısmi hafıza kaybı, kon-santrasyon bozukluğu, işitme zorluğu, el ve ayaklarda titreme gibi sinirsel kaynaklı başka rahatsızlıklardan da yakındığı ortaya çıkmış.
Bu araştırmanın sonucunda ulaşılan ciddi veriler nedeniyle, sarsıntıların insan vücuduna olan zararlarını daha iyi teşhis edebilmek amacıyla, halen spora devam eden kişiler üzerinde testler uygulanıyor. Öte yandan, Amerikan futbolcularının kendi aralarında geliştirdikleri farklı bir yorum da var: Düştükten sonra kendi başına kalkıp yürüyebiliyorsan sorun yok demektir; ama, sedyeyle sahanın dışına taşınıyorsan, işte o zaman kendin için endişelen-meye başlayabilirsin... [/img]