Ben 7 yasimda kullanmaya basladim bu mereti.
Okuldan çikinca solugu dayimin tamirci dukkaninda alirdim.
Oraya gelen motosikletlerin tamirine yardim ederdim.
Ödülüm de aksam is bitince, dayimin mobilet ya da arkadasinin pejo ile bir tur atmak olurdu.
Bacaklarim pedala yetismedigi için,göbege basardim.
Dayim koltuga oturur,arkadasi da diger motorla bizi takip ederdi.
O zamanlar tek tuk araba vardi.
Kuçuk bir ilçede buyumemin tek pozitif tarafi da bu sanirim.
Ama yine de sehir içinde gidonu bana tutturmazlardi.
Arka mahallelere, hatta araziye girer, orada kullanirdim.
Tek basima ancak 5-6 ay sonra kullanmama izin verdiler.
ehliyet mevzusu o zaman insanin aklina bile gelen bir sey degildi.
Soran da olmazdi.
Mopetler bisiklet muamelesi görür, kimse de bundan gocunmazdi.
Benim ilk gençlik yillarima kadar, motosiklet kazasi deyince aklimiza, motosikletten düsmek gelirdi.
O tenha trafikte bir araç bulup koca yolda o araca patlamak takdir edersinizki olaganustu bir durum olurdu.
O yillardan,trafik ile ilgili hatirladigim tek sey, hafta sonlari kasasina binip, mahallece piknik yapmaya gittigimiz, magirus ya da kara sanzuman ford kamyonlar ve fabrikaya domates ya da pancar çeken traktörler.
Kaldi ki o traktörleri bile çocuklar kullanir, kimsenin de aklina ehliyet gelmezdi.
Murat 131 çikmismiydi hatirlamiyorum.
Steysin renolar,arkasi kesilip pikap yapilmis anadollar,murat 124 hayali kuran insanlarin yasadigi devirden bahsediyorum.
O yillarda ebeveynlerimiz çok mu sorumsuzdu diye dusunuyorum bazen.
Ama bugünkü trafik, o yillarda olsaydi, motosiklete binmemize asla izin vermezlerdi sanirim.