“Bisikletin de ehliyeti mi olurmuş?” demeyin. Olur! Hem de bal gibi olur. Bizde olmadığına bakmayın. Elin oğlu çocuklarına bisiklet ehliyeti vererek trafik sorununun eğitim ayağını rayına oturtmuş. Trafik kazalarının en önemli nedeni olan eğitim eksikliği bisiklet ehliyeti sayesinde büyük ölçüde ortadan kaldırılmış. Çocuklarımızın bisiklet ehliyetinin olması bana göre büyüklerin A, B ya da C sınıfı ehliyeti olmasından daha önemlidir. Neden mi?
Çünkü A, B, C sınıfı ehliyeti olanların bazıları kavşakta sola dönerken kestirme yoldan dönmek isterler. Çünkü ehliyet almazdan önce araba sürmeyi öğrenirken öyle alışmışlardır. Çünkü bizde araba sürmek çoğunlukla bilgili öğretmenler kontrolünde değil de ya bir yakının yardımıyla ya da kendi kendine öğrenilmiştir. Oysa bisiklet ehliyeti olanların hemen hemen tamamı sola dönerken geniş dönemeçle dönerler. Neden? Çünkü bisiklet ehliyeti alırken alışkanlık haline gelene dek bu yönde alıştırma yapılmıştır.
Bisiklet ehliyeti olan birisi ışıklı kavşakta sağa dönerken önüne çıkan yayalara sinirlenmez. Çünkü ışıklı kavşakta sağa dönerken yayalara da yeşil ışık yandığını bilir. Bisiklet ehliyeti alırken ışıklı kavşakta sağa dönerken yayalara öncelik vermeye alışmıştır.
Bugün ülkemizde en çok ölüme neden olan illet trafik terörüdür. Trafik terörü diğer terör belalarından daha çok insanımızın canını alıyor. Maddi manevi zararlara neden oluyor. Uzmanlara göre trafik terörünün üç ana nedeni var: Eğitim eksikliği, altyapı eksikliği, aracın güvenilirliği. Bunlardan en önemlisi insan eğitiminin eksikliğidir.
Ağaç yaş iken eğilir. Çocuklarına bisiklet ehliyeti veren ülkelerde trafik terörü yok denecek kadar azdır. Bizim de bu sistemi uygulayarak çocuklarımıza bisiklet ehliyeti vermemiz trafik terörünü zaman içinde büyük ölçüde azaltacaktır.
Nedir bu bisiklet ehliyeti? Kime verilir? Nasıl verilir?
Ben bir ara öğretmen olarak yurt dışında çalışmıştım. Orada gördüğüm bir uygulamayı anlatayım;
Okul bahçesinin bir kenarında büyüklerin ehliyet alırken kullandıkları sınav pistine benzer bir pist vardı. Pist üzerinde üçlü, dörtlü, ışıklı, ışıksız kavşaklar, duraklar, yol kenarına park etmiş, sürücünün geçmesini bekleyen araçlar...
Bir gün polisler bir kamyonda yeteri kadar çocuk bisikleti getirdi. Evde bisikleti olan çocuklar da kendi bisikletlerini getirdiler. Polis gözetiminde bisiklet sürmesini bilmeyenlere bisiklet sürmesi öğretildi. Bilenlere, kalkışta nelere dikkat edilecek, vasıta sollarken nelere dikkat edilecek, sağa, sola dönerken nelere dikkat edilecek, dururken nelere dikkat edilecek, işaret nasıl verilir... Hepsi bir bir uygulamalı olarak öğretildi. Çocuklar birkaç ay süreyle bu pistte alıştırma yaptılar.
Sonra geldi çattı büyük gün. Yani sınav günü. Yine bisikletler geldi. Yine polisler geldi. Çocuklar birkaç gruba ayrıldı Gruplardan biri sürücü oldu. Bisikleti alıp sırası gelen sürmeye başladı. Öteki grıplara da sürücü çocukların herbirinin kartı dağıtıldı. Gözlemci gruplardan biri sağa dönerken sürücüleri gözledi. Aynı anda yayalara da yeşil yandığı için sürücülerin geçen yayalara öncelik verip vermediğine dikkat ettiler, doğru dönenlere artı, yanlış dönenlere eksi puan verdiler. Başka bir gözlemci grup sola dönerken geniş dönemeç yapıp yapmadıklarına dikkat ettiler ona göre puan verdiler. Başka bir grup sürücüleri, duran aracı sollarken gözledi.
Sürücülerin sınavı bitince gözlemci grubun biri sürücü grup oldu. Sürücü grup da gözlemci oldu. Böylece bütün gruplar hem sürücü oldu, hem de önemli kurallara kimlerin neden uymadığını dikkatle gözleyerek uygulamalı olarak doğru bisiklet sürmesini ve önemli trafik kurallarını uygulamalı olarak öğrendiler.
Sınav sonunda kimlerin kurallara uyduğu kimlerin uymadığı, kartlardaki puanlara bakarak değerlendirildi. Gözlemcilerin doğru puan verip vermediği incelendi. Doğru puan veren gözlemciler artı puan, yanlış puan veren gözlemcilere de eksi puan verildi. Eleştiriler yapıldı. Yeterli puanı alanlar bisiklet ehliyeti almaya hak kazandı. Yeterli puanı alamayanlar biraz daha alıştırma yapıp bir sonraki sınava hazırlandılar.
Sınavı kazanan çocuklara hem plastik kaplama içinde “BİSİKLET SÜRÜCÜ EHLİYETİ” verildi, hem de iki adet metal plakaya “BU BİSİKLETİN SAHİBİNİN BİSİKLET SÜRÜCÜ EHLİYETİ VARDIR” yazılarak bisikletin arkasına ve önüne vida ile takıldı... Görmeliydiniz çocuklardaki sevinci. Çok önemli bir bayramdı sanki. Bu sevinci, bu heyecanı yaşamak isteyen ehliyeti olmayan öteki çocuklar da büyük bir istek ve gayretle çalıştılar. Hatırladığıma göre bu uygulamalar, 3. veya 4. sınıflarda yapılmıştı.
Ağaç yaş iken eğilir. Bu yaşta alıştırma yaparak doğru alışkanlıklar edinilmesi, trafik kurallarının öğrenilmesi, ileriki yaşlara oranla daha kolay ve kalıcıdır. Böyle bir yatırımın getireceği fayda, kazanç verilecek emeğe, yatırıma oranla kıyaslanmayacak kadar fazladır. Öğrenci velilerimizin, yöneticilerimizin ve eğitimcilerimizin bu konuya eğilmeleri ve gereken önemi vermeleri gerekmektedir.
Ali Varol – 18.04.2009
Kaynak