Kimler kazaya sürüyor olabilir?
Acemi Sürücü:
Yeni başlamıştır, belkide epeydir biniyordur. Ama sürüş konusundaki temel gerekli bilgi ve/veya becerileri eksiktir, otomatikleşmemiştir. Sürerken yaşadıkları, içinden geçen korkular, "abi nasıl sürüyo bunlar bu rüzgarda", "lan ne manyak viraj bu", "aha ıslak ya kayarsak", "nasıl tutcam bunu bu yokuşta", "ohhh bugün de eve geldik" sesleri ona söylüyordur olabilecekleri zaten.
Bu konuda yazılmış olanlar okunursa, söylenenler anlanırsa, ciddi sürüş eğitimleri alınarak, aşamalarla devam edilirse, iç sesler dinlenirse, motor seçimi doğru yapılırsa, duruma göre sürülürse, sabredilirse, problem yoktur. Bu iş böyledir, acemisi olmadan hiç bir şey öğrenilemez.
İyi tarafı şudur: Bilinçli acemi düşer, kalkar, asfaltta kalmaz, büyük bir talihsizlik yaşamazsa önemli kaza da yapmaz.
Usta Sürücü:
Çok iyi biniyor diye bildiklerimizin yaptıkları hataları da görebilmek mümkündür. Çünkü bilmek, yapabiliyor olmak bir şey ifade etmez, yapmak önemlidir.
Öyle bir şey olurki, bir anlık bir hatayı çok iyi biliyor olmak dahi telafi edemeyebilir, bedeli çok ağır olabilir. Bana birşey olmaz artık diyen "usta" en büyük riski alıyor olabilir.
Bilinçsiz Sürücü:
Kaynağı olmayan sınırsız bilgilere sahiptir. O ne derse o doğrudur. Ön fren kullanılmaz der, zinciri biraz gevşettim der, binerim ona da der, götürürüm ben sizi der, bak ellerimi bıraktım der, ehliyet sürmüyo bunu der, oradan hiç kamyon çıkmaz der. Bir tek kaç yapıyo bu diye sorar. Denilenleri anlamaz, anlatılanları dinlemez. Her hareketi risktir, ya yalnız gider, bazen yanında birilerini de götürür.
Adrenalin Esiri Sürücü:
Sürüş yeterliliği her seviyede olabilir, daha çok risk almak temel dürtüsüdür. Motor üstünde binmek için değil, birşeyleri ispat etmek için var gibidir. Korumalarla arası hiç iyi değildir (sanki ona olabilecekleri hatırlatırlar), hep olmayacak işler yapmaya girer, hep birilerini, birşeyleri geçer. Çok riskli gruptur, motor üstünde en gerekli olan şeye, kendini, gittiği yolu, bindiği aleti farketme, reaksiyonları algılayıp ona göre hareket etme yeterliliğine sahip değildir. Önemli kazalara imza atmaya adaydır. Belki farkındadır, belki değildir ama buna engel olamaz. Bu durumun bilinmeyen nedenleri vardır belki, bilinmez. Konu sadece motorla alakalı değilse, motorla ilgili bilgilerle de çözülemez.
Suçlu Arayan Sürücü:
Aslında haklıdır. Yolu onunla paylaşanlar hata yapıyordur hep. Çok hata görür, ama bu hataların hep olabileceğini, motor üstündeyse bunları aklına kazıması ve benzer durumlarda hataları bekleyip önlem alması gerekenin kendisi olduğunu, hataların neden hep kendi karşısına çıktığını düşünmez. Fena denk gelirse çok kötü kazalara karışabilir ve maalesef kazanın anatomisi hatalı olanın kendisi olduğunu söyler çoğu zaman. Gerçekleri görmesi, kabul etmesi, kendine tekrarlaması gerekir.
O Anı Kaçıran Sürücü:
Motor üstünde olan herkesin, her an hazır durumda olması gerekir. En hazır halin en çok gerekli olduğu an "Her an" olabilir.
Uykusuz, yorgun, dalgın, ruh hali uygun olmayan, kendini iyi hissetmediği koşullarda olan sürücü bir kazaya sürüyor olabilir. Herkesin başına gelebilir, "Ne yapalım yani çare mi var?" demek tabiki çare değildir, en azından bunların bilincinde olmak, risk alındığını kabul etmek ilk çaredir. Bu sayede risk ve riskin büyüklüğü farkedilebilir. Gerekirse (bunları yaptıran o zorunluluk neyse, hayattan önemli olamayacağı anlaşılabilir) başa gelen çekilir denir, motordan inilir ve çare aranabilir, bulunabilir.
O Anda Coşan Sürücü:
En dikkatli, en bilinçli, en "güvenlik hastası" sürücü dahi motor üstünde beklenmeyen çılgınlıklar yapabilir. Motosiklet budur. Tahrik eder, keyif verir, bulutların üstüne çıkarır, hayattaki diğer tüm düşünceleri silip sadece verdiği zevki yaşatabilir. Birden o viraj seni çağırır, aniden kadrandaki son noktayı niye görmek istediğini kendin bile anlamazsın. Evet bu zevkleri vardır, hep var olsun isteniyorsa disiplin gerekir. "Son kez mi, binlerce kere daha mı?" arasından seçim yapılmaktadır aslında.
Alınan hazzın, tutkunun devamı isteniyorsa, bir kerelik hazzın son olmasına izin vermemek gerekir. Düzgün bir fren yapmanın keyfi, abuk subuk yükseltileri bulunan bir zemin üzerinde manevra yapmanın çoşkusu, aheste bir sürüşün huzuru ve bunlardan alınabilecek zevk de öğrenilmeli, kendini tehlike zevkine esir olmuşken yakalayan motorcu, "tehlikesiz motor keyifleri"ne odaklanabilmeyi, kendini disipline etmeyi becermelidir.
Hız Aşığı Sürücü:
Hızın sadece çok güzel bir zevk olduğunu ve onu çok sevdiklerini düşünürler. Oysa önemli anlamları olan bir kavramdır hız. Hızı tam anlamıyla tanımak, hangi hız ne demek, o süratte neler olur öğrenmek, hıza yetişmek gerekir. Cehalet korkuya engel olur, bilgi ise gereksiz riskler alınmasını engeller. Öğrenmekten korkmamak gerekir.
Asabi Sürücü:
Sinirlenir o. Parçacıya kızar, motoruna kızar, karşıdan gelene kızar, geçene kızar, durana kızar, hızlı gidene kızar, yavaş gidene kızar, sevdiğine kızar, güneşe kızar, korna çalana kızar, yol vermeyene kızar, verene kızar.
Kızar ve motor üstünde ya kızdığıyla ya kendiyle dalaşır..
Ve bedelini büyük ihtimalle kendisi ve sevdikleri öder.
Abone Sürücü:
Geçmişte epey kazası vardır. Yaptığı kazalar uyarı değildir. Ölmüyordur ya, aynen devam eder.
Ya birileri "artık sen biraz dikkatli olsan", veya kendisi "artık ben biraz kendime baksam" demelidir.
Sürücü Nasıl Kazaya Sürüyor Olabilir?
Yeniliklerle:
Motor yeni olabilir, ilk defa binilen bir motor olabilir, lastikler yeni olabilir, kaskı hatta eldiveni vs. bir malzemesi özelliklerini bilmediği, ilk kullandığı bir şey olabilir, motor yeni yıkanmış olabilir, ilk defa geçilen bir yol olabilir, koşullar bir ilk olabilir (ilk defa gece yağmurda sürüş gibi, ilk artçılı sürüş gibi, tırtıllı asfaltta ilk sürüş gibi..) ve bunlar önemsenmiyordur. Affı olmaz bu hatanın.
Limitlerle:
Her sürücünün üstünde olduğu motosikleti ile yapabileceklerinin bir sınırı vardır. Bu sınırlar, öğrenerek, tecrübeler yaşanarak gelişir, gelişim hayat boyu sürer. Sürekli sınırlarda gezmek kazayı aramaktır. Her virajı sınır süratiyle alan birisi, karşısına beklenmedik bir şey çıkmasını bekliyordur kaza için, o şey fazla bekletmez, çıkar karşısına.
Sınırlarını iyi bilmeyen için de aynı şey geçerlidir (yeni başlayanlar için atlatılması gerken önemli bir aşamadır), onun karşısına sadece yanıltıcı bir viraj çıkması veya bir anlık dalgınlık yeterlidir.
Başkalarıyla:
Diğer motorcular, motorcunun en zor kontrol edilen gazıdır. Her yapılanı yapmaya kalkmak, o gitti ben de giderim demek, kendini başkalarının temposuna kaptırmak, hepsi kazaya çıkan yoldur. Tam tersi de geçerlidir, "-göstereyim şuna nasıl dönülürmüş, -öğrensin nasıl sollanırmış, -bekler bi saat şimdi ben geçeyim şu kavşaktan." bunlar kazadan önce akıldan son geçenler olabilir. Başkalarıyla sürerken de motorunu kendi sürmelidir herkes (herkes kendi sürüşünü yapmalıdır da denebilir).
Aceleyle:
Aceleniz olsada motor sizi dinlemez, öyle olsa acele edenler en iyi sürenler olurdu. Aslında hiç bir şey acele dinlemez. En bilinen sözümüzdür "Acele giden, ecele gider", "acil"e giden şanslılar da olur arasıra.
Yetenekle:
Becerebiliyor olmak, öğrenmeye engel olmamalıdır. Saniyeler içinde tüm duyuların yüzlerce veri ile altyapısını oluşturduğu, binlerce koordineli kas hareketi ile sağlanan, beyindeki milyonlarca veri komut ilişkisi ile kontrol edilen ve bunların aralıksız aynı kalitede devam etmesi gereken bir süreç konuşuluyor ise, burada öğrenmenin bir zorunluluk olduğu kabul edilmelidir. Çok yetenekli bir pert motorcu olmak yerine, hep öğrenen bir motorcu olmak seçilebilmelidir.
Eksik, aksak ile:
Kırık fren levyesi, eskimiş lastikler, yanmayan lamba, iyi bağlanmamış çanta, ayarsız karbüratör, hatta ayarsız bir ayna, eksik bir conta. Olması gereken durumda olmayan her şey, gidiyor nasıl olsa diye tamiri ertelenen bir arıza, başa inanılmaz dertler açabilir. Küçük dertler hemen dert edilmeli, halledilmelidir. Para veya zaman sorunu var ise, hastanede yatış, ameliyat, motoru komple toplama gibi işlerin çok daha fazla para ve zaman isteyeceği unutulmamalıdır.
Sürücü Neyle (hangi motorla) kazaya sürüyor olabilir?
Scooter ile:
En basit, en emniyetli, en masum görünürler. Yüksek oranda bilinçsiz, acemi sürücü oranına sahiptirler. Tabi en yüksek kaza oranına da sahiptirler. Tehlike için yeterli süratlere rahatlıkla çıkarlar, trafikte her motor gibi onlar da tüm tehlikelere açıktır.
Kendilerine has sürüş özellikleri, bazı koşullardaki dezavantajları ile tanınmaları gerekir. Basit görünürler ama emniyetli sürüş için her motor kadar onlar da ciddiyet, tecrübe isterler.
Commuter ile:
Vitesli motorlar içerisinde en basit, masum görünümlülerdir. Bilinçsiz, acemi sürücü oranı yüksektir. Ve tabi ciddi kaza oranları da yüksektir. Hafiflikleri, kolay manevra yapabilmeleri avantajdır, çok zor bir koşulda kalındı ise birden dezavantaj haline gelebilir, kurtarabilmek için çok daha tecrübeli, bilinçli hareketler isterler. Motosiklete binmek en iyi onlarla öğrenilir, yolu ve sürücü hareketlerine cevaplarını direk hissettirirler, yolla aralarında en basit donanım olan motorlardır. Ciddiye alınmaları gerekir.
Kros motor ile:
Az kaza yaparlar. Daha doğrusu sürücüleri kazalarını yatmak, takla atmak, uçmak, çakılmak olarak adlandırır, daha çok arazide kol, bacak, kaburga kırarlar. Kullanıcıları asfaltı pek sevmez, düşmenin, hatanın ne demek olduğunu en iyi bilenlerdir genellikle. Motorları ise asfatta hiç hata affetmez, maalesef asfalttayken nadir de olsa onlar da hata yaparlar.
Spor (racing) motor ile:
Hız için tasarlanmış, yola, trafiğe adapte edilmeye çalışılmış makinalardır. Çok güzel ve çekicidirler, karşı cinsten hayran kitlesi vardır. 3-4 yaşında başlamış, özel yetenekliler arasından seçilmiş, özel eğitimler gören, kendilerine özel imal edilmiş tam donanımlı korumalara sahip kıyafetlerle binen, özel ekiplerle çalışan, yedikleri içtikleri dahil her şeyleri ile sürüşe özel hazırlanmış sürücülerin altında, görünür olmayan ayarlarla her şeyleri ile sürücüsüne özel hale getirilmiş makinaların, pistlerdeki yarışlarda gösterdikleri performanslarla tanıtılırlar.
Rahatsız sürüş posizyonları dışında her motor kadar, hatta daha da kolaydırlar. Bastın mı giderler, ama epey hızlı giderler ve o süratte beklenmedik bir şeyi görmek, durmak, dönmek gerekirse işin zor kısmına sıra gelir ve çoğunun sürücüsü için bunu başarmak imkansızdır. O kadar eğitim gören ve özel koşullarda yarışan profesyonel sürücülerin dahi zaman zaman bunu başaramadıkları pek akla gelmez.
Hiçbir özel eğitimi olmayan, aşamalarla öğrenip sürebilecek hale gelmemiş, günlük kıyafetlerle binecek kadar motordan uzak sürücüler altında intihar makinalarıdır. Tecrübeli, yeterli hale gelmiş sürücüler altında, yüksek hızlara çıkıldığında, memleketimizde buna uygun yol bulunamaması nedeni ile aynı işi görürler. Bu nedenle çok sayıda büyük kazada onların fotoğraflarını görürüz asfalta dağılmış olarak. Hız motoruna (racing) binmeyi düşünen biri, öncelikle motora çok iyi binmeyi düşünmeli, bunu yapabildiğinden emin olmalı, kendini hazırlamalı, sonra racinge binmeyi iki kere düşünüp öyle karar vermelidir.
Büyük motorlar ile (Touring, Enduro, Naked):
Genelde en bilinçli, tecrübeli kullanıcı profiline sahip sınıftır. Son dönemde yeni başlayanların da ilgi alanı haline gelmiş durumdadır, onlar sayesinde tüm motor satıcılarında ilk ayda servise dönüp pert olanları görülebilir. Ağır, yüksek, büyük, güçlü ve donanımlı motorlardır. Üstüne oturulduğu anda binene "dikkatli ol!" diye kendileri söylerler zaten. Kaza oranları düşüktür, ama kaza yaptıklarında sonuçları ağırdır.
Chopper - Cruiser ile:
Ağırbaşlı, alçak (zemine yakın) ve geniş bir çeşitliliğe sahip motorlardır. Yapıları gereği hoplayıp zıplamaya ve yolda dansetmeye pek gelmezler. Durur haldeyken kolay kontrol edilebilmeleri nedeni ile ilk motor olarak da tercih edilirler, oysa kazalar genellikle giderken olur.
Başlangıç için ne kadar güçlüsü seçilirse kaza riski de o kadar yükselir. Kullanıcıları çoğunlukla emniyete ciddi önem verirler. Emniyet yanında fark edilmeyi (bakılmayı), gürültü çıkarmayı da severler genellikle. Görülmenin, duyulmanın trafikte emniyet için çare olduğuna inanıp kendini buna fazla kaptıranlar, yaptıkları ciddi kazalardan sonra "gördüğü halde bana çarptı", "duyduğu halde önüme çıktı" derler. Suçlusu onlar olamazlar, sakatlıkları olanlar, arkalarından ağlayanları olanlar ise onlar olabilir.
(Alıntıdır. Çeşitli sitelerde yayınlandığı için belirli kaynak gösterilmemiştir.)