Motor Tepesinde, Yağmur Altında Bir İstanbul Çilesi
Reklamlar
-
25 Haziran 2010, 04:26
#1
23 Haziran Çarşamba günü, günlük güneşlik; gayet güzel olan havaya güvenerek, yazlık ekipmanlarımı kuşanıp motora atladım ve işe gitmek üzere saat 14:30 civarında Bostancı'daki evimden yola çıktım.
2. köprü güzergahından Kavacık'a yaklaşırken havanın renginin yavaş yavaş dönüp, serinlemeye başladığını hissetmeye başlamıştım ki, ilerideki kapkaranlık bulutları ve bir tablo misali çakan şimşekleri görünce durumun vehametini anlamış bulundum.
Doğruca fırtınanın içine gidiyordum ve artık dönüşüm yoktu.
Kavacık'a vardığımda önce seyrek seyrek düşen damlalar ve hemen ardından 1 dk. kadar sonra bardaktan boşalırcasına yağan yağmuru, yazlık montumun incecik file deliklerinden vücuduma mermi gibi vururken hissedebiliyordum tenimde.
Kavacık köprüsünün altına zor attım kendimi, yağmurdan korunmak için oraya sığınan diğer motorcu arkadaşların yanına.
Ancak o birkaç dakikalık sürede tamamen ıslanmıştım zaten. İşe de yetişmek zorunda olduğum için, zaten ıslandım ıslanacağım kadar, battı balık yan gider Emre diyerek, diğer motorcuların şaşkın bakışları arasında koyuldum tekrar yola.
Yol boyunca şiddetini hiç yitirmeyen yağmur, GS'nin Seyrantepe'de yeni yapılmakta olan stadına yaklaşırken öyle bir bastırdıki bir anda, görüş mesafem neredeyse 10 metreye kadar düştü ve emniyet şeridine; bir üst geçidin altına sığınmak zorunda kaldım. Gök yarılmıştı sanki!
Birkaç dk sonra kaskımın camını 2-3 cm kadar aralayarak tekrar çıktım yola.
Yol kenarındaki toprakla karışık su akıntılarının içinden yavaşca geçerek, U dönüşümü tamamlayıp Maslak istikametine giden sapağa doğru ilerlerken, yolun çukurda kalan kısmında oluşan ortalama 20-30 cm'lik göletten de yavaşca geçtim ve yağmur dolayısıyla dörtlülerini yakıp kenara çekmiş bekleyen otomobilleri de geride bırakarak, Maslak sapağından Büyükdere caddesine çıkabildim sonunda.
Ancak sıkışan trafik nedeniyle aralardan dahi zar zor geçebildiğim için, yağmuru bolca sindirdim içime.
Bu trafiğin sebebini anlamam da çok sürmedi.
Harp okullarını geçince, Maslak-Seyrantepe üst geçidinin hemen altında kalan çukur bölgede, şelale misali sularla beslenmekte olan bir gölet oluşmuştu ve arabalar oradan zar zor geçiyordu. Birçok motorcu da motorlarını köprü altındaki kaldırıma çıkarmış bekliyordu.
Yine motordaşlarımın şaşkın bakışları arasında, sanki hemen yanıbaşıma düşüyormuşcasına çatırtadayarak gümdürdeyen yıldırımlar ve şimşekler eşliğinde, yüksekliği kaldırımın boyunu aşmış, tahminimce 50-60 cm yüksekliğindeki akarsudan, ayaklarım peglerde olmasına rağmen suyun altında kalarak, yanımdaki arabaların yarım açık olan vizörümden içeri sıçrattıkları suları tükürerek, yaklaşık 20 metre ilerleyerek çıkmayı başardım.
Cadde boyunca sağdan çağlayarak akan 10-15 cm yüksekliğindeki su birikintilerini de aştıktan sonra, sonunda Maslak'daki işyerime kazasız belasız, sağ salim ama, iliklerime kadar ıslanarak ve üşüyerek varmayı başardım!
Sonrasında çevre mağazalardan üstüme kuru giysiler aldırarak, o günkü vardiyamı tamamladım.
Ancak hayatım boyunca unutamayacağım rezillikteki macera dolu günlerimden birine daha imzamı atmış oldum..
Bu olaydan çıkarılacak sonuçlar :
- Evden çıkmadan önce hava durumuna mutlaka bakılacak,
- Hava durumuna bakılsa bile "İstanbul'un havasına güvenilmez" sözü unutulmayacak,
- Anadolu yakasının gözünü seveyim lafı da sürekli hatırlanacak,
- Sele altında yağmurluk, işyerinde yedek giysi bulundurulacak,
- 600F ile enduro yapılmaz diyenlere kapak olunacak,
- En önemlisi, eş sözü dinlenecek.
Kazasız, belasız keyifli sürüşler.
Reklamlar
-
25 Haziran 2010, 05:40
#2
-
25 Haziran 2010, 05:42
#3
Motosiklet Eğitmeni
Bir musibet,bin nasihatten iyidir.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
-
25 Haziran 2010, 06:01
#4
scooterlerde yağmur okadar dokunmuyor ayaklar kuru kalıyor ama diğerlerinde çamur içinde
zengin veya fakir farketmez, apaçilik ya da ezik alt kültürün, motosiklet üzerinde hiç bir izahı ve bahanesi olamaz...
) (3 litre benzin koyuyorum bir hafta geziyorum diyen adamlardan ve motorlarından uzak durun)
-
25 Haziran 2010, 09:01
#5
geçmiş olsun emre.....
ben ogün camdan dışarı bakamıyordum valla bırak motora binmeyi...
AYNI DİLİ KONUŞANLAR DEĞİL,AYNI DUYGULARI PAYLAŞANLAR ANLAŞIR
-
25 Haziran 2010, 09:16
#6
-
25 Haziran 2010, 09:22
#7
Ben bu hafta km yi tamamlayıp cumartesi bakima sokacaktım :D benim bakim yalan oldu motoru kapının önünde yatıyor sağlam bir yapmurluk almak lazım ama o sıcrayan sudan botlar resmen rezil oluyor onu nasil cözecez anlamadım.
Ötenazi hakkımı yaşayarak kullanıyorum. Z @ B ! T
Gideceği yeri bilmeyene hiç bir GPS yardımcı olmaz!...
-
25 Haziran 2010, 09:28
#8
Aynı durumun benzerini ben de yaşıyorum, Acıbadem'den Kurtköy'e olan güzel yolculuğumda. Bir taraftan seviniyorum ''Enduro keyfi için arazi yapmaya gerek kalmadı oh ne güzel, aa burada da akarsu geçişi yapacağım'' şeklinde, ancak her gün gitmek gerekince kıyafetlerin kuruması için zaman kalmıyor.
-
25 Haziran 2010, 09:47
#9
Emre kardeşim inşallah bir gün Van'a yolun düşer uğrarsan burada hava şartlarını görünce sende şaşıracaksın
1-) asla ayakkabı giyilmez her zaman goretex botla gezerim
2-) sele altında kıyafet üzerine giyilen yağmurluk (alt üst) ve tıbbi eldiven (elim ıslanmasın diye eldiven içine giyiyorum) hazırdır
Van ilinde sabah çok güneşli bir güne uyanır öğleye doğru aşırı yağmuru yer akşam karla karışık yağmu veya tekrar güneş açar
Doğru yüz kişi yalanlasa da DOĞRUDUR.
Yanlış yüz kişi doğrulasa da YANLIŞTIR.
Dürüst olun DANSÖZLERİ kimse sevmez
-
25 Haziran 2010, 09:49
#10
Emre cok gecmis olsun.
Bahsettiğin o en şiddetli yağmurun bol ruzgarlısını fakat dize kadar su olmayanını bende TEM'de yaşamıştım ve uzunca bi süre gitmek zorunda kalmıştım. Kabus gibiydi.
http://www.motosiklet.net/forum/moto...kalaninca.html
-
25 Haziran 2010, 09:52
#11
-
25 Haziran 2010, 09:56
#12
coq adlı üyeden alıntı
Bir musibet,bin nasihatten iyidir.
Kesinlikle
Geçmiş olsun diyerlim artık... Kazasız atlatmış olman da bu işin bonusu olsun.
GÖZÜ PEK MOTORCULAR VARDIR, BİRDE YAŞLI MOTORCULAR...
HEM GÖZÜ PEK HEMDE YAŞLI MOTORCU YOKTUR...
-
25 Haziran 2010, 10:04
#13
geçmiş olsun kazasız belasız ulaşman sevindirici.... eşimizin içine doğuyor galiba söz dinlemek lkazım gerçekten............
Fuzuliye sormuşlar "sevmek mi daha güzel sevilmek mi?" Sevişmiyorsanız ikisi de fuzuli demiş... SEMTİN HAYLAZI
-
25 Haziran 2010, 10:24
#14
tam macera enduro tadında.
-
25 Haziran 2010, 11:03
#15
geçmiş olsun ,,farklı bir tecrübe olmuştur
Uzaklarda bir güneş doğuyor!..
-
25 Haziran 2010, 11:15
#16
Geçmiş olsun dilekleriniz için sağolun arkadaşlar, ben de aynı durumu yaşamış arkadaşlarıma aynı dileklerimi sunuyorum.
Dediğiniz gibi, unutulmayacak bir gün oldu ve şükür kazasız belasız atlatıldı.
otopsici adlı üyeden alıntı
Emre kardeşim inşallah bir gün Van'a yolun düşer uğrarsan burada hava şartlarını görünce sende şaşıracaksın
1-) asla ayakkabı giyilmez her zaman goretex botla gezerim
2-) sele altında kıyafet üzerine giyilen yağmurluk (alt üst) ve tıbbi eldiven (elim ıslanmasın diye eldiven içine giyiyorum) hazırdır
Van ilinde sabah çok güneşli bir güne uyanır öğleye doğru aşırı yağmuru yer akşam karla karışık yağmu veya tekrar güneş açar
Aslında bahsettiğiniz hava durumuna aşinayım, askerliğimi Van'da yaptığım için hava durumundaki 24 saatlik değişimleri biliyorum. Toprakkale kışlası 6. Hudut Alayı'ndaydım ben.
Özledim oraları da vallahi..
-
25 Haziran 2010, 11:28
#17
Geçmiş olsun.Sizin için zor bi deneyim olmuş.İnşallah hasta olmazsınız.
-
25 Haziran 2010, 11:30
#18
-
25 Haziran 2010, 11:39
#19
Sana gene iyi olmuş emre abi.
Bana geçen hafta ( Bu haftaki yağmurlar değil, ondan önceki hafta sel basan yağmurlar) olanları bilsen seninkilerden arta kalır yanı yok.
Üstümde prohel yazlık file mont, altımda kot-dizlik, kask kısacası koruma var fakat suyla araları pek haşır neşir değil.
Mahmutbey gişelerden, üsküdardaki evime gelecektim. Daha 2.çevreyolunda 2-3 km gitmeden bastıran yağmur(hani şu sel felaketi olan) yüzünden az küfür etmedim yağmura. Hayatımda bu kadar ıslandıgımı hatırlamıyorum. Gerçi artık yolu yarıladığımda pis pis gülüyodum halime, sinirlerim bozulmuştu. %100 ıslanmıştım ve kuru yer yoktu vücudumda.
Eve varıp t-shirtimi sıktıgımda olayın vahametini anladım.
Kısacası abi dediklerinde %100 haklısın. Ekipmansız cıkılmaz dışarı + anadolu yakasının gözünü seveyim
-
25 Haziran 2010, 11:40
#20
Bol maceralı bir yolculuk olmuş,İstanbul dışında yaşanmış olsaydı çok keyifli olabilirdi. Geçmiş olsun..
Yeşim yenge aynen devam
İ Remzi nerde ?
..İslam kadını dişiliğiyle değil, kişiliğiyle var olandır..
Gülün dikene katlanması, onu güzel kokulu yaptı. - Mevlâna Celâleddin-i Rûmî
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler