Merhaba,
Bu başlık altında acizane dilim döndüğünce oldukça önemli olduğunu düşündüğüm başlık konusunda açıklamada bulunmak istiyorum. "Oldukça önemli" olması hususu nispeten tehlikeyi bertarafla ilintili olduğundan ve kullanılmaya başlandığında fark yaratacağı kanaatim bulunduğundan dikkatinize sunuyorum.
Diğer taraftan benim icadım olan bir durum olmadığı halde, okuduklarım içerisinde bahsedilmediğinden bu cüreti gösteriyorum, sürç-ü lisan.
Başlıkta belirttiğim gibi ister motor , ister araba üzerinde olalım, isterse herhangi bir durumda (koltukta uzanmışken dâhi mümkün) eğer ki "tehlike algılaması" söz konusu ise, nefes almayı durdururuz.
Ancak asıl önemli durum nefes almayı durdurmamız, tehlike değerini orantısız miktarda arttırmamıza sebep olur.
Garip bir cümle gibi görünse de vücut dili tasvirlerinde heykeltraş meşhur "rodin'in düşünen adam heykeli"ndeki -elin çenede olması- durumu sanırım durumu anlatmakta faydalı olacaktır. Genel kanı bir insanın elem, keder, kaygı içerisinde olması halinde elini çenesine götürdüğü tezi olsa da, ve bu durum red edilmediği halde, insanın pozitif düşünce durumunda olsa bile düşünen adam pozisyonu alması halinde "elem, keder, kaygı içerisindeki" psikolojisine büründüğü yönündedir. İddialı bir tez gibi görünse de uygulanması halinde hayret uyandırıcı bir gerçeklik payı olduğu görülecektir
Motor sohbetlerinden, eğitimlerden ve kullandığım kadarıyla en fazla tehlike arz eden bölüm, virajlar ve/veya virajda gereğinden hızlı olunan durum ve/veya üstüne de nereye bakarsan oraya gidersen durumu. Gördüğüm ve duyduğum, okuduğum kadarıyla en fazla tehlike arz eden kısım bu olmakla birlikte(yoksa california SB sch. neden 2-3000 tl istesinki viraj eğitimine?!) Ancak bunun dışında da saymakla bitmeyecek kadar tehlike arz eden durum var ve her birinde nefes alma tekniklerinin doğru uygulanması faydalım olacaktır kanaatindeyim.
Fakat ben "nefes" konusunda "viraj"ı esas almak istiyorum. Neden derseniz diğerleri belirsiz zaman dilimlerinde olup, beklenmedik durumlarda ortaya çıkmaktadır.
Halbuki viraj önümüzdedir ve bunu nefes eğitimi için gayet rahat kullanabiliriz.
Konuyu bu kadar uzatmış olsam da aslı astarı yukarıda koyu harfli cümleler işin esasıdır...
Yani tehlike anında nefes almayı durdurmamalıyız. Nefes almaya devam etmeliyiz.
Konuyu açmak gerekirse;
Evet, "bir an dahi olsa nefes almasak ne olur ki, havasızlıktan boğulmayız ya" diyebilirsiniz. Haklısınız. Ama konu nefes almamak değildir, nefes almaya devam etmektir. Aradaki farkı maddeler halinde sıralama istiyorum ki eklemek veya çıkartmak, değiştirmek isteyenler olabilir.
Nefes almamanın sonuçları (sırayla):
1-Oksijen alımı durur.
2-Kaslar kasılır, hareket etmek zorlaşır,
3-Bilinç açıktır ama müdahil değildir,
4-Tehlike oranı arttıkça bilinç açılır(genelde maalesef çığlık atmaktan kaynaklanmaktadır, çığlık ta yarım nefestir, (bazılarımız "ıııııhhh !!!"(misal ben ) bazılarımız ise sadece eşhedüüüüü )
5-Bilincin açılmaya başladığı an genelde tehlikeye yeteri müdahil olmamız gereken anın ilerisindedir(geç kalma durumu)
"Soğukkanlı" tanımı aslında yukarıda sayılan maddelerle ilişkindir. Ne kadar nefes alabiliyorsak ve az kasılıyorsak bulunduğumuz duruma müdahil olmamız mümkün olur. Anlamanız açısından örnek vermek gerekirse; insanlar arasında yaşanan fiziksel arbedelerde genelde nefes nefese kalınır. Hatta kalp sorunu olanlarda bu durum fiziksel bir şey yaşanmasa da kalp spazmı, krizi tabir edilen durumlara sebebiyet verebilir. Bunun sebebi bu süreçte aşırı nefes tutma, üstüne üstlük kasların aşırı kasılması eşlik etmesinden kaynaklanmaktadır. Halbuki kasların kasılması halinde olağanın üstünde oksijene ihtiyaç vardır. Durum sebebiyle ise tam tersi bir sarfiyat söz konusudur.(en kısa örnek düzenli ağırlık kaldırma çalışması)
"Soğukkanlı" olmakla devam etmek istiyorum. çünki buradan çözüm bulmak mümkün. Nefes alma konusunu aklımızda tutuğumuz hallerde kasılan kas sayısı gittikçe azalacaktır. Kendimden örnek vermem gerekirse geçtiğimiz hafta bir kaç virajda kendimi aşmak adına yaptığım çalışmada viraj girişinde ve içinde hangi kaslarımın kasılı olduğunu tespit ettim ve nefesimi azalttığımı, hatta kestiğimi farkederek ve düzenleyerek kaslarımın gevşemesini sağladım (bendeki kasılanlar bacak sağ alt baldır(fren), sol ön kol(özellikle dirsek), sağ bilek(fren-gaz) idi). Bir sonraki viraja girdiğimde nefesimle birlikte bu kastığım bölümleri özellikle gevşek tutmak için çaba sarf ettiğimde kısmen başarılı oldum ve daha hızlı ve şerit stabilitem daha iyidi.
Olabildiğince kısaltmaya çalıştım, ama bahsettiğim nefes tekniği her zaman her tedirgin edici, kontrol altına alınması gereken durum için gerekli olduğundan affınıza sığınarak uzatıyorum. (Üstelik kullanımı motor üstünde olmakla kısıtlı değil)
1 dakikalık nefes eğitimi;
Nefes almanın geliştirilmesi için yapılabilecek diğer ve kolay bir çalışma ise sabah uyandığımızda uyanır uyanmaz hiç bir şey yapmadan (tuvalete gitme ihtiyacı hariç ) -ki buna hiç konuşmamak hatta mümkünse daha uyanamadan hiç bir şey düşünmeye başlamadan- sırtı dik olan ayaklarınızın rahat yere bastığı bir sandalyeye oturmak(genelde yemek masası sandalyeleri), sırtın sandalyenin sırtına bitişik-tam temas olduğundan emin olmak, gözler dahi gevşek olmalı-ki bu da hafif kısık olma halidir-bütün vücudun omuz bacak ense kol boyun vs gevşemiş olduğundan emin olduktan sonra çektiğimiz havanın duman kıvamında olduğunu düşünerek burnumuzdan karnımızı şişirecek kadar nefes almak, kendimize uygun bir "an" kadar onu tutup, sonra ağzımızdan bu dumanı çıkartma temposunda sonuna kadar aynı hız ve miktarda boşaltmak ve bunu tekrar etmek, ilk zamanlar baş dönmesi yapacak, fakat süre de çalıştıkça artacaktır. Süre görecelidir. Ancak açık(sessiz) pencereye yakın yapmak oldukça faydalıdır. Havanın karına doldurulma sebebi günlük soluk alma biçimimizin hatalı olmasıından kaynaklanmaktadır. Maalesef yarım nefes alıyoruz ve bu sebeple akciğerlerimizin alt tarafları bu havadan faydalanamadığından organlara yeterince faydalı olamıyorlar, bu da organların erken yaşlanmasına sebep oluyor.
Dikkatinize sunmam gereken en önemli husus ise nefes alma teknikleri konusunda profesyonel sporcuların ve ve uzmanlık dalı olarak seçen doktorların yazdığı kaynakların referans noktası olmasıdır. Ben buraya yazdıklarımı aldığım eğitimler ve bu tür kaynaklardan okuduklarımı uygulama neticesinde elde ettiğim tecrübeye binaen aktarmaya çalıştım.
Saygılarımla.