Sevgili arkadaşlarım,
Bahar geliyor. Rotalarımızı yine dağlara, kırlara çevirmeye başlayacağız. Ama baharda bütün doğayla beraber ne yazık ki keneler de uyanıyor.
Kenelerden oldukça çekmiş bir arkadaşınız olarak sizleri bazı konularda uyarmak istedim.
Kısaca kendi hikayemden ve kene kaynaklı bir hastalık olan
Lyme Hastalığından bahsedeyim biraz:
2006 yılında İstanbul'un göbeğinde, tahminen Karacaahmet Mezarlığı'nda bir kene yapıştı. Ben yaklaşık üç gün sonra fark ettim. Bu kene yapışması nedeniyle ülkemizde çok fazla bilinmeyen ancak oldukça yaygın olduğunu keşfettiğim Lyme Hastalığı'na yakalandım.
Bu hastalık Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi kadar ölümcül olmasa da, felç, körlük, artrit gibi çok ciddi sonuçlara neden olabiliyor. Hastalık genelde yavaş ilerliyor ve çoğunlukla belirtileri başka hastalıklarla karışıyor. Bu yüzden teşhisi çok zor. Testlerin de güvenilirliği yüksek değil.
Tıp kurumları ve doktorlar arasında geçen mücadele dolu aylardan sonra bir şekilde tedavi olmayı başardım. Bundan sonra da bu hastalık konusunda bilinç oluşturulmasına yönelik olarak elimden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışıyorum.
Lyme Hastalığı özellikle İstanbul çevresinde ve Trakya'da oldukça yaygın. Ama Karadeniz Bölgesi, İzmir civarı ve Elazığ çevresinde de bulunduğuna yönelik veriler var. Genelde ılıman ormanlarda yaşayan sert kenelerden/geyik kenelerinden bulaşıyor (Ixodes Ricinus). Ama şehir ormanlarında, parklarında da bu keneler bulunabiliyor. (Polonezköy'ün ve civardaki ormanların bu konuda kötü bir şöhreti var, dikkatli olun. Ayrıca Zekeriyaköy civarında da kesin tespitler yapıldı. Kıyıköy'ün de içinde yer aldığı Trakya ormanları ise en riskli alan gibi görünüyor.)
Hastaların bir kısmında, ısırık bölgesinde giderek genişleyen kırmızı bir halka şeklinde kendisini gösteriyor. Kimisinde ise böyle bir belirti vermiyor (bende olduğu gibi). Seğirmelerden eklem ağrılarına, uyku bozukluklarından yüz felcine kadar birçok başka belirtisi var. Bu yüzden de diğer hastalıklarla karışma ihtimali çok yüksek.
Doktorlarımızın bu konuda bilgisi ise maalesef sınırlı. Yanlış teşhis durumları çok yaygın.
Hastalığın tedavisi ise temel olarak yoğun antibiyotik tedavisi yöntemiyle yapılıyor.
Bu konuda zamanında yaptığım bir blog sayfası var, isteyenler daha detaylı bilgileri buradan alabilir veya ben de yardımcı olmaya çalışırım:
http://lymetr.blogspot.com/
Kenelerden korunmak önemlidir!
Ülkemizde kenelerden sadece Lyme değil, bildiğiniz gibi KKKA ve daha az bilinen Q Humması, Tularemi gibi pek çok hastalık bulaşıyor. Bu yüzden en iyisi hiç ısırılmamak olacaktır.
Isırılmamak için ne yapmalıyız?
- Orman veya çalılık alanlara gidiliyorsa mümkün olduğunca kapalı giysiler tercih edilmeli, çıplak ayakla dolaşılmamalı, ormana giriliyorsa şapka takılmalı.
- Orman içi patikalarda mümkün olduğunca çalılara sürtünmeden, patikanın ortasından yürünmeli.
- Açık renkli giysiler giymek kenelerin fark edilmesi açısından yararlıdır. Ayrıca yünlü/pamuklu kumaşlar yerine kaygan kumaşların tercih edilmesi kenelerin daha zor tutunmasını sağlayacaktır.
- Orman/çayır gibi ortamlarda pantolon paçaları çorapların içine, gömlek ise pantolona sokulmalıdır.
- Vücudun açıkta kalan kısımlarına DEET içeren böcek kovucular (OFF! Sinkov vs.) sıkılmalı. %100 güvenilir bir çözüm olmasa da keneler genelde bu maddeden uzak durmaktadır.
- Kenelere maruz kalınabilecek ortamlarda kalındıysa, dönüşte mutlaka tüm vücutta kene kontrolü yapılmalıdır. Özellikle çocuklarda bu kontroller ihmal edilmemelidir.
Aklıma gelenler şimdilik bunlar. Merak ettiklerinizi olursa yardımcı olmaya çalışırım.
Kenesiz günler dileğiyle