Malum, her türlü iki tekerli araca karşı büyük sempati besliyoruz. Bu nedenle şu aralar Gökhan Akçura'nın Ivır Zıvır Tarihi serisinden çıkan "Evvel Zaman Bisiklet" adlı kitabını okuyorum. Kitap içinde bisikletin Osmanlı'ya ilk giriş yıllarında, Ahmet Tevfik'in yazdığı (ki kendisi bisiklet konusunda memleketimizde ilk kitabı yazmıştır) bir yazı var. Aynen şöyle:
"Mesela bisikletinize binmiş gidiyorsunuz. Karşınızdan tanımadığınız birisi de aracıyla geliyor. Bir boru sesi ya da çıngırağın uzun ahengiyle onu selamlamak mecburiyetini hissedersiniz. Bazen selam ile de kalmayıp, çarkederek ya da o manevra yaparak beraberce yola devam edersiniz. Bu suretle sohbet edip ahbap olursunuz. Yahut her ikiniz de inerek "Yahu nereden teşrif?" "Siz ne cihete yahu?" gibi kelimelerle konuştuktan sonra, makinelerinize binersiniz."
İşte, bizim geleneğimiz, yüzyıllık bir gelenek arkadaşlar... Taa velosped günlerinden kalma