Kapat
Üye Girişi
Motovento
Motomax

Bisiklet tarihi...

    REKLAM ALANI
  1. #1
    songiden - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Mart 2008
    Motosikleti
    Aprilia Pegaso 650
    Malum, her türlü iki tekerli araca karşı büyük sempati besliyoruz. Bu nedenle şu aralar Gökhan Akçura'nın Ivır Zıvır Tarihi serisinden çıkan "Evvel Zaman Bisiklet" adlı kitabını okuyorum. Kitap içinde bisikletin Osmanlı'ya ilk giriş yıllarında, Ahmet Tevfik'in yazdığı (ki kendisi bisiklet konusunda memleketimizde ilk kitabı yazmıştır) bir yazı var. Aynen şöyle:

    "Mesela bisikletinize binmiş gidiyorsunuz. Karşınızdan tanımadığınız birisi de aracıyla geliyor. Bir boru sesi ya da çıngırağın uzun ahengiyle onu selamlamak mecburiyetini hissedersiniz. Bazen selam ile de kalmayıp, çarkederek ya da o manevra yaparak beraberce yola devam edersiniz. Bu suretle sohbet edip ahbap olursunuz. Yahut her ikiniz de inerek "Yahu nereden teşrif?" "Siz ne cihete yahu?" gibi kelimelerle konuştuktan sonra, makinelerinize binersiniz."

    İşte, bizim geleneğimiz, yüzyıllık bir gelenek arkadaşlar... Taa velosped günlerinden kalma
    http://www.motorla.co


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2

    Üyelik
    14 Mayıs 2008
    Biraz Osmanlıca bilmek gerekiyor galiba bişey anlaşılmıyor,yoldan geçerken selam vermişler arabayla araba çıngırak çalmış.
    Eskiden fazla duygu yansıtırlarmış cümlelere,aşırı duygu seline kapılmadan o cümleden uzaklaşayım.

    Esas konuya gelelim,şu an 7. bisikletimi kullanıyorum;yol ve dağ tipinde.
    Bisiklet kültürü henüz gelişmediğinden motosiklet kültürümüz de biraz inatçı,bağnaz,dik kafalı,gelişime kapalı,yeni modellere kötü gözle bakan bir anlayışa sahip.
    Bırakın bisikletle başlamayı 125'lik bile gösterişsiz bulunup direk 250 cc'likten başlanılmak isteniyor ve buradaki bilginlerce yanlışa yönlendiriliyor.

    Bisiklete binmek ne zaman küçümseme-küçümsenme olarak görülmekten vazgeçilir, o zaman 2 teker bilinci oluşur.

  3. #3
    Ante - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Ağustos 2005
    Şehir
    34
    Motosikleti
    Büyüyünce alacağım.
    Böyle hikayeler güzel tabi. Bisikletin ilk geldiği yıllar için de çok normal ve insana özgü.

    Binlerce kişinin olduğu bir kalabalık düşünün. Herkes siyah giyinmiş. Bir tek siz kırmızı bir takım giyinmiş olun. O siyahi kalabalığın içinde gezinirken sizin gibi baştan aşağıya kırmızı renkte giyinmiş birini görseniz selam verip, konuşma ihtiyacı hissetmez misiniz?

    Bisikletin ilk geldiği yıllarda da bisiklet kırmızıydı.

    Forumlarda sık sık açılır bu konu Motorcu selamı. Bizlerde aslında yine o siyahi kalabalıktaki kırmızı giymiş insanlara öykünürüz. Ve sonra şikayetler. Selam vermiyorlar. Bu da normal değil mi aslında. Şikayet edenler aslında şunun farkında değiller. Kalabalıkta artık kırmızı giyenler eskisi kadar azınlıkta değil. Motorcu selamı geleneğini yaşatanlara ve vermeyenlere kızanlara şunu sormak istemişimdir hep. Her gördüğünüz motosikletliye mi selam verirsiniz? Kuryelere örneğin, Pizzacılara, suculara? Yoksa onlar motosikletli sayılmıyor mu? Zevk için kullanan kesim mi sadece sayılanlar? Hatta onların içinde de markalar, motosiklet tipleri mi öne çıkıyor yoksa? Cruiser kullanıcısı, SS kullanıcısı gibi.
    Ainesi iştir insanın, lafına bakılmaz!
    Yine de yaşıyor insan, merak yüzünden. Yeni bir şeyler bekleyip duruyor...

  4. #4
    aSuBaYaH - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    23 Mart 2009
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    iki teker
    paylaşımın için teşekkür ederiz,
    cümleleri günümüze çevirirsek, motorcunun dostu motorcudur anlamına geliyor.

  5. #5
    enginalcar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    20 Mart 2009
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    Transalp xl700
    Alıntı motorhocası adlı üyeden alıntı Mesajı göster

    Bisiklete binmek ne zaman küçümseme-küçümsenme olarak görülmekten vazgeçilir, o zaman 2 teker bilinci oluşur.
    Kesinlikle katılıyorum.

    Çocukluğu saymazsak 5-6 senedir fazlaca haşırneşirim bisikletle. Motosiklet kullanmama sağladığı katkılar da tartışılmaz kanımca.

    Maalesef bünyesinde motor bulundurmayan, kas gücü ile çalışan bu şirin vasıtalara özellikle ve özellikle yukarıda motorhocasının bahsettiği sebepten dolayı gereken ilgili göstermiyoruz. Neden? ucuz, neden? e yoruluyorsun, neden? ee yol yok, neden? küçümsenirim, neden? canımı sokakta mı buldum vs.vs.vs.

    Günümüzde yorulmak biraz sağlıkla doğru orantılı değil mi? Bence imkanı olan herkes denemelidir.

    Saygılar,

  6. #6
    songiden - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Mart 2008
    Motosikleti
    Aprilia Pegaso 650
    İşin ilginç tarafı, bisikletin Osmanlı'ya girdiği günlerde, bisiklete karşı gösterilen direnç, bugün motosiklete karşı gösterilen dirençten çok daha fazla. Bir kere iki teker üstünde gidiyor bu şeytan arabası. Sonra üstüne binmek için, insanoğluna yakışmayacak bir poz almak gerekiyor. Dinimizce pek mübah sayılmaz. Unutmamak gerek ki, bu dönem, Avrupa'nın ilk metrolarından biri İstanbul'a (Taksim - Tünel hattı) yapılırken, "İnsan canlı canlı yerin altına giremez" deyip metro yapımına son verilen bir dönemden bahsediyoruz.

    Tüm bu negatif yaklaşıma rağmen, bisiklet günümüz için normal bir ulaşım aracı haline gelmiş vaziyette. Hatta birçok Orta Anadolu kentinde zaruri bir ulaşım aracı.

    İngiltere'ye ilk şemsiye Çin'den gelmiş. Şemsiyeyi İngiltere getiren tüccarla İngilizler zamanında çok dalga geçmişler. İlk zamanlarda şemsiye kullananlar hor görülmüş İngilizler tarafından. Şimdi ise şemsiye, neredeyse İngiltere'nin milli aksesuarı...

    Burdan şunu çıkarabiliriz: Memleketimiz motosiklet için son derece uygun bir memleket. Bir gün herkes Fenerbahçe'li olmayacak belki ama, bir gün herkes motorcu olacak
    http://www.motorla.co

  7. #7
    excavatus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    20 Ocak 2010
    Şehir
    Eskisehir (şimdilik)
    Motosikleti
    BMW F650 ST
    Bisiklet deyince 2008 yilina gitti kafam. Avustralyada, bisiklet almistim kendime, incecik tekerlekli,yaris tipi... ozel bisiklet yollari vardi... tren yolunun kenarindan paralel sehrin icine kadar gidiyordu... yayalara kapali, diger butun araclara kapali...

    her gun 30km mesafe gidiyordum sehir icine... en ufak bir engebe olmadan... altinda yag gibi makina... inanilmaz bir keyifti... sonra turkiyeye geri donunce, dedim bir bisiklet alayim kendime... burada da binerim... 1 ay dusundukten ve memleketimin yollarini ve suruculerini tekrardan bir hatirladiktan sonra vazgectim... eski bisikletimi modifiye etmeye devam ediyorum... 1991 model bir Beldesan Speeder`dan, (kac km`de bilmiyorum ama, defalarca akcay-izmir yapti hele hele ogrenciyken... selalelerden asagi dustu... ucuruma yuvarlandik beraberce).. simdi chopper yapiyorum kendisini... arkadasin atelyesinde..

    metalik siyaha boyattim, gidonu kesip, araya parca ekleyerek catali uzattim, su anda 1.90 boyda olmama ragmen oturunca seleye, on tarafin yuksekliginden ve ilerde olmasindan dolayi ayaklarimin ucu degiyor sadece yere... arka calati genisletip genis lastik takicam kismetse... vs vs...

    bitince fotolarini koyarim buraya.. yaza dogru bitiririm herhalde..

    niye mi yazdim bu kadar seyi?
    3 aydir depoda kilitli, goremiyorum minik cocugumu da ondan... darma dagin duruyor, paketlenmis halde..
    HAYATINDA 1dk ICINDE ARDINDA BIRAKIP GIDEMEYECEGIN HIC BIR SEY OLMASIN...

  8. #8

    Üyelik
    16 Kasım 2017
    natijax bunu beğendi.


Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)

Bu Konudaki Etiketler