sen yapmamış olabilirsin ama genel olarak sürekli bi kıyaslama yapılmakta kastettiğim budur.Levsy adlı üyeden alıntı
Ve benim yaptığım da kıyaslama değil, mesajımı örnekler ile desteklemekti. Her neyse, sonuçta birbirimizi ve ülkemizi hepimiz seviyoruz. İyi geceler dostlar.
tatlı rüyalar
Neyse.
Ben bu konuya deginmek istiyordum aslinda.
Bir turlu sartlar olgunlasmamisti.
Ben de uygun degildim.
Bu konunun pekistirilmesi için devlete dusen gorevler baslikli bir konu açmistim.
Bir turlu ilerletemedik.
Konu baska bir yerlerden baslayip buraya kadar geldi.
Faydali olmak istiyorsak tartismaliyiz.
Fakat kiyaslama her zaman yanlisdir demek anlamina da gelmesin yazdiklarim.
aksine ben kiyaslamanin pozitif yonde etki yapabilecegine inaniyorum.
Ama bunu dogru bir sekilde yapmak lazim.
Daha sonra dusuncelerimi ve bildiklerimi daha ayrintili yazmaya çalisacagim.
Fakat buraya degil.
Açmis oldugum ve onemli olduguna inandigim basliga.
Buraya linkini asacagim.
Burada da asil konuya deginecegiz.
Yani basligin asil amacina.
Ikisini bir arada gotururuz.
Arada kalmaz.
Katkilariniz için tesekkur ederim.
okul müdürü okul bahcesi sınırlarındanmı sorumludur yoksa cevresındendemi şahıt olduğum durumlar var okul önlerınde özellıkle cocukların dağılım saatlerınde aman ALLAHIM diyorum .ne cocuklarımız nede sürücüler okul önünde ki kural ve davranışları bilmıyorlar düzenleme tabela yaya gecıtleri yok yada hasarlı düzgün de olsa uyan yok onlara uymalarını öğretecek eğitmen yok 5 dk. lık anlatımla bu işler olmaz sözüm okullarda ki eğitimcilere ve bunları denetlemeyenlere
Ben bu topiği işte bu konulara üzüldüğüm için açmıştım:
Motosiklet kazası yaptık, şimdi ne olacak?
Motosikletle geziyorduk. Ehliyetim yok, yanımda kız arkadaşım vardı onunda ehliyeti yok. Yaşlarımız 18'in altında. Kız arkadaşım motoru sürmek istedi verdim, karşıdan gelen bir motorla çarpıştık. Arkadaşım şu an hastanede, karşıdaki motordaki 2 kişi yaralı ama hastanede değiller.
Linki: http://www.motosiklet.net/forum/moto...ne-olacak.html
Her an hepimiz kaza yapıyoruz. Daha 2 hafta önce yerde popomun üstünde metrelerce sürüklendim. Asıl demek istediğim, eğer ağır yaptırımlar olsaydı, bu arkadaşlarımız bu şekilde motosiklete binip yola çıkmaya cesaret edebilirler miydi acaba?
Bencede trafik cezeları gerçekten düşündürücü ve hemen hemen hiç bir yaptırım yok.İstanbulda çok şahit oluyorum .Daha 13,14 yaşında kask yok, koruma yok,ehliyet yok Apaçilik yapıyorlar yollarda ...Yaptırım zayıf olunca daha çok kaza yaptım gibi laflar duyarız.
Aslında motorculara olan bişey yok %99 u başka sürücülerin motorcuları hesaba almamaları yüzünden oluyor bu kazalar! %1 i ise dalgın motora binip ölümle dans edenler yüzünden oluyor.
---------- Mesaj ekleme zamanı: 14:05 PM ---------- İlk mesajı ekleme zamanı 13:57 PM ----------
Birde unutmuşum .
Motosiklet kazası yaptık, şimdi ne olacak? Başlıklı konu var 1.sayfada , okursanız daha iyi anlarsınız bu tip durumlar yüzünden de denebilir...
arkadaşlar, şu ana dek güzel bir tartışma olmuş, aynı fikirlerin farklı tonlarda ve uyum içinde söylenmesi okuyana da keyif veriyor. her zaman böyle tartışmalar görmek isterim şahsen. yalnız ben birşey daha eklemek istiyorum, yazdıklarınıza ters düşmeden olur mu bilemem ama!
diyoruz ki Türkiye'yi başka ülkelerle kıyaslamayalım, dünyanın her yerinde her tür insan var. trafik magandası, sapık, tecavüzcü, keş, bağımlı, aşırı solcu/sağcı/dinci, şusu busu vs. eh olmalı da zaten çünkü bu kavramlar insanlık halleri, psikolojik tavırlar. hiçbir millete/kültüre mal edilemez. buraya kadar tamam ama şuraya takılıyorum ben:
dünyanın her yerinde bu tipler var diyoruz ama biz kendi yaşadığımız yere bakalım. bize hayatı zehir edenlere bakalım, bizim hakkımızı gasp edenlere, sıramızı ele geçirenlere, hayatımızla oynayanlara, arkasındaki bilmem kime güvenip bize sataşanlara bakalım. saymakla bitmez....
şimdi bunun sebebi eğitim demek de artık klişe oldu bence; işin kolayına kaçıyoruz. çare/çözüm üretecek durumda değilim ama bu iş sadece eğitimle olmaz, OLAMAZ! eğitimden önce aile terbiyesi gelir ve maalesef Türkiye'nin sorunu esas budur. her zaman her yerde dile getiriryorum: Atatürk öldüğünden beri bu ülke için hayırlı tek bir iş yapılmamıştır, idareciler devletin arpalarını yerken yakınları paylanmak için ses çıkarmamış, kalan çoğunluğun bir kısmı şartları zorlayarak kendini ve çocuklarını eğitmiş, terbiyesini vermiş diğer kalanlar ilkel çağların savaşçıları gibi yağmacı, ahlaksız, güç temelli yetişmeyi seçmiştir. toplumca ben yaparım, en büyük benim, ne istersem yaparım, bana bişey olmaz vs şartlanmayla yaşadığımızı unutmayın.
yeni bir kırılma olmadan bu süreç düzelemez, iş aile terbiyesinde biter. bugünün gaspçısı, teröristi, sapığı, radikali trafik canavar uzaydan inmedi aramızda yetiştiler. gözümüze baka baka, aynı yollarda yürüyerek, aynı sıralarda bekleyerek, aynı asgari ücretlere/vergilere tabi olarak. ama bazı aileler var kendinde olmasa da evladına veren onu örnek insan gibi mücevher gibi yetiştiren; o yüzden derler okumak bir yere kadar insanlık sonuna kadar diye. bir da aileler var kendinde olsa da evladına vermeyen, git çal, kap-kaç, vur-kır, bağır-çağır, sıraya girme-öne geç, düşene bir de sen tekmele vs... diyen!!! kırılma dedim önce bunlardan başlamalı, o da bizim göreceğimiz birşey değil fikrimce.
çok uzadı alakasız yerlere kaydı ama anafikride söylmek istediğim şudur: Türkiye'de dünyanın en arsız insanları yaşar (maalesef ben de siz de bu zorlama hayatın koşullarına uymuş haldeyiz), işini görene kadar herşeye eyvallah der! (itiraz etmeyin hepimiz diyoruz). geleceğimiz böyle muallakta kalır, ne insan hakkını biliriz, ne trafiği, ne yaşlılara saygıyı, ne bi yerde sıraya girmeyi, ne farklı görünene uzaylı gibi bakmamayı vs vs bitmez bu muhabbet. evet dünyada da oluyor bunlar ama kusura bakmayın siz burada yaşıyorsanız ve eleştirmiyorsanız esas bunu düşünmek gerekir. ilk yazılardan birinde amerikadaki felaket sırasında yolların tıklım tıklım dolduğu halde emniyet şeridi boş denmiş; ama bu sadece ceza korkusundan değil. insanların bilinci bunun doğru birşey olduğunu kabul etmiş artık. sadece amerika değil, benim de doğup büyüdüğüm ama şu sıralar pek bayılmadığım avrupa da böyle. kurallar vardır, insanlar da onlara uyar. neden uymak zorunda olduklarını sorgulamazlar çünkü bunun kendileri için; insanlığın ortak çıkarı için belirlendiği açıkça belirtilmiştir. yaşadıkça da tecrübe edilir.
peki bizde durum nedir? birçok ililn birçok yolunda emniyet şeridi vardır, acaba yapıldığı andan itibaren hiç boş kalmış, gerçek amacıyla kullanılmış mıdır sorarım? ne zaman ihtitaç duyulsa bazı ............lar o yolu kullanmaktadır. ancak kendi hayatından birinin canı yandığında anlayacak; o zaman da benim canım yandı yollar doluydu, bundan sonra ben de yolu kaparım herkesin canı yansın der. sakın itiraz etmeyin bizim milletimiz kendi canı yandığında başkalarını uyarmaz; aksine onların da canı yansın ister. bunu genel olarak söylemekten çekinmiyorum. bunun az sayıdaki alternatifinden biri şu içinde bulunduğumuz Motosiklet.net forumudur. ama çoğunluk bizler gibi paylaşımcı, saygılı, karşı tarafın hakkını gören ve gerçekçi değil bunu da unutmayın lütfen.
başta da yazdım kızmak yok, bunar acı gerçekler ve siz kabul etmek istemeseniz de böyle olduğunu biliyorsunuz. milliyetçilik tamam ama önce milletin genel durumunu da bir bilelim. bir de şu eğitim meselesine gelince: bu iş okullarda olmaz, ailelerde biter. kendisi okuyamamış yaşlı aile fertleri çocukları için elinden geleni yapmalıdır, imkan yoksa birşey diyemem ama artık bilim çağındayız, görüyoruz ki ne müthiş başarı öyküleri çıkıyor en olmadık yerlerden. mesele sadece devlet okul yapmadı, öğretmen yollamadı değil, insan isteyince başarıyor, ailesi cahil de olsa büyük insan olabiliyor. bu uzar da uzar ama bence bu kadar yeter.
aslında her zamanki havanda su dövme hikayesinin farklı bir versiyonu arkadaşın değindiği konu.
memleketin zihniyeti gemiyi kurtaran kaptan dan çıktığı zaman biraz daha olur gibi. aylık yıllık hesap değil 1 günde türkiyede trafik kazasında ölen insan sayısı minimum 15, bunun yanına yaralıları da ekleyin alın size sonuç.
aslında trafik cezaları yeterli derece de ama uygulayan kim. şahsen bana emniyet şeridi ihlalinden ceza kesilmeye çalışılsa itiraz ederim. etmişliğim de var. eeee nerede kaldı yasa.
maalesef memleketteki yasalar genel anlamda kamu güvenliğinden çok devlete bir gelir kapısı açmak için kullanılıyor. tabi memur da kendi gelir kapısını açıyor. nihayetinde devlet çıkıp da " ben geriye doğru bilmem kaç senelik konut satışlarını inceleyeceğim buna mukabil rantdan gelir elde edenlerden de payımı alacağım" zihniyetini her yerde uygularsa ortada ne yasa kalır ne de devlet.
aslında örnek biraz uzak oldu ama umarım düşünce şeklini yansıtabilmiştir.
devleti devlet yapan kendi kurumsallaşması değil yönetimi altındaki halkın devleti kurumsallaştırmadır. hiçbir hak bedelini ödemeden alınamaz. avrupa dediğimiz tek dişi kalmış canavar bu bedeli ödememek için kanununa ve kuralına sahip çıkıyor.
biz cehaletimizden kurtulana dek sorulması gereken soru şudur; böyle ablak bir trafik sistemi olan bir ülkede neden bu kadar az insan ölüyor ?
baklawah, biraz uzun bir metin olmuş ama çok güzel konulara değinmişsin.bilinçlenme aileden başlar bu konuda hak veriyorum lakin şuan ailesinin denetiminden çıkmış (+18) milyonlarca insan var ve bunlar kendi kararlarını kendi kurallarını(bilinçsizce) uygulamakta.çocuklarımızı küçük yaştan itibaren, toplumda belli yaşa gelmiş insanlarında çeşitli yollardan bilinçlendirilmesi gerek.yoksa bu böyle sürüp gidecek ve binlerce insanı, sevdiklerimizi, dostlarımızı kaybetmeye devam edeceğiz..
haklısın arkadaşım; zaten benim kahrolduğum şey bu. bazen çok yakın olduğumuz bir arkadaş, komşu hatta akraba bile böyle davranıyor, zararı kendilerine olsa bundan sadistçe zevk alırdım belki ama zararı sana bana çevreye devlete vs...
çok insan var kuralları da bilen, doğruyu yanlışı da ama nedense hep işine geldikleri gibi davranıyorlar. demek istefiğim bu tavrı okulda verilen eğitimle yenmek çok zor, ailelere iş düşüyor ama artık toplumumuzda o eski ağırbaşlılık kalmadı, birçok aile oğlunu kızını bir an önce köşeyi dönsün, arada bize de faydası olsun diye resmen kuralsız, ahlaksız hatta vahşi kapitalist gibi yetiştiriyor; harşı çıkınca da sananne sen kendi işine bak, yemeyenin malını yerler, kaldıramazsan kaldırırlar edebiyatı içinde ailenin de desteğini arkasına alan çocuklara devlet okulda ne öğretse boştur. bizim halimiz budur ve maalesef çekmek zorundayız. bu memleket nasıl kurtulur diye düşünürken aklıma şu geliyor: bu tipler ö kadar çoğalacak, düzen o kadar bozulacak, orman kanunları o kadar vahşileşecek... sonra bir gün hepsi birbirini yiyecek düzen normale dönecek...(bakın bundan iyi bir fantastik film olur işte).
Bana çok önemli gelen bir tartışma maaledef yarım kalmış. Yasalara öenm verenlerin yanında eğitimden bahsedenler olmuş. Her ikisinin de son derece önemli olduğu karşı çıkılamaz bir gerçek ama ne yasalar yaptırım uygulayacak düzeyde nede eğitim bunu sağlayacak durumda maalesef.
kendisi forumu takip ediyorsa ve bunu yazdığımı görğrse bana kızacak sanırım ama son görüşmemizde bunu sorduğumda bana forumda kalitenin çok düştüğünü fikirlere seviyesizce cevap verildiğini ve kaliteli üyelerin bile artık pek ktılımda bulunmadıkalrını söylmişti. sıkılmış forumdanlevsy abimiz neden gitti acaba bilen birisi varmı
kusura bakma levent aib tutamadım kendimi
Yasalar, kurallar, yönetmelikler iki karton kapak arasında yazılı oldukları müddetce hiç bir sorunun çözümü olamazlar.
Bizde kırmızı ışıkta geçme, hız sınırını ihlal etme, emniyet şeridi ihlali, alkollü araç kullanımı ve bunun gibi her konuda ceza ve yaptırımlar yok mu sanki? Elbette var. Bizde eksik olan suç ve cezanın var olmasına rağmen suçu belirleyip cezayı uygulayacak olan sistemin eksik ve "keyif"e kalmış olmasıdır. Siz istediğiniz kadar yazın karakaplının içine "Emniyet şeridini ihmal etmek cezası trafikten men" diye, kime yararı olacak bunun.
Motosiklet motosikletle çarpışmış haberlerini okuyunca hep aklıma ister istemez şu söz gelir.
"Baktığın yere gider"
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
