Hayaldi işte…. Ben yorulacaktım şafak vaktinde, o sırtıma dayayıp başını uyumuşken bir petrol istasyonunda uyanacaktı…. Hava serindi, esniyordu ve rüzgarın dağıttığı saçlarını düzeltirken uykulu gözlerle, dişlerinin arasında sıkıştırdığı tokası parlayacaktı ayışığında….
Ben sigara yakacaktım, o yanıma gelip yolların kavurduğu yanmış boynumdan öpecekti….
Sonra sırt çantamızdan su matarasını çıkartıp avucuna dökecek ve alnıma sürecekti o koklanası, öpülesi, sevilesi, tutulası ellerini…..
-sen yoruldun, ben kullanayım mı?
-tamam, zaten gözlerim yanıyor
-neredeyiz?
-sanırım uzaklara varmamıza az kaldı….
-güneşin doğduğu yöne değil mi?
-hı hı ;)
-fulledin mi?
-hıııı
-tamam sen wc ye git, ben kartı çekerim….
-tamam, su da al, bir de kraker….
- tamam, sen işini hallet gel,
-geldim….
-çikolata aldım bize
-benim de şekerim düşmüştü, tam da seni öpmeye gelmiştim…
- yok o zaman sana çikolata…
- hazır mısın?
- hadi güneşe….
Hayaldi işte…. Saçlarını rüzgarın dağıttığı, tenini rüzgarın yaktığı ama yüreğini yalnız kendim yaktığım; sigaram gibi bir kadın işte…. Hayal ve güzel… temmuzda güneş gibi, sarılması ise güneşte gölge gibi… huzurlu ve güneşten….
hayal bu işte!!!
YÜREKÇE!!!
13/08/08 - ÇARŞAMBA
YÜREKÇEKALIN....