Çaydanlık mı?, plastik mi? / Motoron - Rauf Gerz
Reklamlar
-
Klasik motorlar, diğer tarz motosiklet sahipleri tarafından “Çaydanlık”, klasiklere binenler ise diğer tüm tarz motorlar için “Plastik” tabirini kullanır. Motosikletleri tanıdıktan bir süre sonra bu ezeli çekişmenin ortasında durup ne olduğuna ve ne istediğine karar verirsin.
Birçok gerekçeden iyice eleyerek tanımlayabilirim ki insanların motosiklete binme sebepleri ana başlık olarak “Kişisel ego”ları içindir. Bu egonun altında yatan en önemli etkenler farklı olmak, farklı görünmek ve farklı hissetmek isteğidir. Bu tezin kabulünden hareketle iki ana başlık belirir. Bunlardan biri motoruyla birlikte olan görüntüsünün varlığından hoşlanır. Ön planda nasıl görüntü verdiğidir önemli olan. Diğeri ise ağırlıklı olarak sadece hissettikleri ile ilgilidir.
Bence birinci gruba çoğunlukla klasik motosikletler ve sahipleri girer. Motorunun tarzı ne olursa olsun üzerine deli gibi aksesuar takıp Uzakdoğu pavyonuna çevirenler de bu tanım içerisindeki kişiliğini-tarzını bulamamış kitleyi temsil eder. Bu tespitlerin farkında olarak “Plastik” gruptan bir motosiklet tercih edenler ise nasıl gözüktüklerinden daha çok nasıl hissettikleriyle ilgilidir. O yüzden daha çok motora binmek, daha çok yere gitmek, daha uzun yol yapmak isteyenlerin tercihi “Plastik”tir.
İlk gruba girenlerin kıyafetleri de belirgin bir biçimde diğer gruptan ayrılır. Erkek olsun kadın olsun; dövme, küpe gibi çağımıza ait bedensel aksesuarlar bu grupta daha yaygındır. Çünkü bu aksesuarlar “Diğer” kişiler tarafından gözlemlenen süslerdir. İkinci gruptaki “Plastik”çiler ise aksesuar olarak GPS, elektronik haberleşme cihazları, müzik aletleri, motorun teknolojik ekipmanları gibi elektronik aletlere odaklanır. Çünkü onlar için “Diğer” kişilerden daha çok kendi hissettikleri önemlidir. Bu arada karıştırılmaması için ikaz etmeliyim ki ilk gruptakilerin asıl isteği “İzleniyor, gözlemleniyor” olmak değil böyle olduğunu hissetmektir. Yani kişi yalnız başına bir çölde bile motora biniyor olsa davranışında değişiklik göremezsiniz.
Klasik motosikletle yol yapmanın nispeten güçlüğüne katlananların savunması “Konfor istiyorsan otomobile, sürat istiyorsan uçağa bin” olur. Kendi bakış açılarıyla haksız da sayılmazlar aslında.
O yüzden motosiklet hayatının sonunda yani yaşlanıldığında, herkesin amacı bir klasik veya dev bir turingdir. Çünkü bunun altında artık nispeten daha çok yol yapmak yerine motosiklete odaklanılması isteği yatar. Kişinin bu evrede ego olarak kendisini ön plana çıkartan bir tarz benimsemesi de yaş itibariyle görsel kabul görme sınırlarının alt limitlerinde olmasındandır. Hatta arkaya bindirilen karşı cinsten birisinin yaşça oldukça genç olmasına yönelik eleştirilerin temel nedeni de budur aslında; yani halen optimumda dikkat çekiyor olmak.
“Çaydanlık” binicileri için binilen makineyle yaşanan etkileşim için “Ruh” tabiri kullanılır. Yani makinenin bir kişiliği vardır ve onun ruhuyla kişininki bütünleşir. “Plastik”çiler için ise böyle bir tanım yoktur. Daha az kilometrede aynı motordan bulunduğunda hemen değiştirmek için başka bir mazerete gerek duyulmaz.
Klasik motorlar bu sebeplerle belli akımların ve belli toplumsal mesajların içerisinde yer almıştır. Diğer motorların varlığı ise binicisinin hissettiği kadardır.
Bu nedenle Royal Star klasiğimi arkadaşıma sattıktan aylar sonra bile grup gezilerinde gidip deposunu okşardım. Oysa eski Turing makinemi sattığımda aklıma takılan tek şey rengine uysun diye aldığım kıyafetimi şimdi ne yapacağım sorusuydu.
Egonuzu, alt benliğinizdeki duygu ve beklentilerinizi iyi tanıyın. Motora binmek sadece dengede durabilmek değildir.
Rauf Gerz
Motoron - Nisan 2008
Reklamlar
-
ben bazı noktalara katilmiyorum yazıdaki özellikle caydanlık tanımı için farklı olmaya calişmak gibi, bence onemli olan farklılıgı özgürce yasamak olmalıdır kimse oldugundan faklı bir kimlige burunmuyo bir arayiş veya caba gostermiyo istiyen istedigi gibi kendini yansıtan hayatı seciyo motoru gibi amac farklı olmak degil kendin olmak. sectigi motor kendi kişiligini yansıtıyo (BENCE).. basarılı bir yazı degil.
[COLOR="Red"][B]
Önce Topraktım Simdi Agaç OLdum.
Derya DenizLer Gibi DaLgaLandım Simdi DuruLdum.[/B][/COLOR]
-
Bir kere ayrım çaydanlık plastik ayrımı değil
chopperlar bi tarafa geri kalanı bir anlamına gelen bir yazı olmuş
hoşuma gitmedi. her motorun ruhu vardır. kendi benimsediğiniz tarzı bi yana koyup diğerlerinin hepsini aynı kefeye koyamazsınız
o plastik dediklerinizin içinde de farklı farklı hissiyatlar gizlidir.
Egonuz, alt benliğinizdeki duygu ve beklentilerinizin yanında sizden farklı olanları da iyi tanıyın. Motosiklet camiasında yer alan herkese eşit mesafede yazılar yazın lütfen diyorum
-
Güzel saptamalar, kendince de haklı ama ben aldığım her eşyayı, dolayısıyla motosikletimi de sahiplenir ve uyum gösteririm. Bunun yanısıra benim için aslolan kopup gitmektir. Tek başıma yol yapmaktır, gezmektir. Bu durumda ben içi metal dışı plastik TERMOS oluyorum sanırım arkadaşlar.
-
amorphis adlı üyeden alıntı
ben bazı noktalara katilmiyorum yazıdaki özellikle caydanlık tanımı için farklı olmaya calişmak gibi, bence onemli olan farklılıgı özgürce yasamak olmalıdır kimse oldugundan faklı bir kimlige burunmuyo bir arayiş veya caba gostermiyo istiyen istedigi gibi kendini yansıtan hayatı seciyo motoru gibi amac farklı olmak degil kendin olmak. sectigi motor kendi kişiligini yansıtıyo (BENCE).. basarılı bir yazı degil.
BENCE de öyle, size katılıyorum.
-
-
İki tane motosikletim var.
Birincisi 1995 yılında Üniversite öğrencisiyken aldığım 1956 Model BMW R26.
İkincisi 2007 yılında aldığım 1952 model BMW R51/3.
Şimdi bunlar çaydanlık mı oluyor? Yoksa düdüklü tencere mi?
Dövme küpe falan da yok motorumu değiştirmem gerekir mi?
Türkiye'deki HOG lara baksın bunların hangisi bu genellemelere uyuyor.
Herkes toplumda farklı görünmek ister çünkü herkes birey olarak varolmanın bilincindedir.
Yurtdışında bizimkinden tamamen farklı kültürdeki genellemeleri yada kalıpları alıp bunlar Türkiye de de böyle gibi anlatırsan pek te anlamlı bir yazı ortaya çıkmaz. Ben 1995 yılından beri motosiklete biniyorum kimseden ne çaydanlık ne de plastik sıfatını duydum. Forumlarda falan da böyle bir tanımlamaya rastlamadım. Ayrıca bizdeki klasik motor severler de genellikle motosikletlerini orijinal haliyle severler. Aşırı aksesuar yapan çok az insan vardır.
Bence bu makale bize uygun düşmemiş. Türkiye nin gerçekleriyle örtüşmemiş.
-
çalakalem yazı işte
her sayıya yazı yazmak gerekince böyle oluyor.
-
hiç gerçekçi değil chopper ve klasik efsanesini çöpe atmış.saçma bi yazı gereksizzz
[COLOR="Red"]motorcu değil choppercı olmak.....kıvırtmak değil kafa sallamak::xrock::.... varmak değil yolda olmak.... boyun eğmek değil özgür olmak..... hevesle değil tutkuyla bağlanmak...[/COLOR]
[IMG] http://www.allstategarage.com[/IMG]
-
bencede sacma olmus bu yazı
-
bölücülük yahu başka bişi değil bu yazı. Ayrısı gayrısımı var motorcuların hemen hepsi aynı duyguları hisseder bence (motor üstündeyken) tarz farklı olur makine farklı olur giyim kuşam v.s. neticede MOTORCUDUR. bencede sayfa doldursun die yazılmış bi zırva işte
-
Benzini çakar, yoluma bakarım.
çaydanlık, tencere, tava, leğen, bidon kime lazımsa, onun olsun.
Ülkemde hiçbir iyilik cezasız kalmaz.
-
Zaten böyle saçma salak felsefi yazıları gördüm mü hemen geçerim.
Mt de görünce merak ettim bu da saçma salakmış
-
Arkadaşlar;
Motosiklet bir yaşam biçimidir. Ne olursa olsun, bu zevk meselesidir. bende bir horex vardı halen o motosikleti ararım...Satıp Honda CBR 600 almıştım. Daha sonra Harley Klasik, İndian, vs geçti elimden. Ural, Jawa, Norton, BMW , gibi nice motorlarım oldu. 17 Yaşında Motokross Şampiyonu olduğumda altımdaki motor 3.5'luk planetti... Yıl 1975 Yer Ankara Emek Konya Yolu Yanı Beştepe - Yaşım küçük olduğundan Şampiyonluğu vermediler bana... Ama ben yılmadım... Çocukken lunaparkta gittiğim tek yer motosiklet akrobasisi yapılan yerdi... Üstüvane derlerdi motorlar orda yer çekimine meydan okurdu... büyük keyif alırdım... Bir ara çalıştımda...ama sonra kayboldu gitti... Bu bir felsefedir. Bu nedenle çaydanlık mı Plastik mi tartışması gereksiz... Ben halen kendimi dinç ve genç olarak nitelendiriyorsam bu motosiklet sayesindedir. Yaş 50 ama halen motosiklet benim en büyük aşkım... ölürsemde ya sahnede tiyatro yaparken, Ya da film setinde film yönetirken, Ya da motosiklet üzerinde ölmek nasip olur inşallah... Hatta mezar taşı istemem...bir hurda motor koysunlar başucuma mutlu olurum zahir...Motosikletçiler gelsin cenazeme...Onlar taşısın beni ebedi istirahatgaha başka şey istemem. O nedenle ne olursa olsun motosikletin ve sağlığın değerini bilin. Haa unutmadan, Daha kalp krizi bile geçirmedim motosiklet sayesinde. Kaslarım halen sıkı motosiklet sayesinde... Yani anlıyacağınız Nazım Hikmet'inde dediği gibi Motorları Maviliklere sürün çocuklar...
[B][I][COLOR="Red"]Yanlışlarıyla Mutlu olanları, Doğrularınızla Rahatsız etmeyiniz...[/COLOR][/I][/B]
-
Plastik ve çaydanlık ayırımını duydum ama bu kadar ciddi sosyolojik ve psikolojik saptamalarla değil dost sohbetlerinde espri mahiyetindeydi. Plastik kavramının içine soktuğu makinaların ve sahiplerinin motosikletten beklentileri ve ruhu, anlattığı genellemeye tam oturmuyor. Bir endurocuyla race makine seven kişinin motosikletten beklentileri ve zevkleri ne kadar örtüşebilir ki? Kaldı ki yine konunun espri boyutunda race makineler için pastane motoru tabiri kullanılır. Şimdi buradan yola çıkarak race makine severler için "sadece pastanenin önüne çeker ve gelen geçenin iç geçirmesini seyretmek adına bu makineyi tutar" demek ne kadar gerçektir. Kısaca "Laf ola, beri gele" demek en mantıklısı. Yazı yazabilmek için fikir ve konu kabızı olmamak lazım.
-
Gültekin adlı üyeden alıntı
Benzini çakar, yoluma bakarım.
çaydanlık, tencere, tava, leğen, bidon kime lazımsa, onun olsun.
fazla söze ne gerk abim sölenmesi gerekni en kısa şekilde izah etmiş.
-
butterfly_80 adlı üyeden alıntı
BENCE de öyle, size katılıyorum.
kız, sen buralara yazarmıydın..?
Yazıya kelimesi kelimesine katılıyorum.. Bencede motosikletler 2ye ayrılıyor. Chopperlar ve diğerleri.. Ben diğerlerini tercih ediyorum, orası ayrı!
::139:: [I][B][COLOR="DarkRed"]Burak Murat[/COLOR][/B][/I]
-
motosiklet binmeyi seviyorum; bu kadar felsefe neden...
-
Gültekin adlı üyeden alıntı
Benzini çakar, yoluma bakarım.
çaydanlık, tencere, tava, leğen, bidon kime lazımsa, onun olsun.
en iisini yaparsın
kusura bakmayın ama bu kadar celallendiğinize göre çok da yanlış değil..
aksi halde savunma yada saldırı olmazdı.. ben de okudum sadece gülümsedim.
ama aşağıdaki yorumları okuyunca şaşırdım.
güzel bir yazıydı hepsi o.. insanız gün içinde neler okuyoruz.. her okuduğumuzun da her cümlesi doğru olacak değil..
-
motorcu düşmanları motorcuları bölmek için yazdırmış bu yazıyı
hayin bu
ayrıca bukadar adam sırf farklı olcak diyemi motora biniyo
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler