İçinizdeki motorcuya sesleniyorum. Haddimi aştım bu kez. Dilim pek uzun belki de, boyumdan büyüktür söyleyeceklerim. Bir hayat felsefesinin ahkâmını kesmek amacım. Kadın, erkek, zengin, fakir, genç, yaşlı tüm motorcularadır sözlerim.

Motosiklete nasıl bilinir? Binip de nereye gidilir? bunu anlatmayı benden iyi bilenlere bırakıyorum, ustalara.

Motosiklete neden binilir? Binip de hangi dünyaya gidilir? ben bunu anlatmak istiyorum sürç-ü lisan af olacaksa.

İçinizdeki motorcuya sesleniyorum.

Pahalı, güçlü makinelerle turlayan ya da mütevazı, ufak bir motorla gezeni de ayırmıyorum. Yılların kurdu motorcu da, henüz taze acemi de dinlesin söyleyeceklerimi. Motosiklete hiç binmemiş olanı bile bir tutuyorum. Motosikletin ruhundan bahsediyorum ve motor kullanmıyor olsanız bile ben sizin içinizdeki o kabına sığmayan ruhu arıyorum.

İçinizdeki motorcuya sesleniyorum.

Motosiklet fuarında tanıştığım dostlarıma... Tunceli’den kalkıp gelen polis memuruna, gözlerinden pırıltılar saçarak konuşan lise öğrencisine, yeni motosikletini birkaç hafta bekleyememekten muzdarip heyecanlı delikanlıya ve motosiklet aşkıyla yerinde duramayan nicelerine sesleniyorum. Yanındaki oğluna, minik kızına, uzaktaki çocuklarına birer imza almak için gelip tanışan, tüm gücüyle tokalaşan motor sever siz dostlarımın samimiyetinizdendir ki, içinizdeki ruhun varlığına daha çok inanıyorum.

İçinizdeki motorcuya sesleniyorum.

Ben- Murat Özbilgi- ne dünyanın en iyi motosiklet sürücüsüyüm, ne de en tecrübelisi. “Motosikleti en iyi ben kullanırım” diyemem. Türkiye motosiklet dünyasının en gözde motorcusu sayılmam. Motosikletin teknik aksamından ise hemen hiç anlamam. Ben yalnızca dünyanın bu köşesinde, zamanın bu kesitinde yaşayan herhangi bir motorcuyum. Ve sizin içinizde de bir motorcu varsa eğer, bunları yazmaktaki tek amacım ona ulaşmak.

İçinizdeki motorcuya sesleniyorum ve kendi aldığım motosiklet yolunda bugüne dek gördüklerimi paylaşmak istiyorum.

Amacım bu paylaşımdan ortak bir bakış açısı yakalamak ve bütün kalbimle inandığım, gözlerimle gördüğüm ve her gün ellerimle tuttuğum bir gerçekliği sizlere kendi çerçevemden göstermek. Motosikletin bir ulaşım aracı olmanın çok ötesinde bir misyonla modern hayatta bir yere sahip olabileceğini. Alternatif bir hayat tarzı olmasa bile yaşadığımız hayat tarzının alternatifsiz olmadığıyla ilgili güzel bir ümit olabileceğini. Hayat tarzı diyorum ama deri ceketler, zincirler, yarışçı tulumları, çamura bulanmış kros motorları klişelerinin çok ötesinde bir şeyden bahsediyorum.

İçinizdeki motorcuya sesleniyorum ve hayatın yalnızca işe gidip gelmekten, kravat, kredi kartı, cep telefonu ve Internet’ten ibaret olmadığını söylüyorum.

Bu sefer farklı bir şey yapmak niyetim. Bir kitap yazıp, birkaç satır karalamak istiyorum, bir mesaj vermek. İçinizde sesimi duyan birileri olduğunu biliyorum.

İçinizdeki sesimi duyan motorcuya sesleniyorum.

“Motosiklet Hayattır” isimli kitabıma ilgisini eksik etmeyen, e-mail ve telefonla tebrik gönderen herkese ve geçtiğimiz hafta Motoshow’08 fuarında yüz yüze tanışma mutluluğunu bana veren tüm dostlarıma teşekkür ederim.

Murat Z. Özbilgi
Motoron - Nisan 2008