Suyunu çıkardım biliyorum ama sadece deneme yapıyorum.
Buna da bir şey yazın.
İkinci sayfaya geçtiyse, söz raporun ikinci bölümünü bu gece okuyacaksınız.
Ama daha üçüncü bölüm var.
Sonra söylemedi demeyin.
Suyunu çıkardım biliyorum ama sadece deneme yapıyorum.
Buna da bir şey yazın.
İkinci sayfaya geçtiyse, söz raporun ikinci bölümünü bu gece okuyacaksınız.
Ama daha üçüncü bölüm var.
Sonra söylemedi demeyin.
Evet güzel bir başlık olmuş sevgili horoz,devamında katkıda bulunacağım.
Haydi hükümeti yıkalım yerine AVM yapalım.
İkide olsa beşte olsa meraktayız bekliyoruz....
Kolay gelsin...
ʞoʎ ʎǝşıq uǝpıƃ sɹǝʇ ɯıʎıʎı uǝq
Ülkemizin biricik yarış pisti İstanbul-Park geçtiğimiz yıl zarar ettiği mazeretiyle bu işi bilen bir patrona satıldı.
Önümüzdeki yıllarda büyük ihtimalle benim bahsetmek istediğim konuda ki atılımları ve bu işlerin nasıl karlı hale gelebileceği konusunu yakından izleme fırsatı bulacaksınız.
Buraya yazdığım ve astığım fotoğrafları kendi konularında değerlendirmenizi istemekle beraber, üstte bahsettiğim bakış açısını da yakalayacağınızı bildiğimden, yarış pisti işletmeciliğini sadece yarış düzenlemekten ibaret zanneden kafalara da gönderme yapmak istedim.
Aslında basit bir etkinliğe katıldım.
Ama attığım her adımda, neden İstanbul’da bunlar yapılamadı? Sorusu kafamı kurcaladı durdu.
Dünya’nın her yerinde kullandığı araçlara bir şeyler katan, onlar üzerinde projeler üreten insanlar var.
Türkiye dahil.
Bu gün sizi böyle bir şenliğe Tuning şova davet ediyorum. Fransa’da F1 ve SBK yarışlarının yapıldığı, Kenan Sofuoğlu’nun sezonun son yarışını yapıp, şampiyonluğunu resmi olarak tescil ettirdiği Magny Cours pistine götüreceğim sizi.
İlgileniyorsanız buyrun….
**********
Aslında Tuning genel anlamda benim için bir şey ifade etmez. Elektronik alanında yenilikleri birinci elden takip edebildiğim etkinliklerdir sadece.
Fakat araçlar üzerindeki el ve beyin emeğini takdir ederim.
Bazı projeler ağzımı açık bırakır.
İşte böyle bir gündü. Benim de yapacak bir işim yoktu. Canımda motosiklete binmek isteyince bastım gittim.
Magny Cours pistinin girişine motosikletimi park ettim. Ben daha motosikleti park etmeden, eski motosikletim gelip yanıma durdu. Enteresan bir tesadüftü. Plakası değişmiş olduğu halde motosikletimi hemen tanıdım. Hem de yıllardır görmememe rağmen.
Fakat kullananı tanıyamadım.
Tabii hemen tanıştık. Üçbeşten sonra halef ve selefi yan yana fotoğrafladım.
(Aslında halef-selef yanlış oldu. Çünkü 600RR den önce R1 kullanıyordum. Bu bir önceki motorum)
Şimdi içeri girelim.
Yaptığım reklamda Semih Saygıner’in konumuzla ilgisi varmı deyip bu fotoğrafı koymuştum.
Zoom olayını bırakıp biraz geri çekilelim bakalım neymiş?
Gördüğünüz gibi bilardo delisi bir eleman otomobilinin arkasını böyle yapmış. Bence Semih buna iyi para verir.
Semih Saygıner’i tanıyormusunuz sahi?
Kendisi defalarca Dünya Bilardo Şampiyonu olmuş, enfes bir insandır.
Neyse konudan sapmadan otomobilleri görmeye devam edelim.
Ben buna direksiyon desem nerenizle gülersiniz demiştim.
Gülmeyin. Çünkü gördüğünüz şey bir otomobilin direksiyonu. Fonksiyonel direksiyon konusu ancak bu kadar abartılabilir herhalde..
Arabaya biraz daha uzaktan bakalım.
Arkadan böyle
Önden böyle..
Terlikle girilen yer neresi diye bir soru sormuştum.
Bakalım.
Çaktınız mı manzarayı.
Bu arkadaşta peluş delisiymiş anlaşılan.
Arkadan da görelim
Bu bir Tuning şov ama sadece otomobiller yok elbette.
Son resim araya karışmış arkadaşlar. Benim bir suçum yok.
Daha pistin dışındayız. Tüm resimler aynı sayfaya gelmesin diye muhabbetin geri kalanını da yarına bırakalım.
Bu arada bir şeyler yazıp, topiği ilerletirseniz sevinirim.
Böylece resimleri aynı sayfada toplamamış oluruz. Tabii forum tarihinde açılan bir konunun tüm içeriğinin okunduğu görülmemiştir ama, kopukluklar olacağı için arkadaşlar bir dönüp bakacaklardır.
Topiğin ana teması pist işletme işi nasıl karlı hale getirilir? Olduğu için buraya birkaç şey eklemek istiyorum.
Türkiye Tuning konusunda avrupadan çok da geri bir ülke değil.Böyle bir organizasyona binlerce otomobil sahibinin katılacağından eminim. Giriş parası olarak 50 YTL alınsa 1000 otomobil, 50.000 YTL ödemiş olur. Bu sadece oraya gelen otomobillerden kazanılan miktar.
Orada stant açıp ürünlerini sergilemek ve satmak isteyecek firmalardan alınacak kira bedeli, yiyecek içecek satacak firmalardan alınacak bedel vs. vs. Topladığınızda içeride dönen paranın miktarını siz hesap edin.
Ve daha pistin dışındayız.
Pistin içi var bir de..
Devamı, reklamlardan sonra….
mevcut yöneticilere pervasızca dil uzatmak, işin en kolayı.
ama unutmayın ki, burası adeta bir "kurtlar vadisi".
burası kimin arazisiydi?
alınamayınca, nasıl tezgahlar kuruldu?
başka kimler bal tutup, parmak yaladı?
araştırın azıcık.
http://www.ekocerceve.com/basindanDe...780&yazarID=66
Ülkemde hiçbir iyilik cezasız kalmaz.
Gültekin;
bunlardan bize ne?
Biz evladını vatanın selameti için şehit olmaya gönderen anne ve babaların ödediği vergilerden bahsediyoruz.
Memleketine katmadeğer yaratmak için çırpınan ve bir ya da birilerine peşkeş çekilen insanların heder olan emeklerinden bahsediyoruz.
Biz tüyü bitmedik yetimin hakkının nasıl yendiğinden bahsediyoruz.
Bu hakkı ben mi koruyacağım?
Başımızdakiler mi?
Bize ne? ne dolaplar döndüğünden.
Bu dolapların dönmesine mi biz mi müsaade ettik?
Bu şerefsizlerin istedikleri gibi at oynatmasının suçlusu, bizmiyiz?
Devleti yönetenler mi?
Yönetmeyi beceremeyenlerin devleti ve milleti ne hale getirdiğini bu millet kurtuluş savaşı vererek sınadı.
Yine baştan mı başlayacağız?
birileri çok çok paralar kazansın, daha fazla güç sahibi olsun diye kurulan tezgahların, türlü planların ürünüdür bu pist.
bahsettiğin kulların da hakkı yenerek, ülkenin parazitleri tarafından posası çıkana kadar emildikten sonra, "bana ne... ne yaparlarsa yapsınlar..." diyerek tükürülmüştür.
herşey bir kenara, yalan haberlerle, türlü iftiralara maruz bırakılmış bir garibanın arsasına kurulmuştur bu pist.
bu garibanın ve etrafındaki insanların onuru, şerefi, malı, hayatı gaspedilmiştir.
mazlumun ahı vardır. o yüzden, kimseye hayır gelmez.
"bize ne?" diyorsun. öyle olsun. istemiyorsan, sen ilgilenme.
lakin mevcut yönetime küfredecekseniz (ki ediliyor), yelpazeyi geniş tutun.
Ülkemde hiçbir iyilik cezasız kalmaz.
devam edelim
Yahu burda bari politika olmasın diyecem...
Tamam ülke hepimizin fakat politik tartışmanın olmadığı bir yer polemiğin bulunmadığı bir cumhuriyet yok mudur?
Şimdi paylaşımda olan konu elimizde olan bir pistle bizim yapamadığımız ve milletin yaptığı karşılaştırması değil miydi?
Girdiğim her yerde politika karşıma çıkması sıkıyor artık burda deşarj olmak için varım...
Belli bir etkinliği gezdirirken yapıla bilecek şeyleride örnek olarak gösterdi dostum paylaşımıyla...
Nem kapmadan yaslanıp izlesek olmıyacak mı??
ʞoʎ ʎǝşıq uǝpıƃ sɹǝʇ ɯıʎıʎı uǝq
Değerli arkadaşlar,
konumuz ülkemize yapılan İstanbulpark pistinin, yönetilememesi sonucu bir yabancıya kiralanması.Tartıştığımız şey ise yapılan bu işlemin sonucunda, ülkemiz sporcularının bizzat kendi ülke topraklarımızda bulunan bu tesisten yararlanamaz hale gelmesi.
Hatta dünya çapında sporcumuz, Kenan Sofuoğlu'nun bile bu pistte antreman yapamaması.
Benim göstermek istediğim ve burada anlattığım şey ise eğer becerikli ve bu işlerden haberi olan bir yönetim olsaydı, neler yapılabilirdi? ye küçük bir örnek.
Bu konuyu siyasete çekip başka yerlere taşımanın bir anlamı yok.
İstanbulpark pistinin ne şekilde yapıldığı, kim ya da kimlerin bu iş üzerinden rant elde ettiği bu konunun dışında.
Bu pist öyle ya da böyle yapıldı.
Madem yaptın, işleteceksin.
İşletemeyeceğin şeyi yapmayacaksın.
Bu milletin parasını savurmayacaksın.
Ben pistin hangi iktidar döneminde başlatıldığını bile bilmiyorum. Dolayısıyla parayı kimin savurduğunu da bilmiyorum. Olayı mevcut iktidara dil uzatmak olarak anlamanın manası ne?
Ama yönetemeyip, kiralayanların kim olduğunu herkes biliyor. Dünya şampiyonu sporcumuz kendi pistimizde yarışamıyor. Bunun utancını taşıması gerekenler de kendini biliyor.
Siz burada onları savunsanız ne olur? Savunmasanız ne olur?
Gerçeği böyle değiştiremezsiniz.
Hiç bir şekilde değiştiremezsiniz.
Lütfen buraya siyaset karıştırmayın da tatlı tatlı tartışıp, bir şeyler öğrenelim.
En son 17 şubatta birşeyler yazılmış bu başlığa...Aradan geçen 4 ayda olaylar çok farklı bir boyut kazandı.İstanbul park dururken körfez pisti(!)'nde yapılan bir yarış antremanında Sinan Sofuoğlu hayatını kaybetti.Yapılması gereken yarışların İstanbul park'a alınması ve mevcut pistlerin tamamen düzetilmesi olduğu halde federasyon yurt dışında yarış yapmak gibi abuk bir karar aldı (Sanırım böyle kararlar ABD'nin Irak'ı işgali gibi, bir defa yanlış yapınca sürekli aynı yanlışı yapmaya devam ediyorsunuz, doğru yola dönecek cesaretiniz olmuyor).Dahası var: Duyduğum kadarıyla yarışçıların büyük çoğunluğu Bulgaristan'a gitmeyecek.Buyrun buradan devam edelim.
"Geçmişini hatırlamayanlar onu tekrardan yaşamaya mahkumdurlar". -Santayana
Seninle gurur duyuyorum.
Senin kapasitende insanların ülkemde var olması bana ayrı bir cesaret veriyor.
Gelişen olayları değerlendirip kafanda tartıp, biz neleri konuşmuştuktan yola çıkarak mevzuyu yönlendirmen gerçekten takdire değer bir zeka örneği.
Benim bile unuttuğum bir topiği gelişen olaylarla harmanlayıp açığa çıkarmışsın.
Burada benin,
ben size söylemiştim demeye hakkım yok...
Afferim...
Hadi devam edelim o zaman.
Daha neler var bi bilsen!!!!
Ne güzelsin. Ne güzel.....
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
Başlığın ilginçliğine geldim..
Okumaktan bir türlü çıkamadım..
Deniz abimin ortaya çıkardığı gibi gerçekten..
Unutulmuş galiba amaaa..
Malesef ki Sinan abimizi kaybettik..
Ne acı degil mi?
coq abimin dedigi gibi milyonlarca dolara mal edilmiş koskoca İstanbul Park öylece yatıyor..
Gidersen Öyle Bir Gitmelisin ki;
Ayrılıklar Bile Seninle Gurur Duymalı..
işim nedeni ile her ülkeden turistlerle muhatap olmaktayım .. alın size masal değil realiteler .. bir ingilize oğlunun veya kızının adını sorduğunuzda .. ağızdan hemen cevap versede .. yazılışını bilmeme ihtimali %50 dir.. işim dövmecilik ..oğlunun veya kzının adını yazmamı isteyen adam malesef ismi yazıp önüme koyamıyor.. bu bir değil yüz kere oldu 20 yıllık karısının ismini benim ısrarıma rağmen yanlış yazdıran oldu ..Çelik jant, abart egsoz ve ses tesisatı takıp Bağdat caddesinde tura çıkamayacağı için Formula 1 araçlarını uzay aracı zanneden,
tanıştığım çoğu turistin bir gp ve f1 yarışı olduğundan bi haber olduğunu biliyomusunuz ...
ya bunları biliyomusunuz
Kendi ülkesi dışında diğer ülekelerin başkentlerini çoğunlukla bilmediğini..
İstanbulu türkiyenin başkenti bildiklerini
hala türkiyede fesle dolaştığımızı sandıklarını
16 ytl tutan bir hesap için 20 ytl+1 ytl verildiğinde geri 5 ytl verileceğinin hesabını mümkün değil yapamadıklarını
biliyomuydunuz
Eskiden boncuk hesabı çalışan oteller vardı.. resepsiyondan paranız karşılığı çeşitli renklerde boncuklar size verilir ve bu boncuklarla otel içinde alışveriş yapardınız...bir müşterim bu boncukla marmariste alışverişe çıkmış..
adam boncuğu türk parası stili zannediyo ...
yine başka bir müşteri pazardan ucuza rakı aldım deyip 5 şişe ispirtoyu rakı şisesinde satın almıştı..
örnekler artırılabilir.. yurtdışında çeşitli ülkelerde bulundum ... inanın en asiline 5 basarız.. zaten bence bu yüzden adam olmuyoruz .. hepimiz zekiyiz .. hepimiz uyanığız .. bir ülke bu kadar uyanığı kaldıramıyor..
evet bazı illerimizde hala at arabası vardır .. bu çeşitliliğimizin .. renk tayfımızın genişliğidir.
pist kiraya verilerek bence en doğru iş yapılmıştır.. böylece bir pist nasıl işletiliri birinci elden öğrenecekler ..
siyasi yönetimle ilgili mesajlar silinmiştir...
[B][COLOR="DarkOliveGreen"]"İnanç, görünmeyene inanmaktır. Görünmeyene inanırsanız kimsenin göremediğini görürsünüz"[/COLOR][/B] [B]A. Şerif İZGÖREN[/B]
^^ Hangi ulkelerde bulundun bilmiyorum ama Turk'ler yabanciya 5 basar demek biraz ruyalar ulkesinde gezmek. Bizim millet diger milletlerden ne daha ustun ne de daha asagi. Eger uyaniklik yapmak, ulkeyi tanimayan birisini kaziklamak ustun zeka belirtisi ise o ayri tabi. Ama bu dedigin ozellikler sadece Turk'lere degil, bizim gibi gelismekte olan ya da diger az gelismis ulkelerde yasayan insanlarda gorulen bir ozellik. Ne gariptir ki gelismis ulkelerin (ya da Dunya ekonomisinde soz sahibi ulkeler diyelim...) vatandaslari bizlere biraz saftirik gelir her zaman. Cunku bizlere bu tip adamlarin her seyi kuralina gore yapmasi, yasalara ne olursa olsun uymasi, karsisindakinden fazla suphelenmemesi, vergi kacirmaktan olesiye korkmasi, eline firsat gecse bile baskasinin hakkini gaspetmemesi...etc gibi seyler cok garip geliyor. (Biz surekli arkamizi kollayarak gezdigimizden olsa gerek )
Ilk mesajda yazilanlara %100 katiliyorum. Ama... Bizi yoneten politikacilari, mahalli yonetimleri, federasyon yoneticilerini, hastanedeki doktoru, devlet dairesinde ki memuru, sahadaki hakemi, trafikteki magandalari....vb elestirirken kimse bu insanlarin nereden geldigini dusunmuyor. Sanki Allah'in Turk'lere ozel bir garezi var nerede beceriksiz, ikiyuzlu, cikarci birisi varsa onu uzaydan basimiza mi veriyor?? Bizi yonetenler yine bizim icimizden cikiyor. Istanbul Pist cok basit ama carpici bir ornek. Yazacak cok sey var ama merak ettigim tek bir sey var: Bu siteden kac kisi Istanbul parkta yapilan F1 ya da Moto GP yarislarina gitti? Henuz 2 hafta once Dunya Ralli Sampiyonasinin Turkiye ayagi Antalya'da yapildi. Kac kisi katildi? (lutfen biletler pahaliydi, uzakti, anneler gunuydu...vs sebepler ileri surmeyin) 10 Milyonluk bir sehir sene de bir gun yaris gunu Istanbul Parka 50 bin kisi toplayamiyorsa elin adami gelir boyle "Birak kardesim sen bu isi beceremiyorsun. Al sana da uc kurus ben isletirim burayi" der. Bu isler Turkiye'de rayina oturacak ama 10-15 sene sonra. (her iki sene de bir ekonomik ve siyasi kriz olmamasi kosuluyla....)
Because you are mine. I walk the line..
Formula 1'i Ecclestone aldığı halde bu seneki yarışta piste 2 köpek girdi, biri Bruno Senna'nın aracını parçaladı.
Körfez Pisti'ndeki yarışta Türkiye şampiyonu Sinan Sofuoğlu motosikletten düştü, pistte bulunan bir kayaya çarparak hayatını kaybetti.
Formula 1'i Ecclestone değil de Federasyon düzenleseydi belki Raikkonen, Alonso, Heitfeld, Hamilton bugün aramızda olmayacaklardı. Şükretmek lazım bazı şeylere.
3 sene boyunca bir halt edemediğimiz pistimizi dünyanın en "baba" pistlerini işleten adama kiralamak bence iyi bir yaklaşım oldu. O pistten yerli yöneticilerle fayda beklemek develerin üç adım uzun atlamada olimpiyat rekoru kırmasını beklemekten daha anlamsız.
Hiç değilse Ecclestone'un işlettiği pistlerde ölen birisini duymadım, TOSFED onu bile beceremiyor ki!
sanırım bu msj la 3. sayfaya geçeriz de devamını görürüz
bildiğim kadarıyla bir şirket istanbul parkı kullanarak türk yarışcılar yetiştirmek amacıyla pisti kiralamak istemiş ama fiyatın astronomikliği nedeniyle vazgeçmişti
uygun fiyata kiralayacağımıza boş kalsın mantığı sonucunda da pist satılmış, artık görürüz pist nasıl kullanılır ?
coq çok güzel bir topic açmışsın resimlerde harika, ve shrieker konuyu tekrar hortlattığın için teşekkürler
[B][COLOR="Red"]Hayatında birkez motora binip de zevk alan insan bir daha hiçbirşeyden zevk alamaz...[/COLOR][/B]
çok klasik bir cümle, ama herşeyin başı EĞİTİM!
::139:: [I][B][COLOR="DarkRed"]Burak Murat[/COLOR][/B][/I]
Aslında ben bu topiği açarken, amacım, eleştiriden ziyade, pist işletmesi konusunda sizlerin bir çoğunun doğal olarak daha önce tanık olmadığı aktiviteler hakkında bilgi vermekti.
Gelecekte İstanbul Park Pisti'nde neler yapılabileceğini görmenizi istedim.
Konu benim odaklandığım noktadan başka yere kayınca da sıkılıp devam etmedim.
Aradan bu kadar zaman geçtikten sonra da şimdi ne anlatacaktım ben?!!! diye düşünüp duruyorum.
Konu yarım kalmış ama tamamı neydi?
Hele ben baştan bir okuyayım.
Gel-git akıllı olduğumdan ben bişeyler yaparken müdahale edildi mi, böyle oluyorum.
Film kopuveriyor.
Du bakalım.
Ben olayı bi idrak edeyim Sonra devam ederim.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
Yaklaşık 10 yıldır Turizm'le iç içeyim ve İstanbul, Antalya ve Bodrum'da bir fiil çalıştım neredeyse 72 milletten insan ile (Sırasıyla Rus, Alman, İsrail, İngiliz, Fransız, Arap, Abd, Kore, Japon, aklınıza ne gelirse) tanışma fırsatı buldum fakat söylediklerin birçoğuna malesef katılamayacağım. Yanlış veya yalan söylüyorsun demiyorum sadece yanlış yorumluyorsun bence... Nasıl mı?
Öncelikle demişsinki kızının, karısının adının yazılışını bilmeyen var. Ülkemize gelen turist profili belli, genelde gelir seviyesi ve buna paralel olarak eğitim seviyesi düşük insanlar. Genelde diyorum hepsi değil. Sen de zaten yaklaşık %50'si demişsin. Ben böyle bir duruma hiç rastlamadım ama bana çok da anormal ve aptallık belirtisi gibi gelmedi yazılış okunuş farkı var zaten kendi dilimiz gibi değerlendiremeyiz. Fakat hiç şaşırmadım da diyemem yahu bu adam hiç mi pasaportlarına bakmıyor ailesinin... Herneyse, gelir-eğitim durumu burada başrol oynuyor bunu işaret ederek diğer konulara değinmek için yazdım ilk paragrafımı.
F1, Gp yarışları tamamen ilgi meselesidir çoğu insanın bilmemesi normal, çoğu Türk'de bilmez aptallık değil ilgilenme durumu. Houston Rockets'ı, Dallas Maverics'i veya Lakers'ı hayatında duymamış, bir maçın dahi izlememiş 1000 tane Japon Prof. bulurum ya da futbol'a ilgilenmeyip onlarca Avrupa devi takımın ismini telafuz bile edemeyecek. Şu anda Wimbledon tenis turnavasını kaçınız takip ediyor, Dün Çeyrek final maçı vardı hangi birimiz baktı? Rolan Garos'u kim aldı? Nadal mı Federer mi? Tabiki sadece ilgisi ve vakti olan baktı. Dediğim gibi tamamen ilgi meselesi herhalde bu adamlar arabaların, motosikletlerin yarıştığını biliyorlardır.
Peki biz yabancı ülkelerin başkentlerini ne kadar biliyoruz. Mesela İsviçre'nin başkenti Cenevre mi? Zürih mi? Bern mİ? Şıp diye kaçınız söyledi lütfen kendinizi test edin. Ya İsveç hemen aklınıza Stokholm cevabı geldi mi? Ya da Lüksemburg ülke midir şehir midir hemen hatırlayabiliyor musunuz? Hırvatistan'ın başkenti? ya da tatil cenneti Brezilya'nın?Sao Paulo? Rio? Hangisi yoksa hiçbiri mi? Örnekler çoğaltılabilinir.
Bu forumu takip eden çoğu insanın iyi eğitimli ve araştırmacı olduklarını da hesaba katalım bence yine de hepimiz şıp diye cevap veremiyeceğiz yukarıdaki sorulara. Zaman içinde insan işinde ustalaşırken geçmişte öğrendiği bilgileri tekrarlamazsa unutabilir çok normal. Zaten gelen turistin eğitim ve maddi durumundan bahsetmiştim...
Demişsinki hala bizim fes taktığımızı zannediyorlar. Böyle zannetmelerinin en büyük nedenlerinden biri yine de biziz ve hakkımızda yapılan kötü propagandalara dur diyemeyişimiz bunca zaman sessiz ülke konumunda kalışımızdır. Her Türk gecesinde animasyon (animasyon konusunda çok doluyum hiç girmeyeyim) adı altında, "esas kültürümle" alakası olmayan (tıpkı fes gibi sonradan giren) dansözü oynatan yabancılar mı? Yeni yeni reklam yapmaya başladığımızı unutmayalım. Ben de Antalya'yı Türkiye ile alaksız zanneden onlarca Rusla tanıştım. "Adam komşusunu tanımıyor, ne aptal herif" diyeceğimize kendimizi tanıtırsak daha doğru yapmış oluruz. Dediğim gibi bunca zaman kapalı ve sessiz ülke olarak pek yol kat edemedik, kendimizi dışarıya iyi tanıtamadık. Ben de size Papua Yeni Gine'nin şehirlerini sorsam pek kolay söyleyeceğinizi tahmin etmiyorum.
Bizim ülkemizde de ve çoğu ülkede hala Afrikalı'lar yamyam etiketi yer fakat çoğunun tarihinde hanibalizm yoktur bile, yamayamlık genelde, Filipin ve civar takım adalarda görülmüştür. Afrikalı da bu durumu geliştikçe düzeltecektir. Tabi Afrikalı'ya Avrupalı ve Amerikalının yaptığı eziyet ve bu kötü yakıştırmaları uydurma gayretide unutulmamalı... Bize de aynısı yapıldı tamamen kendimizi suçlu görmüyorum bu konuda fakat iyi tanıtımla üstesinden gelebileceğimiz bir konu. Fakat dokunmak istediğim nokta, böyle zannedilmesinin adamların aptal olduklarını göstermediği ya da bizim onlardan çok eğitimli veya akıllı...
Yabancıların aptallıkları ile ilgili münferit birkaç örnek daha vermişsin bunların üstüne, ben de buna benzer çok komik olaylarla karşılaştım, gerek Türk gerek yabancı misafirlerimizde. Mesela Arabasını çekmesi için rahatsız etmemek adına kapısının altından not ilettiğimiz bir hanfendinin (Türk) resepsiyonu arayıp siz bana nasıl not atarsınız diye önce bağırıp sonra notu okuyup durumu anlayıp benden özür dilemesi gibi (tam dilemedi ama hık mık etti)...
Geceleri resepsiyonda genelde bir bellboy ve bir resepsiyonist olur, büyük otellerde resepsiyon ve cashier bölümleri çoğu zaman ayrıdır bir gece ben resepsiyon tarafında beklerken cashier tarafında bir Alman yarım saat kadar çıkış yapmak için beklemiş, ben de aradaki sütundan dolayı adamı göremedim. Tabi o tarafa geçince adamı fark ettim, adam bir sitem bir sinir yarım saattir bekliyorum diye "e be kardeşim hiç mi aklına gelmedi iki adım öteye bakmak" diyorum içimden adam bana fırçayı kayarken.
O zaman adamın yaptığı bana çok aptalca gelmişti fakat şimdi neden orada bir kasiyer bulundurulmadığını düşünüyorum çünkü maliyetler bunu gerektiriyor "uyanık!" Türk yatırımcısıda geceleri bir adam yeter diyor gündüz 4 yerine 2. E bizim Alman alışmamışki yerinde durmayan adama, eksik personelle işletilen "5 yıldız!" otele bekliyorki bir kasiyer gelsin hesabını kaptsın, sen ona göre konsiyajsın, hesap kapatacak adam değil. Bu tartışılır tabi, biz mi uyanığız Alman mı aptal...
Türkler'de yabanacılarda öncelikle insan bunu unutmamak lazım. Kimse kimseden çok zeki de değil çok aptal da. Fakat ülkemizden müthiş beyinler, müthiş yetenekler çıktığını ve bu beyinleri nasıl harcadığımız da bir gerçek, bu da bizim aptallığımız olsun.
Kısaca demek istediğim aslında Luckdove ile aynı, fakat üzüldüğüm nokta kendimizi bazen yabancılarla karşılaştırıp dev aynasında görmemiz. Şunu düşünün Türk parası bir ülkede çok değerli olsun ve oraya her türlü vatandaşımız gitsin sizce gidilen destinasyondaki yerliler de Türkler hakkında böyle komik hikayeler anlatmaz mı? Bizim her türlü vatandaşımız çok mu eğitimli ve kültürlü.
Lütfen kendimizi büyük görmek yerine daha çok çabalayıp gerçekten büyük olalım tıpkı eskiden olduğu gibi yoksa bundan ötesi kendimizi kandırmaktan öteye gitmez. Ben yine de Türk milletinin çok zeki olduğuna inanıyorum. M. K. Atatürk'ün de belirttiği gibi "Türk milleti zekidir, Türk Milleti çalışkandır", peki bu düsturdan kopmadığımızı kim söyleyebilir, uaynıklıkla zekiliği karıştırır hale geldik, nerede o zeki ve iyi niyetli çalışkan Anadolu insanı artık. Fakat bizi cahil bırakmaya çalışanları da, bizim böyle düşünüp oturup tembellik yapmamızı, anca kolay yoldan zengin olma hayelleri kurmamızı, birbirimizi kazıklamamızı, yetinmeyip yabancıları kazıklamamızı isteyenleri de göremezden gelemiyorum...
Bütün bu pist, otel, en küçük esnaf, büyük şirket işletmeliciğimizdeki, ülke yönetimimizdeki sıkıntıların kaynağında bizim bu yanlışlarımızın, yattığını görüp akıllanıp acil önlemler almak dileğiyle.
Ayrıca Coq'a da böyle bir konuya değinip iğneyi kendimize batırmaya başlamamızı hatırlattığı için teşekkürler. Birlik olur doğruya, güzele, öz benlğimizi kaybetmeden yönelirsek, avrupalının, amerikalının en asiline 5 basmak için önümüzde ben hiçbir engel göremiyorum. Fakat bu birlik idarecisinde çalışanına, yöneticisinden halkına olmaldır arada mutlaka çıkarını düşünen, fikri zikri bozuk çıkacaktır, bu düşünce ve akım zaten bunları kendi içinde yok eder....
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)