Skullhunter adlı üyeden alıntı
SULAK HAVALARDA SEYAHAT, İNSANIN CANINI SIKAR.
Hani bizim meteolojinin kullandığı bir deyim vardır,Hissedilen sıcaklık. İşte bu, sürüşteki en önemli etkendir.Islanan bir motor sürücüsü, rüzgarın etkisiyle, hava -1,-2 derecede iken bile,-25,-30 derece hissedebilir. Rüzgar, bu konuda işguzarlığını kendisine adet edinmiştir. Hele bir ıslanmayagörün, sizin vücut ısınızı uçurmak için elinden geleni yapacak ve donma probleminin yaşanmasına sebep olacaktır.
Eğer Antalya, Adana gibi güney bölgelerinde oturuyorsanız, çoğu zaman yağmur sizin için ciddi bir problem olmayacaktır ama, daha kuzeyde oturuyor yada kuzeye doğru bir gezi yapmayı düşünüyorsanız, hava roporunda ne derse desin, yağmur için önlem almanız yararlıdır. Şöyle kuvvetli bir çise bile, insanı yola çıktığına pişman edebilir.
KURU KALMAK HAYATİ ÖNEM TAŞIR
En ideal metod, giydiklerinizin üzerine, yağmur geçirmeyen bir “kat” geçirmektir. Eğer meteoloji raporunu dinleyip, yağmur haberini aldıysanız, babaannenizin, annenizin “romatizmalarım sızlıyor” diyorsa, kişisel tecrübeleriniz gökyüzünün durumunu beğenmiyorsa yada özellikle bir balıkçı dostunuzun falan bugün yağmur var diyorsa, sıkı giyinmeyi ihmal etmeyin. Bunun için orijinal bir kıyafet alabileceğiniz gibi, kıyafetinizi kendiniz de yaratabilirsiniz. Yağmur geçirmez naylon bir avcı pantalonununun üzerine yine naylon bir yağmurluk geçirerek sorunu çözebilirsiniz. Anfibi yaratıklar olmadığımıza göre, en azından içine rahatça sığabileceğiniz, gövdenizin büyük kısmını koruyan bir naylon torbayı, kollar ve kafa için üç delik açarak bir tarafları sokuşturmanızda muhteşem yarar var.
Bu havalarda, ne kadar dikkatli sürerseniz, o kadar iyi. Ne doktora, ne tamirciye iş çıkartmayın. Önünüze gelen her su birikintisine, paranoya ile bakın. Altından kaç santimlik çukur çıkacağı belli olmaz. Hele rampaya geldiğinizde, break dance yapan gençlerin yürümesi gibi, ileri yerine geri doğru gidebileceğiniz, her zaman aklınızın bir kenarında olsun.
ISLAK YOL NE KADAR GÜVENLİDİR.
Temiz bir asfalt, ıslak olduğu zaman, sürtünme %20 oranında azalır. Tabi tamamen teorik. Türkiye’nin neresinde, üzerinde çamur bulunmayan bir asfalt gördünüz? Yoldaki yağ, antifriz, fren izleri vs de cabası. Tabi bu arada, normal havada da suratınıza doğru uçabilecek otomobil atıkları (yenen yemeklerin kağıtları, torbaları, yanan sigaralar, kola kutuları, boşaltılan kül tablaları) bu havalarda her zaman olduğundan daha can sıkıcıdır. O küller, ıslak siperinize çarptığında, ince bir çamur tabakası ile kaplamayı ihmal etmez.
Arabalardan atılıp, otobana yayılmış olan yemek artıkları, yolda ezilmiş duran kedi ya da köpek cesetleri, kamyonların üzerinde “ bütün önlemler alınmasına rağmen” yine de düşmekte ısrar eden isyankar domatesler, hıyarlar asfaltın üzerine eklenir. Hafif bir çise yada sabah çiği üzerlerine geldiğinde, yoldaki bu gereksiz ayrıntılar, tehlikeli ayrıntılar haline gelirler.
Yağmurdan sonra kurumuş olan asfaltta bulunan, bazen de yağmurun akıntısı ile getirdiği teneke yada buna benzer sert plastik nesneler, birazcık ıklaklığı saklayacak mendeburluğu kendilerine huy edindiklerinden, gerçek birer otoyol tuzağına dönüşürler. Aynı şekilde yapraklar da aynı problemi yaşatırlar.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler ya bizim yük kamyonları ve özellikle İç Anadolu’da şehirlerarası yol yapan eski otobüsler de, yağ salmak konusunda nam salmışlardır. O yüzden özellikle bu havalarda, takipli giderken, onların arkaları yerine, lastiklerinin doğrultularını takip ederseniz, daha iyi edersiniz.
Bunlar, kuru havada motor kullanmaya alışmış sürücü arkadaşların, özellikle dikkat etmesi gereken noktalar.
ISLAK LASTİK GEVŞEK TUTUŞ YARATIR
Yağmur suyu, lastiklerin altından girerek, yanlara doğru kayar. Sığ lastik kanalı, düşey açı yaptığında, üzerine gelen baskı yüzünden bu suyu salar. Bu da, yolla lastik arasındaki sürtünme alanını azaltır. İyi bir yağmur lastiği, derin ve açılı oluklarıyla, bu tehlikeleri önler. Buna karşın, böyle lastikler, kuru havada ideal olan lastiklerin yanal eğimine sahip olmadıklarından, normal günlerde sürüş bakımından rahatsız edici, çekişi düşürücüdür. Lastiklerin havası da, bu yol koşullarında önemli bir faktördür. Yağmurlu havada, lastiklerin havasını biraz aldığınızda, sürtünme alanı genişler, yolu daha iyi kavrarlar.
SÜRÜŞ STRATEJİNİZİ BELİRLEMEK İÇİN ÖNCE DERİN BİR NEFES ALIP, SEÇENEKLERİNİZİ GÖZDEN GEÇİRİN.
Yağmurun ilk damlaları düşmeye başladığında şeytan, gazı kökleyip, bulutun diğer tarafına geçmeniz, yeniden kuru ve güvenli asfalta ulaşmanız için sizi dürter. Ama bu, özellikle de şehirde, hiç de akıllıca bir yöntem değildir. Şunu aklınızdan çıkarmayın ki yol, yağmur ilk çiselemeye başladığında, ıslak asfalttan daha kaygandır. Özellikle de trafiğin yoğun olduğu şehirde ve şehir çevresindeki yollarda. Bu durumda yapacağınız en akıllıca şey, bir süre mola vermek, otomobil sürücülerinin ıslaklığı tüm asfalta eşit olarak yaymasını beklemektir. Bu süre yağanın, ahmak ıslatan mı, yoksa ciddi bir yağmur mu olduğunu anlamak ve biraz ısınıp, yağmur giysilerinizi giymek için de iyi bir ara olacaktır.
YÜZEYE TETKİK EDİCİ BAKIŞLAR ATMAKTA FAYDA VAR.
Yağmur yağarken, daha önce yukarıda bahsi geçen kamyon ve otobüslerden sızmış olma ihtimali yüksek olan, yağlı yüzeylerden uzak durmaya dikkat edin. Özellikle de, dar yol virajlarında. Viraj ve bir tarafa doğru dönüş yapan rampalarda, aracın lastik izini takip edin. Hızınızı ve yatış açınızı azaltın. Açınızı mümkün olduğunca 90 dereceden uzaklaştırmayın ve tekerlek izlerini takip edin. Yurdumuzda hala rastlanan granit parke ve Arnavut kaldırımının asfalttan daha kaygan bir yüzey olduğunu unutmayın.
Yağmurlu havada, her türlü hızlanma hareketi ve yön değişikliğinden kaçının. Bu havada monotonluk, daha sonra canınızın sıkılmasından iyidir. Tekerleklerinizi mümkün olduğunca düşey tutun. Özellikle köprü gibi yerlerdeki çelik plakaların üzerinden geçerken. Bu tip yüzeylerin üzerinden yatış pozisyonunda geçmeniz, kolayca kaymanıza ve yuvarlanmanıza sebep olacaktır.
YAĞMURLU HAVADA FREN KULLANIMI KURU HAVADAKİNDEN FARKLIDIR.
Yağmurun ıslattığı asfaltta, fren yapma taktiğinizi yeniden gözden geçirmeniz gerekir.Bu havalarda, arka freni, normalde kullandığınızdan daha fazla kullanabilirsiniz. Çünkü motorun yüklenme şekli nedeniyle, öne daha az ağırlık gelir. En iyi yöntemse freni bölüştürmek, ön ve arkayı eşit ağırlıkta kullanmaktır. (bunu yapamıyorsanız acilen bir XX alın, dual sistem frenin sisteminin farkı )
Islak asfaltta, yavaşlamaya ya da durmaya karar verdiğinizde, düz bir çizgi halinde fren yapmaya çalışın. Şimdi bu ne demek diye soranlar çıkacaktır. Örneğin keskin bir viraja yaklaşırken, fren yaparak yavaşlama işleminizi, yana doğru ağırlık vermeye başlamadan önce bitirin. Eğer yavaşlama esnasında, yatarak fren yaparken, kaygan bir yüzeyle karşılaşırsanız, düşmeniz kaçınılmaz olur.
Bir kesişme noktasına yaklaşırken, eğer durmanız gerekecekse, her iki freni de hafifçe sıkarak, kurumalarını ve ısınmalarını sağlayın. Çoğu fren sisteminde kullanılan paslanmaz çelik meteryaller, kuru olduklarında harikadırlar ama ıslakken, can sıkacak kadar az etkili olmak adetleridir. Disklerin, bir yada iki kez dönmesiyle, yeterli miktarda su atılır ve frenler, yeniden güvenilir konuma gelirler.Eğer frenlerin yeterince tutmadığını hissedip yüklenirseniz, fren diskleri aniden kuruyarak, tekerleklerin kilitlenmesine sebep olabilir. Yağmurlu havada, frenleme probleminin önüne geçmek için, her zaman erken ve yumuşak frenleme yapmanız, tehlikeyi önleyecektir.
YAĞMURUN MOTORUN HER YERİNE AYNI ETKİYİ YAPMAZ
Motor çalışırken giren su, sıcaklığın etkisiyle buharlaşarak, zarar vermeden gidecektir. Ayrıca buhar, motorun çekiş gücünü arttıran bir etkendir. Fakat normal su, bu etkiyi yaratmaz. Yani normal havada, motor çalışırken ona su dökerseniz, aynı etkiyi yapmaz. Aksine, silindirlere giderek onları bloke edebilir yada bozabilir.
Bunun yanında yağış, elektrik sistemine pek yararlı değildir. Bağlantıları paslandırır, bozar, bobini çatlatabilir yada bunun gibi problemlere sebep olabilir. Böyle durumlarda, contaların sağlam, buji gibi aksamların iyi oturmuş olması, büyük önem kazanır.
EĞER ŞİMŞEKLER ÇAKMAYA BAŞLADIYSA, ORTALIKTA YALI KAZIĞI GİBİ DİKİLMEK YADA YOLA DEVAM ETMEK, BELAYA DAVETİYE ÇIKARMAKTIR.
Baktınız, gökten flaşlar çakıyor. Sakın ha filmlerdeki gibi poz yapmak için yola devam etmeyin. “Nasıl olsa altımda lastik var” diye güvenmeyin. “Son sözleri” kitabında sizin için bir bölüm ayrılabilir. Alçak yada paratoneri olan bir binaya girmeye çalışın ve şovun bitmesini bekleyin. Bir ağaç altına girmek uzun bir objenin altına saklanmaktır. Bu da yıldırım riskini yükseltir.
Eğer yağmur çok fazlaysa, özellikle şehir içinde sürmeyi bırakmanızı tavsiye edebilirim. Türk şehirleri, genellikle düz alanlar yerine daha kolay savunulabilecek yamaçlara kurulmuş olduğundan, yolun sizi götürdüğü alçak bir noktada, yükseklerden gelen hayli hızlı ve yoğun bir sel dalgasıyla karşılaşabilir, tehlike yaşayabilirsiniz.
Artık yağmurlu asfalta biraz tedirgin bakabilirsiniz ama olacak o kadar. Bizim eskilerin dediği gibi “Korkulu rüya görmektense biraz uykusuz kalmak evladır”
Kaynak : Sedat Güven