Anket: Birçok arkadaşımızı kaybettik... Peki neden?
- Katılımcı sayısı
- 203. Sizin bu Ankette oy kullanma yetkiniz bulunmuyor
Birçok arkadaşımızı kaybettik... Peki neden?
Reklamlar
-
@Shamyl
ben yüksek süratten korkuyorum, sizce yanlış mı yapıyorum?
Problem süratli kullanmakta değil. Düşük hızlarda yüksek hızlardaki birinden çok daha fazla tehlike yaratmanız mümkün. Benim hıza karşı aşırı bir tutkum var. Bu zamana kadar uygun şartlarda da gazı çekmekten korkmadım. Bu da yetmedi pistlere attım kendimi. Demek istediğim şimdiye kadar vefat eden arkadaşların yaptıkları kazalara bakarsanız çoğunun süratli olduklarından değil deneyimsiz veya altındaki motora hakim olmadıklarından kaza yaptıklarını görürsünüz. Sürat tehlikelidir ama bilinçsiz olarak o sürate çıkıp, önüne bir engel çıktığı zaman panik yapıp ne yapacağını bilemeyenler için. Ben bugüne kadar yüksek süratlerde birçok olay yaşadım ama soğukkanlılığım ve motora hakim olmam nedeniyle başıma ciddi bir iş gelmedi. En basitinden geçen antremanda yaşanılan olayı anlatayım, hızlı sağda 180 km/h gibi bir süratte giderken önümdeki 3 motor birbirine girdi. Bizim arkadaş panik yapıp virajda yatarken ön freni sonuna kadar sıkmış. Motor taklalar attı. 3-4 metre arkalarındaydım ve saliseler içerisinde en doğru kararı verip en uygun hareketi yaparak aralarına daldım ve hiçbir şey olmadan çıktım. Havada parçalar uçuşuyordu. Arkadaşın motru pert oldu, şasi yırtıldı. Yani her zaman dış etkenler kaza yapmanıza neden olmuyor, deneyim, dikkat çok önemli.
Hayatta en büyük eğlence başkasının yapamazsın dediğini yapmaktır.
Reklamlar
-
starsailor adlı üyeden alıntı
Peki sonuç olarak,ani frende hangi zincir kuralı izliyoruz??? Buraya takıldım..Ben alışkanlık kazandım 1.gaz kes ,2.debriyaj,3..,4... kuralını kullanıyorum...
(+deneyimsizlik)
benim aldığım eğitimde bana bu şekilde öğretildi.
1.gaz kes,debriyaj ,ön fren ve arka fren
hepsini aynı anda
en hızlı şekilde
zaten nasıl alıştıysan o şekilde yapacaksın. acil durumda fazla düşünmeye fırsatın olmuyor.
If you spend all your time worrying about dying, living isn't going to be much fun.
-
edy adlı üyeden alıntı
benim aldığım eğitimde bana bu şekilde öğretildi.
1.gaz kes,debriyaj ,ön fren ve arka fren
hepsini aynı anda
en hızlı şekilde
zaten nasıl alıştıysan o şekilde yapacaksın. acil durumda fazla düşünmeye fırsatın olmuyor.
Teşekkürler,umarım kullanmama gerek kalmaz hiçbir zaman
-
starsailor adlı üyeden alıntı
Teşekkürler,umarım kullanmama gerek kalmaz hiçbir zaman
umarım hiç kullanmazsın , boş bir yolda devamlı pratik yapmak gerekiyor. kendimizi her zaman en kötü senaryolara hazırlamak gerekli. bir gün uzun yolda yaklaşık 200km/h hızla giderken kendime bir soru sordum. önüme bişey çıksa ne yaparım diye ve acil fren denemesi yapmaya karar verdim çünkü hiç 200km/h hızla giderken acil fren yapmamıştım. ogünden sonra arada sırada acil fren denemesi yaparım.
If you spend all your time worrying about dying, living isn't going to be much fun.
-
Arkadaşım gezilere katılıyor musun bilmiyorum ama MT'de genellikle geziler bir yerde toplanma, bir yere gitme, orada yeme içme ve dönme şeklinde oluyor. Gezilerde bu tür eğitimler verilemez. Geziye öncülük eden kişi de genelde geziyi organize eden kişi oluyor, bu kişi de ancak yolculuk esnasında yolu bildiğinden ilk sırada motor sürmek dışında birşey yapmıyor. Benim bahsettiğim aktiviteler ciddi eğitim şeklinde olabilecek şeyler. Yoksa "gel kardeşim karşıma otur" şeklinde birşey yapılırsa hiçbir anlamı olmaz, muhabbet dışına çıkılmaz, faydası da olmaz.
sevgili boy demek istediğim öle az katılımların yapıldığı görsel amaçlı amatör geziler değil,,, daha ziyade istanbul mt ,izmir mt vs.vs. gibi çeşitli illerdeki grupların ayın belli bir günü ,bu işin eğitimini almış ve üst seviyedeki kişilerin önderliğinde eğitim amaçlı toplanıp bu işin belli başlı püf noktaların paylaşımı ve aktarılması ..yukarıdaki yorumları gözlemlediğimizde bi çok kişinin maddi açıdan özel kurslara gidip eğitim alacak seviyede olmadığını farkediyoruz .. nasılki çocuk yuvası huzur evi gibi organizasyonların katılımı oldukca fazla olup ciddiye alınıyorsa bun konuyuda aynı derecede gündeme getirmek gerek.... ancak o zaman bu iş için forumlarda tartışıp yazışmakdan öteye gidilip somut bi adım atılmış olur. tabii bu iş salt eğitim adı altında toplanmak yerine güzel gezilerin içine harmanlanırsa daha fazla albenisi dolayısıyla katılımı olur....
-
Walla boycum, sürat senin için herşeye rağmen vazgeçilmez bir olguysa sana bol şans diliyorum, Allah'a emanet ol!.
Diyorsun ki 'ben iyi kullanırım, soğukkanlıyım, şöyleyim böyleyim, güvenli sürat yaparım'... sen bilirsin! Ben yüksek süratin her zaman riski artırdığı kanaatindeyim.
Geçmişte hatırlarsan birçok profesyonel yarışçı trafik kazasında hayatını kaybetti (aman benzetmek gibi olmasın). Trafik bu, profesyonellik, soğukkanlılık tanımıyor maalesef! Tamam bu söylediklerin kesinlikle avantajdır, fakat riski sıfırlamaz. Zaten kullanımı riskli bir araç kullanıyoruz, bari bu riski sürat yaparak artırmayalım derim ben...
Düşük sürattte kaza yaparsak bu deneyimsizlik veya eğitimsizlikten kaynaklanabilir, fakat yüksek süratte kaza yaparsak bunun adı tedbirsizlik ve sorumsuzluktur.
BİR GÜN HERKES [B]ABS[/B]'Lİ OLACAK!!! [B]ABS[/B] SEN BİZİM HERŞEYİMİZSİN:)
-
Fren denemeleri, yani pratik yapmak en yararlı yöntem bence de .
zafer80 adlı üyeden alıntı
Arkadaşım gezilere katılıyor musun bilmiyorum ama MT'de genellikle geziler bir yerde toplanma, bir yere gitme, orada yeme içme ve dönme şeklinde oluyor. Gezilerde bu tür eğitimler verilemez. Geziye öncülük eden kişi de genelde geziyi organize eden kişi oluyor, bu kişi de ancak yolculuk esnasında yolu bildiğinden ilk sırada motor sürmek dışında birşey yapmıyor. Benim bahsettiğim aktiviteler ciddi eğitim şeklinde olabilecek şeyler. Yoksa "gel kardeşim karşıma otur" şeklinde birşey yapılırsa hiçbir anlamı olmaz, muhabbet dışına çıkılmaz, faydası da olmaz.
Gelişim Sürücü Kursu ile beraber eğitim seminerleri düzenlenmektedir sitemizde.Forumları daha yakından takip etmenizi tavsiye ederim.
-
En önemli sebep bence YÜKSEK HIZ!
Etrafta bolca kendini F1 pilotu sanan motorcu görüyorum.
Bir çoğunda da full koruma olmuyor!
Seçeneklere AŞIRI HIZ VE VURDUMDUYMAZLIK ta eklensin !
[COLOR="Red"][U][B]:pr:PEMBİŞİM SATILDI :salut:[/B][/U][/COLOR]
-
Shamyl adlı üyeden alıntı
Walla boycum, sürat senin için herşeye rağmen vazgeçilmez bir olguysa sana bol şans diliyorum, Allah'a emanet ol!.
Diyorsun ki 'ben iyi kullanırım, soğukkanlıyım, şöyleyim böyleyim, güvenli sürat yaparım'... sen bilirsin! Ben yüksek süratin her zaman riski artırdığı kanaatindeyim.
Geçmişte hatırlarsan birçok profesyonel yarışçı trafik kazasında hayatını kaybetti (aman benzetmek gibi olmasın). Trafik bu, profesyonellik, soğukkanlılık tanımıyor maalesef! Tamam bu söylediklerin kesinlikle avantajdır, fakat riski sıfırlamaz. Zaten kullanımı riskli bir araç kullanıyoruz, bari bu riski sürat yaparak artırmayalım derim ben...
Düşük sürattte kaza yaparsak bu deneyimsizlik veya eğitimsizlikten kaynaklanabilir, fakat yüksek süratte kaza yaparsak bunun adı tedbirsizlik ve sorumsuzluktur.
valla bu arkadaşımı tanımam ama katılıyorum! elimde kaza istatistikleri var yarış başka bişey ama yol motosiklet'cisi farklı piste benzemez neyin nereden çıkacağı belli olmaz ve genelde kazalar yüksek hacimli cc li motosikletler tarafından ölümle sonuçlanmış' çok acı kafamızı kuma sokmayalım ne olur.......
çocuklar hepimizin onları kucaklayalım.......
-
@zafer80
bu işin eğitimini almış ve üst seviyedeki kişilerin önderliğinde
Aramızda öyle biri var da benim mi haberim yok? Bazı şeyler bedava olmaz. Zaten bizim insanımızdaki beleşçilik yüzünden kimse ne eğitime gidiyor ne kursa. Bedavadan eğitim verecek kimi bulabileceğiz ki? Az çok bu işler için belli bir para ayarlanması gerekiyor.
@Shamyl
Trafik bu, profesyonellik, soğukkanlılık tanımıyor maalesef! Tamam bu söylediklerin kesinlikle avantajdır, fakat riski sıfırlamaz.
Kaç senedir yüksek süratlerde yarış motoru kullanıyorum bişi olmadı, geçen sene CBR125R ile parmağımı kırdım. Yani kazaların esas nedeni sürat değil. Benim anlatmak istediğim bu. Ben sürati seviyorum, adrenalini seviyorum ama kendimi veya arkamdakini riske atacak bir harekette de bulunmadım bugüne kadar. Eşimle de çok yüksek süratlere çıktım, motordan kesinlikle korkmuyor ama iş arabaya gelince ben araba kullanırken çok tedirgin oluyor. Motorda kendimi çok güvende hissediyorum ama arabada değil diyor. Yani insanların hissettikleri kişiden kişiye değişiyor. Ben motoru o kadar riskli ve tehlikeli bulmuyorum, bu belki de altımdaki motoru iyi tanıdığımdandır. İnsanların genelinde yanlış bir bakış var motora karşı. Motor çoğu zaman arabadan daha güvenli oluyor.
@desperadost
genelde kazalar yüksek hacimli cc li motosikletler tarafından ölümle sonuçlanmış
İşte onlar bilinçsiz, altındaki motorun limitlerini bilmeden ölümüne gidenler.. Yüksek cc motora biniyorsun demek gazı dibine kadar çekeceksin anlamına gelmiyor. Kendini bilmez insanlar işte. Örneğini çok gördük.
Hayatta en büyük eğlence başkasının yapamazsın dediğini yapmaktır.
-
haklısın mehmet'cim haklısın ne diyeyim........
çocuklar hepimizin onları kucaklayalım.......
-
En çok ilk başta geçen, viraja yatıldığında ani bir durum oluşmasında motoru dikelten ve dümdüz giden deneyimsiz sürücü kısmına takıldım.Cbr 125le başıma hiç gelmedi ama honda beat le birçok kez gelmişti.Fren yaptığım anda motor kendiliğinden dikeliyordu zaten.Bende dümdüz yol kenarındaki mucurlara doğru çekiliyordum.Yolu mucurlu ve viraj içinde aniden asfalttan toprak-asfalt karışık bir yapıya geçirdikleri için yetkilileri suçlamıştım ilk anda.Sonradan nasıl saçmaladığımı anladım.Çünkü orda bilmediğin yolda viraja limite yakın girmemen gerektiğini öğrenmiştim.Özelliklede virajda eğim faktörü varsa:D
Dandik bir köy yolunda, milletin durma hızında döndüğü bir virajın kenarındaki uçurumdan uçacaktım nerdeyse.Deneyimmm
-
zafer80 adlı üyeden alıntı
Arkadaşım gezilere katılıyor musun bilmiyorum ama MT'de genellikle geziler bir yerde toplanma, bir yere gitme, orada yeme içme ve dönme şeklinde oluyor. Gezilerde bu tür eğitimler verilemez. Geziye öncülük eden kişi de genelde geziyi organize eden kişi oluyor, bu kişi de ancak yolculuk esnasında yolu bildiğinden ilk sırada motor sürmek dışında birşey yapmıyor. Benim bahsettiğim aktiviteler ciddi eğitim şeklinde olabilecek şeyler. Yoksa "gel kardeşim karşıma otur" şeklinde birşey yapılırsa hiçbir anlamı olmaz, muhabbet dışına çıkılmaz, faydası da olmaz.
starsailor adlı üyeden alıntı
Gelişim Sürücü Kursu ile beraber eğitim seminerleri düzenlenmektedir sitemizde.Forumları daha yakından takip etmenizi tavsiye ederim.
.
arkadaşım yukarıdaki yazı benim değil kısmi alıntı yaptım başka biş arkadaşdan ...
-
@Boy;
Teşekkürler böyle bir tartışmaya ön ayak olduğun için.
Ben anketin için oy kullanmadım.
Çünkü bir şık eksik.
O da Şıkların Hepsi
olacak.
Eğitim konusuna gelince,
Almak istemeyen birine zorla bilgi veremezsiniz.
Almak isteyen ise bilgiye mutlaka ulaşır.
Senin de dediğin gibi motosiklet tehlikeli bir alet falan değildir.
Hatta bana göre de otomobilden çok daha az tehlikelidir.
Yıllardır, hem araba, hem de motosiklet kullanıyorum.
Kendimi en rahat ve güvende hissettiğim araç motosiklettir.
Fakat bu alete tehlikeli yakıştırmasını önce biz motosikletçiler yaptıktan sonra, diğerleri ölüm makinası demek te haklılar.
Eğitim konusunda hiç kendinizi yormayın.
Oraya gelenlerin bir çoğunun, eğitim almaya değil, vermeye geldiklerini göreceksiniz.
Türk şoförü en asil duygunun insanıdır sözünden hareketle, her kes en iyi sürücü, en iyi teknik direktör, en iyi futbolcudur.
Kendisini bilgi ile donatmak isteyen insan, onu arar bulur.
Deneyim kazanmak illa kendi başımıza gelenlerle olmamalıdır.
Örneğin ben hiç hayatımda Edy'nin gibi bir kaza geçirmedim. (En azından o boyutta) ama onun geçirdiği kazayı burada paylaşması benim olaydan sonra aynalarımı daha sık kontrol etmemi sağladı.
Ben ne kadar önemli olduğunu bilmek ve uygulamakla beraber, hiç kimseye, kask takın, dizlik alın, eldivensiz motora binmeyin gibi tavsiyelerde bulunmayı çok da doğru bulmuyorum.
O insan sonuçta başına geleceği bilerek hareket ediyor ve her koyun kendi bacağından asılıyor.
Ama trafikte sürüş güvenliği üzerine konuşurum. Çünkü yanlış yapan insan başkalarının hayatını da riske atıyor.
Bunun benim ya da sizlerin hayatı olmayacağına garanti veremezsiniz.
Hatta trafiği tehlikeye atacak şekilde sürüş yapanı yakalayıp döverim bile.
Eğitimde dayak faktörü olmazsa olmazlardandır.
Kafaya kaskla vurulan bir darbe bilgilerin daha kalıcı olmasını sağlıyor.
Bir nevi bilgiyi adamın kafasına çakıyor bile diyebiliriz.
O kişi bir daha böyle bir hareket yapmaya kalkıştığında bir yerleri acıyor ve yaptığının çok yanlış olduğunu hatırlıyor.
Ama bir de bilgiyi arayan ve bulamayan var.
Bu kişiler için bir şeyler yapılabilir.
Ama bunun mutlaka gönüllüler tarafından ve ücretsiz gerçekleştirilmesi gerekiyor.
Çünkü bilgiyi arayan adamın bulamamasının sebebi, cüzdanında üzerinde Atatürk resmi bulunan adres kağıtlarından bulunmamasıdır.
Bu nedenle Türkiye gibi gelir düzeyi çok aşağılarda olan bir toplumda bir şeyler yapacak gönüllülere ihtiyaç vardır.
Bunun dışında ben paralı organizasyonlar düzenlerim, gelen gelir mantığı kimseye bir şey kazandırmaz.
Motosiklet kültürünün ülkemizde oturabilmesi için daha önce trafik kültürümüzün oturması gerekmekte.
Hatta yaya trafiği de buna dahil.
Daha yolda yürümeyi bilmeyen insanlarla dolu bir ülkeyiz.
Üst geçidi kullanmayıp yoldan karşıya geçerken ölen insan sayımız, eminimki motosiklet nedeniyle ölenlerden çok daha fazla...
Önce yolda yürümeyi öğreneceğiz.
Daha sonra bu toplum, yolların yalnızca otomobil,kamyon vs. için değil tüm araçlar için yapıldığını kabul edecek. Buna polis de dahil. Eskişehirli kardeşlerimize davranış şekillerini okumuşsunuzdur. Hiç kimse herhangi bir aracı burada kullanamazsın deme yetkisine sahip değildir.(Eğer çeşitli şekillerde aksi belirtilmemişse.)
Bundan sonrası kolay olacaktır.
Korumalar konusuna gelince,
Tüm dünyada motosiklet için zorunlu olan tek koruma gereci kasktır.
Bunun dışındakiler kişinin inisiyatifine bırakılmıştır.
Türkiye'de de durum böyledir.
Kask takmamak cezayı gerektirmektedir.
Eğer Polis görevini tam ve zamanında yaparsa sistem kendiliğinden işler hale gelecektir.
Uzun yazmışım.
Daha yazacak çok şey var ama...
Bu kadarını bile okumadan geçecekleri için yeter diyorum.....
-
edy adlı üyeden alıntı
benim aldığım eğitimde bana bu şekilde öğretildi.
1.gaz kes,debriyaj ,ön fren ve arka fren
benim egitimlerimde iki farkli durum icin farkli fren teknikleri ögretildi:
1° engele yaklasirken panik fren: ilk önce debriyaj (bu sayede istersen gaz ver veya verme hic fark etmez), sonra ön fren, sonra arka fren, engelden önce bütün frenleri birak cevresinden dolanmaya bak. eger carpacagini düsünüyorsan engeli asabilecek gibiysen ayaga kalk, yok degilsen oturu kal
2° engel olmadan panik fren: ilk önce gaz kes, ön fren, arka fren, debriyaj, bütün bunlari yaparken motosikleti iki bacaginla sIkIca "tut"
enduro ve cross motorlarda yine motosikletin boyutlarina göre ya ayagi kalkman daha iyi olur yada oturu kalman.
yani dogru fren japon/alman olayindan cok motosiklete ve hangi durumda fren yapildigina bakar. üstelik bir kere yarim gün bunlari calismis olmak da pek bir ise yaramaz, sürekli tekrar edilmesi gerekir ...
en son olarak da "bircok arkadasimizi kaybettik ... peki neden?" anketindeki cevaplar bence cok kisitli ve insani ister istemez belli bir yöne itmekte. halbuki kazalarin bir sürü nedeni olabiliyor. mesela izmir'de, anladigim kadariyla bos yolda, kiz arkadasiyla kaza gecirip ne yazik ki yasamini yitiren arkadasimizin haberine bakildiginda "asiri hiz" sonucu cikiyor. ama 2 saat önce yoldaki bir civinin lastigini yarip motosikletin hakimiyetini kritik bir durumda yitirmedigini nereden biliyoruz? veya yolda 15 dakika önce yoldan gecmis olan kamyonun 100gr yag kaybedip onun üstünde kaydigini??? "deneyim" cok önemli, katiliyorum - katilmamak mümkün degil. ancak "deneyim" ile herseyin üstesinden gelmek mümkün degil. düsüp kurtulan "deneyim oldu" deme sansina sahip (eger kaza nedenin nerede oldugunu anlayacak kadar bilgi ve zekaya sahip ise), kurtulmayana ise ....
-
son günlerde en cok konuşulan konulardan birisi. öncelikle BOY' a teşekkürler bu başlığı açtığı icin. kazaların pek cok sebebi war ama bence de en büyük sebep DENEYİMSİZLİK.tabi ki diğer sebeplerde önemli ama deneyimsizlik kendi basına ayrı bi sorun. daha motorun ne olduğunu bilmeden birbirleriyle yarışıyorlar, kendi caplarında sacma sapan hareket yapıyolar tabi bunun sonunda kaza kacınılmaz oluyor. cok gördüm bi kaç defa kullandıktan sonra yarışırken kaza yapanları.bitkisel hataya girip cıktılar ama Allaha sükür hicbiri ölmedi. ztn bende deneyimsizliğim yüzünden kaza yaptım hep. deneyimsiz sürücü hepsinden farklı oluyo viraja girerken olsun, yolda giderken olsun, vites değiştirirken olsun, her sekilde kendisini belli ediyo. bence sürücüler en basta deneyim kazanmalı ztn deneyimli sürücü kacınılmaz olursa kaza yapar yoksa kolay kolay kaza yapmaz. benim düsüncelerim bana katılmaynlarda olursa saygı duyarım....
-
çok uzun zamandır motor kullanmıyorum 3-4 ay kadar bir süre oldu. Ama motorumu almadan önce 1,5 sene bu işi araştırdım. Daha motorum yokken bile viraj tekniklerini okuyordum. Demek istediğim bilinçli ve kendini eğiterek motora binmek. Tabiki dış etkenlerden kaynaklanan kazalara diyecek bi şey yok.
Sanırım biraz mütavazi olmakda yarar var. Bilmemek ve deneyimsiz olmak ayıp deil. Herşey zamanla ve tecrübeyle oluşur diye düşünüyorum. Önemli olan bu süreç içinde çok dikkatli ve tedbirli davranmak.
Son olarak dikkatimi çeken bi konu var neden ölümle sonuçlanan kazaların çoğu racing motorlarda oluyor. Bence her önüne gelene bu aletleri satmamaları lazım ne biliyim en azından belli bi tecrübe aranıp sınavdan geçirilmeli kişi diye düşünüyorum.
-
Motosiklet ten herşeyin daha fazlasını beklemek bence.....
T Ü R K İ Y E. . . .T Ü R K L E R İ N D İ R
N E ... M U T L U... T Ü R K Ü M... D İ Y E N E
-
bence ilk başta dikkatsizlik geliyor...dikkatsizlik seçeneginide bence eklemelisin....
-
Dış etkenler de çok önemli..!
Arkadaşlar yazdıklarınıza katılmamak elde değil. Ancak tüm yazılanlar dışında bence unuttuğumuz bişey var: inanılmaz bir Kültür eksikliği... Cehalet, Türkiye'nin iliğine işlemiş bir tümör gibi... Ne insanların birbirine saygısı var ne de insan sevgisi kalmış. Herkes cahilce bir hırsın ve kibirin peşine takılmış. Para, Türkiye'de ne sevginin ne saygının ne de kültürün seceresini bile okutamaz hale getirmiş. Daha iyi, daha hızlı, daha güzel olması için hatta kazanmak için ne gerekiyorsa yapılsın anlayışı benimsenmiş. Şimdi bunca şeyi niye anlattım biliyor musunuz ? Duyduğum onlarca yaşanmış olay ve kendi yaşadığım 2 gün önceki olayın ardından... Siz ne kadar dikkatli olursanız olun kendisini geçtiğiniz için buna sinir olup fırsatını bulunca sizi geçip önünüzde tak diye duran araçlardan mı, yoksa sizi sıkıştırıp belkide bir çok kazadan hatta ölümden yırttığınız anlardan mı ?! Bu ülkede yüzlerce insan kendi hataları dışında ölüyorlar hatta öldürüyorlar. Daha bugün bi araba (daha doğrusu katil ruhlu biri) Kayseri'de 4 çocuğun ölümüne 2 çocuğun yaralanmasına neden oldu. Bi arkadaşım Antalya-Olympos'da bacağı olmayan biriyle tanışmış. Adam bir taksinin bilerek ve isteyerek kendine çarptığını ve bunun sonucunda bacağını kaybettiğini anlatmış. Yine bir siyah mercedes'i geçtiği için ileride kırmızı ışıkta duran motora arkadan çarpıp sonradan "duramadım" diye polise ifade veren ve ölümüne sebep olan onlarca-yüzlerce trajik olay. Benim yaşadığım olaysa resmen alkollü ya da uyuşturucu kullanmış ve mafya ya da aşiret lideri, insan olmayan bir canlının resmen beni öldürmeye yönelik hareketi, tehditler, küfürler. 3 şeritli bir yolda Yavaş gidiyormuşum, 85 kmh'la, sağ ve sol şerit boş, ben ortadayım, 1 km boyunca 30 cm arayla arkamda sadece güneş gibi parlayan ışık o kar ki önümü bile göremiyorum, sadece bir düşünün... Olay sonrası canımı zor kurtardıktan sonra karakola attım kendimi orası da inanılmaz bir facia. Beni şikayetimden vazgeçirmek için her yolu denediler. Yalnız cidden bu ülkenin vatandaşı olduğum için hiç bu kadar utandığımı hatırlamıyorum arkadaşlar. Sadece paylaşmak istedim. Allah bizleri - tüm motorcuları manyak, psikopat, serseri, it, kopuk ve cahil insanlardan korusun. Şansımız bol olsun...
bu arada kültür konusunda özele inersek trafik kültürü konusunda "PATRIOTE" adlı arkadaşımız da kısmen benzer şeyler yazmış, sonradan gördüm kusura bakmayın.
Ankete bakınca dediklerimizin hiç de yabana atılmayacak şekilde doğru olduğu görülüyor. Çünkü Dış Etkenler "Eğitimsizlik" ve "Deneyimsizliğin" ardından gelmekte...
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler