Öncelikle herkese selam. Forumda yeniyim çok tanıyan yoktur diye kısa bir giriş yapıyorum:
Dip Not: Herkesin tecrübesi kendine özgüdür, lütfen yazılanları herkes için geçerli bir kural olarak saymayın. Tamamen, tecrübesiz biri olarak, kendi düşünce ve fikirlerimi paylaşmak için yazıyorum. Lütfen herkes, kendine uygun gördüğü şekilde ve tüm kurallara uyarak ve mutlaka eğitim alarak motor kullanmaya başlasın.
1971 İstanbul doğumluyum... Pardon, çok önceye gittik herhalde
Yeniden başlıyorum:
Daha önce scooter'dan başka hiç bir tecrübesi olmayan (oda tatillerde 1-2 gün, toplamda 20 gün falandır herhalde) bir kişi olarak yıllardır motora heves ettiğim için sonunda aldım. Ne yazıkki bu forumu motoru aldıktan sonra keşfettim ve 125cc ile başla, sonra 250 al, sonra 500 al, sonra 1500 al gibi önerilerden bi haberdim. Bu forumdaki arkadaşlar tarafından genelde başlangıç motoru olarak tavsiye edilmeyen bir 1130cc chopper aldım (almıştım zaten de bugün elime geçti).
İlk işim, tavsiye edilen kurslardan birine yazılmak oldu, benim tercihim BMW'nin kursundan yana oldu, ama Honda'nın kursunun da çok iyi olduğunu duydum. Eminim eğitim veren bir sürü saygın kuruluş daha vardır. Aldığımız kısa teorik eğitim sonrası, 1.5 gün tamamen pratike yönelikti. Önce scooter ile dönüş vs çalıştıktan sonra, ertesi gün 150cc'lik bir motor ve en son olarakta çok kısa bir süre ile 650cc'lik bir motor üzerinde çalışma yaptık. Eğitim sürekli motor üzerinde olduğu için bayağı pratik kazandık (tabi kapalı alanda, 0 tehlike ile). Motorlar ile haşır neşir olduk, düşenlerimiz, motoru düşürenler oldu, hepsi de bir tecrübe oldu bize. Özet olarak 2 günlük eğitimin ÇOK faydasını gördüm.
Hafta sonu süren eğitim sonrası, benim motor bugün (yani 15 Mayıs Salı) günü elime geçti. Ben bir arkadaş ile motoru eve götürürüm daha sonra sabah erken saatlerde de trafikte çalışırım diye düşünüyordum. Ne yazıkki, yanlış olduğunu bilmeme rağmen motoru almaya kendim gittim, yediremedim başkasını çağırmayı kendime - ne demekse. Gayrette'den motoru trafik olmadan alırım hemen (ara yoldan 1km gibi) eve getiririm diye düşünürken, motoru aldığımda saat 18:30 olmuş, trafik kilit bir vaziyetteydi. Ne yapsam diye kara kara düşünürken kendimi Barbaros bulvarından inerken buldum. Anormal bir trafik vardı. Milim milim inerken, ben bir yandan motoru stop ettirmemeye çalışıyor, bir yandan motor kayıp düşmesin diye (292 kilo - benle beraber 392 kilo) düz tutmaya çalışıyor, bir yandan öndeki arabaya çarpmamaya çalışıyor, bir yandanda arkadan ve yandan fırlayan süper İstanbul şoförlerini kolluyor, ve kornaların, kasktan dolayı azalmış fakat yine de rahatsız edici, seslerini duymazdan gelip heyecanlanmamaya çalışıyordum. Yani karar ne kadar doğru siz verin, ben doğru/yanlıştan ziyade olayı yansıtmak istiyorum. Neyse, bir şekilde köprü üzerinden dönerek Beşiktaş yoluna sahile girdim ve ilk benzinciye kadar ilerledim. Genel olarak (motoru 3-5 defa stop ettirmenin dışında) fazla bir problem yaşamadım. Çok trafik olduğu için (özellikle sahilde), ve arabaların sollayacak pek yerleri de olmadığından, yavaş yavaş, dur kalk dur kalk (5000 kere mi, artık kaç kere ise) benzinciye vardım. Bu arada, stresten midir, motor yeni olduğu için midir, bozuk mudur, hepsi mi böyledir bilemiyorum, debriyaj çok sert olduğundan, sol kolum artık debriyajı tutamaz hale geldi. Bir ara sağa çekip elimi dinlendirdim, sonra tekrar devam. Boşa alacak vakit yok vitesi, tam boşa alıyorum, öndeki araba ilerliyor, arkadaki araba dıt'lıyor, hadi bir daha vitese, ilerle, boşa al, alır almaz yine aynı senaryo.
Neyse, uzun lafın kısası benzini aldıktan sonra, Bebek'e doğru ilerledim, ki Ortaköy'den sonra bomboştu yol, ve daha sonra tekrar Ortaköy, tekrar Bebek, tekrar Ortaköy. Baktım kesmiyor, hadi Etiler, sonra geri Ortaköy'e ve artık park ettim. Herhangi bir tehlike atlamadım Allah'a şükür, fakat atlatsaydım %99.9 kaza ile sonuçlanırdı, çünkü tecrübem yok. Bir şey farkettim, insan motordan inmek istemiyor!!! Yani bıraksan gideceğim Bodrum'a filan. N'apçaz bilmiyorum artık... 20km yapıvermişim bile şehir içinde.
Yukarıdaki kısa tecrübemi aktardıktan sonra, yardımcı olmak isteyen tecrübeli arkadaşlardan (özellikle Harley'i olan varsa, debriyaj sorusuna cevap arıyorum) yorumlarını bekliyorum.
1. Debriyaj anormal sert, dur kalk derken sol elim ağrıdı, boşa alacak vakit yok, çünkü milim milim ilerleyen bir trafik vardı. Tabi bu trafik ya düz yol idi yada hafif yokuş aşağı meğilli. Bu debriyaj benim motorda mı serttir, genelde mi öyledir? Yoksa ben stresten mi yoruldum?
2. BMW'nin kursunda F650 ile sürüş yaptık. Motor, rölantide hiç gaz vermeden kalkıyor ve gidiyordu. Kurstaki BMW gibi rölantide gitmedi benim motor, silkeliyor, mutlaka birazcık gazlı gitmek gerekiyor. 1. viteste gaz vermeden (kalkıştan sonra veya kalkış sırasında) gidebiliyor musunuz yoksa gaz vermek gerekiyor mu hafiften? Trafikte, hiç gaz vermeden debriyajı bıraktıktan sonra motor kendi kendine silkelemeden gitse, çok iyi olur gibime geliyor. Benim motorun rölantisi 1200 d/d.
Şimdilik yazacaklarım ve soracaklarım bu kadar. Yorumlarınız bekliyorum. ehehühüehhe ve zurahhahaahua şeklinde yorumlardan ziyade, gerçekten cevap vermek isteyen arkadaşlar yazarsa memnun olurum.
Herkese şimdiden teşekkürler.
S.M.