Başlangıç için hangi motosiklet tercih edilmeli? honda e_bülten
-
Alıntıdır. Honda e_bülten eylül 2006. Başlangıç motoru ile ilgili honda a.ş.nin bakış açısı aşağıdaki gibidir. Fikir verme açısından okunabilir.
Başlangıç için hangi motosiklet tercih edilmeli?
Bir çok kişinin aklındaki ilk sorudur bu, konu motosiklet olunca. Neredeyse herkesin de küçük ürünle başlanması gereğini önceden duymuşluğu vardır. Bu, gerçekten de ezberlendiği için söylenegelen, mantıksız olsa da bir şekilde kabul görmüş bir yaklaşım değildir. Motosikletli yaşantıya küçük ürünlerle başlamak en doğru tercih olacaktır. Birçok mantıklı sebebin en başında, kişinin henüz tecrübe edinmiş olmadığı, yeteneklerini geliştirme fırsatını henüz bulmadığı süreçte, içine düşmesi olağan riskli durumlardan kendisini en az zararla ya da zarar görmeden sadece tecrübe edinerek kurtarma şansı gelmektedir. Küçük, mütevazı motor gücüne sahip, hafif araçlarla kişiler kendi hatalarını ya da başka sebeplerden kaynaklanan olumsuz durumları çok daha rahat tolere etme şansına sahiptir. Oysa başlangıç sürecinde büyük, ağır ve kuvvetli ürünler seçen kişilerde risk daha fazla olduğu gibi aracı istenilen oranda kontrol edememenin verdiği bir yılgınlık durumu da ortaya çıkabilmekte ve sürücü motosikletten daha yolun başında soğuyabilmektedir.
Sorgulanabilecek bir diğer konu ise yeni başlayan kişinin aldığı büyük, ağır, performanslı ve albenili ürünün kapasitesinin ne kadarından yararlanabildiğidir. Şaşılası bir şekilde toplumda yaygın olan kanı, kişinin aldığı ürünün yeteneklerini, kabiliyetini kendi şahsının zimmetine de geçirebildiği kanısıdır. Bir çok kişi profesyonel anlamda sürat ya da dayanıklılık yarışlarında kullanılan araçları daha işin başında edinmekte, ancak bu araçların yeteneklerinden yararlanabilmek yerine ancak bir yerden bir yere ulaşımlarını diken üzerinde gerçekleştiremektedirler. Bu, aracın performans özellikleri göz önüne alındığında kişinin ve çevresindekilerin sağlığını tehdit edebildiği gibi finansal anlamda da altına girilmesi çok da gerekli olmayan bir yükün altına girilmiş olduğu anlamına gelebilmektedir.
Küçük ürünlerle motosiklete başlamanın motosikletli yaşama sağladığı avantajların en önemlilerinden birisi ise süphesiz kişinin küçük ürünler ile yeteneklerini büyük ürünlere oranla çok daha hızlı bir şekilde geliştirebilme fırsatı bulabilmesidir. Edinilen küçük ve sınırlı performansa sahip ürünü kapasitesinin tamamı ile kullanabilmek, bu ürün ile daha fazla gelişilemeyeceği inancına sahip olduktan sonra ürünü büyütmek, kişisel gelişim açısından en doğru strateji olacaktır.
Karar verirken gözönüne alınacak etkenler nelerdir peki? Finansal olanaklar sonuna kadar zorlanılmalı ve en prestijli, sahip olmanın en çok haz vereceği ürün mü, yoksa en büyük keyfi verecek, günlük yaşantınıza en uygun bir şekilde adapte edebileceğiniz bir motosiklet mi? Şüphesiz ki sahip olmanın verdiği haz pratikte en belirleyici unsur olmaktadır. Bu sebepten bir çok kişi motosikletini sık değiştirir durumdadır, çünkü kullanmaya başladıktan sonra sahip olmanın verdiği tatminin öneminin yerini motosikletin size verdiği kullanım keyfi ve pratikliği kazanmaktadır. Sonraki süreçte ise karar aşamasında bu kaygılar daha etkili rol oynamaya başlamaktadır. Göz önünde bulundurulması gereken maddelerin başlıcaları olarak kişinin fiziksel durumuna, kullanım yer ve amacına uygun bir motosikletin seçilmesi ve seçilen ürünün başlangıç için uygun ağırlık, yükseklik ve motor gücü değerlerinde olmasıdır. Bireysel farklılıklar sebebiyle konu ile ilgili rakam vermek çok doğru olmamakla beraber anlatılanların havada kalmaması amacıyla kabaca 250cc motor hacmi, 30hp motor gücü, 150kg ağırlık ve kişinin her iki tabanının da yere tam olarak basmasına izin verebilecek bir sele yüksekliği belirleyici üst sınırlar olarak gösterilebilir.
Boy ve kilosunun ortalamanın üzerinde olmasını bahane ederek büyük motosiklet almaya yanaşan kişiler için ise sele yükseklikleri fazla olan ancak motor hacmi ve ağırlık değerleri kabul edilebilir düzeyde olan küçük enduro ya da kros modelleri iyi bir tercih alternatifi olabilir.
Motosiklet alırken dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise önceki sayılarda detaylarına değindiğimiz doğru oturuş pozisyonunda oturulduğunda, motosiklet üzerinde rahat edilip edilmediğinin kontrolüdür. Motosiklet satın almak, kıyafet satın almaya benzetilebilir. Kişiden kişiye değişen fiziksel özelliklerle birlikte doğru tercih olabilecek ürünler de farklılık gösterebilecek ve herkes için ayrı bir doğru karar sözkonusu olabilecektir. Başlangıç ürünü edinirken dikkat edilmesi gereken, genel hatları ile yukarıda belirtilen özelliklerde, başlangıç için uygun motor hacmi, gücü ve ağırlık özelliklerine sahip ürünler arasından kişinin kendi yapısına en uygun olan, bir ele oturan eldiven gibi kişinin fiziksel özellikleri ile bir bütün oluşturabilecek ürünü seçebilmektir.
Oturuş pozisyonu rahatlığı gibi yukarıda sözü edilen kullanım yer ve amaçları da belirleyici unsur olmalıdır. Örneğin ruhunuza hitap eden araç bir super sport model olabilir, ancak günlük kullanım alanı evden işe ve işten eve şeklindeyse ve bu mesafe de birkaç kilometreyi geçmiyorsa scooter doğru bir tercih olabilir. Sele altındaki geniş eşya taşıma kapasitesi de günlük kullanım açısından kayda değer bir avantajdır. Şehir içinde ama nispeten uzun mesafelerde de kullanılabilecek, ancak trafiğin yoğun olduğu durumlarda da yüksek manevra kabiliyeti ile beklentileri karşılayabilecek modellere örnek olarak ise naked olarak adlandırılan modeller gösterilebilir. Dik oturuş pozisyonuna sahip, hem asfaltta hem de lastik, jant ve süspansiyon sistemi yapıları sayesinde bozuk zeminde kullanıma yönelik olarak enduro modeller ise başka bir alternatif oluşturmaktadır. Ağırlıklı olarak uzun yolda ya da seyahatlerde kullanılacak modeller arasında ise konfor özellikleri yüksek olan, performansları da bu kullanıma olanak sağlayan touring ya da performansın konfora göre daha ön plana çıktığı sport touring modeller tercih edilebilir. Uzun yoldan ziyade kısa mesafeli gezintiler için vücudun geriye doğru bir açı ile araç üzerinde konumlandığı, klasik çizgilere sahip custom ya da chopper olarak adlandırılan sınıf ise bir başka seçenek olarak düşünülebilir. Super sport modeller ise tamamen yarışa ve yüksek performansa yönelik, konforun ikinci planda kaldığı ürünlerdir ve sert süspansiyon yapıları sebebiyle bozuk zeminler için en uygun araçlar değillerdir. Trafiğe çıkma izni olmayan, tamamen off-road kullanımına yönelik şasi, jant, lastik, süspansiyon ve elektrik sistemi ile donatılmış, hafifliğin ön planda olduğu kros modeller ise yol harici sportif kullanım ve dayanıklılık yarışları için tasarlanmış tam ya da yarı profesyonel ürünlerdir. Motosiklet dünyasına ilk adımını atacaklar, motosiklet edinmeden önce kendi kullanımlarının ağırlıklı olarak yukarıdaki durumlardan hangisine daha yakın olduğu üzerine yoğunlaşarak kararlarını şekillendirmelidir.
Reklamlar
-
Japonlar yazmış işte. Olay budur zaten.
Teşekkürler Johnny_rook paylaşımın için.
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler