Herkes neden motosiklet konusunda kötümser?
Reklamlar
-
Merhaba arkadaşlar. Henüz yeni A2 ehliyetini alan ve 1 ay içinde TVS RTR 200 ile aranıza katılacak biriyim. Daha önce bir motosiklet deneyimim olmadı. Ehliyet derslerinden önce de motora oturmuş biri bile değildim. Ehliyet ve motosiklet seçme deneyimim boyunca internet olsun, çevre olsun sürekli olumsuz yorumlar duyuyorum. Örneğin benim X akrabam motorla şöyle bir kaza yaptı, X akrabam motor kazasında öldü, bence alma motor çok tehlikeli vesaire gibi tonlarca yorum aldım ve bu beni de kötü hissettiriyor. Aslına bakarsanız, askerden döneli 2 ay oldu ve döndükten 2-3 gün sonra komutanlarımdan birinin motosiklet kazasında ölüm haberini de aldım. Bu da tuzu biberi olmuştu işin. Ehliyet kursuna kaydolmamış olsaydım ehliyet almaktan vazgeçmeye kadar giderdi muhtemelen. Trafikte araba ile de ekstra dikkatli ve hız yapmayan biriyimdir. Genellikle korumacı davranırım. Ancak motosiklet söz konusu olduğu zaman, sen dikkatli olsan da otomobiller dikkatli olmayabiliyorlar. Sonuç olarak, bu tedirginliği nasıl aşabilirim? Yorumlarınızı bekliyorum.
Reklamlar
-
Düzenli alınan eğitimler ve bol bol sürmeyle o tedirginlik zamanla azalacaktır.
-
Önce heliyeti alıyorsunuz sonra ehliyetim var diy emotor sürmüyorsunuz, kapalı alanda hakimiyet eğitimi ile başlayıp devamındaki eğitimleri de alıyorsunuz. Tabi ekipmanlarınız da tam olacak, öyle kafaya bir tek kask giydim bitti olayı yok.
-
Türkiye deki trafik düzeninden dolayı özellikle kalabalık şehir içlerinde motosiklete binmem riskli. Mutlaka eğitim al, ekipmanın iyi olsun ama bunları en iyi şekilde de yapsan durduk yere bir davarın gelip senin üstüne çıkma ihtimali yüksek. Sadece motosiklet de değil, yaya olarak bisikletle motosikletle, eski model otomobillerle daha fazla risk altındayız. Bu riski azaltmak istiyorsan özellikle şehir içinde motosiklete binme. Arazide bin, uzun yolda bin, pistte bin.
Eğitmenlerin çoğu gece motosiklete binmemeyi tavsiye ediyor, niye ? Kaza riski daha yüksek. Aynı onun gibi şehir içlerinde risk daha fazla.
-
Brand adlı üyeden alıntı
Merhaba arkadaşlar. Henüz yeni A2 ehliyetini alan ve 1 ay içinde TVS RTR 200 ile aranıza katılacak biriyim. Daha önce bir motosiklet deneyimim olmadı. Ehliyet derslerinden önce de motora oturmuş biri bile değildim. Ehliyet ve motosiklet seçme deneyimim boyunca internet olsun, çevre olsun sürekli olumsuz yorumlar duyuyorum. Örneğin benim X akrabam motorla şöyle bir kaza yaptı, X akrabam motor kazasında öldü, bence alma motor çok tehlikeli vesaire gibi tonlarca yorum aldım ve bu beni de kötü hissettiriyor. Aslına bakarsanız, askerden döneli 2 ay oldu ve döndükten 2-3 gün sonra komutanlarımdan birinin motosiklet kazasında ölüm haberini de aldım. Bu da tuzu biberi olmuştu işin. Ehliyet kursuna kaydolmamış olsaydım ehliyet almaktan vazgeçmeye kadar giderdi muhtemelen. Trafikte araba ile de ekstra dikkatli ve hız yapmayan biriyimdir. Genellikle korumacı davranırım. Ancak motosiklet söz konusu olduğu zaman, sen dikkatli olsan da otomobiller dikkatli olmayabiliyorlar. Sonuç olarak, bu tedirginliği nasıl aşabilirim? Yorumlarınızı bekliyorum.
motosiklet sürmek otomobile göre daha tehlikeli istatistikler belli riskler belli 2 teker üstünde hata yapmasan bile başına bir şey gelme ihtimalin çok daha yüksek 4 tekere göre bunlar gerçekler eğer motosiklet sizin için bir tutku değilse bence mantıklı bir araç değil ama öyle bir ülke ki kaldırımda yürürken elektrik çarpıp ölebiliyorsun o yüzden riskleri düşünmek anlamsız
motosiklet konusunda ısrarcıysanız yapılması gereken tek şey eğitim alıp ekipman giyip önlemini alıp kafana ve bileğine hakim olmak
-
Bu ülkede yaşayan bütün 2 teker sürücülerinin (motorlu/motorsuz), az yada çok hissettiği tedirginliği yaşıyorsunuz. Yalnız değilsiniz yani...maalesef ülkemizin gerçekleri bunlar. Henüz trafik kültürünü özümsememiş bir toplumda, ne kullanırsanız kullanın bu riske maruz kalıyorsunuz. Tabii 2 tekerin en önemli dezavantajı, herhangi bir kaza anında tüm vücudunuzun darbelere açık olması. Bunu da asgari seviyede kaliteli ekipmanlarla bertaraf etmeye çalışıyoruz ama tabii bunun da etkisi bir yere kadar.
Tedirginliği aşmak için ne yapılabilir?
Öncelikle yeni bir motosiklet sürücüsü olarak ilk yapılacak şey, kullandığınız makinaya tam hakim olmaya çalışmaktır. Motosiklet sizin bir uzvunuz gibi olmalı, kullanırken ne zaman ne yapacağınızı düşünmemelisiniz. Bunu başarmanın da 3 yolu var;
1. Sürücü kursu eğitimini hiç almamış olduğunuzu varsayarak, mutlaka iyi bir kurumdan kapalı alanda hakimiyet eğitimi almak, (mümkünse İstanbul'a gidin ve Honda Gelişim Merkezi'den eğitim alın). Hatta bu eğitimleri periyodik olarak tekrarlayın. Bu size müthiş bir özgüven sağlayacak.
2. Kendi motosikletinizle mümkün olduğunca sık vakit geçirmek. Ana yola çıkıp dümdüz gitmekten bahsetmiyorum, mümkün olduğunca düşük hızda ve dar alanda kullanmaya alışın. Bu size inanılmaz tecrübe kazandıracak.
3. Bu kazanımlarınızı kaliteli içerikte videolar, kitaplar ve motosiklet eğitimi konusunda yazılan makaleleri okuyarak geliştirin.
Bütün bunlar yapıldıktan sonra, kendinize olan güveniniz ve 2 teker korkunuz azalacaktır. Bundan sonrası artık sizin kişisel karakterinize ve motorlu araç kullanma sitilinize kalıyor. Başlarda daha defansif kalarak, kendinizi güvende hissettiğiniz hızlarda ve tarzda sürüşler yapın. Zamanla çok daha iyi sürdüğünüzü fark edeceksiniz. Etrafta söylenenlere, verilen örneklere, sizi vazgeçirmeye yönelik telkinlere kulak tıkayın. Yoksa bu söylemler sizin tedirginliğinizi iyice arttırır. Bu da sürüş kabiliyetinizi olumsuz etkiler.
Burada bence asıl problem, sürücünün "ben artık oldum" demesinden sonra başlıyor. Başta tedirginliğin de verdiği defansif sürüş, yerini çok daha hızlı ve riskli sürüşlere bırakıyor. Özellikle etrafınızda sizi gaza getirecek arkadaşlarınız varsa işiniz daha zor. Kaç basıyor abii, hadi gazlayalım abii, hadi çevre yoluna çıkalım abii, vs. Ben bisiklette de grup sürüşlerini sevmezdim, motosiklette de sevmiyorum. Başlarda bu tür grup sürüşlerini hiç önermem. Mutlaka bir arıza çıkar.
Kısaca, öncelikle kendinizi ve motosikletinizi tanıyın. Gerisi gelecektir...
-
Punctum adlı üyeden alıntı
Bu ülkede yaşayan bütün 2 teker sürücülerinin (motorlu/motorsuz), az yada çok hissettiği tedirginliği yaşıyorsunuz. Yalnız değilsiniz yani...maalesef ülkemizin gerçekleri bunlar. Henüz trafik kültürünü özümsememiş bir toplumda, ne kullanırsanız kullanın bu riske maruz kalıyorsunuz. Tabii 2 tekerin en önemli dezavantajı, herhangi bir kaza anında tüm vücudunuzun darbelere açık olması. Bunu da asgari seviyede kaliteli ekipmanlarla bertaraf etmeye çalışıyoruz ama tabii bunun da etkisi bir yere kadar.
Tedirginliği aşmak için ne yapılabilir?
Öncelikle yeni bir motosiklet sürücüsü olarak ilk yapılacak şey, kullandığınız makinaya tam hakim olmaya çalışmaktır. Motosiklet sizin bir uzvunuz gibi olmalı, kullanırken ne zaman ne yapacağınızı düşünmemelisiniz. Bunu başarmanın da 3 yolu var;
1. Sürücü kursu eğitimini hiç almamış olduğunuzu varsayarak, mutlaka iyi bir kurumdan kapalı alanda hakimiyet eğitimi almak, (mümkünse İstanbul'a gidin ve Honda Gelişim Merkezi'den eğitim alın). Hatta bu eğitimleri periyodik olarak tekrarlayın. Bu size müthiş bir özgüven sağlayacak.
2. Kendi motosikletinizle mümkün olduğunca sık vakit geçirmek. Ana yola çıkıp dümdüz gitmekten bahsetmiyorum, mümkün olduğunca düşük hızda ve dar alanda kullanmaya alışın. Bu size inanılmaz tecrübe kazandıracak.
3. Bu kazanımlarınızı kaliteli içerikte videolar, kitaplar ve motosiklet eğitimi konusunda yazılan makaleleri okuyarak geliştirin.
Bütün bunlar yapıldıktan sonra, kendinize olan güveniniz ve 2 teker korkunuz azalacaktır. Bundan sonrası artık sizin kişisel karakterinize ve motorlu araç kullanma sitilinize kalıyor. Başlarda daha defansif kalarak, kendinizi güvende hissettiğiniz hızlarda ve tarzda sürüşler yapın. Zamanla çok daha iyi sürdüğünüzü fark edeceksiniz. Etrafta söylenenlere, verilen örneklere, sizi vazgeçirmeye yönelik telkinlere kulak tıkayın. Yoksa bu söylemler sizin tedirginliğinizi iyice arttırır.
Burada bence asıl problem, sürücünün "ben artık oldum" demesinden sonra başlıyor. Başta tedirginliğin de verdiği defansif sürüş, yerini çok daha hızlı ve riskli sürüşlere bırakıyor. Özellikle etrafınızda sizi gaza getirecek arkadaşlarınız varsa işiniz daha zor. Kaç basıyor abii, hadi gazlayalım abii, hadi çevre yoluna çıkalım abii, vs. Ben bisiklette de grup sürüşlerini sevmezdim, motosiklette de sevmiyorum. Başlarda bu tür grup sürüşlerini hiç önermem. Mutlaka bir arıza çıkar.
Kısaca, öncelikle kendinizi ve motosikletinizi tanıyın. Gerisi gelecektir...
motosiklet sürmeye başladıktan 6 ay sonra ben artık oldum havalarına girmiştim defansif sürüşü bırakmıştım hiç korkmadan aralara giriyordum sonra birgün sağ şeridi boş gördüm aynama baktım gaz açarak sağ şeride girdim önümdeki kamyon da aynanda benim yaptığımı yaptı sonra refleks olarak frenle beraber kamyonla kaldırım arasındaki boşluğa girdim bi kaldırıma bi kamyona çarptım ama düşmedim o gün bugündür nereye gireceğimi nerede gaz açacağımı zor yoldan öğrendim :D
-
sampsonte adlı üyeden alıntı
motosiklet sürmeye başladıktan 6 ay sonra ben artık oldum havalarına girmiştim defansif sürüşü bırakmıştım hiç korkmadan aralara giriyordum sonra birgün sağ şeridi boş gördüm aynama baktım gaz açarak sağ şeride girdim önümdeki kamyon da aynanda benim yaptığımı yaptı sonra refleks olarak frenle beraber kamyonla kaldırım arasındaki boşluğa girdim bi kaldırıma bi kamyona çarptım ama düşmedim o gün bugündür nereye gireceğimi nerede gaz açacağımı zor yoldan öğrendim :D
Evet, genelde zor yolu tercih ediyoruz Geçmiş olsun...
-
Çünkü elalem g.t. Sigara içer, topraksız elektrik tesisatı çeker, yiyeceklere her türlü zararlı katkı koyar motosiklet şeytan işi diye ortada gezer. Evet tehlikelidir. Korumasız kaza sırasında direk darbeye maruzdur.
-
19 Aralık 2024, 19:06
#10
Evet,motosiklet kullanmak bilhassa büyük kentlerde kullanmak, sehirlerimizin yollari ve bina yapim sekil ve bunlara uyularak yapilan trafik düzenlemesi kamu tasitlarinin her bölgede yeteri kadar ihtiyaci zor karsilamasi halkimizi alternatif ulasim araclari tedarik ederek isine gücüne ulasmanin carelerini ararken kimi araba,kii motosiklet,kimi marti türü kisa zamanli kiralik arclari kullanmaya yönlendirildiginden dolayi ülkemizde gelismis büyük sehirlerde trafigin kaos haline gelmesi kacinilmaz bir hale geldigi hepimizin görüp bildigi bir sorun olmustur,buna birde Halkimizin ve acelecilik,zamanlama ,sabirsizlik mefhumlarindan dolayi trafik icinden ciklimaz hale gelmis bulunuyor,yoksa düzgün ve uyumlu bir trafik düzenimiz,sehir ve sehircilik yapilasmamiz en az eski dogu avrupa ülkeleri ,yunanistan,balkan ülkeleri gibi olsa ne motor kullanmak, ne bisiklet kullanmak,ne araba kullanmak tedirginlik seviyelerine gelmez ve halkimiz ne motor kullanamanin,ne bisiklet kullanmanin tehlikeli oldugu kanisi ve düsüncesinde olmazlardi.
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)