Allah herkese iyi insanlarla karşılaşmayı nasip etsin

[haluk23]

Arkadaşlar merhaba.

Allah karşımıza hep iyi insanlar çıkarsın.



5 Ağustos 2024 Pazartesi günü yaşadıklarımı aynı gün kaleme almaya başlamış olsam da yazıyı bitirip sizlerle paylaşmak ancak bugün yani 19 Eylül’e nasip oldu.



Bugün Yamaha Crypton S cub motosikletimle yolda kaldım.


Ne zaman yolda kalan bir motorcu görsem durup bir şey yapıp yapamayacağımı sormuş ve de elimden bir şey geliyorsa yapmaya çalışmışımdır.


Benim başıma gelince anladım ki gerçekten çok önemliymiş.


Temmuz ortalarında bir gün Crypton S motoruma şehiriçinde 60 km kadar bindikten sonra tam sitemizin önünde motorda bir gariplik olduğunu farkettim ve de kontrol ettiğimde de arka lastiğinin oldukça indiğini gördüm.


Muhtemelen 20 metre kadar da inik şekilde gelmiştim hatta.


Neyse ki lastiklerde FormulaX patlamaya karşı dirençli jel sıkılıydı. Evin önünde hemen lastiği şişirdim ve motoru garaja çektim.


Bugün yani 5 Ağustos’ta da motora binmeden önce arka lastiğin havasını kontrol ettim. Geçen iki haftada lastik havasında bir azalma falan olmamıştı.


Neyse, ilk olarak Gölbaşı'nda bir işim vardı. Yaklaşık 30 km yol yapıp motoru park ettim ve 1 saat kadar sonra motorun yanına geldiğimde arka lastiğinin inik olduğunu gördüm.


Motoru 2 km kadar itekleyerek bir lastikçiye kadar götürdüm ve lastiğe hava bastırıp motora binerek yaklaşık 3 kilometre ötedeki Gölbaşı sanayi öncesindeki benzinlikte arka lastiğin havasını tekrar kontrol edip eksilen kısmı tamamladım. Sonra Gölbaşı'ndan Kepekli inişe doğru Shell'de tekrar hava bastım. Ondan sonra Aşti kavşağından Eskişehir yoluna döndüm ve Söğütözü Shell'de tekrar hava bastım. Bunların hepsi önlem amaçlı hava basmalardı ve her seferinde lastik daha da fazla inmiş oluyordu. Daha sonra Eskişehir yolunda 70 80 km hızlarda ilerlerken Beytepe kavşağında motor yalpalamaya başladı. Hemen ağırlığımı öne verip 10-15 metre sonra durdum. Lastik bu kez tamamen inmişti. Muhtemelen sibop kesmişti iç lastikli arka tekerlek. Neyse motoru 10 dakika kadar itekledim. Bu arada saat akşam 5 civarındaydı. Sonra yanımdan bir PCX geçti ve az ileride durdu. Adının Furkan olduğunu öğrendiğim gençten bir arkadaş “Abi hayırdır, problem nedir?” diye sordu. Ben de lastiğin inmiş olduğunu söyledim ve benzinliğe kadar gitsem bile muhtemelen sibop kesmiş olduğu için çok fazla ümidimin kalmadığından bahsettim. “Abi bende pompa var dedi ve Pcx’in sele altından bir bisiklet pompası çıkarttı. Hemen hava bastım (ve hatta Furkan da beni yaşlı-yorgun görmüş olsa gerek, pompayı alıp hava basmaya kendisi devam etmek istedi �� ). Birkaç dakikada lastik tekrardan şişti. “Abi pompa sende kalsın istersen” dedi. Kendisinin kurye olduğunu ve benim adresimi öğrendikten sonra evimin bölgesine de geldiğini ve ertesi gün benim evime uğrayıp pompayı alabileceğini söyledi. Kendisine teşekkür ettim ve de o günün anısına bir de fotoğrafını çektim.




Karşılıklı numaralarımızı aldık ve de kendisini uğurladım. Ancak motora binmemle daha bir 20 metre gitmeden inmem bir oldu zira lastik tekrardan inip jantta oturmuştu bile. Baktım tek seçenek motoru Şaşmazda Ustamın dükkanına, yani 5 km kadar daha iteklemek, ben de karşıdan gelen akşam güneşinde iteklemeye devam ettim. Şaşmaz kavşağına bir 100 metre falan kalmıştı ve bir tane Fiat Ducato durdu 50 metre kadar önümde ve sonra geri geri gelip önümde durdu. 35 yaşlarında, isminin Macit olduğunu öğrendiğim bir arkadaş indi ve beni+motorumu istediğim bir yere bırakabileceğini söyledi. Motoru birlikte kaldırdık ve kapalı kasa Ducatonun arkasına attık. Ben de arkaya bindim ve motoru yan sehpaya alıp bir elimle de tuttum. Bir taraftan da Macite şoför mahallinin arkasındaki küçük camdan yolu tarif ettim. Neyse, Ustamın dükkanına kadar gittik ama dükkân kapalı, kepenkler inmişti.



Ustaya telefon ettim hemen ama telefon açılmayınca kendisinin muhtemelen tatile çıkmış olacağını düşündüm. Bu arada beni o halde bırakmamak adına Macit beni bir lastikçiye kadar da götürebileceğini söyledi ve tekrardan Ducato’nun arkasındaki motorumun yanına çıktım. Bir yandan internetten lastikçi buluyor, peşinden de onlara telefon ediyordu Macit. En az 5-6 yeri aradı belki ama sonuncusu hariç telefonlara yanıt vermediler. Biz bu arada yola çıktık. Sonunda bir yer telefonunu açtı ve Macit panelvanın arka tarafı ile ön kısmını birbirinden ayıran sürgülü küçük camdan telefonunu bana uzattı ve ben de telefonda durumu anlatıp Cub motor için iç lastik olup olmadığını sordum. Yanıt olumlu olunca da Sincan Plevne Mahallesi'ndeki Olgun Oto’ya gittik. Temizinden 20 kilometre yol yapmışızdır o gün. Oranın sahibi Kemal kapıya çıktı ve 3 kişi birlikte motoru indirdik.


Doğru adrese gelmiş olduğumuzu gördükten sonra Macit ayrılmak için izin istedi. Kendisine çok teşekkür ettim ve de yapmış olduğu yardımın karşılığında para teklif ettim. Macit teklifimi reddetti ve para almayacağını, bu işi bir karşılık beklemeden yaptığını söyledi. Sonra telefonlarımızı aldık verdik. Kendisine çok teşekkür ettim. Birkaç fotoğraf çekildik ve kendisini uğurladım. Bu vesileyle kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum. Allah razı olsun.





Motorun iç lastiğini değiştireceğimiz sırada hazır arka lastiği sökmüşken sibobu değiştirip motosikletimi tubeless yapabilir miyiz diye sordum Kemal’e ve de olumlu yanıt verdi. Bu işlemi yaptırdıktan sonra aynısını sağlam olan ön lastiğe de yaptırdım.








Oradan çıkıp eve giderken birkaç saat önce pompasını bana bırakmış olan PCX’li Furkanı aradım ve bulunduğu yere gelip pompasını verebileceğini söyledim. Yaklaşık 20 dk sonra da emaneti teslim ettim.





Furkan’a da tekrardan teşekkür ederim.


Bu maceram 4 saat civarı sürdü.


Bu vesileyle pırıl pırıl 2 insanla tanışmış oldum.


Konuşurken her ikisine de memleketlerini sordum.


Furkan Ardahan Göle’liymiş.


Tesadüfe bakın ki Macit de Ardahan Posof’luymuş.


Birisi 2019, diğeri de 2022 yılındaki motosiklet turlarımda 2 kez gittiğim Ardahan’a bir sonraki gidişimde bu kez Göle ve Posof’a da gideceğim inşallah.


Allah herkese iyi insanlarla karşılaşmayı nasip etsin.


Herkese selamlar.

[tommygun]

O kadar kötü bir zamanda, o kadar kötü bir dünyada yaşıyoruz ki dünya hala kendi ekseninde dönüyorsa Furkan gibi Macit gibi iyi insanların yüzü suyu hürmetine dönüyor. Allah ikisinden de razı olsun.

[Nikkfurie]

Geçmiş olsun , Decathlon'dan aldığım 15 cm lik bisiklet pompasıyla şehir dışı kaç kişinin lastiğini şişirip yola devam etmesini sağladım unuttum , ha birkere de sağolsun Espresso köfte turunda gittiğimiz yerdeki benzincilerin hiçbirinde hava saati çalışmayınca benim lastiğimi şarjlı cihazı ile tam şişirip virajlarda keyifle yardırmama vesile olmuştu , yav o gün bir kadınla çarpışmıştım eksik lastik havasıyla gitsem belki düşmüştüm , hakkatten Allah iyi insanlarla yanyana getirsin..

[yaşlıveacemi]

Hocam darılma!

Yaradan önce bize, sonra sana akıl versin patlayan lastiğe her seferinde daha fazla olmak üzere on sefer hava basıp Ankara'yı dolaşmışsın.

Yolda kalınca da o yardım etti, bu yardım etti. Senin ihmalkârlığının ceremesini iyi niyetli başkaları çekmiş.

Kaç sefer daha hava basmayı düşünüyordun?

Halbuki ilk yapman doğruca lastikçiye gidip lastiğini tamir ettirmekti.

[Guven]

Dört saat süren, sağlam bir macera yaşamışsın Haluk'çum.
İyi insanlarla karşılaşman ve sonunun iyi bitmesi hikayedeki güzellikler.

Zamanında ben de Wave'de benzer bir duruma düşmüştüm.
Lastiklerini tubeless yaptırman isabet olmuş.

[haluk23]

Haklısın valla İsmet Abicim.


Ama önceki mesajıma eklemeyi unuttuğum bir detayı buraya ekleyeyim hemen. :


10 yıldır sahibi olduğum diğer Cub motorum Honda Wave'in de lastiklerinde iç lastik + formulax vardı ve de onları bu olayın yaşanmasından birkaç hafta önce yetkili servis Tansoy Hondada tubeless'a çevirtmiştim.


Aynı işlemi Crypton motoruma da yaptırayım diye de düşünüyordum ve de internetten tekrardan sibop siparişi vermek üzereydim hatta.


Demek ki lastiklerde Formulax jel olduğu için ölümsüzlüğe eriştiğimi ve lastiğe çivi girse bile eve yakın bir yerlere kadar idare edeceğini, o gün emaneten yama yaptıracağıma satın almak üzere olduğum siboplar gelince yakınlarda bulacağım bir lastikçide birkaç gün içinde bu işlemi yaptırabileceğimi düşündüm herhalde.


Ama en son yaklaşık 40 yıl önce bisikletimde yaşadığım sibop kesme ihtimalinin tekrardan gerçekleşeceğini düşünemedim işte.


5. bölümü dört gözle beklemekteyiz

---------- Mesajlar birleştirildi - 21:32 ---------- bir önceki mesaj zamanı 20:56 ----------

Sıtkı Abicim merhaba,


5-6 yıl kadar bir motosiklet sürücüsü Ankarada yanlış hatırlamıyorsam Honda İntegrası ile yolda kalmıştı Bağlıca Teras Evler karşısında ve de ben de o zamanlar Bağlıcada oturuyor olduğumdan motorumla eve dönerken durup kendisine durumun ne olduğunu ve de yardım edip edemeyeceğimi sormuştum. Kendisi bir yandan motoru bir türlü çalıştıramadığını söylerken bir yandan da telefonunu çıkarıp "Tüh yaa, nasıl düşünemedim" deyip "SITKI BAŞKAN"'ı aramıştı gözümün önünde. "Motosiklet camiasında kaç tane Sıtkı Başkan olabilir ki" dedim ve de bir eliyle motorunun sağını solunu kurcalamakta olan o arkadaştan telefonu alıp “Sıtkı Başkan”’ın Antakyalı Sıtkı Abi olma ihtimalini değerlendirerek telefonun ucundaki kişinin Sen olduğuna ağzım kulaklarımda şahit olmuştum.

Bize o durumda yapılabilecek işlemleri sıralamıştın. Ve dakika 1 gol 1 olacak şekilde ilk söylediğini yapmıştık ve ve de motor tek seferde çalışmıştı.


Dünya gerçekten de çok da büyük değil demiştim o gün.

Antakya’ya gelip seninle tanıştıktan birkaç yıl sonra olmuştu bu olay.

Galiba sağlık sorunları yaşıyordu O arkadaşın.

Ve de keyifsiz bir süreç vardı önünde.

Haydi bir de senden dinleyelim o günü ve sonrasını …

[tommygun]

Ben Sıtkı Abi'nin muhabbetini tattım, şanslıyım. Bir de sodurlu88 var, o muhabbetin yanında bir de künefeyi tatmış, o daha şanslı.

[haluk23]

Ben Sıtkı Abi'nin muhabbetini tattım, şanslıyım. Bir de sodurlu88 var, o muhabbetin yanında bir de künefeyi tatmış, o daha şanslı.

Görüyor ve de arttırıyorum.


Hepsi efsane muhabbet eşliğinde olmak üzere...


Sıtkı Abi emekli olmadan önceki işyerinde birlikte tepsi kebabı bile yemişliğim var.


Akşam Harbiyede Hamok üyeleriyle tanıştım ve de biz onlarla sohbet ederken Sıtkı abinin bizzat kendi elleriyle havalarda evirip çevirip taklalar attırdığı künefesini de bir arkadaşının davudi gürlemesiyle çalışan 1700'lük Vmax'inin sesi eşliğinde gömdük.


Hatta kendisinin bizzat paketlediği kimyon ve karabiberlerden alıp Ankaraya getirdim ve de ailecek afiyetle onları da tükettik.


Sıtkı Abi daha sonraki dönemde tahminimce bir 15+ kg vermiş olduğu ve muhtemelen yeme-içmeyle arasına bir miktar mesafe koymuş olduğu için sonraki Antakya ve Ankara görüşmelerimiz yeme-içme ekseninde değildi ama sohbet muhabbet her zaman kaldığımız yerden devam ediyor işte.



Ankaraya yolun düşerse her zaman beklerim Tommy.

[F54]

bu yıl gürcistan gezisine giderken göle den geçiyoruz demiratlı yörük osman dedi ki interecomdan kanki bu göle varya tr en sovuk yeri seçildi vs muhabbet ede ede gidiyoruz vs derken ardahan merkeze geldik yolda da ara ara 61 plaka mavi bir dacia ile birbirimizi solladık vs adam ardahan da ışıklarda yanımıza yanaştı ve dedi ki kardeş gelin bir çay içelim ok dedik takip ettik il gençlik ve spor müdürlüğüne geldik neyse yukarı çıktık vs adam il müdürü çıktı çay kahve vs derken uzun uzun sohbet kahvaltıyı yeni yaptığımız için yemek teklifini geri çevirdik
o gece müsafir etmek istedi biz yolumuz uzun dedik ve düştük yollara
memleketin her yerinde çok güzel insanlar var
yolda olanlara selam olsun

[Nikkfurie]

bu yıl gürcistan gezisine giderken göle den geçiyoruz demiratlı yörük osman dedi ki interecomdan kanki bu göle varya tr en sovuk yeri seçildi vs muhabbet ede ede gidiyoruz vs derken ardahan merkeze geldik yolda da ara ara 61 plaka mavi bir dacia ile birbirimizi solladık vs adam ardahan da ışıklarda yanımıza yanaştı ve dedi ki kardeş gelin bir çay içelim ok dedik takip ettik il gençlik ve spor müdürlüğüne geldik neyse yukarı çıktık vs adam il müdürü çıktı çay kahve vs derken uzun uzun sohbet kahvaltıyı yeni yaptığımız için yemek teklifini geri çevirdik
o gece müsafir etmek istedi biz yolumuz uzun dedik ve düştük yollara
memleketin her yerinde çok güzel insanlar var
yolda olanlara selam olsun

Yahu banada yemek ısmarlayan çok denk geliyor niyeyse iki gün önce Fethiye den bir arkadaşla Kaş yolundan 1500 mt Gömbe yaylasına çıktık , gecede Kalkan'da bir arkadaşın çalıştığı teknede kalmıştım teknenin içi tam takır kuru bakır aç bilaç yola koyulmuşum , yaylaya çıktık adamlar iki üç kuzu devirmişler yarım kuzuyu biz gömdük :D yanımda da Yunandan aldığım iki litre uzo var da adamlar sofiye benziyor utandık çıkarmaya başta kuru kuru yedik be :(

[Cyan]

... yaylaya çıktık adamlar iki üç kuzu devirmişler yarım kuzuyu biz gömdük :D yanımda da Yunandan aldığım iki litre uzo var da adamlar sofiye benziyor utandık çıkarmaya başta kuru kuru yedik be :(

Puhahah, o da sizin diyetiniz olmuş.

[Guven]

Sıtkı Abicim merhaba,


5-6 yıl kadar bir motosiklet sürücüsü Ankarada yanlış hatırlamıyorsam Honda İntegrası ile yolda kalmıştı Bağlıca Teras Evler karşısında ve de ben de o zamanlar Bağlıcada oturuyor olduğumdan motorumla eve dönerken durup kendisine durumun ne olduğunu ve de yardım edip edemeyeceğimi sormuştum. Kendisi bir yandan motoru bir türlü çalıştıramadığını söylerken bir yandan da telefonunu çıkarıp "Tüh yaa, nasıl düşünemedim" deyip "SITKI BAŞKAN"'ı aramıştı gözümün önünde. "Motosiklet camiasında kaç tane Sıtkı Başkan olabilir ki" dedim ve de bir eliyle motorunun sağını solunu kurcalamakta olan o arkadaştan telefonu alıp “Sıtkı Başkan”’ın Antakyalı Sıtkı Abi olma ihtimalini değerlendirerek telefonun ucundaki kişinin Sen olduğuna ağzım kulaklarımda şahit olmuştum.

Bize o durumda yapılabilecek işlemleri sıralamıştın. Ve dakika 1 gol 1 olacak şekilde ilk söylediğini yapmıştık ve ve de motor tek seferde çalışmıştı.


Dünya gerçekten de çok da büyük değil demiştim o gün.

Antakya’ya gelip seninle tanıştıktan birkaç yıl sonra olmuştu bu olay.

Galiba sağlık sorunları yaşıyordu O arkadaşın.

Ve de keyifsiz bir süreç vardı önünde.

Haydi bir de senden dinleyelim o günü ve sonrasını …

Evet Haluk'çum. Doğru hatırlıyorsun.

Sevgili Atahan Özsipahi çok iyi arkadaşımdı. Aslen Antakya'lıydı. Ama uzun yıllardır Ankara'da yaşamaktaydı.
Dediğin gibi çağımızın berbat hastalığıyla mücadele ediyordu.
Sevgili Atahan 12 Mart 2020 tarihinde bu hastalığa karşı verdiği mücadeleyi maalesef kaybetti.

Zaman zaman bizlere "Dünya küçük" dedirten hoş tesadüflerle karşılaştığımız oluyor. Mevzubahis olay da onlardan biriydi.
Ve fakat en güzeli, motosikleti arızalanmış bir arkadaşı es geçmeyip senin durarak yardımcı olmaya çalışmandı.

Telefonun diğer ucunda senin sesini duyduğumdaki şaşkınlığımı hala hatırlıyorum. Tesadüfün böylesi...

Sevgili Atahan da bu durumdan çok etkilenmişti. Defalarca anlatmıştı.
Nereden nereye...

Ben Sıtkı Abi'nin muhabbetini tattım, şanslıyım. Bir de sodurlu88 var, o muhabbetin yanında bir de künefeyi tatmış, o daha şanslı.

Sevgili Kaan, seninle tanışmak, sohbet etmek benim için de oldukça keyifliydi.
Ben de kendimi şanslı addediyorum.

Umarım bizim cenahta bir miktar düzelme olur, yine eskisi gibi birçok ilde (mesela her yıl Kasım ayında yaptığımız Bolu Yedigöller Kampı gibi) gerçekleştirdiğimiz kamplarımızı yapma şansı yakalarız,

Kamplardaki künefe muhabbeti, arkadaşların etrafımda toplanıp sohbete muhabbete akıyor olmamız inanılmaz güzel bir durum. Çok keyifliydi.

Künefe bahane, sohbet şahane...

Görüyor ve de arttırıyorum.


Hepsi efsane muhabbet eşliğinde olmak üzere...


Sıtkı Abi emekli olmadan önceki işyerinde birlikte tepsi kebabı bile yemişliğim var.


Akşam Harbiyede Hamok üyeleriyle tanıştım ve de biz onlarla sohbet ederken Sıtkı abinin bizzat kendi elleriyle havalarda evirip çevirip taklalar attırdığı künefesini de bir arkadaşının davudi gürlemesiyle çalışan 1700'lük Vmax'inin sesi eşliğinde gömdük.


Hatta kendisinin bizzat paketlediği kimyon ve karabiberlerden alıp Ankaraya getirdim ve de ailecek afiyetle onları da tükettik.


Sıtkı Abi daha sonraki dönemde tahminimce bir 15+ kg vermiş olduğu ve muhtemelen yeme-içmeyle arasına bir miktar mesafe koymuş olduğu için sonraki Antakya ve Ankara görüşmelerimiz yeme-içme ekseninde değildi ama sohbet muhabbet her zaman kaldığımız yerden devam ediyor işte.



Ankaraya yolun düşerse her zaman beklerim Tommy.

Beni zaman tünelinde bir yolculuğa çıkardın Haluk'çum.

Çok güzel günlerdi.
Şimdi hiçbiri yok. Birçok arkadaş yok. Birçok mekan yok. Bizlerde o cevher yok.
Anılarda yaşıyoruz...

Serhan'ın 1700 cc MT 01'i hala duruyor.
Birgün bir kamp dönüşü polis kontrol noktasına girerken memur arkadaşların helikopter geliyor zannederek havaya baktığını bizzat görmüşlüğüm var.

Umudumuz, herşeyin eskisi gibi olması yönünde. Yine eskisi gibi biraraya gelmeyi umutla bekliyoruz.

Seninle son görüşmemiz, 2022 Temmuz gibiydi sanırım.
Norveç turu için Shengen vizesi almaya Ankara'ya gelmiştim ve sen beni otogarda karşılayıp vize merkezine götürmüştün.
Benim gibi Ankara'yı bilmeyen biri için çok kıymetliydi bu yardımın.

O tarihlerde 5 ayda 30 kilo vermiştim ama deprem sonrası o halimden pek eser kalmadı. Hareketsiz yaşama geçtik.
Fakat Serhan arkadaşımızın 1700 cc MT 01'i duruyor.

Geçmiş zaman olur ki, hayâli cihan değer.

Başlıkta da belirttiğin gibi, Allah hepimizi herzaman iyi insanlarla karşılaştırsın...