İstanbul'da Motosiklet Sürmenin Çekilmez Bir Hal Alması
-
Herkese merhabalar. Yaklaşık 8-9 ay önce motosiklete başladım ve aranıza katıldım. İstanbul'da aktif bir şekilde günde 40 km'den fazla motosiklet kullanıyorum. Genel olarak motosiklet sürmekten inanılmaz keyif alıyorum. Hayatımda deneyimlediğim en güzel şeylerden birisi diyebilirim. Ancak artık İstanbul'da bu şekilde hissetmemeye başladım. Bana göre motosiklet bir ulaşım aracından çok keyif aracı. Ancak malum şartlardan dolayı ulaşım aracı olarak da kullanıyorum. İstanbul'da sabah akşam sıkışık trafikte motosiklet sürmek bana artık eziyet gibi gelmeye başladı. Sebebi ise hepinizin bileceği üzere; dibinize dibinize giren araçlar, çoğu zaman araçlardan daha çok darlayan, altına bir xmax alıp motosiklet sürmek hakkında hiçbir bilgisi olmamasına rağmen kendisini "motorcu" olarak lanse edenler, araba gibi gitseniz sıkıştırılmanız, aralardan geçmeye çalışsanız aldığınız risk, motosiklet ile sürekli dur kalk yapmanın iğrenç bir şey olması vs. derken artık gerçekten gına geldi diyebilirim. Yalnız xmax konusu yanlış anlaşılmasın. Xmax sürenler o tarz insanlar demiyorum. Ancak xmax sürüp de o şekilde takılan çok insan var. Hele kuryelerden hiç bahsetmiyorum bile. Artık yol boş olsa bile diğer "motorculardan" korktuğum için sağıma soluma arkama bakmaktan önüme bakıp motorumu süremez hale geldim. Bu konu hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum. Teşekkürler.
Reklamlar
-
ben istanbul'a gezmeye bile gitmem,
nerde çokluk orda bokluk.
-
Konu sadece İstanbul ve/veya sürülen aracın cinsi değil ki!
Ülkede motorlu/motorsuz araç kullananların neredeyse tamamı, aynı kuralsızlığın çarkına su taşıyor. Hiç kimse kusura bakmasın, eminim bu forumun da tamamına yakını trafikte karakter değiştiriyordur. Bizim genlerimizde bir problem var. Yerleşik hayatın temel normlarıyla barışık değiliz. Tarih boyunca doğru düzgün şehir kurmamışız, şehir kurallarıyla tanışmamışız, şehir görgüsünü, şehir etiğini, şehir estetiğini bilmiyoruz. Dolayısı ile şehir (veya şehir dışı) trafik kurallarını da özümseyememişiz. Siz sadece İstanbul mu berbat sanıyorsunuz? Gidin yaz aylarında herhangi bir Ege kasabasına. Bakın bakalım nasıl otomobil veya motosiklet kullanılıyor.
Bunun eğitimle falan da ilgisi yok. En eğitimlisinden en cahiline, aynı karakterin izlerini taşıyoruz. Bir kere saygılı değiliz. Ne kendimize, ne çevremize. Şark kurnazlığı hücrelerimize işlemiş. Bir adım öne geçebilmek için yaptığımız her şeyi kar sayıyoruz. Ahlaklı da değiliz. Görgü kurallarından da bir haberiz. Bakın etrafınıza. Herkes işgal edebildiği her yeri işgal etmiş. Trafikte de aynı işgalci, yayılmacı, hükümran, ekspansiyonist tavrımızdan zerre ödün vermiyoruz. Belki başta bu niyetle çıkılmıyor yollara, ama öyle büyük bir kaosun içindeyiz ki, bir süre sonra kurallara uymak, uymamaktan daha tehlikeli bir hal alıyor. Neyse ki ekstrem örnekler Hindistan, Pakistan gibi ülkelerden bir tık iyiyiz ama bu gidişle onların düzeyine de geliriz.
Bak işte durduk yere keyfim kaçtı yine...
-
holyharmonic adlı üyeden alıntı
Herkese merhabalar. Yaklaşık 8-9 ay önce motosiklete başladım ve aranıza katıldım. İstanbul'da aktif bir şekilde günde 40 km'den fazla motosiklet kullanıyorum. Genel olarak motosiklet sürmekten inanılmaz keyif alıyorum. Hayatımda deneyimlediğim en güzel şeylerden birisi diyebilirim. Ancak artık İstanbul'da bu şekilde hissetmemeye başladım. Bana göre motosiklet bir ulaşım aracından çok keyif aracı. Ancak malum şartlardan dolayı ulaşım aracı olarak da kullanıyorum. İstanbul'da sabah akşam sıkışık trafikte motosiklet sürmek bana artık eziyet gibi gelmeye başladı. Sebebi ise hepinizin bileceği üzere; dibinize dibinize giren araçlar, çoğu zaman araçlardan daha çok darlayan, altına bir xmax alıp motosiklet sürmek hakkında hiçbir bilgisi olmamasına rağmen kendisini "motorcu" olarak lanse edenler, araba gibi gitseniz sıkıştırılmanız, aralardan geçmeye çalışsanız aldığınız risk, motosiklet ile sürekli dur kalk yapmanın iğrenç bir şey olması vs. derken artık gerçekten gına geldi diyebilirim. Yalnız xmax konusu yanlış anlaşılmasın. Xmax sürenler o tarz insanlar demiyorum. Ancak xmax sürüp de o şekilde takılan çok insan var. Hele kuryelerden hiç bahsetmiyorum bile. Artık yol boş olsa bile diğer "motorculardan" korktuğum için sağıma soluma arkama bakmaktan önüme bakıp motorumu süremez hale geldim. Bu konu hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum. Teşekkürler.
Istanbul ayri bir dunya. Bu sehrin sadece motosiklet acisindan degil her acidan butun dinamikleri farkli.
Trafik sorun, pahalilik sorun, demografik yapi sorun, barinma sorun, egitim sorun, eglence sorun vs vs.
Trafik ozelinde ise; araba kullanmak zorun, park etmek sorun, yaya isen ayri sorun, toplu tasima sorun, yollar sorun, magandalar sorun.
Bu kadar sorunlu bi duzenin icinde elbette motosiklet kullanmak apayri bir sorun.
Bu acidan bakip, gereksiz risk almayip herseye ragmen motosiklet kullanmanin keyfini surmek lazim.
-
Punctum hocam kesinlikle çok haklısınız. Yazdıklarınıza tamamen katılmakla beraber aynılarını yazacaktım ama konuyu çok başka yerlere çekmek istemedim. Ağzınıza sağlık. Bahsettiğiniz durumlar için yapacak hiçbir şey olmaması da çok üzücü.
-
yazın bir miktarımız elenecek.
kaç tane iş bilmez, ehliyetsiz sahaya çıkacak biliyor musunuz? anlamsız yarışlar olacak.
-
nicknamer adlı üyeden alıntı
yazın bir miktarımız elenecek.
kaç tane iş bilmez, ehliyetsiz sahaya çıkacak biliyor musunuz? anlamsız yarışlar olacak.
Kesinlikle. Özellikle yaz aylarının yaklaşması beni korkutuyor. Bahsettiğim bu güruhun arasında maalesef bizler de zarar göreceğiz.
-
8-9 ay çok kısa bir süre, 10000 km bile yapmamış olduğunuzu tahmin ediyorum. Sürüş tecrübeniz arttıkça motosikletin esas tam İstanbul trafiği için biçilmiş kaftan olduğunu anlayacaksınız.
-
İstanbul trafiğinde motosiklet kullanmak özellikle avrupa yakası E5'i kullanıyorsanız Mordor'da Ork'lar arasında dolanmak gibi. Ama aynı trafikte araba kullanmak çok daha eziyet, yıllarca başından sonuna metrobüsle de işe gidip geldim o daha da büyük eziyet.
Beylikdüzü - Kadıköy arası sırf E5 kullanmayayım kafam rahat olsun diye kaç kere yolumu 30-40km uzatıp TEM ve ikinci köprüden geçmiştim.
Şimdi istanbuldan taşındım, trakyada bir ilçedeyim ama burada araba trafiği çok yok bu sefer de vızır vızır bisiklet kullanır gibi her yerden çıkan çoğu 50cc motorlar var, baktım ben ekipmanlarımı giyene kadar 20 dakika geçiyor o kadar sürede çarşı içine yürürüm gelirim deyip yürüyorum, motoru ayda bir falan köy yollarından köfte turlarına gitmek için kullanıyorum. istanbul'dan kurtulunca bu sefer başta tür trafik sorunu çıkıyor insanın karşısına.
Tabi bir süre trafiğe alışınca aynaları da kontrol edip sürekli 360 derece çevreyi kollamak otomatikleşiyor, kimin ne yapacağını tahmin eder hale geliyorsunuz o zaman istanbul trafiği karmaşasında bile trafikte araba kullanmaktan iyidir denebiliyor. Beylikdüzü - Kadıköy arası 1 saatte gidebilmek başka türlü mümkün değil.
-
2005 den bari diyorum ki. Çok bağlayıcı bir nedeniniz yoksa yerleşin Anadolu şehrine. Memleketine dön kardeşim. Özellikle asgari ücretle çalışan vatandaşım yazık etme kendine. Hergün çalıntı haberinin olduğu bir şehirde nasıl güvenle başını yastığa koyacaksın.
Araba zaten çile, e tabi artan nüfusla motosiklet bile çekilmez bir hal alıyor. Trafikte farkedilmeye çalışmakta cabası. Kelle koltukta her saniye.
Allah yardımcınız olsun.
-
espresso adlı üyeden alıntı
İstanbul trafiğinde motosiklet kullanmak özellikle avrupa yakası E5'i kullanıyorsanız Mordor'da Ork'lar arasında dolanmak gibi. Ama aynı trafikte araba kullanmak çok daha eziyet, yıllarca başından sonuna metrobüsle de işe gidip geldim o daha da büyük eziyet.
Beylikdüzü - Kadıköy arası sırf E5 kullanmayayım kafam rahat olsun diye kaç kere yolumu 30-40km uzatıp TEM ve ikinci köprüden geçmiştim.
Şimdi istanbuldan taşındım, trakyada bir ilçedeyim ama burada araba trafiği çok yok bu sefer de vızır vızır bisiklet kullanır gibi her yerden çıkan çoğu 50cc motorlar var, baktım ben ekipmanlarımı giyene kadar 20 dakika geçiyor o kadar sürede çarşı içine yürürüm gelirim deyip yürüyorum, motoru ayda bir falan köy yollarından köfte turlarına gitmek için kullanıyorum. istanbul'dan kurtulunca bu sefer başta tür trafik sorunu çıkıyor insanın karşısına.
Tabi bir süre trafiğe alışınca aynaları da kontrol edip sürekli 360 derece çevreyi kollamak otomatikleşiyor, kimin ne yapacağını tahmin eder hale geliyorsunuz o zaman istanbul trafiği karmaşasında bile trafikte araba kullanmaktan iyidir denebiliyor. Beylikdüzü - Kadıköy arası 1 saatte gidebilmek başka türlü mümkün değil.
"Kıymetlimisss"
Hele o elektrikliler yok mu? Ses falanda yok, arkandan gelir zart diye kornaya basar. "Ananı..." Ne küfür ediyon lan. Korktum da söyledim dayı. Var git yoluna" böyle, böyle işler. Yani oralarda pek rahat değil. Zihniyet değişik bizim.
---------- Mesajlar birleştirildi - 08:26 ---------- bir önceki mesaj zamanı 08:22 ----------
ramcixx adlı üyeden alıntı
2005 den bari diyorum ki. Çok bağlayıcı bir nedeniniz yoksa yerleşin Anadolu şehrine. Memleketine dön kardeşim. Özellikle asgari ücretle çalışan vatandaşım yazık etme kendine. Hergün çalıntı haberinin olduğu bir şehirde nasıl güvenle başını yastığa koyacaksın.
Araba zaten çile, e tabi artan nüfusla motosiklet bile çekilmez bir hal alıyor. Trafikte farkedilmeye çalışmakta cabası. Kelle koltukta her saniye.
Allah yardımcınız olsun.
Ben İstanbul'luyum. Anadolu'da ki ışıklarda canım sıkılıyor benim. Lan bi ışık kaç dakka yanar. Bide ha şurası dediği yer 40-50 km falan oluyor.
''Bir adam hangi yolda gidiyorsa, o yol onun kendi seçimidir.'' İp Man
-
sallami adlı üyeden alıntı
"Kıymetlimisss"
Hele o elektrikliler yok mu? Ses falanda yok, arkandan gelir zart diye kornaya basar. "Ananı..." Ne küfür ediyon lan. Korktum da söyledim dayı. Var git yoluna" böyle, böyle işler. Yani oralarda pek rahat değil. Zihniyet değişik bizim.
---------- Mesajlar birleştirildi - 08:26 ---------- bir önceki mesaj zamanı 08:22 ----------
Ben İstanbul'luyum. Anadolu'da ki ışıklarda canım sıkılıyor benim. Lan bi ışık kaç dakka yanar. Bide ha şurası dediği yer 40-50 km falan oluyor.
Bizim buralarda ışklar kırmızı yandı mı en az 80 saniye yanıyor, neyse ki saniye gösteren sayaç koymuşlar da ne kadar bekliycez görüyoruz, insanlar çok sıkılıyor ama ilçenin bir ucundan öteki ucuna 5km zaten, en uzak mesafe arabayla 10 dakika sürüyor, ben istanbul trafiğinden sonra dert etmiyorum, hatta daha çok hız tümseği yapsınlar da gençler yavaş gitsin diyorum. Burada çarşıdan bir şey lazımsa yürüyorum, uzak yere gideceksem arabayla gidiyorum, motorla etrafta vızır vızır dolanan 50cclerin kalabalığından çekindim motor sürmüyorum, benim xmax bile burada kalantor kocaman motor gibi kalıyor zaten. Yaşlı teyzeler, genç kızlar falan bile motor sürüyor aslında motor açısından güzel bir yer ama eğitim yok, en ekipmanlısında kafasında dandik yarım kask var, kaza olup ölen oluyor çok, çoğu da ekipmansızlıktan ve fazla hızlı gitmekten. bunların arasında motor kullanmam. belki sonra elektrikli bir şey alırım şimdilik ona da sıra gelmedi.
-
espresso adlı üyeden alıntı
İstanbul trafiğinde motosiklet kullanmak özellikle avrupa yakası E5'i kullanıyorsanız Mordor'da Ork'lar arasında dolanmak gibi. Ama aynı trafikte araba kullanmak çok daha eziyet, yıllarca başından sonuna metrobüsle de işe gidip geldim o daha da büyük eziyet.
Beylikdüzü - Kadıköy arası sırf E5 kullanmayayım kafam rahat olsun diye kaç kere yolumu 30-40km uzatıp TEM ve ikinci köprüden geçmiştim.
Şimdi istanbuldan taşındım, trakyada bir ilçedeyim ama burada araba trafiği çok yok bu sefer de vızır vızır bisiklet kullanır gibi her yerden çıkan çoğu 50cc motorlar var, baktım ben ekipmanlarımı giyene kadar 20 dakika geçiyor o kadar sürede çarşı içine yürürüm gelirim deyip yürüyorum, motoru ayda bir falan köy yollarından köfte turlarına gitmek için kullanıyorum. istanbul'dan kurtulunca bu sefer başta tür trafik sorunu çıkıyor insanın karşısına.
Tabi bir süre trafiğe alışınca aynaları da kontrol edip sürekli 360 derece çevreyi kollamak otomatikleşiyor, kimin ne yapacağını tahmin eder hale geliyorsunuz o zaman istanbul trafiği karmaşasında bile trafikte araba kullanmaktan iyidir denebiliyor. Beylikdüzü - Kadıköy arası 1 saatte gidebilmek başka türlü mümkün değil.
7 ay oldu bende İstanbul'dan taşınalı. Bu sürede iş sebebi ile 2 defa gelmem gerekti
Ufak şehrin ulaşım ve insan azlığı konforuna alışınca İstanbul daha da bir eziyet oluyor.
-
İstanbul trafiğinde sürmek gerçek bir eziyet ve tehlike. Ben de artık şehir içinde toplu ulaşım kullanıyorum çoğunlukla. Motosikleti sadece haftasonu şehirdışında gezmek için kullanıyorum.
-
motosiklet isanbulda bence 1 numaralı ulaşım aracı eğer keyfi olarak kullanırsanız eziyet gibi gelir
bakış açınızı değiştirin kendinizi üzmeyin
-
Herhangi bir şehir içinde motosiklet sürmek sıkıntı.
şehirlerarası yolları bu yuzden sevıyorum; sakin ve sessiz. Işık yok birşey yok. Aç müziği bas gaza.
-
Denizli'de bir ışık 5 dakika falan yanıyor. Ama Allah'ı var dönel kavşakta iyiler. Bana uzaylı gibi bakıyorlardı. Ben ne anlarım kavşakta yol vermekten. Hep yol kesip alıyordum. Plakayı okuyunca kafa sallıyorlardı.
''Bir adam hangi yolda gidiyorsa, o yol onun kendi seçimidir.'' İp Man
-
holyharmonic adlı üyeden alıntı
İstanbul'da aktif bir şekilde günde 40 km'den fazla motosiklet kullanıyorum.
Güzergâhınız neresi acaba?
-
motorla ilk yazınız olduğu için böyle hissetmeniz normal. ben de kışa doğru motora başlamıştım. soğuk aylarda herkes ulaşım için kullandığı için genelde akıllı uslu adamlar kullanıyor o aylarda (bazı xmaxciler hariç). sonra havalar ısınınca bir anda terlikli mt07'ler çıkıyor piyasaya. daha da kötü olacak yazın ama yine de motor candır. istanbul'da da candır.
-
senin sinirlerin bozulmuş
hafta sonu hava güzel uçmakdere ye gel tepede çay içelim muhabbet edelim
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)